Hakkalyakin Forum
AVUSTRALYA HAKKINDA COĞRAFi BiLGiLER - Printable Version

+- Hakkalyakin Forum (https://hakkalyakin.com)
+-- Forum: GENEL KÜLTÜR BİLGİLERİ (https://hakkalyakin.com/forumdisplay.php?fid=10)
+--- Forum: GENEL KÜLTÜR BiLGiLERi MAiN (https://hakkalyakin.com/forumdisplay.php?fid=229)
+---- Forum: Coğrafya Bilgileri (https://hakkalyakin.com/forumdisplay.php?fid=230)
+---- Thread: AVUSTRALYA HAKKINDA COĞRAFi BiLGiLER (/showthread.php?tid=10674)



AVUSTRALYA HAKKINDA COĞRAFi BiLGiLER - RasitTunca - 09-14-2020

   

AVUSTRALYA

Avustralya dünyadaki kıtasal kara kütlelerinin en küçüğü ve tek bir ülke tarafından kaplanmış olanıdır; aynı zamanda, 7.692.024 km2 (32.163 km2’si adalar) dolayındaki yüzölçümü ile dünyanın altıncı büyük ülkesidir. Avustralya, daha önce İngiliz sömürgesi hâlindeyken 1850’den sonra ayrı ayrı yönetimlerine kavuşan 6 eyalet -Yeni Güney Galler, Queensland, Güney Avustralya, Batı Avustralya, Victoria ve Tasmanya- ve iki de “toprak” adını taşıyan eyalet benzeri idari bölümden oluşmaktadır.

13.1. Çevre Koşulları

Güney Yarıküre’de, temelde orta ve alçak enlemler arasındaki geçiş alanında yer alan Avustralya’nın yüzde 40 kadarı da tropikler içinde kalmaktadır. Böylece, fiziksel özellikleri suptropiklerde yer alan çok geniş bir kara kütlesinin bir yansıması hâlindeyken, kuraklığın çok yaygın olması ve nüfusun tropikal etkilerin en az olduğu yerlerde toplanmış bulunması ise bu suptropikalliğin önemini azaltmaktadır. Ayrıca, Avustralya, Tasmanya adasının 430 güney enlemine varan en güney ucu vasıtasıyla Güney Kutbu’na doğru da uzanmaktadır. Avustralya’nın coğrafi konumu ve boyutlarında pek o kadar dikkat çeker bir özellik bulunmamakla birlikte, fiziki coğrafyasının başka bazı yanlarının onu diğer kara kütlelerinden farklılaştıran olağan dışı özelliklere sahip olduğu görülür.

13.1.1. Topografya

Topografik bakımdan Avustralya dünyanın en düz kıtasıdır; kıtanın yalnızca 1/20’si 650 m’nin üzerindedir. Avustralya kara kütlesini kabaca üç kısma ayırmak mümkündür:

Kalkan Zonu: Batı Kalkanı: Avustralya’nın yarıdan fazlasını kaplayan bu olağanüstü büyüklükteki alan (güneybatıdan kuzeydoğuya kadar 2.880 km) dünyanın en eski (600 milyon yıl) kayaçlarından bazılarından oluşmuş, yine dünyanın en önemli jeolojik yüzeylerinden birisidir. Meydana geldiğinden bu yana yer hareketlerinden pek etkilenmemiştir. Kalkandaki yerel rölyef oldukça alçaktır; en yüksek noktalar ender olarak 1200 m’yi geçer (Kimberleys, Macdonnell ve Musgrave gibi sıradağlar üzerinde) ve arazinin yükseltisi 450-600 m arasında değişmektedir. Ayers Rock gibi tek ya da izole kayaçlar 180 m’lik yükseltilerine rağmen, dümdüz uzanan arazi üzerinde birer dağ gibi yüksek dururlar.
Doğudaki Dağlık Zon: Avustralya’nın doğu kenarı, en kuzeydeki York Burnu’ndan güneyde Victoria ve Tasmanya’ya kadar uzanan yüksek kütlelerden meydana gelmiştir. Bölgeye özelliğini kazandıran, Büyük Ayırıcı Sıradağlar’dır (Great Dividing Range). Karlı Dağlar (Snowy Mountains) üzerinde, aynı zamanda ülkenin en yüksek tepesi olan Mt Kosciusko (2.228 m) yer alır. Yeni Güney Galler ve Victoria çevresinde en fazla yükseltiye erişen dağ sıraları ise “Avustralya Alpleri” olarak anılırlar. Yüksek Zon’un karşısında, kuzeydoğu kıyısı (Queensland) boyunca dünyadaki en büyük (237.000 km2) ve en uzun (2.000 km) mercan resifi yer alır: “Büyük Set Resifi”.
Alçak Zon: Kalkan Zonu ve Yüksek Zon arasında Alçak Zon yer almaktadır. Burası, Batı Kalkanı’nın doğusunda oldukça alçak bir kuşak hâlinde uzanır. Bu zondaki alçak alanlar arasından Avustralya’nın en büyük nehirleri olan Murray ve Darling ile bunların kolları ve denize varamayan, ancak Güney Avustralya’daki Eyre Gölü Havzası’na dökülen birçok akarsu geçer. Eyre Havzası dünyadaki en büyük iç drenaj havzalarından birisidir.

