12-10-2019, 05:09 PM
Dua ile Kar Yağmur Yağarmı
(Kar©glanin 10 Aralık 2019 Vaazi)
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ وَلَا يَز۪يدُ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا خَسَارًا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ.
Meali :
Kur’ân’dan indirdiğimiz şeyler, mü’minler için şifadır ve rahmettir. Ve zalimlerin sadece hüsranını ve ziyanını artırır.
Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 82. ayet
Hicretin altıncı yılında büyük bir kuraklık ve kıtlık her tarafı sarmıştı. Ramazan ayında, bir cuma günü, Resûl-i Ekrem Efendimiz hutbe irad buyururken, kendisinden, "Allah'a dua et de bize yağmur versin." diye rica edildi.Bunun üzerine
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Allah'ım! Bize yağmur ver. Allah'ım! Bize yağmur ver." diyerek duâ etti.
( Hadis-i Şerif , Buharî, 1:179; Müslim, 2:613.))
"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
Yolculugumuza başliyoruz :
Kabe küp şeklinde, Yani ev şeklinde, yani yeryeryüzünde ilk defa bina edilen ev. Ev yapan birisi, nasıl O evi yaparken birçok emek harcar ise, Allah da insanı yaratmış, her bir insanın içine kalp koymuş, yani kabesi içinde, ve kainatı yaratmış, kainatın kalbi de bizim Yıldız sistemimiz. insan evi yapmaya başlar, ve tamam edince, nasıl ona zarar gelmesine razı gelmez ise, Allah da bu Kainata, ve Dünyamıza, ve içindeki binler insan, binler hayvan ve nevisine, yüzlerce çeşit elementine emek harcamış, nasıl insan kendi emeğine zarar gelsin istemez ise, Allah insanoğlundan daha kıskançtır, O da, yaptığı bunca emeğe zarar gelsin istemez, ve eğer Bizler ve Sizler, İnsanoğlu, yeryüzünde, Uslu bebeler olup, adamlar olup, doğru duran adamlar olursak, Allah da elbet, bu kadar emeğini zayi edip, kainatı ve dünyamızı, kıyamet ile yok edip yıkmaz. Bak dünyada, sigara sigara ile tutuşturulabiliyor, Ateş ateş ile tutuşturalabiliyor, yine Kibrit ve Çakmak ile tutuşturalabiliyor, Allahu Teala Kuran'ı Kerim'de salihlerle iyilerle beraber olun diyor:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَكُونُواْ مَعَ الصَّادِقِينَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Yâ eyyuhâllezîne âmenûttekûllâhe ve kûnû meas sâdikîn.
Meali :
Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla iyiler ile salihler ile beraber olun.
(Sadakallahul Aziym TEVBE Suresi 119. ayet)
Yani iyilik de, aynı ateşin ateşi tutuşturduğu gibi, iyilerde, iyilerin iyiliğini tutuşturabilir. Allahu Teala yine kur'an-ı Kerim'de yeryüzünü iyilere miras bırakacağını beyan ediyor:
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
أَنَّ الْأَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
ennel arda yerisuhâ ıbâdiyes sâlihûn.
Meali :
“Yeryüzüne muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır”
(Sadakallahul Aziym ENBİYA Suresi 105. ayetten pasaj)
dünyada yeryüzünde iyilik hakim olursa elbet Allah burayı cennete çevirecektir. Allahu Teala rahmetinin gazabını koyup geçtiğini buyuruyor
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
"Rahmetim gazabımı geçti."
( Hadis-i Şerif , Aclunî,Keşfü'l-Hafâ, 1/448)
bak nice Yıldız sistemleri var, Onların içinde gezegenler var, İçlerinde bir damla rahmet, yani su yok, Su yani rahmet, sadece bizim sistemimizde var. Allah'ın rahmeti, İşte bizim üzerimize, Biz insanoğlunun üzerine, rahmeti gazabını koyup geçmiş, ve dünyanın 4'te 3'ü su, insanın 4'te 3'ü su, yani rahmeti gazabını koyup geçmiş. dışarıdaki gezegenlerin bazıların da asit var, yakıp kavuruyor.
