Thread Rating:
  • 27 Vote(s) - 2.81 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Otomobil Markalarinin Tarihi ve Logolari ve Genel BilgilerP2
#1
[Image: Otomobil-Markalarinin-Logolari-ve-Tarihi...lgiler.jpg]

Otomobil Markalarinin Tarihi ve Logolari ve Genel BilgilerP2

Araba markaları hakkında detaylı bilgilere, araba marka tarihleri ve kuruluş hikayelerine, buradan ulaşabilirsiniz. İster ikinci el araba arayın, ister sıfır kilometre bir araba modeli satın almayı düşünüyor olun, otomobil almaya karar vermeden önce iyice araştırmanın yanında otomobil markası hakkında da biraz bilgi edinmek isteyebilirsiniz. Aşağıdaki listeden dilediğiniz otomobil markası logoları Altındao otomaobil markası hakkında detaylı bilgileri bulacaksınız.


[Image: Chrysler.jpg]

Chrysler

Chrysler Hakkında

Yirminci yüzyılın başında ilk arabasını satın alan Walter P.Chrysler, gelişen teknolojiyi daha iyi öğrenebilmek adına arabasını 25 kere parçalarına ayırmıştır. 1924 yılında kendi adını taşıyan ilk arabası Chrysler Six’i üretmiştir. Walter Chrysler arabasını New York’ta bulunan otomobil fuarında tanıtmak istediğinde, aracının üretim durumuna hazır bulunmadığı gerekçesiyle amacına ulaşamadı ve arabasını New York’ta bulunan Commodore otelinin büyük giriş salonuna park etti. Araç, gazeteciler ve yatırımcılar tarafından çok dikkat çekince, medyada büyük yankı buldu ve aynı yıl içerisinde üretime geçti, 32.000 adetin üzerinde bir satış yapıldı.

6 Temmuz 1925’de daha önce kendisininde çalışmış olduğu motor şirketiyle birlikte kendi firmasını kurdu. Yıl sonuna kadar Amerika’da 3.800 Chrysler satıcısı oluşmuştu ve genç firma yaklaşık yılda 17,4 milyon dolar kazanmıştı. 1927 yılında ilk cabriolet araç piyasaya sürüldü. Chrysler, Dodge firmasınıda kendisine dahil ederek Amerika’nın en büyük otomobil üreticilerinin arasında yer aldı.

Chrysler ikinci dünya savaşından sonra Town and Country adındaki kenarları ve arkasında bulunan tahta uygulamalarından dolayı unutulmaz olan araba modelini üretti. 1955 yılında firma 300 PS gücünde olan dünyanın en güçlü limuzinlerini tanıttı. İki yıl sonra spor araba Dart’ ı ve 1958 yılında ise otomatik hız kontrolüne dayanan ve günümüzde Tempomat diye bilinen bir sistemi sundu.

Chrysler 1970’ li yıllarda sarsıcı ve derin bir krize doğru sürüklendi ve milyon zararlar etti. 1979 yılında yönetim sayesinde ele geçen kredi, yeni modeller üretmeleri için büyük bir fırsattı. Chrysler 80’ li yıllarda uyguladığı strateji sayesinde krizden kurtulmayı başardı.
Krizin ardından sırasıyla 1981 yılında Cabrio Le Baron üretildi ve iki yıl sonra da bir küçük otobüs ve normal aracın birleşimini andıran görüntüsüyle Voyager modeli piyasaya sürüldü. Chrysler, Voyager modeli ile neredeyse on milyon satış yakalamayı başardı. 1987’de ise Americans Motors Corporation’ ı satın alarak Jeep markasını da satın almış oldu. Spor araba modeli Viper ve üst sınıf limuzinler 90’ lı yıllarda üretildi.

1998 yılında artık 75 yıllık bir geçmişi olan Chrysler firması, Daimler-Benz firması ile birlikte, merkezi Stuttgartta bulunan Daimler Chrysler adini alarak yeni bir firma oldu. 1999 yılında ise Motor Trend adlı bir dergi tarafından 300M modeli yılın arabası seçildi. 2000’ li yıllarda ise, PT Cruiser, Grand Voyager, Cabrio olarakda kullanılabilen Sebring, Crossfire Sportcoupe, Crossfire Roadster, 300 Touring gibi yeni ve etkileyici modeller ürettildi.

[Image: Citr%C3%B6en.png]

Citroen

Citroen Hakkında

Otomotiv tarihinde çığır açan pek çok yeniliğe imza atan Citroën, 1919 yılında André Citroën tarafından kuruldu. Citroën soyadı, tüccar olan büyük büyük büyükbabasının sonradan “Citron” olarak değiştirilen “Limoenman” soyadından geliyordu; “küçük limonları olan adam”…

Henüz 34 yaşındayken “ dişli takımı ” üretmek üzere kendi şirketini kuran André Citroën, otomotiv endüstrisinde daha sonraları bir dev olarak anılacaktı. Citroën’ in hafızalara kazınan sembolü ” double chevron ” (rütbe işareti) ise André Citroën’ in kendi buluşu olan üçgen dişli sistemine bir göndermedir.

İşte otomotiv tarihin Citroën tarafından konan temel taşları:

4 Haziran 1919′ da Citroën markalı ilk otomobil satıldı: 10 HP A Type Torpedo. Citroën, Avrupa’ nın ilk seri üretim otomobili A Type’ ı otomotiv tarihine kazandırmıştı. Daha sonra,1924 yılında A Type ile kazanılan deneyim sayesinde B serisinin üretimine geçildi. Seri içinde dünyanın ilk çelik karoserli otomobili BlO yer aldı. 1933 yıllında Citroën 8CV, 93 km/s ortalama hız ve 300.000 km yol ile uzun mesafede dünya rekorunu kırdı.

Citroën 1934 yıllında dünyada ilk önden çekişli otomobilin seri üretimine başladı.1938 yıllında C serisiyle birlikte bir ilke daha imza atan Citroën, model gamını genişletmeye ve sektöründe öncü olmaya devam etti. 1938 yılında Citroën dünyanın ilk “hydropnömatik süspansiyonlu” otomobili La 15 Six’ i icat etti.

1955 yılında Citroën dünyanın fren disklerini standart olarak sunan ilk otomobili DS’ i icat etti. Yüzyılın otomobili olarak övgülere doymayan DS, ” gerçekleşen bir düş, bir mucize ” olarak tanımlanmıştı. Tanrıça anlamına gelen “déesse” kelimesinin okunuşu olan DS, otomotiv dünyasına bir mit olarak girdi ve hep öyle kaldı.
1978 yılında ” Dünyanın ilk en hızlı turbosuz otomobili ” La CX 2500 Diesel’ i icat etti. Aynı yıl yine ” dünyanın ilk tam elektronik ateşleme sistemine sahip otomobili ” La LNA’ yı satışa sundu.

1989 yılına gelindiğinde Citroën, herkesi yine şaşırttı: Dünyanın ilk hidroaktif süspansiyonlu otomobili XM sahnedeydi. 1994 yılında Citroën AX Eco 2,7lt/100 km ile yakıt ekonomisinde dünya rekorunu kırdı. 1996 yılında Saxo’ nun lansmanı yapıldı. 27.000 ziyaretçi aracın üretildiği yere, Aulnay’a geldi.

