Thread Rating:
  • 6 Vote(s) - 3.17 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
19. yy Osmanlı Devletinde Islahat Hareketleri
#1
   
19. yy Osmanlı Devletinde Islahat Hareketleri

ISLAHAT HAREKETLERİ NELERDİR? (19'UNCU YÜZYIL)

19'uncu yüzyılda Osmanlı Devleti yaşadığı problemlere karşı çözüm yolları aramaya başlamıştır. Devletin bekasını sağlamak için bazı yeniliklerin yapılması gerektiğine karar verilmiştir. Merkezi otoritenin güçlenmesi ve devletin dağılmaktan kurtulup eski gücüne kavuşması için padişah yetkilerine kısıtlamalar getirilmesi anlayışı ortaya çıkmıştır.

Osmanlı Devleti'nin 19'uncu yüzyılda yenilikler yapmak istemesinin sebepleri kısaca şu şekilde özetlenebilir:

1. Devlet otoritesini (merkezi otoriteyi) güçlendirmek,

2. Devletin toprak kayıplarına engel olmak,

3. Azınlıkların Osmanlı Devleti'nden ayrılmasını önlemek,

4. Devletin çağdaşlaşmasını sağlamak,

5. Her alandaki sorunlara çözüm bulmaktır.

Genel olarak 19'uncu yüzyıl ıslahat hareketleri ise:

1. II. Mahmut Dönemi Islahat Hareketleri

a. Sened-i İttifak (1808)

b. Yönetim, idare alanında yapılan ıslahatlar

c. Askeri alanda yapılan ıslahatlar

ç. Ekonomi Alanında yapılan ıslahatlar

d. Eğitim ve Kültür alanında yapılan ıslahatlar

2. Tanzimat Dönemi Islahat Hareketleri

a. Tanzimat Fermanı (03 Kasım 1839)

b. Islahat Fermanı (28 Şubat 1856)

3. Meşrutiyet Dönemi Islahat Hareketleri

a. I. Meşrutiyet ilanı (1876)

b. Kanuni Esasi

c. II. Meşrutiyetin ilanı (1908)

başlıkları altında incelenmektedir.

ıyi bir e itim görmüş olan III. Selim bu barış döneminden faydalanarak, devlet içinde, özellikle askerî alanda, ıslahatlar yapmak istiyordu. Bu maksatla, Nizâm-ı Cedit adı verilen ilk ıslahat hareketiyle, yeni bir ordu kurdu(1793). Yeniçeri Oca ı'nı kaldıramayaca ını bildi inden, öncelikle Nizâm-ı Cedid denilen bu orduyu batılı tarzda düzenleyip, başarısını kanıtlamak gerekliydi. Ancak bundan sonra Yeniçeri Oca ı la vedilebilirdi. Fakat kendileri aleyhine ortaya çıkan gelişmelerden endişe duyan Yeniçeriler, bazı devlet adamlarını da yanlarına çekerek yeniliklere karşı çıktılar ve isyan ettiler. Üstelik bu arada Napolyon Bonapart, bir orduyla Mısır'ı işgale başlamıştı (1798). Osmanlılar, Rusya, ıngiltere ve Sicilya'nın da menfaatlerine dokunan Fransız işgaline karşı harekete geçti. Ehramlar savaşıyla, Mısır'ı ele geçirip, kuzeye yönelen Bonapart, Akka'da Osmanlı savunmasını geçemedi (1799). Kuşatmayı kaldıran Napolyon geri dönerken, yerine bıraktı ı ordu komutanları da ma lûp edildiler. Neticede Fransızlar Mısır'ı terk etmek zorunda kaldı(1801). Fransa'yı barışa zorlayan önemli bir sebeplerden birisi de, Akdeniz'de Rus ve Türk donanmalarının iş birli i yapmaları, ıngiltere'nin Fransız savaş ve ticaret gemilerini taciz etmesiydi. Fransa'nın Akdeniz ve Orta Do u'daki ticarî menfaatlerinin zedelenmesi onları barışa zorlamaktaydı.

1802'de imzalanan anlaşmayla Fransa bölgede yine ticaret yapma güvencesi almış ve kapitülâsyon hakkını elde etmiştir. Bu olayı bahane ederek Akdeniz'e inen Rus donanması, Osmanlı donanmasıyla birlikte Fransa'nın elindeki bazı adaları ele geçirmiş idi. Fakat halk, ebedî düşman olarak gördü ü Rusya ile iş birli i yapılmasına büyük tepki göstermiş ve bunun sonunda III. Selim'e ve ıslahatlarına karşı cephe genişlemişti. Üstelik Napolyon'un, Orta Do u'da Araplara yönelik propagandasının da etkisiyle bölgede bazı isyanlar çıkmıştı. Böylece Bulgaristan ve Sırbistan'da çıkan isyanlara bir de Suriye'de ve Hicaz'da çıkan isyanlar eklenmiş oluyordu. Vehhabiler ayaklanarak, 1803-1804'te Mekke ve Medine'yi ele geçirmişlerdi. Osmanlıların tekrar Fransa ile yakınlaşmaları, ıngiliz ve Rusları harekete geçirmiş ve sonunda Rusya Eflak ve Bo dan'ı işgal etmişti. Bu savaş sürerken Nizâm-ı Cedit'in Rumeli''ye de kaydırılmasından memnun olmayan isyancılar şehzade Mustafa'nın tahrik ve teşvikiyle birleşerek ıkinci Edirne Vak'ası denilen büyük bir ayaklanma başlatmışlardı (1806). Neticede ıstanbul'da patlak veren Kabakçı Mustafa ısyanı III. Selim'in sonunu hazırladı. Saraya giren isyancılar III. Selim'i tahttan indirerek yerine IV. Mustafa'yı tahta geçirdiler (29 Mayıs 1807). Nizâm-ı Cedid la vedildi. Fakat III.Selim'e ba lı olan Ruscuk bayraktarı Mustafa, yenilik taraftarlarıyla birleşerek, karşı darbede bulundu. Amacı III. Selim'i yeniden tahta çıkarmaktı. IV. Mustafa'nın, sabık padişahı öldürttü ünün ö renilmesi üzerine, kardeşi II.Mahmut başa geçirildi (28 Temmuz 1808).