Hazreti İsa'yı bekleyen Hıristiyan alemi ve diğer din mensupları, yılbaşında kar bekliyorlar, Nikolous bekliyorlar, Biz ise, Müslümanlar olarak, günahlarımızın affını istiyoruz, Ey Rabbimiz! bu dünyada bize açacağın, tertemiz bembeyaz, yeni bir sayfa istiyoruz. Yarabbi! günahlarımızı ört, yılbaşında bize beyaz bir sayfa aç, Her taraf bembeyaz olsun, kar ile ört, yeni bir yıla, temiz bir sayfa ile başlayalım. insanlık alemine bir şans daha ver Allah'ım, Belki bu sene, defterimizi kirletmeyiz, bu senemizi kirletmeyiz. Onların istekleri ile bizim isteklerimiz farklı görünüyor ama, aslında aynı şeyi istiyoruz. ya Rabbi! bize bir şans daha ver, temiz bir sayfa daha ver, beyaz bir yılbaşı ver. Bize Hayırlı ve bereketli bir yılı Armağan et Ya Rabbi.
Kötü düşünüp, pis pis Nazar eden, şom ağızlıların şerrinden yine sana sığınıyoruz Ya Rabbi, bizi himayene al, onların zarar vermesine engel ol.
Ben evlenirken Aralığın sonuydu, o sene iyi günlerde(yaz günlerinde) evlenenler siyah damatlık Elbiseleri kapmışlar, bana da, bir tane beyaz damatlık elbise kalmış, ve ben evlenirken kış mevsimide beyaz damat elbisesi giydim, yani
"Züleyha nın düşkünü, beyaz giyer kış günü" oldu.
öyle olunca biz Mehdi isek, beyaz damatlık bize yakışır. yani yılbaşında kar yağdırmak Bize düşer, zaten Allah benden önce seçimini yapmış ve bize damatlık olarak, beyaz damat elbisesi ayırmış, bizi siyah ve karanlık günler değil, İyi günler, beyaz günler bizi bekliyor inşallah-u Rahman. Yer demek Toprak demek, ve ana ve kadın demek, yar ve sevgili demek, ve yerede kar yağar ise, O da beyaz gelinliğini giymiş ve Gelin olmuş olur. Mehdiye gelinliğini hazırlamış olan gelinler, yılbaşına hazır olun, kar yağacak inşallah. iyi düşünelim ki, iyi şeyler başımıza gelsin. Plasebo etkisi yani.
Ebû Hüreyre’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, mescidin kıble tarafında bir balgam görmüştü. İnsanlara dönerek:
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular
“–Bâzılarına ne oluyor ki Rabbine yöneliyor ve önüne tükürüyor. Biriniz kendisine dönülüp yüzüne tükürülmesini ister mi?..” îkâzında bulundu.
(Müslim, Mesâcid, 53)
Başka kısa bir meseleye değinecegim. hani bir hikayesi var ya : yeni bir evliya türer, meşhur olur, başka bir evliyanın müritlerini çalmaya başlar. Bu evliyada müritlerini toplar, Hadi gidip görelim bakalım, marifeti neymiş diye ona doğru giderken, onu kıbleye karşı tükürürken yakalarlar, müritlerine der ki kıbleye tükürmek sünnete aykırı, kıbleye tüküren dinden çıkar, Haşa kafir olur gibi atfedip, sünnete aykırı hareket edenin ardından gidilmez deyip, müritlerini toplamak ister.