1997 senesinde ise 1.581.378 adet satılan ZX’ in üretimi sona erdi ve Xsara lanse edildi. 2000′ in Kasım ayında, Citroën, otomobil endüstrisinde bir ilk olan ISO 9001 (versiyon 2000)’ i aldı. C mirası yeniden gündeme geldi. Tarih yeniden canlandırıldı ve nostalji teknolojiyle buluştu. C serisindeki otomobiller, bulundukları segmente, kullanım amacına, donanımına göre numaralandırılıyor ve adlandırılıyor. En küçük model C1 ve en büyüğü C8 gibi.

2002 yılında ise Citroën yeni bir satış rekoru kırdı: 1 312 000 araç.. 2004 yılında İspanyol basını C2′ yi, Brezilya basını da C5 ve Xsara Picasso’ yu yılın en iyi aracı seçti. Yine aynı yıl içinde C4 modelinin hatchback ve coupé versiyonlarının tanıtımı Mondial’ de gerçekleştirildi. 2005 senesinde C serisinin prestij aracı olarak kabul edilen C6 modeli Frankfurt Fuarı’ nda ilk defa sergilendi.

2007 yılında Citroën Jumpy, 20 gazeteciden oluşan uzman jürinin oylaması sonucunda ” 2008 – Yılın Ticari Aracı ” ödülünü aldı. Citroën’ in ilk sedan aracı C4 Sedan Avrupa’ da ilk olarak Türkiye’ de lanse edildi.2008 yıllında Citroën’ in yerli aracı Nemo ” 2009- Yılın Ticari Aracı ” ödülünü aldı.

[Image: Dacia.png]

Dacia

Dacia Hakkında

1996 yılında Romanya hükümetinin açmış olduğu ihale sonucu kurulmuş, adını Romanya topraklarının eski adı olan Dacia’dan alan , 1999 yılında Renault bünyesine geçen Romanyalı otomobil üreticisi.1968 yılında bütün parçaları Fransa’dan ithal edilerek montajı yapılan ve Piteşti’deki fabrikasında boyanan Renault 8 modelini Dacia 1100 adıyla piyasaya vererek üretime başladı. Dacia 1100, 4 kapılı 5 kişilik karosere ve arkadan konumlandırılmış 1100 cc’lik 4 silindirli 46 BG gücünde motora sahipti. 133 km/sa. azami hıza sahipti ve 100 km’de ortalama 6,6 lt benzin tüketiyordu. Dacia 1100 modeli 1971 yılına kadar üretimi devam etmiştir.

1969 yılında Renault 12 modeli Fransa’da üretilmeye başlayınca Dacia da 1300 adı ve kendi logosu altında 12’yi montajlamaya başladı. Dacia 1300’lerde 1289 cc’lik 54 bg motor kullanıldı. Azami hızı 144 km/saatti ve 100 km’de 9,4 lt yakıt tüketmekteydi. Türkiye’de Renaut 12’lerin üretimine Dacia’dan 2 yıl sonra 1971 yılında başlanmıştır.

Dacia 1300 montaja başlandıktan itibaren donanım farkı olan üç sürümle satışa sunuldu. Bunlar 1300 Standart, 1300 Super ve 1301 modlleridir. 1301 sadece Romanya Komünist Partisi üyeleri için üretilen bir modeldi ve bugünün araçlarında standart olan arka cam rezistansı ve 1300 modellerinde olmayan başka donanımlar içeriyordu.

1973 yılında Fransa ile aynı anda Renault 12 Break olarak adlandırılan ve 12’nin Türkiye’de en popüler modeli olan Station Wagon Romanya’da 1300 Break adıyla üretilmeye başlandı. Yine 1975-1982 yılları arasında kısıtlı sayıda (1500 kadar) 1302 adıyla bir pick up modeli de üretildi. 1302 modelinin çoğu Fransızların eski sömürgesi olan Cezayir’e ihraç edildi. Bu dönemde Renault’nun orta üst sınıfta bulunan 20 modeli de montaj yöntemiyle üst düzey Romen yöneticilerin kullanımına sunuldu.

1979 yılında Renault 12 ve dolayısıyla Dacia 1300 makyaj geçirmiş ve bir Doğu Avrupa markası şaşırtıcı olarak çeşitli donanım seçenekleri bu yıllarda ürün gamına eklenmiş (Standart, MS, MLS, S, TL, TX) baz modelin adı 1310 olarak değiştirilmiştir. İlerki yıllarda da 1185 cc’lik Dacia 1210, 1397 cc’lik Dacia 1410 modelleriyle ürün gamı genişlemiştir. 1981 yılında Dacia 1310 baz alınarak tasarlanmış tek kapılı 1310 Sport ve daha sonra da Dacia 1410 bazlı bir 1410 Sport modelleri sınırlı sayıda üretilmiştir.

Dacia 1981 yılından sonra uyguladığı çeşitli makyajlarla Renault 12 modelini üretmeye devam etmiş, 2 ve 4 kapılı pick up’lar dışında 1310 modeli baz alınarak hatchback modeli ve 12 modelinin tamamen dışında küçük boyutlu ve motorlu 500 Lastun modelini 1988-89 yıllarında kısa bir süre için üretilmiştir.

Dacia eski bir Peugeot modeli olan 309’u baz alarak ürettiği Solenza modeliyle özellikle Romanya’da önemli satış rakamlarına ulaştı. Daha önceki modeli Süper Nova’nın iyileştirilmiş versiyonu olan Solenza 1999 yılında Renault’nun Dacia’yı dünya markası yapmak için geliştirmesine büyük katkılar sağladı.


[Image: Daewoo.jpg]

Daewoo

Daewoo Hakkında

Kore dilinde “Büyük Kainat” manasına gelen Daewoo, 72.000 bin çalışanı ile 150 ülkede ” Daewoo Ruhu”nu yaşatıyor. Bu ruhun üç temel ögesi yeniliklerden korkmayan, yaratıcılık, yüksek hedeflere ulaşmak ve ve o hedeflere ulaşmak için kişisel öz veriler olarak tanımlanıyor.

Merkezi Seul’de olan Daewoo grubunun bünyesinde 30 şirket bulunuyor. Bunlar ticaret, inşaat, otomotiv ve parça üretimi, tüketiciye yönelik elektronik aletler, bilgisayar, telekomünikasyon, aerospace ve gemi inşaatı, finansal hizmetler ve otelciliği kapsıyor.
Kim Woo-Chong tarafından 1960’larda kurulan grup, ilk olarak tekstil ve hazır giyim ithalatı ve ihracatı ile iş dünyasına adım attı. Çeşitli alanlarda faaliyet gösteren grubun sürekli değişen global dünyada özellikle endüstriyel gelişmeleri yönlendirmek amacı ile 1992’de bünyesinde Daewoo yüksek mühendislik enstitüsü kuruldu. Burada yapılan araştırmalar tüm alanlara yansıtılıyor.

Daewoo gurubun üretim ve hizmetleri kısaca özetlemek : “çelik ve metal ve bu endüstriye katkıda bulunan kimya grubu , medya ve elektronik eşya, bilgisayar ve ev otomasyonu, ağır makine endüstrisi, inşaat, tekstil, petrol ürünleri ve bunların uluslararası pazarlara dağıtımı, aerospace endüstrisi ve askeri ve savunma sanayi ürünleri, otomotiv üretim ve ihracatı, medya ve film endüstrisi, telekomünikasyon hizmetleri, ve finansal kurumu” Daewoo Grubu Seul Kore ve gerekse dünya çapında çalışmaları ile lider bir kuruluştur.
Daewoo, otomotiv alanında ise, binek otomobil, 4×4 ve hafif ticari araçlar ile kamyon ve otobüs gibi ağır ticari araçların üretimini ve 145’ten fazla ülkeye ihracını gerçekleştirmektedir.