Alemdar Mustafa Paşa sadareti üslenerek, III. Selim'in başlattı ı ıslahatları devam ettirmeye çalıştı. Nizâm-ı Cedit'i, Sekbân-ı Cedit adı ile yeniden canlandırdı. Ancak ulemayı ve yeniçerileri memnun edemeyen Alemdar Mustafa Paşa, 1809'da çıkan bir isyanda öldü.

II.Mahmut ve Islahat Hareketleri;

II. Mahmut devri (1808-1839), hem gerçekleştirilen yenilik hareketleri ile hem de etnik ve siyasî isyanlarıyla Osmanlı Devleti'nin yol ayrımına girdi i bir dönemi ifade eder. II.Mahmut, öncelikle orduyu baştan aşa ı düzenlemek ile işe başladı. Yeniliklere karşı çıkan Yeniçeri Oca ı bir nizamname ile ortadan kaldırıldı. Vak'a-yı Hayriye olarak adlandırılan bu köklü de işiklikle (15-16 Haziran 1826), yeni bir ordu oluşturuldu. Ancak yeniçeriler bu düzenlemeye boyun e meyerek isyan ettiler. Sadrazam'ın sarayını basan yeniçeriler sadrazamın ve ıslahatçıların başlarını istediler. Ancak At Meydanı'nda toplanan yeniçeriler da ıtıldı, ocakları bombalandı. Böylece Avrupa tarzında yeni bir ordunun kurulması yönündeki en büyük engel ortadan kaldırılmış oluyordu. II. Mahmut hükûmet teşkilâtında da de işikliklere giderek kabine ve nezaret (bakanlık) usulünü benimsedi. 1836 yılında Dahiliye ve Hariciye Nazırlıkları kuruldu. Avrupa devletleri ile A.B.D ile ticarî anlaşmalar yapıldı. ıktisadî ve adlî sistemde de işikliklere gidildi. Avrupa tarzında e itim veren rüştiyeler, Harbiye ve Tıbbiye okullarının açılması vb. gibi e itim alanında da ıslahatlar gerçekleştirildi.

Fakat, kimi şeklî, kimi öze yönelik bu yenilikler devletin içinde bulundu u zorlukları aşmasına yetmedi i gibi, Osmanlı co rafyasındaki parçalanma II.Mahmut döneminde daha da hissedilir hale geldi.

Sırp ve Yunan ısyanları; Fransız ıhtilâli'nin getirdi i milliyetçi fikirlerle temellendirilen ancak, daha ziyade arkasında Rusya ve di er Avrupa devletlerinin teşvik ve tahriki olan etnik ve mahallî isyanlar bu dönemde alevlendi. III.Selim zamanında isyan eden Sırplar, 1812 Bükreş Antlaşması ile bazı imtiyazlar almalarına ra men, yeniden ayaklandılar. Yeniçeri Oca ının kaldırıldı ı tarihlerde Sırplarla kısmî bir anlaşmaya varıldı. Ancak 1830'da bir hatt-ı şerif ile Sırbistan'ın Osmanlı hâkimiyetinde bir prenslik olarak varlı ı kabul edildi. Rusya'nın XIX. yüzyıla girerken Osmanlıya karşı sürdürdü ü savaşların altında Balkanları ve özellikle Rumları Osmanlı Devleti'nden koparmak yatıyordu. Nitekim Odessa'da yeniden örgütlendirilen Etnik-i Eterya adlı cemiyetin başkanlı ına Yunan ısyanı sırasında Çar I.Alexsandre'ın yaveri Prens ıpsilanti getirilmişti. Yapılan plana göre Yunanistan, Yanya ve Tuna civarında isyanlar çıkarılacaktı. ıpsilanti 1821'de Romanya'ya geçerek Ortodoksları ayaklandırmaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Çar, Türklere yenilerek Macaristan'a kaçacak olan ıpsilanti'yi desteklemekten vazgeçti. Bu sırada Mora'da da Patras başpiskoposu isyan etmişti (25 Mart 1821). 1822'de Yunanlılar ba ımsız olduklarını ilân ettiler, Mora'da ve adalarda çok sayıda Türk'ü katlettiler. Rusya ve Avrupa bu isyanı gayriresmî yollardan desteklemekteydiler.