13.1.2.İklim

Avustralya ikliminin temel gerçeği, topografik yapısıyla da büyük ölçüde ilişkili olarak kuraklıktır. Avustralya’daki kuraklığın açıklaması ise konumunda yatmaktadır: Anakaranın küresel konumunun (dünyanın her iki yarıkürede de en büyük çöllerinin yer aldığı) güney yarıküredeki 300 enlemine denk düşmesi, Ekvator ve Büyük Sahra ile aynı ilişkilere sahip olmasına yol açmıştır. Kuzeyde ekvatoral ve güneyde de kutupsal hava kütlelerinin yolu üzerinde bulunması, Avustralya’yı suptropikal yüksek basınç sistemlerinin –antisiklonlar- etkisi altında bırakmaktadır. Burası dünyanın en sıcak kıtalarından birisidir. Avustralya’nın klimatik bölgelerine yakından bakmak, bu sıcak ve az yağışlı ülkenin iklim koşullarının daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır:

Kurak İç Kesimler: Avustralya’daki en geniş klimatik bölgeyi, iç kesimlerin hemen tümünü ve batısının da büyük kısmını kaplayan geniş çöl ve yarı-çöller (kuzeyden güneye Büyük Kum Çölü, Gibson Çölü ve Büyük Victoria Çölü gibi) oluşturur. Düşük yağış ve yüksek buharlaşma ülkede çöl koşullarını yaygın hâle getirmektedir. Bununla birlikte, Avustralya kurak koşulların şiddeti değil fakat yaygınlığıyla dikkati çeker; kuraklık koşullarının ülkenin % 65 ile 75 arasında değişen bir kesimi üzerinde etkili olduğu görülmektedir.
Muson Etkisindeki Kuzey: Avustralya’nın “uzak kuzeyi” diye bilinen kuzeydeki üç yarımadasında iklim koşulları muson rejiminin iki mevsimli özelliğinin egemenliğindedir. Yaz ortasında yoğun muson yağışları ve çeşitli tropikal fırtınalar görülür, yılın geri kalan kısmında ise yağışlar hemen tamamen ortadan kalkar. Bu Muson rejimi York Burnu Yarımadası, Arnhem Land ve Kimberleys kesiminde –kuzeydeki üç yarımadada- gelişir.
Nemli Doğu Kıyı: Avustralya’nın doğu ve güneydoğu kıyı kuşağında oldukça bol olan yağışlar mevsimsel olarak daha düzenli dağılmıştır. Yağış miktarları korunmalı alanlarda 500 mm’den başlayıp yamaçlarda açık kesimlerde 2.540 mm’nin bile üzerine kadar çıkar.
Akdeniz Güneybatısı: Avustralya’nın iki güneybatı köşesinde –Batı Avustralya’da Perth dolayında merkezileşen bir alan ile Güney Avustralya’da Adelaide’de merkezileşen bir diğer alan– ayrı bir “Akdeniz tipi” iklimin varlığı gözlenir. Burası yazların kurak, kışların ise yağışlı olduğu iklim tipinin tipik örneğidir.
Tasmanya: Tasmanya adası –aslında hemen karşısına denk düşen anakaranın güneydoğu uç köşesiyle birlikte- ılık yazlar ve soğuk kışlarıyla gerçek bir orta enlem iklim özelliğine sahip olacak kadar güneyde yer almaktadır. Adanın büyük kısmı yılda 760 mm yağış alır.

13.1.3. Hidrografya

Avustralya’nın hidrografya bakımından temel gerçeği suyun azlığıdır. Kıta, dünyanın diğer kısımlarında bulunan genç dağ sıralarından yoksundur; bu yüzden de nehir akışlarında devamlılığı sağlayacak kar ya da buzul örtüsüne sahip değildir. Bundan başka, orografik yağışlar da en azından sınırlıdır. Bu koşullar altında ülkedeki akarsuların hemen hemen ¾’ü devamlı bir akışa sahip değillerdir. Yalnızca iki küçük eyalette, Tasmanya ve Victoria’da belli başlı akarsuların sürekli akışı vardır. Kuzeyde ise muson mevsimi akarsuların akışını tayin eder.

Avustralya’nın drenaj havzaları şu şekilde sıralanabilir:

Karpentarya Havzası iç merkezli drenaj sistemlerinin klâsik bir örneğidir. Akarsular yüksek kesimlerden Karpenterya Körfezi’ne doğru akarak burada toplanırlar. Bu körfeze akan belli başlı nehirler batıdan Roper, güneyden Gregory, Leichhardt ve Flinders ile doğudan Gilbert ve Mitchell’dır.
Anakara Pasifik Yamacı denilen sistem, yıl içinde dengeli bir şekilde oldukça fazla miktarda su akışı olan, çok sayıda kısa akarsuyu içine alır. Tully, Herbert, Burdekin, Fitzroy, Burnett, Richmond, Clarence, Hunter ve Snowy bu gruba girerler.
Tasmanya drenaj sistemi, yoğun ve yıl boyu süren yağışlar yüzünden oldukça bol akışı olan kısa akarsulardan meydana gelir. Tasmanya’nın en büyük akarsu sistemi Derwent’tir; diğer belli başlı nehirler güneyde Huon, kuzeyde South Esk ve Mersey ile batı kıyısındaki hemen tüm nehirlerdir.
Murray-Darling Nehir sistemi, ülkenin en önemli ve en karmaşık akarsu sistemidir. Avustralya’nın en uzun iki nehrini içine alan bu büyük sistem toplam 20 önemli akarsu ve yüzlerce küçük kol vasıtasıyla eriştiği 1.057.000 km2’lik toplam kapma alanıyla ülke topraklarının yaklaşık yedide birinin sularını boşaltmaktadır.
Güneybatı Avustralya drenaj sistemi, üst mecralarında geniş plato yüzeyinde düz sayılabilecek vadilerde akan ve sonra kıyı ovasına ve denize erişen çok sayıda kısa akarsularla tanınır.
Batı drenaj sistemini oluşturan akarsular, normalde kuru fakat düzensiz ve sık olmayan sağanak yağışlardan sonra sellerle taşan çöl akarsularının özelliklerini taşırlar.
Timor Denizi drenaj sistemleri dikkat çeker şekilde muson rejimine bağlıdırlar. Bu bölgenin büyük akarsuları Fitzroy, Ord, Victoria ve Daly’dir.
Eyre Gölü Havzası dünyadaki en büyük iç drenaj havzalarından birisidir. Bu toplanma sisteminin odağını ise Eyre Gölü’nün en büyüğünü oluşturduğu Güney Avustralya’daki birbirine bağlı bir dizi göl meydana getirmektedir. Göllere yönelen belli başlı drenaj sistemleri Cooper’s Creek deresi ile Diamantina ve Georgina nehirleridir. Bunların akış yolları, ünlü Channel Country’yi meydana getirmiştir.

13.1.4. Topraklar ve Bitki Örtüsü

Avustralya’nın toprak özellikleri dünyanın büyük kısmında bulunan genel kalıplardan değişiklik gösterir. Bir-iki istisna dışında kıtanın toprakları, nem ve yeterli besleyici maddeler olmadığı için, düşük bir verimlilik düzeyine sahiptirler. Toprakların çoğunda aşırı tuz başlıca özellik olarak ortaya çıkmakta ve bu yüzden de arazi kullanılışında önemli bir sorun sayılmaktadır. Avustralya’da, ayrıntıda çeşitlilik ve karmaşıklık çok olmakla birlikte, kabaca ayırt edilebilen toprak grupları nemli topraklar (daha çok York Burnu’ndan Tasmanya’ya kadar ince kıyı şeridinde ve biraz da Batı Avustralya’nın güneybatı köşesinde ince bir şeritte bulunurlar), ikinci derecede nemli topraklar (doğuda yay şeklinde bir alanın iç kesimlerinde, özellikle Yeni Güney Galler ve güney Queensland’de bulunurlar), yarıkurak topraklar (kıtanın iç kesiminin neredeyse 4/5’ünü kaplayacak şekilde uzanırlar), kurak topraklar (kıtanın yaklaşık yarısı üzerinde rastlanırlar) ve iskelet topraklardır (özellikle kuzeydeki muson ikliminin egemen olduğu, Batı Avustralya ve Kuzey Toprakları’nda yaygındırlar).

Avustralya’nın doğal bitki örtüsü, bu ülkenin eşsizliğini sergileyen bir başka yönüdür. Ülkenin bitki örtüsü bakımından en önemli özelliği yoğun ormanlara (kıyıların çoğu dışında) çok seyrek rastlanmasıdır. Kıtanın büyük kısmında bitki örtüsü fakirdir. Mevcut bitki örtüsü içinde iki tür ezici bir şekilde egemenliğini hissettirir: okaliptüs (daha çok “gum-sakız” olarak çağrılır) ve akasya. Avustralya’daki ağaç türleri arasında ilginç olan bir diğeri en çok Queensland’de bulunan “şişe ağaçları”dır. Avustralya’da başlıca bitki birlikleri şu şekildedir:

Yağmur Ormanları: Ülke yüzölçümünde hâlen % 2’den az bir alan kaplamaktadırlar. Ülkedeki kara ekosistemi içinde bitki ve hayvan yaşamı bakımından en zengini olan yağmur ormanlarının Orta İklim kuşağında yer alan tek örneği güneybatı Tasmanya’dadır; Victoria ve Yeni Güney Galler’de de çok minik cepler hâlinde yağmur ormanları bulunur. Buna karşılık, yağmur ormanlarının diğer türü olan tropikal yağmur ormanları, York Burnu’ndan Yeni Güney Galler’e kadar uzanan kuzey ve doğu kıyıları boyunca fakat daha çok Queensland’de toplanma gösteren cep şeklindeki alanlarda bulunmaktadır. Yağmur ormanlarında en yüksek ağaçlar (50 m’ye ulaşırlar) güney kayını ve kızıl sedirdir.
Kserofil Ormanlar: Yerel iklim koşullarının subtropikal ormanların ihtiyaçlarından daha serin ve daha kurak olduğu ya da toprakların daha az verimli olduğu yerlerde ormanlar kurakçıla dönerler. Ülkenin yaklaşık % 5’inde bu tür yer alır. Yeni Güney Galler kıyısından 160 km kadar içerilere kadar uzanan, Victoria’nın büyük kısmını ve Tasmanya ile Batı Avustralya’nın önemli bir bölümünü kaplayan bu ormanların çoğu okaliptüslerden oluşmaktadır.
Koruluklar: Ülkenin % 17 kadarını kaplayan bitki toplanma şekilleridir; yine ülkenin % 28’inde de çalılık ve otlaklarla karışık hâlde bulunurlar ve böylece ülke yüzölçümünün yarısına yakın bir bölümünde görülürler. Queensland’in doğudaki 1/3’lük kesimi, Yeni Güney Galler, Victoria ve Batı Avustralya’nın iç kesimlerinde geniş alanlarda sık rastlanırlar.
Çalılık ve Fundalıklar: Avustralya’nın orman ya da korulukların yetişmesine uygun olmayan çok daha kurak kesimlerinde funda ve çalı türü bitkiler çok yaygındır. Genelde ülkenin güney yarısında, orman, koruluk ve çöller dışındaki kesimlerde yer alırlar.
Ot Formasyonları: Ülkenin yaklaşık ¼’ünde, özellikle iç kesimlerin kuzey ve doğusunda her tarafta yaygındırlar. Bu tür bir bitki örtüsünün yaygınlığı ülkenin kurak ve yarı-kurak koşulları kadar, insanın son 200 yıllık müdahalesinin de bir sonucudur.
Çöl Bitkileri: Kıtanın yaklaşık % 12’si kadar tutan ortadaki çekirdek kesimi bitki ve hayvan yaşamının genel kuraklık koşulları altında olduğu ve bunun yalnızca arada sırada gelen sağanak yağışlarla bozulduğu bir çöl ekosistemine sahiptir. Buralarda en çok rastlanan bitki, çok dikenli spinifeks, şeker kamışı otu ve tuz çalısı ile mavi çalı gibi etli yaprakları nem depolayan çalı türleridir.
Alpin Ekosistem: Avustralya’da çok küçük birer nokta hâlindeki alanlarda, MtKosciuskoPlatosu’nda 1800 m’nin üzerinde ve Tasmanya merkezi platosunda 1200 m’nin üzerinde (yani ülke topraklarının binde 1’den bile azında) kısa yetişme mevsimi olan, kışın bir ya da iki ay kar altında kalan bitkilerden söz edilebilir.

13.2. Nüfus ve Yerleşme

Avustralya’nın nüfusunun gelişmesi yeni bulunan başka kıta ya da kara parçalarının geçirdiği nüfus patlamalarına benzer şekilde olmamıştır. Avustralya nüfusunun en çarpıcı özelliklerinden birisi, dünyanın bu altıncı büyük ülkesinin dünyanın en az nüfuslu ülkelerinden birisini (nüfus sıralamasında 55. durumda) oluşturmasıdır. Nüfus azlığı Avustralya’da her zaman sorun olmuş; ülke sürekli göçmen alarak nüfus eksikliğini gidermeye çalışmıştır. Bununla birlikte, nüfus yine de beklenildiği kadar artış gösterememiştir. Avustralya'da bu kadar az nüfus bulunmasında birçok faktörün etkisi olmuştur: ülkenin kurak iç kesimleri ile kuzeyindeki tropikal iklimin egemen olduğu kesimlerin Avrupalıların kıtaya yerleşme konusunda cesaretlerini kırmış olması, Avustralya'nın uzaklığının göçmenlerin sayısını ve sömürge ekonomisinin dar tabanlı olmasının işgücünü dolayısıyla nüfus çekimini sınırlaması, doğal nüfus artışının düşük olması bu faktörlerin bazılarını oluşturur. Gerçekten de, 1960’lı yılların başında bile henüz ancak 10 milyona erişmiş olan nüfus, 1976'da 14 milyonu biraz aşabilmiş ve 1986'da da 16 milyona çıkmıştır. 1998’de 18,709,700 dolayında olan ülke nüfusu 2010’da 20.229.800’e çıkmıştır.

13.2.1. Nüfusun Yoğunluğu ve Dağılışı

Avustralya’da nüfusun yoğunluğu ve genel dağılış kalıbı çevresel özelliklerin, fakat en çok da iklimin etkilerini yansıtmaktadır. Kurak alanlar ve çok nemli tropikal kesimler seyrek, orta iklim koşullarına sahip daha yağışlı alanlar ise daha yoğun olarak yerleşilmişlerdir. Hâlen ülkede km2'ye ancak 2.7 kişi düşmektedir. Yoğunluğun en az olduğu eyalet Kuzey Toprakları, en yüksek olduğu eyalet ise Başkent Toprakları'dır.

Avustralya’da nüfus yoğunluğunun düşüklüğü kadar önemli bir yanı da dağılışında yansımaktadır: Avustralya'da nüfus, yoğun bir şekilde, doğu ve güney kıyıları ile her eyaletteki en önemli liman şehrinin çevresinde toplanmıştır. Tüm Avustralyalıların % 83’ü denizden 50 km mesafe içinde yaşamaktadır. Avustralya'nın nüfus dağılışının bir ikinci özelliği de iç kısımlarda son derece düşük olan nüfus miktarı ve yoğunluğudur. Avustralya kara kütlesinin % 85'ini oluşturan iç kesim nüfusun ancak % 17'sine sahip bulunmaktadır; fakat kurak iç merkeze doğru nüfus daha da azalır. Nüfusun bu dağılışı, dışsatıma yönelmiş ekonominin ilk kuruluş (sömürge devri) aşamasından etkilenmiştir.