“ISO 9001″ sertifikasını alan ilk Asyalı otomotiv şirketi olan Daewoo, birçok ülkede, özellikle de Doğu Avrupada üretim tesisleri kurmuştur. 14 ülkede toplam 17 tesiste üretilmekte olan Daewoo 2000 yılında üretim kapasitesini 2.5 milyon ünite olmasını hedeflemiştir. Dünya çapında ilk on otomotiv üreticisi arasına girmeyi hedefleyen Daewoo, ürün yelpazesini genişletecek, yeni modellerini bir süre sonra piyasaya sürecektir.


[Image: Daihatsu.jpg]

Daihatsu

Daihatsu Hakkında

Daihatsu, 1907 yılında Hatsudoki Seizo Co. Ltd. ismiyle kurulan ve ufak sınıf araçlar üreten Japon otomobil üreticisidir. 1907 yılında içten yanmalı motor üretimi ve satışı için kurulan şirket, 1951 yılına gelindiğinde Daihatsu Motor Co. Ltd ismini almıştır.

1907 yılında, Japonya’nın altı beygir gücündeki ilk benzinli motorunu üreten Daihatsu, ilk aracı olan 3 tekerlekli “HA Model”i 1930 yılında üretti. 1998 yılında Toyota, Daihatsu hisselerinin çoğunluğunu satın alarak markanın ana şirketi olmuştur. Yıllar içerisinde hızlı bir gelişim göstererek büyüyen Daihatsu, art arda üretim merkezleri açarak yeni araç modelleri geliştirmeye devam etti.

1965 yılının Temmuz ayında, elektrik ile çalışabilen araç üretebilmek için araştırma ve geliştirme çalışmalarına başlandı ve 1967 yılında tamamlanan çalışmalar sonucu, yüksek performanslı bir elektrikli araç geliştirildi. 1969 yılının Eylül ayında ise Fellow Van adlı elektrikli araç satışa sunuldu. 1977 yılında kompakt olarak üretilen Charade isimli araç, 1978 yılında yılın en iyi aracı seçildi. Merkez ofisi ve fabrikası Ikeda’da bulunan Daihatsu, burada; Daihatsu Terios Kid, Esse, Boon, Passo, Coo, Bb, Delta, Justy, DEX, Copen gibi modellerini üretmektedir. Daihatsu tarafından üretilen bir microvan modeli olan Daihatsu Hijet uzun yıllardır kullanılan araçlar arasında bulunmaktadır. Bunun yanı sıra son derece güçlü motor sistemi ile en zor şartlarda bile ağır yük taşımaya elverişli süspansiyon yapısına sahip Delta kamyonetler, kusursuz dayanıklılık sunar.

Daihatsu, satış ve üretim ağını dünya genelinde her geçen gün genişletmektedir ve günümüzde yaklaşık 130 ülkede servis, satış ve üretim ağı oluşturmuş durumdadır. Ürettiği araçlarda güvenliğin öneminin farkında olan ve araştırma geliştirme çalışmalarını buna uygun olarak titizlikle yürüten Daihatsu, gelişmiş güvenlik seviyesi sunan toplam gelişmiş fonksiyonlu gövde yapısı ile olası bir kaza durumunda hasarı minimumda tutmayı hedeflemektedir. Daihatsu kuruluşundan bu yana ürettiği araçlarda çevre kirliliğini en aza indirmeyi hedeflemiş ve buna uygun teknolojiler geliştirmeye çalışmıştır.

Ürettiği kompakt araçlar sayesinde karbondioksit ve sera gazı yayılımını en aza indirerek çevre dostu bir üretim prensibini benimsemiştir. Daihatsu, Akıllı Katalizör ve Katalizör Erken Aktivasyon Sistemi gibi son teknolojik gelişmeleri kullanarak çevre kirliliğini azaltmaya yönelik çalışmalar yürütmektedir. Temiz enerji üzerinde çeşitli çalışmalara imza atan Daihatsu, elektrikli ve yakıt hücreli araçların geliştirilmesi konusunda gün geçtikçe ilerleme kaydetmekte, çalışmalarını bu yönde geliştirmektedir.

[Image: Dodge.jpg]

Dodge

Dodge Hakkında

Dodge markası, Horace Dodge ve John Dodge kardeşler tarafından 1900 yılında kuruldu. İlk olarak Ford markasına yedek parça üretilmek amacıyla kurulmuştu. Yedek parça üretiminden sonra otomobil üretimine başlayan Dodge kardeşler, ilk üretime geçtiklerinde “Dodge Brothers Motor Vehicle Company” ismini kullanmışlardı. 1912 yılına kadar askeri araçlar da üreten Dodge, bu yıldan sonra sadece otomobil üretmiştir. “Ram” adını verdiği kamyonetlerinde logo olarak yabani keçi sembolünü tercih eden Dodge, otomobillerinde otoyol şeritlerini simgeleyen kırmızı logo kullanmaktadır.

1928 yılına gelindiğinde ekonomik sıkıntılar yaşamaya başlayan Dodge, Chrysler A.Ş tarafından satın alındı. Chrysler A.Ş tarafından satın alındıktan sonra küçük hacimli otomobiller ve aile otomobilleri üretmeye başlayan marka, büyük buhrandan sonra çok büyük yatırımlar aldı.

90’lı yıllara kadar otomobil üretimine devam eden Dodge, 90’lı yıllardan sonra ağırlıklı olarak pikap ve kamyonet üretmeye başladı. 2002 yılında tekrar bir mali kriz yaşayan marka Chrysler ile birlikte Daimler Chrysler Otomotiv Grubu’na katıldı. Çeşitli yeni modellerle içinde bulunduğu finansal darboğazdan çıkmaya çalışan Dodge, krizi atlatamadı. Chrysler grubunun dağılmasıyla “Cerberus” tarafından satın alındı.

Chrysler grubunun parçası olarak Avrupa ve Asya’da çeşitli otomobil fabrikaları açan Dodge, beklediği satış rakamlarına ulaşamadı ve mecburen küçülmeye gitti. Günümüzde modern çizgilerle ve düşük hacimli motorlarla otomobil üretmeye devam eden Dodge’un geçmişine baktığımızda üretmiş olduğu modellerin neredeyse her birinin otomotiv tarihinin efsaneleri haline gelmiş olduğunu görüyoruz.

Dodge markasının ürettiği her otomobilde gücü ve kaliteyi bir arada sunması, Dodge modellerini efsane yapan nedenlerin başında geliyor. Girdiği ekonomik krizlerde bile çizgisini bozmayan Dodge, biraz da fiyatlarını yüksek tutması ve araçlarda kullandığı motor hacimlerinin de yüksek olması nedeniyle de krizlerden bir türlü çıkamamıştır. Dodge Avanger, Dodge Caliber, Dodge Charger, Dodge Challenger, Dodge Dakota, Dodge Durango, Dodge Magnum, Dodge Neon, Dodge Nitro, Dodge Ram ve Dodge Viper markanın efsane modelleri arasındadır.