Girit ve Mora valili inin kendisine verilmesini II.Mahmut'a kabul ettiren Mehmet Ali Paşa bu isyanı bastırmakla görevlendirildi. 1822'de Girit'e, 1824-25'te Mora'ya girildi. Bu gelişme karşısında Rusya, Fransa ve ıngiltere aralarında anlaşarak (1827), Yunanistan'ın özerk bir prenslik olarak kabul edilmesi hususunda Osmanlıları sıkıştırmak istediler. Türkler bu olayı iç işlerine müdahale olarak kabul edip, teklifi reddetti. Bunun üzerine Osmanlı ve Mısır donanması Navarin'de, bir kaza sonucu(!), yok edildi. Üç ülkeyle ilişkiler kesildi ve 1828'de Rusya, müttefiklerinin deste iyle Osmanlı Devleti'ne savaş ilân etti. Rus ordusu do uda Erzurum'u ele geçirdi. Batıda ise Edirne işgal edildi. Padişah, Prusya, Fransa ve ıngiltere elçilerini araya sokarak, Londra Protokolünü kabul edece ini bildirdi. Böylece Edirne Antlaşması(1829) ve ardından Londra Konferansı (1830) imzalandı. Antlaşma ile Prut iki ülke arasında sınır oluyor, Eflâk, Bo dan ile Sırbistan'ın özerkli i kabul ediliyordu. Girit'in Osmanlılarda kalması şartıyla Yunanistan'ın ba ımsızlı ı da tasdik ediliyordu.

Mehmet Ali Paşa ısyanı ve Mısır Meselesi; Mora'nın elden çıkmasıyla, o lu ıbrahim'in Mora valisi olma ümidini kaybeden Mısır Valisi M.Ali Paşa, II.Mahmut'tan, yardımlarına karşılık, Suriye'nin idaresini istedi. Bu iste in reddedilmesi üzerine M.Ali Paşa harekete geçti ve Filistin ile Suriye'ye girdi (1831). Akka ve şam, o lu ıbrahim tarafından ele geçirildi. ıbrahim Paşa, kısa zamanda Anadolu'ya kadar ilerledi.

Konya yakınlarındaki savaşta Osmanlı ordusunu yenilgiye u rattı. Her birinin ayrı hesabı oldu u büyük devletler, telâşlanarak araya girmek istediler. Fransa ve ıngiltere'nin anlaşamaması üzerine, Rusya durumdan faydalandı. Zor durumdaki II.Mahmut, Rus ordusunun ve donanmasının ıstanbul yakınlarına gelmesine müsaade etti. Rusya'nın kârlı çıkmasından endişelenen Fransa ve ıngiltere, II.Mahmut ile anlaşma yapması için M.Ali Paşa'ya baskı yaptılar. Neticede Kütahya Antlaşması imzalandı (1833). Bu anlaşmayla, Mehmet Ali Paşa, Mısır ve Girit'ten başka şam ve o lu ıbrahim de, Cidde valili i yanı sıra Adana'yı uhdelerine alacaklardı. Rusya, yardımlarına karşılık II.Mahmut ile Hünkar ıskelesiTrForumuz.BizAntlaşması diye bilinen bir anlaşma yaparak, ıstanbul'daki durumunu kuvvetlendirmeyi başardı (1833). Anlaşmaya göre Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlü ünün garantisi ve gere inde Osmanlının yardımına koşulması karşılı ında Rusya, Bo azların bütün yabancı savaş gemilerine kapatılmasını kabul ettiriyordu. II.Mahmut, Kütahya anlaşmasından memnun de ildi. Bu sebeple M.Ali Paşa'ya karşı yeniden harekete geçti. Fakat Osmanlı ordusu Nizip'te bir kez daha yenildi (1839). Üstelik Kaptan Paşa, Osmanlı donanmasını Mısır'a teslim etmişti. Bu arada II. Mahmut ölmüş ve yerine I.Abdulmecit geçmişti (1839-1861). Mısır Meselesi'nin Çözümü ve Bo azlar Meselesi; Rusya'nın Hünkar ıskelesi Antlaşmasına dayanarak duruma tek başına müdahale etmesini uygun bulmayan ıngiltere ve Fransa yeniden devreye girdiler. Avusturya ve Prusya'nın da katılmasıyla Londra'da bir konferans toplandı (1840).
Toplantıda Mehmet Ali Paşa'nın veraset yoluyla Mısır valili ine sahip olması karşılı ında, Suriye'den ve elinde tuttu u Osmanlı donanmasından vazgeçmesi istendi. Konferans kararlarını M.Ali Paşa'nın tanımaması üzerine ıngiltere Suriye limanlarını donanması ile topa tuttu. Nihayet M.Ali Paşa durumu kabul etti. I.Abdulmecit de iki ferman yayımlayarak onun valili ini onayladı. Ardından ıngiltere kendileri aleyhine olan Hünkar ıskelesi Antlaşması'nın yürürlükten kaldırılmasını öngören uluslararası bir konferansa ev sahipli i yaptı. Londra Antlaşması ile (Temmuz 1841), ıstanbul ve Çanakkale bo azları'nın barış zamanında savaş gemilerine kapalı tutulmasının kararlaştırıldı ı bir Bo azlar Sözleşmesi imzalandı. Böylece ıngiltere, Rusya'nın elinden inisiyatifi almış oluyordu.

