Thread Rating:
  • 1 Vote(s) - 2 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Hakikat ve Marifet Nedir Ihsan Makami (Kar©glanin 14 Mart 2016 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 

Hakikat ve Marifet Nedir -Ihsan Makami - Zirve 1 Kişiliktir, ve Orasi Keyif Yeri Degildir

(Kar©glanin 14 Mart 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 31. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn

Meali :

Ve (Allah), Âdem’e, (Allah’ın) isimlerinin hepsini (bu isimlerdeki hikmetleri) öğretti. Sonra onları meleklere arz ederek dedi ki: “Haydi sadıklardan iseniz bunları isimleri ile bana haber verin (söyleyin).”

Sadakallahul Aziym BAKARA Suresi 31. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

عَلَّمَنِي رَبِّي

allemenî rabbî

Meali


“Rabbim bana öğretti.”

(Sadakallahul Aziym Yusuf Suresi 37. Ayet )

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمِمَّنْ خَلَقْنَا أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِهِ يَعْدِلُونَ

Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn.



Meali


Yarattıklarımızdan, hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve hak ile adaleti gerçekleştiren bir topluluk buluncakdir

(Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 181. ayet )

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

“Dünyada da muhakkak bir cennet vardır. Onu bulan kimsede cennet arzusu kalmaz. O cennet mârifetullahtır.”


( Hadis-i Şerif )

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:


“Allah-u Teâlâ bu ümmete, her yüzyıl başında dinini yenileyecek bir müceddid gönderir.”

(Ebu Dâvud: 4391)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

   

Top adamin vuruş hizina göre zirveye cikiyor ve sonra aşagi iniyor, yani zirve orda oturmak için degilmiş, yine ihsan makami orda oturup devamli kalmak için degildir,

Yine Hz. Muhammed Miracda En zirveye cikdi, ve sona geri döndü, yani orda kalmadi geri döndü, ihsan makamina cikan,Mirac edip Allahi gören veya görüyor gibi makamina, ihsan makamina cikan, orda Allahla bagdaş kurup oturmaz, orda keyif edip laka luka yapmaz, o makami meşgul etmez, geri dönüp ümmeti irşad eder,

"Koca Kari dünya bu gece bana göründü ve diyorkine: "Ne Ana Gördüm Ne Baba, Ne Evlat Gördüm Ne Koca, Ama Yinede Yaşadim Doya Doya.

imza (Hoşcakal, Yalan Dünya)

ve diyorki yaşlandim artik ben, daha 90 yaşindayken okuyup yaziyordum, şimdi gözlerim zayilfladi diyor, azalarim zayifladi diyor. ve bunamamiş daha akli başinda amma yaşlanmiş kaaporta (beden eskimiş) ve diyorki insanlik artik bu genc kalmayi bulsun diyor, ve bana yol aciyo, bunu insanlara ögret diye.

Hangi yigiti toprak yutmadiki, hangi ceylan gözler toprak olmadiki, hangi en tatli Yemek, Ya tuvalet olup, yada hücre olup sonunda topraga karişmadiki,