[Image: Ferrari.png]

Ferrari

Ferrari Hakkında

Enzo Ferrari, Modena şehrinde 1898 yilinda dünyaya geldi . Birinci Dünya Savaşı’nda babasını ve kardeşlerini kaybettikten sonra yalnız bir yaşamla 1916 yılında, henüz 18 yaşındayken buluşur. Yarışçılık kariyeri de bu dönemlerde başlar.1920 yılında, Alfa Romeo nun yarış pilotlarından biri olur; ismi de bu dönemde bir efsane misali kulaktan kulağa yayılır. O’nun da öncülüğünde Alfa Romeo araba yarışçılığının bir numaralı ismi oldu. Enzo Ferrari’nin hız tutkusu, daha önce hiç kimsenin ulaşamadığı hızlarda virajları dönebilme kabiliyeti yanısıra; arabasının ergonomisinden, motor aksamına herşeyiyle ilgilenmesi O’nu araba yarışları tarihinin ölümsüzleri arasına sokar.1929 yılında Scuderia Ferrari yi Alfa Romeo’nun yarış takımı olarak kurar. 1932 yılına kadar Enzo Ferrari yarışmaya devam etti; ancak oğlu Dino Ferrari’nin doğumuyla yarışlardan ayrılarak, otomobil fabrikasının işlerine geçer. Lakin bu dönemde, araba motorlarının güçsüzlüğü; hafif spor arabaların gelişmesi üzerine çalışmalara başladı.

Enzo Ferrari Kontrolündeki yarış takımı katıldığı tüm yarışları kazandı; sadece 1935 yılında Mercedes’e geçilir. 1935 yılında Mercedes’in bu yarışı kazanmasında Castrol’un deterjan bazlı motor temizleyicisi büyük rol oynar. Mercedes’in motorunu Alfa Romeo’dan daha üstün performanslı ve istikrarlı kılar. Ertesi yıl, Castrol ürünlerini Alfa Romeo da kullanmaya başlar; günümüzde de halen Castrol en üstün motor bakımı ürünlerini sunmaktadır.Enzo Ferrari’nin yarış otomobillerini yaratma becerisi; o’nu Alfa Romeo’nun sportif direktörü yapar. Ancak; Enzo Ferrari’nin detaylarına bakmadan imzaladığı direktörlük kontratında, ayrılması durumunda 4 yıl başka bir yarış takımında çalışamayacağı ve tasarım yapmasının yasak olduğu kuralı vardı. Böylece kendi yarattığı o güne kadar eşi benzeri görülmemiş otomobil ergonomisini geliştirmesine de izin verilmez.Enzo Ferrari’nin Alfa Romeo’dan ayrılması Direktörlükten ayrılmasıyla; Auto-Avio Costruzioni’yi kurdu. Bu şirket bazı yarış takımlarına parçalar satar. Doğduğu şehir Modena’da, küçük bir araba üretimi atolyesi kurdu; ve burada sadece kendisinin kullanması için bir araba yaratmaya çalışır. Ancak, İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla İtalya zor günler geçirmektedir. Modena’nın bombalanmasıyla, tasarımına yeni başladığı arabayı da bitiremeden Maranello’ya taşınmak zorunda kalır. Yıllar sonra Ferrari Modena 360; Enzo Ferrari’nin kütüphanesinde kalan basit bir ön tasarımını baz alarak Pininfarina tarafından yapılacaktır.

Ferrari’nin kuruluşu ve maddi sorunlar :Maranello’ya kaçışı sonrasında, burada tekrar bir atolye kuran Enzo Ferrari; 1946 yılında, Dünya otomotiv tarihin en çok “düşlere” giren ismi Ferrari’yi kurar.Ferrari 1951 yılında İngiltere Gran Prix’sinin yanı sıra; LeMans’da 14 zafer kazanır. 1960 ve 1965 yılları arasında 6 yıl üst üste LeMans’ı kazanması da Ferrari’yi otomobil yarışçılığının en büyük ismi yapar. Ancak, gelişen dünya ekonomisi ile; profesyonelce işleyen şirketlerin hızına erişemez.Maddi olarak büyük sorunlar yaşayan Ferrari’nin yaşadığı bu sorun; halen günümüzde profesyonelce işlemeyen şirketlerin hazin sonunu simgelemektedir. Profesyonel bir şirketin bir banka’dan borç almaya çalışması gerekirken; Enzo Ferrari şirketi ayakta tutabilmek için İtalyan mafyası’ndan borç alır.
Dino Ferrari’nin ölümü :Ferrari Dinoİtalyan Mafyası’na borcunu geri ödeyemeyen Enzo Ferrari’nin oğlu, Dino Ferrari genel bakış açısına göre (filmlerde ve belgesellerde anlatıldığı üzere) İtalyan Mafyası tarafından zehirlenerek öldürülür. Bu konuda iki değişik bakış açısı daha vardır; mahkeme tutanakları “kas gelişememezliği” hastalığından öldüğünü yazar. O dönemde İtalyan medyası bunu Dino Ferrari’nin uyuşturucu kullanmasıyla da ilgili olduğunu sunmuştu; ancak Dino Ferrari 24 yaşında vefat etmesine rağmen arabalar üzerine müthiş bir bilgisi vardı. Formula 2 arabaları için V6 motorunu daha 23 yaşındayken düşünüp, Vittorio Jano’ya da ertesi yıl ölmeden önce teknik düşüncelerini iletmişti. Bu da, o’nun en son günlerinde bile oldukça zinde olduğunu gösterir.
1956 yılında Enzo Ferrari hukuksal anlamda bu olayın üzerine fazla gidemez, lakin bu dönemde gerek İtalya ve gerek Amerika Birleşik Devletleri’ndeki illegal yaşam ve mahkemeler; Sicilya’daki aileler tarafından yönetilmekteydi.Bu olayın üzerine, Enzo Ferrari; Ferrari’nin “Ferrari Dino” serisini yarattı. Bu tasarım Ford’un yarattığı en hızlı ve yarışlardaki en başarılı arabası Ford GT40 ‘a ilham kaynağı olacaktır.
Ferrari’nin Fiat’a satılması Maddi sorunlardan kurtulamayan Ferrari, hisselerinin bir bölümünü Fiat’a sattı. Bunun üzerine Ford 1963 yılında 18 Milyon dolarlık bir teklif sundu. Enzo Ferrari hemen hemen her konuda anlaşıp, ancak Ford’un yarış takımını kontrol etme isteği Enzo Ferrari tarafından reddeder ve anlaşma bozulur. Bu da Ford’un o dönemde yarışlara girmesine sebep olur. 1969 yılında oldukça güç durumda kalan Enzo Ferrari şirketin hisselerin yarısını Fiat’a vererek, yönetimden bir adım geri çekildi.1988 yılında da Fiat hisselerin %90′ına sahip olur. 2000′ li yıllara yaklaşılırken FIAT’ tın da hisselerin bir bölümünü ünlü bir İtalyan bankası olan Mediabanco’ ya satmasıyla Ferrari hisseleri bölünerek farklı kullanıcıların eline geçmiştir. (hatta bunların bir kısmını F1′ in ticari haklarının sahibi Bernie Eclestone’ un da aldığı söylenmektedir.Ford’un Ferrari tarafından hazırlıkları yapılmış, bir çok masrafa girilmiş projesinin iptal olması ardından; Ford “Ferrari” projesine “Ford GT40″ ismi altında devam etti. İki yıl deneme sonrasında, Ferrari’yi yarışlarda geçmesi de Amerikan otomobil yarışçılığının en büyük günlerinden biri olarak kabul edilir.