Tanzimat Dönemi

Daha önceleri gerçekleştirilmeye çalışılan Islahat Hareketleri, Osmanlı Devleti'nin kendi iradesiyle uygulamaya çalıştı ı, içte ve dıştaki başarısızlıklarını önlemeye yönelik yenilikleri ifade etmekteydi. Ancak Avrupa ve Rusya'nın mütemadiyen iç işlerine müdahale etmesi, Osmanlı Devleti'ni, kendi inisiyatifi dışında, yeni tedbirler almaya zorlamaktaydı. Özellikle gayrimüslim unsurları bahane eden devletlerin müdahalelerine fırsat vermemek için idarî ve hukukî düzenlemelere gidilmesi düşünülmekteydi. Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa'nın hazırladı ı düzenlemeler, I.Abdülmecit tarafından tasdik edilmişti. 3 Kasım 1839'da I.Abdülmecit "Gülhane Hatt-ı Hümayunu"nu ilan ettirdi.

Bu fermanda, dini ve ırkı ne olursa olsun Osmanlı tebaasından olan herkesin eşit olması, herkesin yasalara göre yargılanması, varlı ı ölçüsünde vergilendirilmesi ve askerlik süresinin 4-5 yılı geçmemesi gibi hükümler yer alıyordu. Ayrıca Osmanlı Devleti bu dönemde Avrupa tarzına öykünen idarî düzenlemelerde de bulundu. Bu şekilde Avrupa devletlerinin en azından bazılarının, Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlü üne saygısının kazanılması hedeflenmekteydi. Fakat gelişen siyasî olaylar, bunun o kadar kolay olmayaca ını gösterecektir.

şark Meselesi ve Kırım Savaşı;

Tanzimat döneminde nispeten sa lanan barış ortamı, Rusya'nın müdahalesiyle tekrar bozulmaya başladı. Balkanlarda panislavist bir politika izleyen Rusya, aynı zamanda "Kutsal yerler sorunu"nu ortaya atarak, do rudan do ruya Osmanlı Devletinin varlı ını hedef almaktaydı. Avrupalılar tarafından "şark Meselesi", önceleri Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlü ünün sa lanması şeklinde düşünülürken, daha sonra bu toprakların paylaşımı sorunu hâline dönüştürüldü. Çünkü Osmanlı Devleti artık bir "hasta adam" idi. Ancak R.Mantran'ın da ifade etti i gibi, hasta, kendisini iyileştirmeyi amaçlamayan doktorların insafına kalmıştı. Onlar, Avrupa'nın hasta adamının mirasını paylaşma telâşındaydı.

Küçük Kaynarca antlaşması'ndan sonra Osmanlı topraklarındaki Ortodokslar'ın haklarını koruma rolünü üstlenen Rusya, Kudüs merkezli "kutsal yerler"in korunması ve idaresi hususunu da gündeme getirdi. Fransızlarla imzalanan kapitülâsyonlarda, Lâtin din adamlarına Kudüs Kilisesi üzerinde bazı haklar tanınmıştı.

1808'den itibaren Rusya'nın baskıları neticesinde onların yerini Ortodoks papazlar almaya başladı. Fransa'nın ve Rusya'nın 1850-51'de Bab-ı Ali'ye bu durum hakkında yaptıkları müracaatlar, kurulan komisyonlarda de erlendirildi ve bazı kararlar alındıysa da hiçbirini memnun edemedi. Bunun üzerine Çar I.Nikola, ıngiltere'ye Osmanlı Devleti'ni aralarında paylaşmayı teklif etti ve ıngilizlerin sessizli ini koruması üzerine de askerlerini Baserebya ve Lehistan'a çıkarttı. Rus elçisi Mençikof'un aşırı tavizler içeren teklifini reddeden I.Abdülmecit, ıngilizlere yakın olan Mustafa Reşit Paşa'yı sadrazamlı a getirdi. Ruslar 26 Haziran 1853'te, Prut'u geçerek, Eflâk ve Bo dan'ı istilâ ettiler. Osmanlı Devleti, Fransa ve ıngiltere ile ittifak anlaşması imzaladı. Bu ittifaka Avusturya ve ıtalyan birli ini kurmaya çalışan Piyemento hükûmeti de katıldı. ıttifak donanması Çanakkale'de mevzilenmişti. Durumdan endişelenen Rusya, askerlerini geri çekmeye başladı. Müttefikler, Rusya'nın Karadeniz'deki gücünü ortadan kaldırmak için, Kırım'a yöneldiler. Rusların en büyük üssü olan Sivastopol, bir yıl süren bir kuşatmanın ardından ele geçirildi (1855). Bu sırada tahta oturan II.Alexandre, barış yapmayı kabul etti. Müttefiklerin yanı sıra Prusya'nın da katıldı ı Paris Antlaşması ile (30 Mart 1856), taraflar işgal ettikleri bölgelerden çekilecek, Osmanlıların toprak bütünlü ü ve Bo azların statüsü, Avrupa'nın "kefilli i" altında korunacaktı. Osmanlıların Avrupa Konseyi'ne dahil edilmesi karşılı ında ise, sultan yeni bir ıslahat fermanı irat edecekti. Bu madde ve Karadeniz'in tarafsızlı ının kabulü, savaşın galibi durumundaki Osmanlılardın aleyhine idi. Nitekim, Eflâk ve Bo dan'ın birleşmesi ve Sırbistan'a yönelik yeni haklar da Paris Antlaşmasıyla tescil edilmişti.