Kadinlar Rahim tabiatinda, cekici, icine yutucu, yani topragimiz ve dünyamiz, icine girince, ondan taze cocuk olarak dogurup cikariyor, o öldürücü indirici, indirmek rahmani indirmek, yine topraga kariştirmak, ve geri cagirmak üzere yapilandirilimiş. oysaki rahmanda, cocuk olup onu(rahmi) yirtip cikan, bir ayrik otu gibi bir filiz gibi onu(topragi) yirtip ciakabilcek bir tabiatta yaratilmiş olan, erkek ve rahmanlar, her ne kadar rahman (erkek cocuk) rahimin icinden ciksada, rahimde rahmanin zekerinden gecip gelmiyormu? meni babanin zekerinden inip geliyor, öyleyse rahmandan gecmeyen dogmaz, rahmini tanimayan dogamaz azizim.Tasavvufdaki "Seyri Süluk" ilmi bilgisi,o sülükdeki yolu bilmeyen tasavuf nedir bilmez. tasavvufu anlamyan ahmak, o sülükdeki yolculugu "meni olan lokmanin cocuk oluncaga kadarki seyahatini anlamaz. Babayi anlamayan nasil dogacakki, meni olmazki. Babadan gecince, anneyi anlamayan rahme dahil olamazkine, belki mastürbasyon olur, belkide dişari cikar amma, cocuk olup dogamaz,gizli alemden hakikat alemine gecmekdir, dogmak marifet ancak, o seyri sülükunu tamam edenler dogabilir yeniden, onun için bu gercek mürşidi kamillere ihtiyac var amma, onlar sana hakikati marifeti ögretiyorsa gercek mürşiddir, yoksa sen onun şeyh denen kimsenin temsili misal ile, tuvalet bekcisiysen, bilmem SOBASINI YAKIP KÜLÜNÜ ALIYORSAN, BUNUNLA iLiM ÖGRENiLMEZ, EşşEKLiGE DEVAM ET SEN AZiZiM, BU DÜNYANIN EşşEK OLARAK DOGACAKLARADA ihtiyaci var elbet, hangi dört kariya yeten erkek toprak olmadiki; en fazla misal ile, olsa olsa iki saatin sonunda, onun zekeride yorulup inip buruşmadiki, bu koca kari dünya ne diyor, sen gibi yigitlerden, elli tanesini 100 tanesini 1000,...gömdüde, diyorki "ne koca gördüm, ne baba" diyor bana, anladinmi ahmak, en kuvetli adam olsan, 60 yaşa gelince, o kaslarin sarkip buruşcak, aklin belki başindan gitcek, aynen Muhammed Ali gibi "kelebek gibi ucarim, ari gibi sokarim" diyordu bir zamanlar, bugün akli bile başinda degil belki, titrek sultan oldu, yani güvenme öyle gücüne, güvenme öyle güzelligine, güvenme öyle aklina, nice akilsizlar dolaşir bu dünyada, yusuf gibi dünya güzeli olsan, gömerler azizim, topraga katcak karişdircak yeniden yogurcak, en azindan ikinci el bir araba sanada vardir bu dünyada, senide katip karişdirip yenidin yogurcak bir ana, bir kadin bir rahim vardir, bir züleyha vardir, ve

Hz. Enes’ten yapılan rivayete göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Cennet halkı kıyamet günü Âdem’in suretinde, otuz üç yaşında, bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir sima hâlinde haşr edilirler. Sonra cennette bulunan bir ağacın yanına götürülürler ve ondan elbise giyinirler, artık ne elbiseleri eskir ve ne de gençlikleri kaybolur.”(Kenzu’l-Ummal, H. No: 39383).

Diğer bir rivayette ise şu ifadelere yer verilmiştir:

“(Ruh üflenmiş) bir düşükten bir pirifâniye kadar (cennetlik olan) her kes otuz üç yaşında, Âdem’in suretinde, Yusuf’un güzelliğinde, Eyyub’un ahlakında bıyıklı, bedenleri kılsız ve karagözlü bir simayla haşr edilirler.”(age, H. No: 39384).

“Âlimler, dünya kadınlarının cennette bir yaşta olacaklarını, Hurilerin ise büyük-küçük (nefislerin arzu ettiği şekilde) çeşitli yaşlarda olacaklarını söylemişlerdir."