Pininfarina’nın Ferrari’yle buluşması ve Enzo Ferrari’nin ölümü
Ferrari Testarossa1969 yılı Ferrari’nin tarihindeki en önemli yıllardan biridir. Lakin bu yıl, Enzo Ferrari tasarımcı dostu Battista Farina’nın oğlu Sergio “Pinin”farina’ya çizdiği muhteşem çizgiler doğrultusunda şans tanıdı. Prototip olarak sunulan 1969 Ferrari 512s, 1967 Ferrari 206 Dino’nin daha ince ve modern çizgilerle yaratılmış halidir. Üretime geçen 1971 Ferrari BB ile Ferrari dünya otomobil dünyası arenasına tekrar girer.
1984 yılı, Pininfarina’nın otomotiv dünyasının yeni bir çağa başlatmasına şahit olur. Tüm zamanların en güzel tasarımlarından biri olarak gösterilen Ferrari Testarossa; satışa sunulur sunulmaz yüksek fiyatına rağmen lüks otomobillerde satış rekorları kırar. Testarossa, halen günümüz spor arabalarının çizgilerini örnek aldığı efsanevi bir otomobil haline dönüşür.

1988 yılında, Enzo Ferrari; Ferrari’nin 40′ıncı yılı için üretilen F40′ın sunulmasından bir yıl sonra vefat eder. Enzo Ferrari’nin, her ne kadar yaşamında son günleri olsa da; en çok beğendiği Ferrari’nin F40 olduğunu söylemiştir.Ferrari F40′ın ilk sahibi, dünya tarihinin en büyük futbolcularından biri olarak gösterilen Diego Armando Maradona’dır. AC Milan başkanı Silvio Berlusconi, Napoli’nin Serie A şampiyonu ve İtalya Kupası’nı Maradona ile 1987 yılında alması üzerine; kendisine transfer teklifinde bulundu. Napoli başkanı Corrado Ferlaino da, Maradona’yı Napoli’de tutabilmek için kendisine Ferrari tarafından üretilen tek siyah renk F40 ‘ı hediye etti. Maradona da halen günümüzde kararını Ferrari yüzünden verdiğini söylemektedir.

Enzo Ferrari’nin ölümü ardından Ferrari’nin şirket olarak çok daha profesyonelce işlemesi başlar. Lakin, hisselerin büyük bir çoğunluğu Fiat’a geçer.1990lı yıllarda Ferrari 1992 Ferrari 456 GT , 1994 F355 ve 1996 550 Maranello takibi senelerde sunan Ferrari; Dünya’nın dört bir yanında en güzel lüks spor araba olarak tanınmasını sağladı. Ferrari, kuruluşunun 50′inci yılında F50 modelini limitli sayıda üreterek dünyaya sundu.1979′ dan sonra Formula 1 pilotlar şampiyonluğunu ve 1984′ den sonra da takımlar şampiyonluğunu kazanamayan Scuderia Ferrari yarış takımı, 1990 yılında McLaren’ den ayrılan Alain Prost ile anlaştı. 1990 yılının son yarışı Suzuka Büyük Ödülü’ nde Ayrton Senna’ nın Alain Prost’ a kasıtlı çarpması sonucu şampiyonluğu kaçırdı. 1991 ve sonrasında yeteri kadar mücadeleci bir Formula 1 aracı üretemeyen Ferrari, birkaç yıl daha şampiyonluk mücadelesine giremedi.

1993 yılında takımın yönetimine Jean Todt’ un getirilmesi ile yeniden yapılanmaya giden Scuderia Ferrari, 1995 yılının sonunda 1994 ve 1995 yıllarının dünya şampiyonu Michael Schumacher ile anlaştı. 1996′ da kötü bir sezon geçiren takım, 1997 ve 1998 yıllarında şampiyonluk için tekrar güçlü bir aday olmasına rağmen yine son yarışlarda şampiyonluğu kaçırdı. Ferrari, 1999 İngiltere Büyük Ödülü’ nde 1. pilot Michael Schumacher’ in kaza yaparak ayağını kırması sonucu yarışlardan uzak kalmasına rağmen, Eddie Irvine ile şampiyonluk mücadelesine devam etti. Ferrari, pilotlar şampiyonluğunun yine son yarışta kaybetmesine rağmen, 1984 yılından beri kazanamadığı “Formula 1 Takımlar Şampiyonu” ünvanını kazanmayı başardı.

2000li yıllarda Ferrari Michael Schumacher 2005 ABD Grand Prix öncesi basın toplantısında2000 yılında Mika Hakkinen ve McLaren’ e karşı Michael Schumacher ile kazanılan pilotlar şampiyonluğu, 21 yıl sonra kazanılmış ilk “Formula 1 Pilotlar Şampiyonluğu” ünvanı olmasının yanında 5 yıl sürecek bir başarının da başlangıcı oldu.2001 yılında McLaren ve BMW.Williams’ ın ortak olduğu şampiyonluk yarışını önde tamamlayan Ferrari, 2002 yılında radikal özelliklere sahip F2002 adlı araç ile büyük bir üstünlük sağlayarak şampiyonluğu sezonun bitiminden çok önce elde etmeyi başardı. 2002 yılının sonunda Ferrari’ nin bu üstünlüğü nedeniyle Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA), Formula 1′ de masrafları azaltarak diğer takımların rekabet gücünü arttırmak amacıyla bazı kural değişikliklerine gitti.2003 yılında yeni kurallardan etkilenmesine rağmen tekrar hem takımlar hem de pilotlar şampiyonluğunu kazanmayı başardı.2004 yılında F2004 ile 18 yarışın 15′ ini kazanarak 2002′ deki üstünlüğünü daha da ileri taşıyan Ferrari, yine hem takımlar hem de pilotlar şampiyonluğunu kazanmayı başardı.Ferrari’ nin 2004′ ü de domine etmesinin üzerine FIA daha radikal kural değişikliklerine gitti. 2005 yılında aleyhine değiştirilen kurallara ayak uyduramayan Ferrari, araç ile lastik arasında yaşanan uyumsuzluk ve kural değişikliklerinin amacına ulaşmasi nedeniyle şampiyonayı ancak 3. olarak tamamlayabildi.

2006 yılında yapılan yeni kural değişiklikleri ve 3 litre V10 motordan 2.4 litre V8 motora geçişle birlikte yeniden bir toparlanma dönemine giren Ferrari, şampiyonluk mücadelesine tekrar ortak olmuştur.Monte Carlo Grand Prix’in de şampiyon pilot Michael Schumacher’in diğerlerini engellemek adına aracını yolda bıraktığı gibi bir suçlama yüzünden ve arından yaptığı motor değişikliği ile garajdan, diğer pilot Felipe Massa’nın da sıralama turlarında yaptıgı kazadan dolayı son sıradan başlaması ile tarihindeki en kötu sıralama ile başlamalarına rağmen Michael Schumacher muhteşem bir sürüş ile böyle zor bir pistte 5.’liği elde ederek şampiyon ruhunu ve tecrübesini ortaya koymustur.F2004, birçok otorite tarafından gelmiş geçmiş en iyi Formula 1 aracı olarak kabul edilir. Michael Schumacher de bu dönemde elde ettiği başarılarla üst üste rekorlar kırarak tüm zamanların en başarılı Formula 1 pilotu olmuştur.

2004 yılı itibari ile, Fiat Ferrari’nin %56’sını, Mediobanca %15′ini, Commerzbank %10′unu, Lehman Kardeşler %7’sini ve Ferrari’nin oğlu Piero Ferrari %10′una sahiptir.