Islahat Fermanı

Henüz Kırım Savaşı sürerken, Viyana'da bir araya gelen ıngiltere, Fransa ve Avusturya, Hristiyanlarla Müslümanlar arasındaki farklılıkların her alanda ortadan kaldırılmasını öngören bir fermanı sultanın yayımlamasını, barış için ön şart koşmuşlardı. Paris Antlaşması müzakere edilirken, müttefiklerin bu istekleri I.Abdülmecit tarafından yerine getirildi ve Islahat Fermanı ilân edildi (18 şubat 1856). Tanzimat'la kabul edilen hususların esas alındı ı bu fermanla, Müslümanlarla Hristiyanlar arasında eşitlik sa landı ı Avrupa'ya garanti edilmiş oluyordu. Ayrıca iç hukuk alanında ve ticaret hukukunda da yenilikler getiriliyor, Ceza ve medenî hukukun bir bölümü, dinî esaslardan arındırılıyordu. Aslında Tanzimat süreciyle başlayan bu de işiklikler, idari yapılanmada da kendisini hissettirmiştir. 1868'de şura-yı Devlet ve Divan-ı Ahkam-ı Adliye kurularak buralarda hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar görevlendirilmiştir. Islahat Fermanı ile getirilen düzenlemelerin uygulanması daha çok I.Abdülaziz'in tahta çıkması (1861-1876) ile gerçekleşebilmiştir.

Paris Antlaşmasına imza koyan devletler, anlaşma maddesinde de yer aldı ı için Islahat Fermanı'nı, Osmanlı Devleti'ne müdahale etmede bir koz olarak kullanmışlardır. Nitekim Fransa, Dürzilerin Katolik Marunilere saldırmasını bahane ederek Lübnan'a asker çıkarmış ve 1871'e kadar orada kalmıştır. Karada 'da çıkan bir anlaşmazlık yine büyük devletlerin aracılı ı ile halledilmiştir (1862). Güçlü devletler tarafından teşvik ve tahrik edilen Balkanlardaki Hristiyan toplulukları, çıkardıkları isyanlar bastırılsa dahi, Osmanlı Devleti'nden yeni haklar elde etmeyi başaracaklardır. Örne in Sırplar ve Bulgarlar yeni haklar elde etmiş, Eflâk ve Bo dan'ın Romanya adı altında birleşmeleri kabul edilmiştir. Muhtariyet hakları genişletilen Mısır'da, ıngiliz-Fransız nüfuz mücadelesi kızışmış, III. Napolyon'un teşebbüsü üzerine, Abdülaziz istemedi i hâlde Süveyş Kanalı projesini kabul etmek zorunda kalmış ve kanal 1869'da büyük bir törenle açılmıştır.

I.Meşrutiyet Dönemi

Avrupa devletleri ve özellikle Rusya'nın kışkırttı ı topluluklar, ba ımsızlıklarını ilân etmek için harekete geçmekteydiler. 1866'da Girit ısyanı çıktı. Yunanistan'a ba lanmak amacıyla başlayan isyan bastırılmasına ra men, Avrupa devletleri araya girerek sultanın Girit'e yeni bir statü vermesini sa ladılar (1868). Rusya tarafından oluşturulan komitalar vasıtasıyla Bulgarlar ayaklandırıldı. Onlara da geniş haklar verildi (1870). Fakat bununla yetinmeyen Bulgarlar, Bosna ve Hersek'teki karışıklıkların ardından yeniden ayaklandılar (1875-76).

Bulgar isyanı sert biçimde bastırıldı. Fakat bu sırada Genç Osmanlılar, Abdülaziz'e başlattıkları muhalefeti, mücadeleye dönüştürdüler. Nihayet Mişat Paşa'nın öncülü ündeki yenilikçi idareciler Abdülaziz'i tahttan indirerek ye eni V.Murat'ı başa geçirdiler(30 Mayıs 1876). Ancak hastalı ı sebebiyle üç ay sonra o da tahttan indirilerek, Kanun-ı Esasi'yi ilân edece ini beyan eden kardeşi II.Abdülhamit Osmanlı tahtına çıkarıldı.

Bu arada Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne baskı kurmasını kendi menfaatine aykırı gören ıngiltere, Balkanlardaki bunalımı görüşmesi için ıstanbul'da uluslar arası bir konferans toplanmasını sa lamıştı. ıstanbul Konferans çalışmalarını sürdürürken II.Abdülhamit Meşrutiyet'i ilân etti (23 Aralık 1876). Kurulacak Meclis-i Mebusan'da bütün topluluklar temsil edilebilecekti. Parlâmenter monarşi, ıstanbul Konferansı'nın toplanış sebebini tamamen ortadan kaldırmasına ra men, konferansa katılan devletler, Balkan topluluklarının ba ımsızlıklarını istediklerinden bir sonuca varılamadı. Osmanlı Devleti'nin ça rılmadı ı Londra'da toplanan bir başka konferansta, büyük devletler isteklerini tekrarladılar. Rusya, Osmanlı Devleti'ne alınan kararları kabul ettirmek için savaş ilân etti.(Nisan 1877). Tarihimizde "93 Harbi" diye bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi, askerî ve siyasî bakımdan önemli sonuçlar do urmuştur.