"Cüneyd-i Bağdâdî, takvâ ehli olduğu söylenen birini ziyâret için gittiğinde, onun kıble istikâmetine tükürdüğünü gördü. Bunun üzerine:
“Bu adam sünnete uymuyor!” düşüncesiyle görüşmeyip geri döndü. "
Fakat bu mesele sanki Saidi Nursi'nin Fötr şapka giyilmez deyip de, Atatürk ün, onu alıp gelip karşısına dikip, kafasına fötür şapka giydirip, Sen şimdi bu şapkayı giyince kafir mi oldun deyince, cevap bulamayıp, Ben giymedim, Sen giydirdin, giydiren kafir olur demiş ya, Yani işte aynı olayin değişik versiyonu. Müslümanlar böyle incik cincik da kalmış, kıbleye tükürmek insanı kafir mi eder KIBLE ne taraf vazimizi hatırlayın, şu an binler insan KIBLEYE karşı belkide cima eder vaziyette, peygamberin bundan muradı bu değil elbet. fötür şapka giymek insanı kafir mi eder, küfür Allah inkar edenin yaptığı iştir. fötr şapka giyince Allahi inkar etmiş mi oluyoruz. Hadi ben giyeyim bakalım, dini, Allah i, kitabi peygamberlerini inkar etmiş mi oluyorum, bunun kafirlik ile alakası ne, din ile diyanet ile alakası ne? Hepsi gurur ve nefisten gelen bir ses, gururuna yediremediği için, o sözü söylemiş yoksa ne fötür şapka giymek, ne de kıble istikâmetine tükürmenin, dinden çıkarma gibi bir yetkisi yok. Allah her yerde her yönde, ne yana tükürelim o zaman, Allah bir yönünü KIBLEYE mi tutmuş sadece? garip garib! dindar hocalarin bu hataya düşmesi çok garip, elbette mescidin icinde kıble istikâmetine tükürülmez tabiki, secde edecegin yere tükürülür mü!
Yine başka bir mesele
Hz Adem de burada, Kabil'de burada, Habil de burada, buradan aşağı indiler, Cennet Burası ise, buradan aşağı indiler, ve o hadis bunu ispat ediyor ki, Peygamberimiz demiş ki :
"Kıyametten hemen önce karanlık gecenin parçaları gibi fitneler var. Kişi o fitnelerde mü'min olarak sabaha erer, akşama kafir olur; mü'min olarak akşama erer, sabaha kafir çıkar. O fitnede oturan, ayakta durandan hayırlıdır. Yürüyen koşandan hayırlıdır. Öyleyse yaylarınızı kırın, kirişlerinizi parçalayın, kılıçlarınızı da taşa vurun. Sizden birinin evine girerlerse Hz. Âdem'in iki oğlundan hayırlısı olsun (mazlum olsun, katil değil)
( Hadis-i Şerif , Ebu Davud, Fiten 2, (4259, 4262); Tirmizî, Fiten 33, (2205))
O gün gelince zulüm artınca, Siz Kabil gibi olup, katil olarak ahirete göçmeyin, habil'den taraf olun, mazlumdan taraf olun buyurmuş. Bizim kavgamız da bu Hadise binaen, Biz istesek karşımızdakini öldürebilir, ve Kabil olaraktan, katil olaraktan yazımızı yazdırabilirdik, ama Allah bizi, o hadisin uğuruna, Mazlumlardan ve habil'den tarafa olmamızı yeğledi. Yenilsek de, dövülsek de, Muhammed'in sözü yerine geldi, Elhamdülillah, Mazlumlardan olduk, da zalimlerden olmadık, savaş alanından da kaçmadık, erkek gibi savaşa da çıktım, Cihad ettim. Güreşte öğle çıgırir çıgırtkan, “Pehlivan pehlivan! yenildim diye üzülme, üste çıktım diye sevinme, yenmekte var, yenilmekte var.”