"Nebe sûresinde cennetliklere ihsan edilen nimetlerden bahsedilirken de cennet hurilerine atıfta bulunularak “ve kevâibe etrâbâ” buyrulmaktadır. Bu âyetteki “kevâib” gençliğin en ilk ve en güzel dönemini ifade etmekte olup, ergenliğinin ilk demlerindeki genç kızlar demektir. “Etrâben” ifadesi ise aynı yaşta (yaşıt) manasındadır.” (Muhtasaru Tezkireti’l-Kurtubî, s. 101)

Bu hadisler ve ayetler gösteriyorki, genclik iksiri keşfedilcek, ve insanlar yaşlanmayacak, ve öyle(33 yaşinda) haşrolcak demek, öyle toplanir olcaklar, yani genclik iksiri buluncak, ve muhammed ne yapmişdir bu hadisi ile: Hani karanlik bir odadaki bir nesnenin yeirini bilen kimse, ona dogru elindeki el lambasini tutar, ve yanindakine der ki, ve bak burda ne var, "hadi onuda al" der gibi, muhammed bize bu gencliik iksirine işaret emişdir, ve bunun mümkün oldgunu, ve bizim bunuda zamani gelince alacagimizi, ve yedigimiz ictiklerimiz artik bizi yaşlandirmayacak oldugu, yani haşrolur demek: anlattik işde, almanyadan nutella, bilmem italyadan bedem, bilmem yunandan eşşek zeytini alip geldiler yedin, bunlar sende seni oluşturduysa, işde onlr sende haşroldu, toplandi demekdir. öyleyse öyle bir zaman da ahir zamanda, işde o topraktan cikanlari yiyecek amma, artik insanlari yaşlandirmaycak demekdir. ve bunun bulunmasi yiyeceklerdeki bir püf noktasinin keşfedilmesi ile olcak, oda nedir yine dönüp dolaşip rahmanda kaliyoruz, bunun sirri ise yine rahmanda, yani "ulu yarah" da gizli. buruşuk bir yarah nasil, oluyurda dimdik ve sert ve cap canli oluyor, arayip bulan, insanin nasil öyle 33 yaşindan daha fazla yaşlanmaycaginida bulabilir, iş rahmanda bitiyor, rahmani anla herşeyi anlarsin zaten, ahmak bilim adami, rahmani bilmeyen hicbirşeyi bilmez, Allahi bilmeyen, ahmakdir, kördür sagirdir dilsizidir, yani ahmakdir ahmak. ve bunun sirri ise, oraya belli sebebden dolayi kan hücüm etmesi, amma dayak yedin oraya kan hücum ediyor amma, kara bere oluyor, öyle hücüm etmiyecek, başka bir yolda hücüm etcek, yani onu dipdiri yapacak birşey, nedir o rahim ve Rahmi bilmek lazim, yine onun için görsel "aynel yakin", tatsal "hakkal yakin" duygusal "hissel yakin", "fiziksel yakin" yine girip cikcak "eşşek bakmakla bahar almaz" derler yani. Rahman ve Rahim dersi bitince ancak cözebilir bu insanoglun nasil 33 yaşindan daha fazla yaşlanilmaz, "genclik iksiri" nedir?

---oOo---

Gecenki vaazdaki evrim konusuna atfen yine şöyle bir aciklama yapiyoruz ki: Maymunlar uzun yillardir hayvanat bahcelerinde egitiliyor, ve insanlarla ic ice yaşayanlari var, ve onlar, birak kendi başlarina maymun iken gelişip insn olmayi, insan olanlardan bak bu böyle, şu şöyle diye ögretenler olmasina ragman, dah hayvanat bahscesindeki egitilmiş hic bir maynun ailesinden öyle insana daha cok benzryen bir maymun dogmadi .maymunlar yine maymun yine maymun, o halde hani maymun gelişdide, kendini gelişdirdide insan olduydu, lan angut, maymun dün degil belki ikibin yildir insanlarca egtiliyor, egtilmesine ragmen insan olmasini beceremiyorsa, o insan flan degildir , evrim diyde birşey yokdur ahmak cahil, ahmak evcrimci o maymundur maymun, ondan insan falan olmaz, kurbagidan da, prens olmasini falan beklemeyin ahmak evrimciler.