Kanun-ı Esasi'nin kabulü ile açılan Genel Meclis, padişah tarafından seçilen Ayan Meclisi ve halk tarafından seçilen Mebusan Meclisi'nden ibaretti. Londra Konferansı'ndan önce çalışmaya başlayan bu meclis, hükûmet tarafından sunulan teklif ve kanun tasarıların karara ba layarak ilk dönem çalışmalarını tamamlamıştı. Ancak 93 Harbi'nin sürdü ü sıkıntılı zamanlarda meclisteki azınlık mebusları çalışmaları sekteye u rattı ı gibi, bunalımın artmasını da sa lıyorlardı. Nitekim Gazi Osman Paşa'nın büyük bir kahramanlık göstererek 5 ay savundu u Plevne'yi aşan Ruslar, Yeşilköy'e kadar ilerlemişlerdi. Do u'da ise ancak Erzurum önlerinde durdurulmuşlardı. Meclis savaşın gidişatından hükûmeti ve padişahı sorumlu tutarak, siyasî tansiyonu yükseltmekteydi. II. Abdülhamit, devletin ileri gelenleri ve bazı mebuslarla yaptı ı toplantıdan bir sonuç alamayınca, Kanun-ı Esasi'nin kendisine verdi i yetkiyi kullanarak, etnik yapısının karışıklı ı sebebiyle çalışmaları aksayan meclisi kapattı (14 şubat 1878). Bu I.Meşrutiyet'in sonu demekti.

Berlin Kongresi ve Balkanlardaki Gelişmeler; ıstanbul önlerine kadar gelmiş olan Rusya ile Yeşilköy (Ayastefanos) Antlaşması imzalandı (3 Mart 1878). Bu anlaşmayla, sözde Osmanlı'ya ba lı Dobruca, Do u Makedonya ve Trakya'yı içine alan Büyük Bulgaristan Prensli i kuruluyor; Romanya, Sırbistan ve Karada  ba ımsızlıklarına kavuşuyordu. Ancak, Rusya'nın genişlemesinden rahatsızlık duyan Avrupa devletlerinin araya girmesiyle bu anlaşma hükümleri yürürlü e giremedi.

ıngiltere donanmasını harekete geçirdi. Osmanlı Devleti ile yaptı ı bir anlaşmayla Kıbrıs'a yerleşti ( 4 Haziran 1878). Araya giren Bismark, ülkesinde bir konferansa ev sahipli i yaparak hem muhtemel bir savaşı önlemek hem de Almanya'nın menfaatlerini korumak istiyordu. Nitekim Osmanlı Devleti, ıngiltere, Fransa, Avusturya, Almanya, ıtalya ve Rusya'nın da katıldı ı Berlin Kongresi 13 Temmuz 1878'de imzalanan bir anlaşmayla son buldu. Bu anlaşma, artık Rusya'nın yanı sıra, di er devletlerin de parçalamaya çalıştıkları Osmanlı'dan, kendi paylarını alma anlaşmasıydı. Berlin ve Ayestafanos antlaşmalarında öngörüldü ü gibi, Sırbistan, Karada  ve Romanya'nın ba ımsızlı ı onaylandı. Bulgaristan üç bölüme ayrıldı. Bulgaristan Prensli i haricinde müstakil bir Do u Rumeli eyaleti oluşturuldu. Girit'in statüsüne benzer bir statüyle Makedonya, Osmanlı Devleti'nin elinde kaldı. Yunanistan Tesalya ve Epir'in bir bölümünü aldı. Bosna-Hersek, Avusturya tarafından işgal edildi. Rusya, Kars, Ardahan ve Batum'a sahip oldu. Berlin Kongresi, büyük devletlerin Osmanlı Devleti'ni paylaşma ve ortadan kaldırma arzularının bir neticesi idi. Balkanlarda büyük devletlerin inisiyatifiyle ortaya çıkan küçük devletçikler, bölgede o dönemden günümüze kadar ulaşan siyasî ve etnik çatışmaların piyonları olmaktan öteye gidemediler. Nitekim Avusturya'nın ve Rusya'nın Balkanlarda nüfuzlarını artırmaları, Balkan Savaşları ve I.Dünya Savaşı'nın çıkmasına yol açacaktır.

Berlin Kongresi'nin sonuçları kısa zamanda ortaya çıkmaya başlamıştı.

Balkanlardan bir pay alamayan Fransa, önceden nüfuz sahasına dahil etti i Cezayir ile Tunus arasındaki sınır problemini bahane ederek, Tunus'u işgal etti (1881). Fransa ile ıngiltere arasında çekişmeye sahne olan Mısır'da, Hidiv ısmail Paşa'ya karşı başlatılan bir askerî ayaklanma ile ortaya çıkan durum ıstanbul'da görüşülürken, ıngilizler ıskenderiye'yi topa tuttu. Osmanlıların karşı çıkmalarına ra men ıngilizler Mısır'ı ele geçirdiler(1882). Bulgaristan Prensli i, Do u Rumeli'de çıkan isyanı de erlendirerek (1885), bölgeyi kontrolü altına aldı. Osmanlı Devleti Rusya'nın baskısı sonunda, Kırcaali ve Rodop dışındaki Do u Rumeli Valili i'nin Bulgar Prensli i'nin idaresine geçmesini kabul etmek zorunda kaldı (1886). ıkinci Meşrutiyet'in ilânı sırasında ise Bulgarlar ba ımsızlıklarını ilân ettiler (1908). Bulgar, Yunan ve Arnavutların hak iddia etti i Makedonya'da çıkan olaylar Osmanlı kuvvetleri tarafından bastırıldı. Fakat, Rusya ve Avusturya devreye girerek Osmanlı hâkimiyetindeki Makedonya'da, ülkelerinden iki gözlemcinin görev yapmasını sa ladılar (1893). Megalo ıdea adını verdi i Bizans'ı diriltme çabasındaki küçük Yunanistan, 1896'da çıkan isyanı bahane ederek Girit'i ilhaka yeltendi (1896). Osmanlılar Dömeke Meydan Savaşı ile Yunanlıları büyük bir bozguna u rattılar (1897). Fakat Rusya ve Avrupa devletlerinin müdahalesi ile ıstanbul'da toplanan bir konferans ile Girit'te valili ine Yunan kralının o lunun getirildi i özerk bir yönetim kurulması, adanın fiilen Yunanistan'a bırakılması anlamına geliyordu.