Yine önemli başka bir mesele
Peygamberimizin kendi zamaninda yağmur duasini çıktigini ve duasının kabul olduğunu, öyle Yağmur yağmış ki hatta, sonra yeni dua etmek durumunda kalmış, ve üzerimize değil etrafımıza etrafımızda diye dua ettiğini bildiren hadis-i mevcut.
Hicretin altıncı yılında büyük bir kuraklık ve kıtlık her tarafı sarmıştı. Ramazan ayında, bir cuma günü, Resûl-i Ekrem Efendimiz hutbe irad buyururken, kendisinden, "Allah'a dua et de bize yağmur versin." diye rica edildi.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, "Allah'ım! Bize yağmur ver. Allah'ım! Bize yağmur ver." diyerek duâ etti.
(Buharî, 1:179; Müslim, 2:613.)
Bir anda ayna gibi berrak olan gökyüzünde bulutlar belirdi. Ve yağmur yağmaya başladı. Peygamber Efendimiz bu sefer, "Allah'ım! Bu yağmuru bardaktan boşanırcasına yağdır ve hakkımızda hayırlı kıl."
(Buharî, 1:179.) diye duâ etti.
Enes bin Mâlik der ki: "Üzerimize öyle bir yağmur yağdı ki, neredeyse evlerimize gitme imkânı bulamayacaktık. O gün, ertesi gün, daha ertesi gün, tâ öteki cumaya kadar yağmur yağmaya devam etti."
(Buhârî, 1:179; Müsned, 3:261)
Cuma günü Peygamber Efendimiz yine hutbe irad ederken, bu sefer yağmurun dinmesi için duâ etmesini şöyle rica ettiler:
"Yâ Resûlallah! Evler, yağmurdan yıkılmaya başladı. Yollar kapandı. Allah'a dua etsen de yağmuru kesse!"
(Müsned, 3:261)
Resûl-i Kibriyâ Efendimiz tebessüm buyurdular, sonra da ellerini kaldırarak, "Allah'ım! Çevremize yağdır, üzerimize değil."
(Müsned, 3:261; Müslim, 2:613) diyerek duâ etti.
Yine Enes bin Mâlik der ki:
"Resûlullah Aleyhisselâm duâ ederken de eliyle, semânın neresine işaret ettiyse orası açıldı ve Medine üstü, açık bir meydan gibi oldu. Medine çevresine yağmur yağarken, Medine'ye bir damla bile düşmüyordu. Etraftan gelenler, oralarda bol bol yağmur yağdığını haber vermekte idiler."
(Müslim, 2:614)
Bu, Resûl-i Ekrem Efendimizin yaptığı ilk yağmur duâsıdır. Bundan başka çeşitli zamanlarda beş yağmur duâsı daha yapmışlardır.
Bizi ve tarikatımızı yolumuzu inkar eden ey ahmak! dua ile Yağmur Yağiyor ise, peki dua ile niye Kar yağmasın, dua ile neden Güneş te açmasın. O hadis buna delildir, hadis demek zaten, Hadise olay demektir, peygamberin başından geçen o olay, bize Delil ve ispat için yeterlidir.
Hazreti Ali efendimizin başından geçen şu Hadise de yine bu olaya Delil ve ispat tır.
Kader ve ahireti yani öldükten sonra Dirilişi inkar eden bir kafir gelmiş ona demiş ki, Sen öldükten sonra dirilecegine mi inanıyorsun demiş,
Ali efendimiz de Demiş ki,
Biz Müslüman olarak, Allah a inandik , namaz kıldık, oruç tuttuk, efendi insanlar olduk, şayet Ahiret var ise biz kurtulduk , ya siz? Eğer Ahiret yok ise, zaten hepimiz kurtulduk.
Yani bizim Tarikatı mızda uçmak kaçmak hikayeleri yok, Cennetten cehennemden geçirme hikayeleri yok, biz ne yapıyoruz? dua edince kar ve yağmur yağıyor dedik. ve bizim zikirlerimizin neredeyse hepsi, Kur'an'dan, ya da sünnetten, hadis ve ayetler, yolumuzdan gidenler, bunları Okumakla, zikretmekle ne zarara uğrar. En azından kuranı zikretmiş olur, bunun zararı nerede, ya size inkar ne getiri yapar, bizimki en azından sevap kazandırır. zararı ne ola ki.