---oOo---

Tasavvufda Nefsin Mertbelri konusunda en son Nefsi Kamil ve Kamileyi anlattik, ve mürşdii kamildende bahsettik, yani kemal ilimini ögreten büyük ögretmen demekdir dedik, ve insanlara seyri sülük yolunu talim eden, ögreten ögretmendir dedik.

geldik ondan sonraki rütbe ve makam olan ihsan makamina

ve bu soruyu gelin cebrail aleyhisselama, muhammede sorduralim ve cevabini alalim .

HADİS-İ ŞERİF

* Ebû Hüreyre radiya’llâhu anh’den: Şöyle demiştir: Bir gün Resûlu’llâh salla’llâhu aleyhi ve sellem açıkta oturuyordu. (yanına) biri gelip: “Îmân nedir?” diye sordu. “Îmân; Allâha, Meleklerine, Allâh’a mülâkî olmağa (yâni Rü’yetu’llâh’a), Peygamberlerine inanmak, kezâlik (öldükten sonra) dirilmeğe inanmaktır.” cevâbını verdi.

“Ya İslâm nedir?” dedi. “İslâm; Allâh’a ibâdet edip (hiçbir şeyi) O’na şerîk ittihâz etmemek, namazı ikâme ve farz edilmiş zekâtı edâ etmek, Ramazanda da oruç tutmaktır.” buyurdu. (Ondan sonra)

“Ya ihsân nedir?” diye sordu. “Allâh’a sanki görüyormuş gibi ibâdet etmendir. Eğer sen, Allâh’ı görmüyorsan şüphesiz O, seni görür.” buyurdu........

HADİS-İ ŞERİF

ve gelelim bu hadisi ve ihsan makamini, Karoglan hoca nasil anladi, ve nasil size anlatir :

Karoglanin dilinden ihsan makami nedir

evet muhammed dediki ihsan allahi görüyor gibi ibdet ertmekdir dedi ve Muhammed mirac etdi gitdi allahi ruyet etdi geldi ve artik Allah a olan imani mutmain oldu, ve aynel yakin bildi, galel yakin bildi, ve kelam etdi, hissel yakin bildi, ki allah vardir ve ve ona gaipden bilgiler verildiki ona, tam ve mutmain imani olsun diye, ve evvel odur ahir odur bildi, rahman odur rahim odur bildi, alim odir bütün bilgi onundur bildi. ve kaynagindan icdi o bilgileri, ve ve o makamdan selam ve salavat ile ümmetine geri gönderildi, eger muhammed miracda gerdi dönmeseydi, dünyadaki newton konunu denen, yer cekimi yasasi olmazdi, ve uzaydaki gibi cekim kuvveti olmazdi, oysaki onun zirveye cikdikdan sonra geri dönmesi, ümmetine gönderilmesi, ve ümmetini irşad etme görevi olan raşidlik verilmesi sebebiyle, ona bir raşid verildiki ve O Mehdi olan Raşiddir ögretmenidrki o ahir zmanda onun ümmetine Kemalat ilimini ögretir. o kef suresinde gecen ve heyyi'i olan raşidlik ikram edildi . ve o sayeda kainatin dünya denen kisminda newton kanunu yaratildi, cikdikdan sonra inmek veya gravitasyon dedikleri veyada taşi havaya atinca yere geri dönmesi ve düşmesi kanunu. öyle olunca muhammed geri geldi ve ümmetini irşad etdi ve bu irşad görevi ondan sonra raşid halifelerce devam ettirildi, bu Raşid halifeler dört halife ile sabit degildir, O nun muhamedin mirasini yüklenen alimlerce devam etmişdir, yani mürşdi kamillerce devam etmişdir ve etmekdedir, amma arada bul mürşidi kamil nerde var,.