[Image: Fiat.jpg]

Fiat

Fiat Hakkında

1 Temmuz 1899 tarihinde Palazzp Bricherasio’ da Società Anonima Fabbrica İtaliana di Automobili Torino (Torino İtalyan Otomobil Fabrikası Anonım Şirketi) kuruluş belgeleri imzalandı. 800.000 Liret değerinde bir şirket sermayesi, otuz hissedar tarafından imzalandı. Yönetim Kurulundan biri de, eşsiz girişimci enerjisi ile hemen kendini ön plana çıkaran Giovanni Angelli idi.

1900 yıllında Corsa Dante 35′ de ilk Fiat fabrikası törenle açılır. Fabrikanın 12.000 metrekarelik alanında 150 işci çalışmaktadır. Bu yıl, karşı karşıya sıralanmış iki veya üç koltuğu bulunan bir otomobil olan 3 1/2 HP modelinden otuz adet inşa etmiştir. Küçük bir gariplik: Aracın henüz geri vitesi yoktur.

İlk İtalyan turunda dokuz FİAT aracı hedef sınıra ulaşır. 1902, 24 HP Corsa’nın, yani Fiat’ın ilk gerçek yarış arabasının takdim edildiği yıl olur. Direksiyonda oturan Vincenzo Lancia ile firma, Sassi-Superga tırmanma yarışını kazanır. İkinci İtalya turunda Giovanni Agnelli Fiat 8 HP ile birlikte rekor kırar.

1906 yıllında Fiat firmasında 2.500 çalışan vardır. Üretimin üçte ikisi ihracata ayrılmıştır. Fiat, İtalya’da dört silindirli motora sahip hafif araçların üretimi için techiz edilmiş olan Ansaldi tesislerini devralırken, Birleşik Devletlerde de dikkate değer bir pazar payını ele geçirmiştir. Vincenzo Lancia, Milano’ da Coppa d’Ora’yu kazanır; Mathis ise, Fiat 40 HP ile Herkomer- Kupası’nda Targa d’Oro’yu ele geçirir.


[Image: Ford.jpg]

Ford

Ford Hakkında

Ford otomobil şirketi, Henry Ford tarafından Highland Park, Michigan, A.B.D.’de 16 Haziran 1903 tarihinde kuruldu. Michigan’da iş dünyasına adım atan, otomotiv sektörü lideri Ford Motor Company 6 kıtada, 200 pazarda araç üretimi ve dağıtımı yapmaktadır. Dünya genelinde yaklaşık 325.000 çalışanı ve 110 fabrikasıyla Ford Motor Company’nin ana ve bağlı otomotiv markaları Aston Martin, Ford, Jaguar, Land Rover, Lincoln, Mazda, Mercury and Volvo’dur. Otomotivle ilgili hizmet kuruluşları Ford Motor Credit Company ve Hertz’i de kapsamaktadır.

Ford oldukça yüksek sayıda üretime geçerken; endüstrinin de genel anlamda gelişmesinde büyük rol oynadı. Ford, Eli Whitney ‘nin düşüncelerini kullanarak değişebilir parçaları kullanıyordu. Böylelikle, arabalar daha düşük masraflarda üretilebiliyor ve yenilenebiliyordu. 12 kişinin 28.000 dolar yatırım yaparak kurduğu Ford günümüzde en fazla otomobil satan marka konumuna gelmiştir. Henry Ford’un şirket ve fabrika çalışanlarının da otomobil sahibi olabilme olanağı sunarak geliştirdiği Ford Model T 1908 yılında piyasaya sunulmuştur. Henry Ford’un seri üretim metodunu bulması üretim hızının artmasına ve maliyetleri düşürmesiyle beraber 1913 yılında 12.5 saat olan şasi üretimi, 2 saat 40 dakikaya düşmüştür. Bunun yanı sıra, aynı dönem içerisinde çalışanlarının maaşlarını 2 katına çıkararak günlük 9 saatlik çalışma sürelerini de 8 saate düşürmüştür. Rakip şirketler bunu kapitalizme uygun görmese de yıl sonunda Ford Amerika’daki tüm arabaların %50’sini üretiyordu. 1918 yılında ise, ülkedeki arabaların yarısı Model T olmuştu. Bunun yanı sıra, bu modelin fabrika çıkış renginin siyah olmasının sebebi de siyah boyanın en hızlı kuruyan boya olmasıydı. 1927 yılında Model T yerini Ford Model A’ya bıraktı.

Birinci dünya savaşı sonrasında yaşanan Amerika’daki büyük çöküntü döneminde ise, Amerika’daki tüm şirketlerde olduğu gibi Ford da bir çöküntü yaşadı ve birçok fabrikasını kapatmak zorunda kaldı ve işçileri de işsiz kaldılar.
Ford Model T Roadster
2007 Ford Shelby GT500 İkinci dünya savaşı döneminde tank üreterek şirket ayakta kalmaya çabalarken, savaş sonrasında Ford tekrar eski günlerine dönmeye başladı.

1955 yılında, halka açık bir şirket olan Ford, sonraki yıllarda Kanada, Meksika, İngiltere, Almanya, Brezilya, Arjantin, Avustralya, Güney Afrika ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede fabrikalar açtı. Türkiye’deki ortaklığı %51 The Ford Motor Company, %49’u Otosan A.Ş’ye aittir. 3 Ekim 1997 tarihinde imzalanan bir anlaşma ile Ford ve Otosan hisselerini eşitledi. Böylece Otosan A.Ş. yeni ismiyle Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., yani Ford Otosan ortaya çıkmış oldu.

1997 yılında ortaklık eşitlenmesinden sonra Ford Avrupa’nın, ekonomik bulmadığı için askıya aldığı bir proje, Türkiye’nin üretim kabiliyeti ve ekonomik koşulları nedeniyle Türkiye’ye aktarıldı. Bu projenin gerçekleştirilebilmesi için 150.000 adetlik bir kapasiteye ihtiyac vardı ve İstanbul fabrikası bunun için uygun değildi. Böylece yeni bir yer arayışına başlandı. Birkaç alternatif yer değerlendirildi, sonunda Gölcük’te deniz yoluna açık bir arsa bulundu. Ulaşılan bu seviye ile Ford Otosan Kocaeli Fabrikası, Avrupa Ford Fabrikaları arasında oditörler tarafından 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında “Best Plant In The World” olarak adlandırıldı ve en iyi notu elde edip birinci oldu.

Bir dönem Ferrari’yi satın alan Ford, Enzo Ferrari’nin yarış takımını, Ford’un yönetmesini istememesiyle bu anlaşmayı bozdu. Bunun peşinden gelen büyük bir rekabet; Ford’un GT40 modeli ile Ferrari’yi yenmesiyle sona erdi. Bunun ardından bu efsane model hem yarışlardan, hem de üretimden çekildi. Bir nebze olarak belki Ford’un isterse dünyanın en iyi yarış arabasını da yaratabileceğini simgeliyordu bu zafer.

Ford’un merkezi günümüzde Dearborn, Michigan, A.B.D.’de bulunmaktadır. Bünyesinde Mercury, Lincoln, Jaguar, Volvo ve Land Rover’ı da bulunduran Ford ayrıca Mazda’ya da ortaktır. Bunun yanı sıra Amerika’nın en büyük araba kiralama şirketlerinden biri olan Hertz’in de sahibidir

[Image: Gaz.jpg]

GAZ Volga

GAZ Volga Hakkında

GAZ Volga (Rusça: Волга), GAZ tarafından üretilen üst orta sınıf otomobil modelidir. Adını Avrupa'nın en uzun nehri olan İdil Nehri'nden almaktadır.