13.2.2. Yerleşme ve Şehirler

Avustralya’nın yüzölçümünün ancak % 1’i şehirsel arazi olarak nitelenebilir; bu küçücük alanda nüfusun büyük kısmı (% 86’sı) toplanmıştır. Bu ülkede, yerleşmeler hangi büyüklükte olursa olsun, birer şehirsel çekirdek hâlinde kurulmuşlardır. Kırsal nüfus her zaman için çok az miktarda, belirli yerlerde ve toplam nüfus içinde de az paya sahip olmuştur. Dolayısıyla da Avustralya’daki şehirleşme olgusunda kırlardan şehirlere doğru büyük bir göç akışının rolünden söz edilemez.

Avustralya’da görülen yerleşme tipleri hiyerarşisi hakkında şöyle bir sıralama yapmak mümkündür: Hamletler; bir postanesi, bir genel mağazası, ilkokulu ve köy odası olan, 10-150 nüfuslu yerler; Köyler; bir genel mağazaya, oldukça çeşitli birçok fonksiyona sahip fakat hiçbirisinin egemen olmadığı 150-1.000 nüfuslu yerleşmeler; Küçük Kasabalar; bir doktor, bir banka, çeşitli hizmetlerin ve bazı imalat tesislerinin bulunduğu, 1.000-2.500 nüfuslu yerleşmeler; Kasabalar; tüm bunlara ek olarak değerli mallar satan, daha büyük bir çeşitliliğe sahip dükkânlar, mesleki hizmetlerin bulunduğu, 2.500-20.000 nüfuslu yerleşmeler; Şehirler; Her şeyin bulunduğu büyük yerleşmelerdir. 100,000 nüfus sınırından sonra metropoliten merkezlere dönüşürler.

Avustralya’da nüfusun çoğunluğu beş anakara eyaletinin başkentleri etrafında toplanmıştır; şehirli nüfusun ezici bir çoğunluğu eyalet başkentlerinde yaşamakta ve yalnızca %13.2’si bunların dışındaki şehirlere dağılmış bulunmaktadır. Şehirlerin çok önemli bir özelliği de bütün başkentlerin “primate şehir” (nüfusun en büyük tek şehirde toplanması) olma özelliği taşımalarıdır. Bütün başkentler kendilerinden sonra gelen büyük şehrin en az birkaç misli (bazen çok daha fazla) büyüklüktedirler. Örneğin, Güney Avustralya’da Adelaide, Whyalla’nın 42 misli büyüktür. Ayrıca, fonksiyonel yapıları ortaya koyulmaya çalışıldığında, daha çok hizmet merkezleri kategorisine –yani, primer üretim, tarım ve sanayi malları için ticari ve mali hizmetler sağlayan- girdikleri görülmektedir (% 60 dolayında).

13.3. Başlıca Ekonomik Faaliyetler

Avustralya dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına tarım-hayvancılık-madencilik şeklindeki "primer" üretime dayanarak katılmıştır. İlk bakışta ülkenin kaynakları o kadar etkili bir izlenim bırakmamaktadır: gerek yağış gerekse akarsu şeklinde “su” eksiktir; ormanlar çok az sayıda belirli noktalarda yer alır; topraklar verimsizdir ve besleyici elemanlardan yoksunluk ve aşırı tuzluluk onları daha da sorunlu hâle getirmektedir; okyanus balıkçılığı bile etkileyici değildir. Buna karşılık, ekonomik değeri yüksek maden kaynakları bol ve faklıdır.

Avustralya’da madencilik faaliyetleri dünya çapında önem taşımaktadır. Ülke faal nüfusunun yalnızca % 1.5’i madencilik faaliyetlerinde çalıştığı hâlde millî gelirin % 6.5’den fazlası madenlerden elde edilmektedir. Maden kömürü (Tasmanya hariç bütün eyaletlerde bulunmaktadır) madencilik ekonomisinin öteden beri temel taşı olmuştur. Avustralya’da bulunan madenler ve madensel maddeler gerçekten korkunç zengindir. Hâlen, Avustralya, alümina, boksit, elmas, ilmenit, monazit, opal, safir, rutil, zirkon çıkarımında dünyada 1.; kurşun, çinkoda 2.; altın, demir cevherinde de 3. sıralarda yer almaktadır. Enerji kaynakları bakımından yeni yeni keşifler, önceleri ham petrolün üçte birini ithal eden Avustralya’nın enerji ekonomisini değişikliğe uğratmaktadır. Hâlen Avustralya petrol kaynakları bakımından, % 80 kendi kendisine yeterli duruma gelmiştir. Ayrıca, iç talebi karşılamaya yeterli doğal gazı üretmekte (en büyük yatak Güney Avustralya’nın kuzeydoğusundaki Cooper Havzası’ndadır) ve güneş enerjisine önem vermektedir. Avustralya odun kaynakları bakımından zayıftır, dolayısıyla ormancılık faaliyetleri gelişmemiştir. Ülkenin yalnızca % 2’si “erişilebilir” orman alanı olarak sınıflandırılmıştır. Ticari bakımdan önem taşıyan ormanlar Yeni Güney Galler, Queensland, Kuzey Toprakları ve Güneybatı Tasmanya’da bulunur. Balıkçılık faaliyetleri geleneksel önemini korumaktadır. Ticari balıkçılık yakın zamanlarda istikrarlı bir durum kazanmıştır. Ticarete konu olan balıkların başında ton ve som balıkları gelir; karides ise Avustralya’nın hem en değerli deniz ürünüdür hem de en önemli ihraç kaynağıdır.