93 Harbi'nden sonra sun'i bir Ermeni Meselesi ortaya çıkarılmıştı. Osmanlı Devleti'ne ba lılıkları sebebiyle "millet-i sadıka" olarak adlandırılan Ermeniler, önceleri Do u Anadolu'yu ele geçirmek isteyen Rusya ve ardından ıngiltere tarafından kullanılmaya başladılar. Hınçak ve Taşnak tedhiş örgütlerini kurarak, ıstanbul ve taşrada terör yaratan bazı Ermeniler özellikle ıngilizler tarafından destekleniyorlardı. Do u'da hiçbir zaman ço unluk olamayan Ermenilere kurdurulacak bir devlet ile Rusya Akdeniz ve Orta Do u'ya sızabilecekti. ıngiliz himayesindeki bir Ermeni devleti ise aksine bunu önleyebilirdi. Her iki tarafında kullandı ı Ermeniler 1889'dan itibaren tedhişe başladılar. Van, Erzurum ve Bitlis'te çıkan olaylar bastırıldı. Ardından başkentte Osmanlı Bankası'na kanlı bir baskın yaparak bankayı işgal ettiler. II.Abdülhamit'e yönelik bir suikast teşebbüsünde bulundular. I.Dünya Savaşı ve ıstiklal Harbi yıllarında da Ermeniler devlet aleyhine faaliyetlerini devam ettirmişlerdir.

II. Meşrutiyet Dönemi


I.Meşrutiyet'in kaldırılmasından sonra II.Abdülhamit içte ve dışta meydana gelen olumsuz gelişmelerin de etkisiyle, katı bir yönetim sergilemeye başlamıştı. Meşrutiyet taraftarları da buna karşılık muhalefetlerinin dozunu artırmışlardı. Osmanlılık fikrinin temsilcisi olan Sadrazam Midhat Paşa 1881'de ölüm cezasına çarptırılmış, sonra affedilerek, Arabistan'a sürgüne gönderilmiş ve 1883'te öldürülmüştü.

Ali Suavi, Ziya Paşa ve Namık Kemal gibi kişiler de sultan tarafından bertaraf edilmişlerdi. Ancak devletin içinde bulundu u güç durum onların başlattı ı muhalefetin güçlenerek büyümesine zemin hazırlamaktaydı. Balkanlardaki çalkantıların yanı sıra Osmanlı Devleti iktisadî açıdan da çok zor durumda idi. Devlet iç ve dışTrForumuz.Biz borçlarını kapatabilmek için batılıların elindeki Osmanlı Bankası ile malî bir anlaşma imzalamak zorunda kalmıştı (1879 ve 1881). Buna göre banka mali yardımları karşılı ında, devletin bazı gelirlerini devralıyordu. ıngiliz ve Fransızların kontrolünde bu maksatla kurulan Düyun-ı Umumîye ıdaresi Osmanlı ülkesini âdeta bir sömürge hâline getirecektir.

Genç Türkler veya Jön Türkler adı verilen ve yurt dışında ve içinde faaliyet gösteren Meşrutiyet taraftarları, ıstanbul'da ıttihad-ı Osmani derne ini kurmuşlar ve bu dernek 1894/95'te ıttihat ve Terakki Cemiyeti adını almıştı. Selanik'te Enver ve Niyazi Paşalar gibi subayların da katılmasıyla güçlenen ıttihatçılar, Osmanlı devletini ancak Kanun-ı Esasî'nin yeniden kabulünün kurtarabilece ini düşünüyorlardı. Kola ası Niyazi Bey ve ona katılan Enver Bey'in Resne'de isyan ederek da a çıkmaları ve Rumeli'de halk tarafından büyük bir destek bulmaları üzerine II.Abdülhamit anayasayı yürürlü e koyarak II.Meşrutiyet'i ilân etti ((23 Temmuz 1908).

17 Aralık 1908'de meclis yeniden açıldı. Yapılan seçimlerde ıttihat ve Terakki Fırkası büyük bir başarı sa lamıştı. Ancak bu gelişmeler esnasında Bulgaristan ba ımsızlı ını elde etmiş ve Girit meclisi Yunanistan'a ilhak kararı almıştı.