Uzun yıllar Sovyetler Birliği'nde yüksek statü sembolünün somut bir örneği olarak bilinen Volga, taksi, ekip otosu, ambulans (station wagon) olarak, ayrıca devlet görevlileri, Komünist Parti üyeleri ve KGB örgütü tarafından kullanıldı. Bugün ise Volga modelleri, geniş ve ucuz aile otomobili olarak bilinmektedir. Selefi, firmanın 1946 yılında piyasaya çıkardığı Pobeda (Zafer), 1958 yılına kadar üretildi.

Volga, üretimine başlandığı 1956 yılından bugüne 3 nesil halinde üretildi. İlk kuşak, 1956-1970 yılları arasında üretilen GAZ M-21 Volga; ikinci nesil GAZ M-24 Volga, 1967'den 1992 yılına kadar (1982 yılından itibaren sadece sivil amaçlı satışlar için) üretildi. 1982 yılında 3102 modeliyle başlayan üçüncü nesil, daha sonra 31105 (2003-2010), 3102 (1982-1991, 2003-2010 yılları arasında ikinci üretim) ve 310221 station wagon (1997-2010, temeli 1972 GAZ M-24-02 ve 1996 GAZ 3110) modellerinden oluşmaktadır. GAZ bu dönem içinde Volga adı altında iki farklı (3105 ve 3111) otomobil de üretmiştir
Birinci nesil, GAZ-M-21 (1956-1970)
Firma Volga adını taşıyan ilk otomobilini 1950'li yıllarda geliştirdi. Lev Yeremeyev tasarımı birinci kuşak Volga'nın Sovyetler Birliği'nin ağır kış şartlarına ve zorlu yollarına dayanıklı, yerden yüksek oluşu, dönemine göre güçlü ve verimli motoru, 50'li yılların otomobillerinde yeni bir teknoloji olan takviyeli hidrolik kampana frenler ve paslanmaya karşı dayanıklı karoser gibi özellikleri mevcuttu.

1950'li yılların Amerikan otomobillerinin tasarımından izler taşıyan Volga, donanım özellikleriyle Sovyetler Birliği halkının en lüks arabasıydı (O yıllarda aracın fiyatının yüksek oluşu, halkın sadece %2'lik bir kısmının bu aracı alabilmesinde etkiliydi). Sürücü dahil altı kişilik taşıma kapasitesi ve dayanıklılığı aracın özellikle kamu hizmetinde (taksi ve ekip otosu olarak) kullanılmasını sağladı. Ayrıca daha hızlı ve güçlü V8 motorlu versiyonları da (GAZ-23) sadece KGB örgütüne tahsis edilmiştir.

"Volga dvadtsat' odin (Volga-21)" üretimine başlandığı 1956'dan banttan kaldırıldığı 1970'e kadar 639.480 adet üretilmiştir ve iki defa makyajlanmıştır. 1956 yılında tanıtım amacıyla 5 adet yapılmıştır. GAZ-22 Volga, firmanın ürettiği ilk station wagon olma özelliği taşımaktadır. Standartta ZMZ yapımı 2.45 litrelik sıralı 4 silindirli benzinli motoru 70-85 BG güç üretmekteydi. GAZ-23 ise Volga serisinin V8 motorlu versiyonudur. Belçika'daki distribütör firma Sobimpex SA, Volga M-21 ve ondan sonra gelecek olan M-24 modellerini sırasıyla 1.62 litre Perkins 4-99, 2.3 litre Rover ve 2.0 litre Indenor yapımı sıralı dört silindirli dizel motorlarıyla Belçika'da satışa sunmuştur[2]. GAZ-21'in üretimi devam ederken, bir sonraki kuşak otomobil GAZ M-24 Volga'nın üretimi başladı.

İkinci nesil, GAZ-24, GAZ-3102 ve GAZ-3110 (1970-2010)
GAZ-24
GAZ-24 (1st generation) "Volga" (front view).jpg
Genel Bakış
Diğer adı Scaldia-Volga M24
Scaldia-Volga M24D
Üretim Gorki, Sovyetler Birliği
Üretim yıl(lar)ı 1970-2010
Tasarım Leonid Tsikolenko
Nikolay Kireyev
Gövde ve Şasi
Gövde tipi 4 kapılı sedan
5 kapılı station wagon
Güç özellikleri
Motor 2.445 L ZMZ 24 I4
5.52 L ZMZ-2424 V8
Şanzıman 4 ileri manuel
3 kademeli otomatik (V8)
Boyutlar
Dingil mesafesi 2,800 mm
Uzunluk 4,735 mm
Genişlik 1,800 mm
Yükseklik 1,490 mm
Birinci seri, GAZ-24 (1970-1985)

GAZ, 1961 yılından itibaren yeni bir Volga modeli için tasarım çalışmalarına başladı. 1965 yılına kadar eskiz[3] çizimleri ve modellemeler üzerinde çalışıldı.1966 yılında GAZ, M-24 kod adıyla bu yeni otomobilin çalışan prototiplerini üretti. 1966-67 döneminde üretilen bu prototiplere göre Volga tamamen yenilenecekti. İç ve dış tasarımı döneminin orta sınıf Amerikan sedan araçlarıyla benzerlik gösteriyordu. Bu prototipler Sovyetler Birliği halkına ilk defa 1967 yılında tanıtıldı ve 1968 yılından sonra deneme üretimine geçildi. 1968-69 yılında yol testleri için sadece 1968'de 31 adet, 1969 yılında da 215 adet yapıldı. Esas seri üretim tarihi 1970 yılından daha erken değildir.
1971 Sovyet 10 kopeks'lik posta pulunda "Pre-Serial" olarak adlandırılan 1968-1969 M-24 Volga prototipi

Genel hatlarıyla Volga 24, öncülü gibi uzun yıllar boyunca zorlu iklim ve yol koşullarına dayanması amacıyla geliştirilmiş, yerden yüksek ve geniş bir otomobildir. Öncülü olan merdiven tip şasili M-21 modelinden farklı olarak M-24 monokok gövdeye sahiptir. Genişliği M-21 ile aynı kalsa da, boyu (4810 mm) ve dingil açıklığı (2800 mm) uzatılmış ve yüksekliği kısaltılmıştır (1436 mm). Seri üretim modeli prototiplerden farklı olarak sadece tekli farlar uygulanmıştır. M-24 Volga yurtdışı pazarında, Belçika'da Scaldia Volga M-24(D) markasıyla montajlanıp satıldı. M-24'e önceki neslinde olmayan aşağıdaki donanım özellikleri de eklenmişti:

Radyo (3 dalga ve anteniyle)
Hidrolik takviyeli çift devre servo fren sistemi, 4 tekerlekte kampanalı
Emniyet kemeri (Standart)
Isıtıcı
Lincoln tipi hız göstergesi
Kapılarda kol dayamalar
Elektrikli saat
Arka cam rezistansı
Bagaj ve motor kapağında lambalar
Alternatör
3 hızlı silecekler bulunuyordu.

Volga M-24, 1970'ten 1992'ye kadar 95 BG 2.4L (150 in3) sıralı 4 silindir ZMZ-24D ya da 5.53L (340 in3) ZMZ-505.10 V8 motor, 4 ileri düz ya da 3 ileri otomatik (sadece V8 versiyonu için) vites kutusu seçenekleriyle üretildi. Servo direksiyon opsiyon olarak bile sunulmadığı için çok ağır direksiyona sahip Volga 24'e Barja (Rus. mavna) lakabı takılmıştır.