Kur'an okumak ancak kafirlere zarar verir ayet ile sabit.
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ وَلَا يَز۪يدُ الظَّالِم۪ينَ اِلَّا خَسَارًا
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîne ve lâ yezîduz zâlimîne illâ hasârâ.
Meali :
Kur’ân’dan indirdiğimiz şeyler, mü’minler için şifadır ve rahmettir. Ve zalimlerin sadece hüsranını ve ziyanını artırır.
Sadakallahul Aziym İSRA Suresi 82. ayet
Yine başka bir mesele
Peygamberimizin haram koyma yetkisi olup olmadığı hakkında
Mesela dünyadaki insanlar stop levhasında durmayı Kural olaraktan koymuşlar, bu dünyanin geneline münhasır bir yasak ve Kural, peki, böyle peygamber olmayan dünya insanlarinin bile, böyle yasak ve haram koyma yetkisi olacak da, Peygamberimizin böyle bir hukuku olmasın, Neden o yetkisi olmasin. Elbet var, elbet var, Mehdi'nin de aynı Kuvveti ve yetkisi var.
Yine hem komik hem güzel bir mesele
Mesela ben, başka birisinden güzel bir yemek yiyince
"Gecemişlerinin ruhuna deysin." deriz
Bu söz Haktır, çünkü bugün bilim adamlari biliyor ki, hipotalamus (Alt beyin) insanin evrimindeki sürüngen gecmişine kadar gidiyor, Bu duayı etmek ile insan, Yani senin hipotalamusun beslensin demek oluyor. yani ben yiyince sana sütmü incek konusu ile, halbuki yediğin o lokma, taa hipotalmusa gidip, hipotalmus beslenince, onlara RIZIK gitmiş oluyor.
o hak mıdır? evet hipotalamus böyle beslenir.
Yine başka bir mesele de
Efsanelerde Eşek Kulaklı Midas, yani tuttuğunu altın eden kral diye birisi vardır. Yakın zamandır İnsanoğlu, toprağı altına çevirmenin kimyasal formülünü arıyor, ve acaba Eşek Kulaklı Midas Geçmiştemi yaşadı, yahut şimdi zamanımızda, yeni mi yaşayacak. insanoğlu Klon ve gen ile oynayarak, insan genini eşek ile karıştırdığı gün, Eşek Kulaklı Midas doğmuş olacak, Ve o adam toprağı altına çevirmenin formülünü bulacak olan da adam. Yine O, kendisi bunun insanlık için hayırlı olmadığının farkına varacak olan adam da o.
Yine başka bir mesele de Cennet kavramları mıza devam edersek
Biz şu an şeker hastalığı hapı, şeker hapını düşündüğümüz zaman, çay veya kahveye o hapı sıcak suyu katmadan önce katarsan çayı veya kahveyi karıştırmaya gerek yok , Çünkü kendisi eriyor o sırada, ve o hap sadece şeker hastaları için değil, rejim içnde kulanabilirisin, yani Allahu Teala bu cennet vaktimiz de, bu cennetin insanlarına, şeker karıştırmayı bile zahmet görüp, onlar şeker bile karıştırmasınlar, hemen İçsinler diye, bize böyle bir nimeti bahşetmiş
Rabbim, inananlara da, inanmayanlara da, bu Cennet vaktinin kıymetini ve değerini bilmeyi nasip etsin.
--oOo---
أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ
''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '
وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne,
Amiyn.
Elfatiha maassalavat.
سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ
Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve
etûbu ileyk.
--OoO--
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 21 Şubat 2019 Perşembe
Original Kar © glan