Hakkalyakin Board

Full Version: Yaren İstersen Kur’ân Yeter!
You're currently viewing a stripped down version of our content. View the full version with proper formatting.
Yaren İstersen Kur’ân Yeter!

Kur’an her durumda insanların ihtiyaçlarına kafi gelir mi?

Kur’an her durumda insanların ihtiyaçlarına kâfi gelir mi?

Kur’ân sadece dinlense ve hiçbir manası anlaşılmasa dahi dinleyenlere verdiği huzur ve ferahlık, onun kendisine iman etmeyenlere dahi gösterdiği mucizevî bir i’cazıdır. Dünyanın değişik yerlerinde bu konuda özellikle hastalara Kur’ân okunması ile ilgili yapılan birçok bilimsel araştırmalar bunu ispat etmiştir.

Kur’ân hiçbir zaman usanç vermez

Kurân’ın usanç vermemesi onun ayrı bir mucizevî özelliğidir. Defalarca okunmasına rağmen bıktırmaması onun insan sözü olmadığının en büyük bir delilidir. Kâinatta Fatiha Suresi kadar okunan bir başka metin yoktur. Sadece bir Müslüman 15 yaşında düzenli olarak namaz kılmaya başlasa 60 yaşına kadar geçen 45 senelik ömründe Fatiha Suresi’ni 657.000 kere sadece namazda okur. Bugün beşer, hangi beşer sözünün bu kadar okunup da usanç vermediğini iddia edebilir. Beşerin bütün sözleri eskimiştir. Daha güzeli yazıldığında eskisi çoktan unutulmuştur. Kur’ân ise her tekrarında, kendisinden daha fazla istifade edilen bir mucizedir.

Kur’ân herkese hitap eder

Hem Kurân’ın hitabı öyle bir hitaptır ki, sanki bütün hayat sınıfları bir araya toplanmış da, bir tek öğretmen bir kerede onların hepsine istedikleri her türlü ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir hitapta bulunur.

Aynen öyle de belagat ve fesahat ilmiyle uğraşanlara karşı kendisinde bulunan beliğ icazı ile i’cazını gösterirken, fen ilimleri ile uğraşanlara fenni malumatlarla i’cazını gösterir.

Keza tarihi ile ilgilenenlere ise geçmiş ümmetlerin ve peygamberlerin kıssalarından i’cazını göstererek sanki asırlar delinip o zamanlara gidilir ve misaller verilir. Keza böyle kırk tabakadan kırkına da kırk vecihle vech-i i’cazını gösterir. Her tabaka payına düşeni alır ve Kur’ân herkesi doyurur.

Kurân’ın küçük çocuklara da bir nevi vech-i i’cazı bulunmaktadır. Özellikle ilkokula giden ve başlangıcında olan çocuklara bir tek şiiri ezberletmek için ne kadar çok çaba sarf etmek gerekir. Bütün bu gayretler, ertesi gün bir daha hatırlanmayacak olan bir beşeri lafzı ezberlenmesi içindir. Oysa o küçücük çocukların Kur’ân ayetlerini kolayca ezberlemeleri ve bir daha hayatlarının sonuna kadar bıkmadan okumaları belki de Kurân’ın bizim günlük hayatımızdaki en aydınlık mucizevî özelliklerinden biridir. Bugün hıfz yoluyla akıllarda ve ruhlarda muhâfaza edilmiş ve edilecek olan başka hangi eser vardır?

En hassas insanlar dahi Kur’ân sesinden usanmaz

Yaşadığımız semtlerde ahir zaman hayatından erken yaşlarda sıkıntılar çekmiş, titiz, sese dayanamayan ve ev hayatını da refika-i hayatlarına zehir eden komşularımız ve akrabalarımız vardır. Sese karşı hassas olan o insanlar Kur’ân okunduğunda hiç şikâyet etmezler. Hatta sıkıntılı ruhi ve psikolojik hallerinde Kur’ân okuyan birilerinden yardım istemeleri veya medya araçları ile Kur’ân dinlemeleri ve rahatlamaları da içtimai hayatta çok sık karşılaştığımız Kurân’ın mucizevî özelliklerinden biridir.

Ölüm anı ki kimsenin, dünyanın aldatıcı yüzüne dönüp bakmadığı bir andır. İşte o an insanı ancak Kurân’ın sedası rahatlatabilir. Bütün İslam âlemi avamından havassına kadar bilir ki sekerat halinde Kur’ân okunduğunda bir rahatlama olur. En azından o an tamamlanana kadar Kurân’ın insana bir i’cazı görünür.

Ölüme yaklaşıldığında, uçakların düşme tehlikesi geçirdiği türbülanslarda, gemilerin batma tehlikesi atlattığı fırtınalı havalarda Kurân’dan haberi olup da ona hiç sarılmayanların bile, Allah’a yalvardıkları ve küçükken bildikleri bazı duaları okumaya başladıkları görülür. Tehlike atlatıldığında yine tehlike öncesi hallerine dönecekleri bilinse de Kurân’dan o anda istimdat etmeleri yine Kurân’ın onlara karşı bir nevi mucizesidir.

Kaynak:
sorusorcevapbul.com