Avustralya bütün geçmişi boyunca gerek bitkisel gerekse hayvansal ürünler bakımından tarımsal faaliyetlere yoğun bir şekilde bağımlı kalmıştır. Ülkede bitkisel üretim bakımından tahılların özel bir önemi vardır. Ülkebirçok tahılın üretiminde dünyada ön sıralarda gelmekle birlikte, en önemli tahılı buğdaydır. Yılda 250 mm ve daha fazla yağış alan her yerde, ticari olarak ise Büyük Ayırıcı Sıradağlar’ın batı kesiminde yetiştirilmektedir. Üretilen buğdayın çok büyük kısmı ihraç edilir; Avustralya % 15’ini sağladığı dünya buğday dışsatımında ön sıralarda yer alır. Avustralya'da önem taşıyan tarımsal ürünlerden birisi de, yüzyıldan fazla bir süredir yetiştirilen şeker kamışıdır –Avustralya'da ticari olarak yetiştirilen ilk tropikal ürün olmuştur. Günümüzde çoğunluğu Queensland kıyısı boyunca sıralanan ve gerisi Yeni Güney Galler’de yer alan plantasyonlarda yapılmaktadır. İki özel ürün Avustralya’da özellikle dikkati çeker: pamuk ver tütün üretimi. Bunlardan pamuküretimi, yalnızca Avustralya için değil, dünya pamuk pazarı için de büyük bir önem taşımaktadır. Yeni Güney Galler’deki Naomi kesimi ve Güneydoğu Queensland pamuk yetiştirilen alanların en önemlileridir. Avustralya’da çok yakın zamanlara kadar hayvancılık faaliyetleri tarım içinde daha fazla önem taşımıştır. Hatta Avustralya ekonomisinin ilk zamanlardan beri “koyunun sırtına bindiği” söylenmektedir. Dünyadaki dışsatıma konu olan koyun ve kuzu etinin % 25 kadarını bu ülke sağlamaktadır. Dünya ticaretinin % 20 kadarıyla danave sığır etinde bazı yıllar 1., bazı yıllar ise 2.sırada, canlı hayvan dışsatımında ise 1. sırada yer almaktadır.

Avustralya ileri teknoloji kullanan geniş ve sağlam bir sanayi temeline sahip bulunmaktadır. Sanayi faaliyetleri dokuma, plastik maddeler ve gıda maddeleri işlenmesinden hassas ayar aletleri, elektronik araçlara kadar çok çeşitli ve değişiktir. Otomobil, demir, çelik, makineler, çeşitli madenlerin izabe (eritme) ve rafinerisi, petrol rafineri ve gübre gibi ağır sanayi kollarındaki gelişme de önemli boyutlara erişmiştir. Bununla birlikte, Avustralya’da sanayinin gelişmesinde her zaman güçlüklerle –ülkenin uzaklığı, bazı sanayi kollarının tekelciliği, korumacılık gibi- karşılaşılmıştır. Avustralya’da turizm ve rekreasyon faaliyetleri de sürekli (özellikle 1980’lerden beri) gelişmektedir. Avustralya, kişi başına en yüksek gelirlerden birisine sahip gelişmiş bir ülke olarak, iç turizmde yüksek bir rekreasyon ve tatil talebiyle karşı karşıyadır. Uluslararası turizmde de gelen turist sayısı sürekli artmaktadır. Belli başlı destinasyonlar açısından bakıldığında, gerek iç gerekse dış turizmde en çok ziyaret edilen yerlerin başında Sydney ve çevresi gelmektedir. Ayrıca, ülkenin önemli fiziksel ve kültürel özellikleri göz önüne alındığında, Tropikal Kuzey (Kakadu Ulusal Parkı, Aborijin kaya resimleri ve başka kalıntılar), Doğu Kıyısı ve Büyük Ayırıcı Sıradağlar (Büyük Set Resifi, Brisbane bölgesi, SunshineCoast ve Gold Coast, Sydney-Melbourne kesimi, kış sporları merkezleri, başkent Canberra, Tasmanya Adası ve Hobart), Avustralya’nın Akdeniz Güneybatısı (Perth ve çevresi, ulusal parklar, RockWave/Dalga Kayası), Kurak İç Merkez ya da Kızıl Merkez (AyersRock/Ayers Kayacı, Kata Tjuta/Olgalar) turizm çekiciliklerinin içinde yer aldığı diğer bölgelerdir.