M-24 Volga, Sovyetler Birliği halkının arasında yüksek statü sembolü olarak bilinirdi. Bir sivil için M-21 modelinde olduğu gibi bir M-24 sahibi olmak çok zordu. Sadece çok çocuk sahibi olan ailelere ve işi gereği ağır malzemeler taşıması gereken kişilere, resmen ispatladığı takdirde station wagon modeline sahip olmak için özel izin çıkarılırdı.
Varyantları

1971 yılında sedan Volga 24-01'in üretimi başladı ve bir yıl kadar sonra da taksi paketi tanıtıldı. Tamamen vinil iç döşeme ve 76 oktan benzinle çalışan düşük kompresyon otto motor bulunuyordu. 1977 yılında sıvılaştırılmış propanla çalışan Volga 24-07 modelinin üretimi başladı.

1972 yılında Volga 24-02 station wagon modeli piyasaya çıktı, 1 yıl sonra da aynı araçtan türetilen Volga 24-03 ambulans ve Volga 24-04 "Ahır" yük taksisi modeli tanıtıldı. Üç sıra koltuklu 8 kişilik 24-02 station wagon modelinde ikinci ve üçüncü sıra koltuklar katlanarak aracın tabanına gömülebiliyordu. Yedek lastik ve takımları ise bagajın altında dolap şeklinde bir bölmede saklanarak toz ve çamurdan etkilenmesi önlenmiştir. Arka dingilde yaprak yaylı süspansiyon sayesinde 400 kilogram taşıma kapasitesine sahip 24-02'nin formülü Volga serisinin sona erdiği 2010 yılına kadar değişmeden kalmıştır.

Dönemin SSCB lideri Leonid Brejnev'e 4 adet dört tekerlekten çekişli Volga 24-95 tahsis edilmiştir. Bu özel yapım araçlara V8 motor ve UAZ 469'un yürür aksamı uygulanmıştır[4]. Dört tekerlekten çekişli 24-95 modelinden günümüze sadece iki adet kalmıştır. Bir tanesi GAZ'ın müzesinde sergilenirken, diğer aracın bir şahsa ait olduğu düşünülmektedir.

1978 yılında üretilen Peugeot XDP 4.90 dizel motorla donatılmış Volga 24-56 1000 adetlik sınırlı üretimle Hindistan, Pakistan ve Singapur'a ihraç edilmiştir. Dizel motorlu diğer Volga'lardan farklı olarak Belçika'da montajlanmayan 24-56 GAZ'ın ürettiği son sağdan direksiyonlu araçtır.

Sedan ve station wagon modellerinden başka, SSCB'nin çeşitli bölgelerindeki atölyelerde üretilen birbirinden farklı modelde Volga kamyonet, Bronnitsy kentindeki askeri fabrikada üretilen ve askeri seremoniler için tasarlanmış Volga Cabriolet modelleri de mevcuttu. 1980 Moskova Olimpiyatları'nın meşalesi, ikişer adet GAZ M-24'ün eşliğinde taşındı. Bu araçlar, olimpiyatlar için sarı-beyaz renkleriyle boyanmıştır.

1985 yılından sonra GAZ, kamu görevlileri için 3102 modelini üretmeye başlayınca Volga 24-10 adında sadece sivil ve taksi kullanımına özel olarak satılan ikinci kez makyaj geçiren model piyasaya sürüldü. Bu model 1992 yılına kadar üretildi. 24-10 ve station wagon 24-12 modeliyle Volga serisinde ilk defa siyah plastik parçalar kullanıldı. 1980'li yıllarda otomotiv firmaları birim maliyetle daha fazla üretim yapabilmek amacıyla tampon, jant kapağı, iç döşeme ve yüksek sıcaklık altında çalışmayacak emme manifoldu ve sigorta kutusu gibi motor parçalarını ABS ve poliüretan gibi sert plastik malzemelerden imal etmeye başlamıştı. Bu modaya uyan GAZ, 24-10 modelinde ızgarada, "aerodinamik" jant kapaklarında ve direksiyon simidi dahil iç döşemede[5] plastik malzeme kullandı. Bununla birlikte kelebek camsız ön kapılar, yeni tasarım kapı mandalları ve daha az krom parçalar Volga 24-10'un görsel özellikleriydi.

Volga M-24'ün motoru ve yürür aksamı Letonya'da Rigas Autobusu Fabrika'da (RAF-Riga Otobüs Fabrikası) üretilen RAF 2203 minibüs modelinde ve Ermenistan'da imal edilen ErAZ 766 panelvan modellerinde de kullanıldı. M-24'ün yolcu kabuğu Volga'nın bir sonraki modellerine aynen uygulandı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 24-10 modellerinin üretimi 1992 yılına kadar devam etti. Bu seneden sonra 24-10'un yerini 31029, 24-12'nin yerini 31022 modeli aldı.

[Image: Geely.jpg]

Geely

Geely Hakkında

Geely Holding Group, 1986 yılından beri otomobil, motosiklet, otomobil motoru, şanzıman, otomobil parçalarının üretiminde faaliyet gösteren bir firmadır.

Çin’in En Büyük Kuruluşu

90’lı yıllara kadar Çin pazarında sadece parça ve motor tedarikçisi olarak faaliyet gösteren marka, ilk olarak 1997 yılında üretiği ilk aracıyla otomobil sektörüne tam anlamıyla adım attı. Bu süreçte otomotiv sektörünün öneminin farkında olan marka gelişim sürecinde ar-ge çalışmalarına 1 milyar 300 milyon dolardan fazla yatırım yaparak bulunduğu pazarda lider konuma yükselmeyi hedefledi. Çin pazarında üretim yapan en büyük özel sektör kuruluşu olmasıyla bilinen Çin’in General Motors’u denebilecek Geely Group, bu girişimleriyle buradaki pazarın gelişmesinde de önemli rol üstlendi.

Geely Volvo İle Dünyaya Açılıyor

Geely markasının Avrupa ile birlikte dünyanın çeşitli yerlerinde de fabrikaları bulunmaktadır. Bu üretim tesisleri Çin’de Linhai, Ningbo, Xiangtan, Cixi, Jinan, Lanzhou, Taizhou, Shangai ve Çin dışında Rusya, Ukrayna, Venezuela, Malezya ve Güney Afrika’da bulunmaktadır. 2010 yılında 2 milyar dolar ödeyerek eski sahibi olan Ford’danVolvo markasını satın alan Geely Group böylelikle otomobil sektöründe kendisini bir adım daha ileriye taşıyacak dev atılımı gerçekleştirdi. Volvo’yu satın aldıktan sonra Avrupa’daki Ar-ge merkezlerine dokunmadı, fakat Çin’de üretim yapabilmek için tam 2 yıl bekledi. Bu sancılı süreçte bir CEO değiştirmek zorunda kalan marka Çin’deki üretiminin büyük kısmını Amerika pazarına pazarlamayı hedefliyor.

Geely markasının kendi ismi ile üretmiş olduğu bazı modeller ise Geely CK Echo 1.3,Geely Emgrand EC7,Geely Emgrand EC7 1.5 GSL, Geely FC, Geely MK Familia 1.5’dur. Geely Group Holding birçok otomobil teknolojisi üretmeye devam etmektedir.

Geely Emgrand modeli en tasarruflu 10 araç listesine girmeye hak kazanmıştır.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)