Hani Fatihi Akşemseddin ardindan yönetti, istanbulun manevi fatihi diyorlar ya, yine hani onun babasi sultan Murad i Haci Bayram yönetti diyorlar diye, (:::) beyde kendine bir ulvi şahsiyet aradiki, onun fatih yapsin diye, amma ahmak, onu dünya lideri yapani Mehdiyi birakdida, başkalarini aradi, ve buldumu bulamadi, fetoya takildi, feto boş cikdi teröristin götü öpülür dedi gitdi öcalanin kicini öptü geldi, ne oldu ahmak oldu, olmadi, şamda namaz kilcaklardi olmadi ,oda boş cikdi marifet şamda namaz kilmakda degilki, oysa fetonun hocasi kilmiş, birde hutbe irad etmiş, hani nerde mehdilik, nerde kaldi o zaman. cübbeliye takildi, oda bu işidi yüşidi icad ettirdi ona, o da boş cikdi, cübbeli sarilki adamlar Allah deyip baş kesdiler marifet cübbede sarikdada degilmiş, ve şimdi menzil nakşilerine baglandi, yine hani ne oldu, şu hale bak kürt türk kavgasi daha beter oldu, Abdülbakinin kari kürt, ana kürt. akşama yataga girince kariyla kavgami etsin Türk Türkiye desinde, ne oldu, kari köylü oldular. Babalkari Abdülhekim nerden gelmiş, nereye konmuşlar, karinin köyüne konup, kari köylü olmuşlar zaten, artik Türk Türkiye diyebilirmi anasini karisini inkar edebilirmi, kan bagi kurdu o zalim soy ile, kari köylü, toprak bozuk, hüseyini, Hz Aliyi şehid edenlerin topragi, ne oldu ondanda birşey cikmadi, bu sefer (:::) türk türkiye demeye başladida, gec kaldin ahmak, vatan gitdi gidiyor, artik ne kaldi geriye, bir bak vatani ne hale sokdun, bu arkadan yönetilmek sevdasina, ve oralar ahmak ve ahmklarin topragi, Hz Hüseyinin kanini icen toprak , o zaman varmiki bu dünyada hakiki bir mürşidi kamil, (:::) bulamadiysa sen nereden bulcan diyenler olcakdir, ve ne dedi muhammed

"Ümmetimden bir taife Allah'ın emri gelinceye kadar (kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır."

ve yine bir ayettede

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَمِمَّنْ خَلَقْنَا أُمَّةٌ يَهْدُونَ بِالْحَقِّ وَبِهِ يَعْدِلُونَ

Ve mimmen halâknâ ummetun yehdûne bil hakkı ve bihî ya’dilûn.



Meali



Yarattıklarımızdan, hakka sarılarak doğru yolu gösteren ve hak ile adaleti gerçekleştiren bir topluluk buluncakdir


(Sadakallahul Aziym A'RAF Suresi 181. ayet )


Zirve 1 Kişilikdir kardeşim, Zirvenin sahibi Zirvedeyken, Oraya ne Abdülbakisi ne Tayybi nede Cübbelisi oturabilir.

ey Abdülabaki ve sofileri sizde gikinizi cikarmaycaksiniz, sen yetişdirdigini omzuna almak ile sorumlusun ve ordaki zirveyi gören ben isem ve omzune basip cikdiysam sen alltaki görevini ifa et, ve kuleyi saglam tutmaya bak, yoksa bu kulenin üstüne birini daha cikarmaya kalkarsan, bu kule devrilirde, sende, bu da o da şu da heder olur,

bu rüyada burda biter The End kiyamet olur, anladinmi sesini kis otur yerinde şimdi.