13.4. Avustralya’nın Bölgeleri

Avustralya’nın bölge ayırımında, ele alınan unsura göre çok sayıda bölgeye ayrılabilmekle birlikte, altılı bölge ayırımı yararlı bir bölgesel bakış açısı oluşturmaktadır:

13.4.1. Güneydoğu Kenarı

Avustralya’nın “kalbi” sayılan bu kesim, güneydoğu Queensland’den başlayıp kıyı boyunca kıtanın güneydoğu köşesini kaplayacak şekilde Güney Avustralya’ya doğru uzanır. Bu bölge ülkenin en büyük şehirlerini, en işlek deniz ve hava limanlarını, en yoğun kullanılan kara ve demiryollarını, en yoğun yerleşilmiş hayvancılık ve tarım alanlarını, çok sayıda kıyı sayfiye yerini ve belli başlı kömür madeni yataklarını içine alır. Bölge Avustralya nüfusunun yaklaşık % 60’ını içermektedir. Nüfusun burada toplanma nedeni kısmen tarihsel ve siyasal faktörlerin etkisiyse de, daha da çok ülkenin diğer yerlerine göre iklim koşullarının, çok daha elverişli, özellikle yağışın miktar ve güvenilirliğinin yüksek olmasıdır.

Bölge kendi içinde de üç alt bölgeye ayrılır:

Kıyıdaki Alçak Kesimler; Bölgenin kıyı boyunca sıralanan alçak kesimlerinde, şehirsel alanlar dışında, en çok tarım ve özellikle hayvancılık faaliyetleri sürdürülür. Bölgede sürdürülen mandıracılık faaliyetleri de Avustralya için çok önemlidir. Ülkedeki toplam mandıra sürülerinin 2/3’ü burada yer almaktadır; Victoria eyaleti tek başına % 60.2’sine sahiptir. Bölgeye -aynı zamanda tüm ülkeye de- egemen olan iki büyük şehir bu kıyı zonunda yer alırlar: Sydney ve Melbourne.
Ormanlık Yüksek Kesimler; Doğu Yaylaları, doğu kıyısı ile iç kesimler arasında önemli birer engel oluşturacak kadar yüksek, geniş ve geçilmesi zor bir görünüm sunarlar. Bütün bu yüksek kesim (ülkenin de en yüksek kesimidir ve Avustralya Alpleri olarak bilinir)okaliptüsün egemen olduğu yoğun bir orman örtüsüyle kaplıdır. Bölgenin bu kesiminde, Yeni Güney Galler’in güneydoğu köşesi ve Victoria’nın en doğusu dışında, ormancılık faaliyetleri pek gelişmemiştir. Bölgede önemle belirtilmesi gereken yerleşme ülke başkenti Canberra’dır.
İçerdeki tarım Zonu; Avustralya’nın “münbithilal”i (verimli ay) 250 km genişliğinde hafif dalgalı düz bir yüzey oluşturmaktadır. Burası genelde ülkenin en verimli tarımsal alanıdır ve coğrafi görünüme buğday tarlaları ve koyun çiftlikleri egemendir. En büyük şehirsel merkez Toowoomba’dır.

13.4.2. Akdeniz Köşeleri

Avustralya iki adet güneybatı “köşe”sine sahiptir: Birincisi, Güney Avustralya’da Adelaide çevresinde, ikincisi de Batı Avustralya’da Perth ve çevresinde odaklaşır. Bu iki alan birbirinden oldukça büyük bir girinti yaparak uzanan Büyük Avustralya Koyu ile ayrılırlar. Her iki Akdeniz köşesinde de ormanlar geniş yer tutar ve tarım faaliyetleri özelleşmiştir. Buna rağmen, diğer bölgelerin tipik faaliyeti olan tahıl üretimi ya da koyun yetiştiriciliği ya da ikisinin birlikte yapılması daha da çok yer tutmaktadır. Bölgede yer alan iki büyük şehir Perth ve Adelaide’dır; her iki şehir de Avustralya doğu ve güneydoğu yoğunluk bölgesi dışındaki tek önemli nüfus toplanma alanlarıdır.

13.4.3. Tasmanya

Avustralya’nın ada eyaleti Tasmanya anakaradan geniş Bass Boğazı ile ayrılmıştır. Ada kendi ülke yüzölçümünün ancak % 1’i kadar tutmaktadır ve nüfusu da oldukça azdır. Tasmanya’nın coğrafyasındaki belki de en ayırt edici özellik, adanın Avustralya’nın diğer yerlerinden farklı olan orta enlem konumudur. Bu konum onu iklim (daha serin kışlar, daha istikrarlı yağışlar), doğal bitki örtüsü (genelde daha çok ağaç sayısı, özelde de daha fazla ve daha yoğun ormanlar) ve su kaynakları (daha bol su taşıyan daha sürekli akarsular) bakımından Avustralya anakarasından ayrı kılmaktadır.

Adada tarım alanlarının en zengin olduğu kesim, kuzeydeki alçak alanlar, özellikle de Tamar deltası çevresidir. Halk genellikle kırsal alana yayılmıştır; ancak bazı yerleşmeler –Hobart, Launceston, Devonport, Burnie-Somerset, Kingston-Blackmans Bay gibi- yoğun nüfusludur. Batı kesim, madencilik merkezleri dışında, pek yerleşilmemiştir. Göller ve dik yamaçlı vadiler nedeniyle Tasmanya’nın elektrik üretecek su gücü rezervleri kendisinden kat kat büyük olan anakaraya hemen hemen eşittir; ülke elektrik üretiminin %10’u da, böylece, Tasmanya’da gerçekleşmektedir.