ışgal altındaki Bosna Hersek ise Avusturya tarafından fiilen ilhak edilmişti (5 Ekim 1908) Millî bir politika izlemeyi amaçlayan ıttihatçılar, olumsuz gelişmelerin de etkisiyle gittikçe otoriter bir idare oluşturmaya başlamışlardı. Bundan faydalanmak isteyen Meşrutiyet aleyhtarları, bazı Avrupa devletlerinin de kışkırtmasıyla isyan ettiler. ıstanbul'daki Avcı Taburları'nın 13 Nisan 1909'da başlattıkları isyan sırasında pek çok ıttihatçı öldürüldü. II.Abdülhamit olayları önleyemedi. Bunun üzerine Mahmut şevket Paşa komutasındaki ordu Selanik'ten yola çıktı. Harekat Ordusu adı verilen bu ordunun kurmay başkanı Mustafa Kemal idi. Harekat Ordusu, kısa sürede duruma hâkim olarak isyanı bastırdı. ısyandan sorumlu tutulan II.Abdülhamit, şeyhülislâmdan alınan fetva ile meclis tarafından tahttan indirildi (27 Nisan 1909) ve kardeşi V. Mehmet Reşat yerine getirildi. V.Mehmed (1909-1918) devlet idaresinde inisiyatifi ıttihatçı hükûmete bırakmıştı. Yeni iktidar zamanında da felâketler birbirini takip etti. Osmanlı Devleti hızla da ılma devrine girmekteydi.

Osmanlıda yenileşme hareketleri konusunda tarihçiler tam anlamı ile görüş birliği yapmış değildir.Bazı tarihçiler yenileşme hareketlerinin başlangıcı olarak Lale Devrini alırken, bazı tarihçiler ise tanzimat fermanını baz almaktadır.

Osmanlıda Yenileşme Hareketleri

   Batı örnek alınarak yapılan yenileşme hareketleri
   Gelenekçi sistemle yapılan yenileşme hareketleri

Olmak üzere 2 fikri çıkışı vardır.

   Gelenekçi yaklaşımla Osmanlı yenileşme hareketleri

Bu görüşe göre Osmanlı devletinin geri kalmasının nedeni ordunun ve kanunların bozulmasına bağlanıyordu. Bu durumdan çıkabilecek güce ve devlet adamlarının varlığına inanılıyordu.  Devlet iyi yönetilir, kanunlarda değişiklik yapılır ve işin ehli Türk devlet adamları iş başına gelmesi ile sorunun çözüleceği düşünülüyordu.  Bu düşünce de askeri sistemi düzeltmekle ilgilidir.  II. Osman (1618-1622), IV. Murat (1623-1640) ve Köprülüler devri bu tip reformların örnekleridir.

   II.Osman yenilikçi bir padişahtı. Yeni çerilerin daha yeni yeni devlete zarar verdikleri yıllarda.Yeniçeri ocağını kaldırmak için girişimde bulundu.Fakat çıkan isyan ile öldürüldü. İlk defa saray dışından bir kadın ile evlenmiş ve sarayı halka açmıştır.
   IV Murat ıslahat çalışmaları yapmıştır. Yaptığı ıslahatları şiddet uygulayarak uygulaması ile bilinir. Tütün içki yasağı getirmiştir. Saray ağalarının ve saray kadınların devletteki yönetmedeki gücüne son verdi. Devlet sorunlarının tespiti için Koçi Bey’e rapor hazırlatmıştır.Fakat raporu uygulayamadan ölmüştür.
   Tarhuncu Ahmet Paşa : ilk kez devlet bütçesi hazırlamıştır. Harcamalarda kesintiye gidilmesini sağlamıştır.
   Köprülü Mehmet Paşa :Farklı bir sadrazamdır. Sadrazam olması istenmiştir.Fakat Mehmet paşa görevi ancak ileri sürdüğü şartların kabul edilmesi ile kabul edeceğini söyler.Şartları kabul edilir ve kendisi sadrazam olur. bazı şartlar sunarak göreve gelen ilk ve tek sadrazamdır. sarayın devlet işlerine karışmamasını, devlet memurluklarına kendi istediği kişileri ataması gibi şartlar ileri sürmüştür. İsyanları bastırmış, askeri disiplin altına almıştır.

Bu dönemdeki yapılan ıslahat çalışmalarından Avrupa örnek alınmamıştır. Köklü ıslahatlar olmayıp günü birlik ve bireysel ıslahat hareketleridir.

Osmanlı Devleti 18.yy’dan itibaren Avrupa’nın gerisinde kaldığını anlamış ve batı tarzında yenilikler yapmaya başlamıştır. ıslahat =yenilik anlamına gelir. Osmanlı devletinde yenilik hareketleri şu alanlarda olmuştur: *yönetim, *ordu, *eğitim, *ekonomi, *kültür. Osmanlı devletinde yenilik hareketleri şu padişah dönemlerinde olmuştur :
III.SELİM DÖNEMİ: Bu dönemde yapılan yenilik hareketlerinin genel adı NİZAM-I CEDİT’TİR. III. selim dönemindeki bazı yenilikler şunlardır :
* Osmanlıda yenileşme hareketleri arasında Avrupa’da sürekli elçilikler kuruldu. *kara mühendishanesi kuruldu.(mühendishane-i berr-i hümayun) *yerli malı ürünler kullanılması teşvik edildi.
* NİZAM-I CEDİT adlı ordu kuruldu. * nizam-ı cedit ordusunun ihtiyaçları için İRAD-I CEDİT hazinesi oluşturuldu.
Not: III. Selim dönemi Kabakçı Mustafa ayaklanması ile sona erdi.(1807)





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)