---oOo---

Ve ihsan makaminda öyle her an Allah görülmez, ve aynen muhammed gibi, o gitdi gördü geri geldi, ve artik O nun her an gördügünü bildi, fakat o onu her an görmedi, ve görüyor gibi amel etdi, ve bunun bir misalide, ben Allahi görüyor gibi nasil amel ederim: ben sendeki Allahi görüpde, sana ona göre muamele edersem, öyle yapmiş olurum. mesala sen hakim isen ben seni görünce, ve yine mesala benim hakim ile bir işim varsa, sen benim hakkimda karar verceeksen, ben sen karar vereceksin diye degilde "Hakim olan Allah bana ne karar verecek" diye düşündügümde, sendeki Allahi görüp, sende, Allahin Hakim isminin tecelli ettigini bilipde, sana öyle davrandigimda, o zaman hakim olan allahin beni gördügünü, ve bana ne hüküm verecegini düşünmekle ihsan makaminda bir an bulunmuş oldum, sende bana: hakim isen, benim hakkimda bir karar verecegin zaman, Hakim olan Allah, bu Raşid hakkinda ne hüküm verirdi diye düşündügünde, ve öyle Adelet ve hikmetle bana hükmettiginde, o zaman ikimizde ihsan üzre olmuş oluruz. ve ben her zman senin için bunu düşünmem, cünkü, senin ismin Hakim Ahmet bey ise, ben bir an senin hakkinda o tefekküre vardim, ve sendeki Allahi gördüm, amma belki iki saat sonra, o tefekkürde olamayabilirim, cünkü zirvede, ihsan makaminda cikip oturulmaz, oraya cikarsin inersin, o yüzden, iki saat sonra ben sana yine "hakim olan allah" demeyebilirim, ve derimki falanci ahmet bey veya filanci fatmanin kocasi, Hakim Ahmet bey diye düşnür, ve senin o makamini unutur öyle muamele ederim, cünkü her an seni öyle"Hakim olan allah" diye düşününce, eger senden bir densizlik zuhur ederse, o zaman inkara giderim, ve haşa huzur Allahi edebsizlik etmekle itham etmiş olurum. ve insan cigdir her an bir dengeszilik edebilir, bir günah işleyebilir, halife oldugunu unutabilir, nitekim havva ile Ademde unuttular halife olduklarini, ve hata etmedilermi zaten. haa burda büyük SIR onlar hata edince cürmünüde cekdiler, cezaya layik oldular ve atildilar cennetden, o sonraki durum amma, ve ihsan tefekkürü bir anlikdir, o makam her an meşgul edilmez demekde budur , yoksa seni her ano makmda diye öyle tefekkür edince, senin Allahi unutugun zamanlari hesab etmemiş olurum, ve sana da şeytanin tasallut edip, bir an seni gafil birakabilcegi, ve sana allahi unutturabilcegini hesap etmemiş olurumki, bu büyük hata olur, ve şeyh mürüdlerince öyle yüceltilirki, ve gözlerinde öyle büyürki, o hic hata etmez sanilir, oysaki Adem gibi ulul azim bir peygamber, gafil kalabildiyse, senin şeyh amca ademden dahami üsütün, ahmak sofi, ahmak mürid, O da gaflete düşebilir, hata edebilir unutma bunu, ve o tefekkürde ifrat derecesine varirisan, işde (:::), ne cevizler kirar amma, dangillar onu cok yücelttiginden, hatasini gözardi ederler, ve (:::) çalsada, adam diyor ki, çalsin, çaliyor amma hizmet ediyor, köprü yaptiya, bilmem ne yaptiya, diye onun hatalarini ört bas edip, onu haala en yüce görmeye devam ediyor. ve oda artik ofurddukca ofurddu, ve nerdeyse kendini tanri ilan etcek ,bir firavunlugunu ilan etmedigi kaldi zaten ahmagin, şeyh ucmaz mürüd ucurur bu olsa gerek herhalde.


ve atalar bunu şu vecizeli amma biraz komik sözle ifade etmişler:


"Gönül düşmüş bir boka , o da, O na mis gibi koka"


Rabbim Ben ve Cemaatime, şeytanin kendi askeri olan, o hata edenlere, "temiz gösteren şeytan filtreslyle bakip" , poh ve pis mikrop, vahşi hayvan cibilliyatli, Firavun nemrut gibi dangil cibilliyatlilarida, Allah gibi görmekden muhafaza etsin.


---oOo---


أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 14 Ocak 2016 Salı

Original Kar © glan





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)