13.4.4. Kuzeydoğu Kenarı

Bölgenin asıl karakterini veren tropikal/suptropikal çevre koşulları kıtanın diğer yerlerinde çok az olan ya da hiç bulunmayan çok sayıda bitkinin (tropikal ve suptropikal bitkiler, özellikle de şeker kamışı, muz ve ananas) yetişebilmesi için uygun bir ortam sağlamaktadır. Bölgenin deniz kesimi de dünyadaki eşsiz özelliklerinden birisine sahiptir: Dünyanın en büyük set resifi, Büyük Set Resifi, muhteşem ve karmaşık ekosistem özellikleriyle büyük kısmıyla bu bölge açıklarında uzanmaktadır. Bölgede şeker kamışı başlıca tarımsal üründür; aynı zamanda, Avustralya’nın başka tropikal ürünlerinin (muz, papaya, mango, avokado, zencefil ve değişik kabuklu yemişler) de en büyük üretim alanıdır. Buna rağmen bütün bu kıyı bölgesinde mandıracılık daha yaygın bir faaliyet Ayrıca, kıyı boyunca her düzeyde (orta dereceden süperlükse kadar) çok çeşitli tatil merkezleri inşa edilmiştir. En çok tutulanları Gold Coast (Altın Kıyı) ve Sunshine Coast (Güneşışığı Kıyısı)’dır. Nüfusun büyük kısmı şehirlidir. Bölge nüfusunun yaklaşık yarısı Brisbane metropoliten alanında yaşar.

13.4.5. Muson Etkisindeki Kuzey

Avustralya ana karasının yaklaşık % 20’ye yakınını oluşturan kuzeydeki üç yarımada –Batı Avustralya, Kuzey Toprakları ve Queensland’in 19’uncu enlemin kuzeyinde kalan ve Top End diye anılan kesimleri- muson ikliminin egemenliği nedeniyle ayrı bir karakter taşımaları yüzünden ayrı bir “bölge” olarak nitelenirler. Bölgede çevresel koşullar yerleşme ve insan faaliyetleri için güçlüklerle doludur: Yılın bir kısmında çok yağış varken, diğer kısmında hiç yoktur; fırtınalar sık sık tahribat yapar; topraklar verimsizdir; bol miktarda haşereler bulunurken, doğal zararlılar da çok çeşitlidir; ülkenin merkezine olan mesafe de bütün bunlara eklenen bir başka olumsuzluktur. Bölgede günümüzde en önemli faaliyet sığır yetiştiriciliğidir; bunun dışında bölgenin ekonomik üretkenliği bir avuç çiftlik, birkaç büyük maden ve biraz da balıkçılık faaliyeti ile sınırlıdır. Bölgedeki tek şehirsel merkez Darwin’dir.

13.4.6. Kurak İç Kesim

Avustralya’nın en büyük, en uzak ve en az nüfuslu bölgesini oluşturur. Bu bölge anakaranın yaklaşık 2/3’ünü kaplamakta; fakat nüfusun yalnızca % 6 kadarı burada yaşamaktadır. Bölge, sulama olmaksızın tarım yapılamayacak kadar kurak; sulama için su getirilemeyecek kadar kaynaklara uzak ve ekstansif otlatma dışında, hayvancılık yapılamayacak kadar da çoraktır. Bu yüzden de dağınık olan çiftlik binaları, Aborijin yerleşmeleri ve az sayıdaki küçük kasabayla sınırlanmıştır. Kurak bölgeler Aborijinlerin klâsik yurdudur. Avustralya toplam Aborijin nüfusunun yaklaşık yarıdan fazlasının kurak alanlarda yaşadıkları anlaşılmaktadır. Outback denilen bu uzak bölge arazisinin çok büyük kısmı dümdüzdür. Bölge büyük kısmıyla kısa yağışlarla kesintiye uğrayan sürekli kuraklık koşulları altındadır; büyük kısmında yağış miktarı ancak 250 mm kadardır. Doğal bitki örtüsü ise birçok çeşidin bir mozaiği gibidir –çok çeşitli otlar ve çalılar yanında, arada sırada da ağaçlar.

Kurak bölgede beş yerde madencilik faaliyetlerinin süreklilik kazanmıştır: Broken Hill (gümüş-kurşun-çinko), Mt Isa/İsa Dağı (büyük kurşun, çinko, gümüş ve bakır potansiyeli), Kalgoorlie (altın), Pilbar a(demir) ve Cooper Havzası (doğal gaz). Kurak bölgelerde yer alan çeşitli doğal özellikler de turizm açısından büyük önem taşır. Avustralya’nın hemen hemen orta noktası olan Alice Springs’e yakın yer alan Ayers Rock ve Olgalar Alice Springs ile birlikte bu bölgeyi ziyaret için yeterli nedeni oluştururlar.
Uygulamalar

1) Öğrenci atlastan bir Avustralya haritası üzerinde, kıtanın fiziki ve beşerî özelliklerini incelemeli; ayrıca çeşitli web sitelerine (wikipedia, World Bank, World Factbook, Encyclopedica Britannica gibi) ve google earth’e bakmalıdır.

Bölüm Özeti

İlk olarak bu “kıta ülke”nin çevre koşullarına değinilmiş, daha sonra yerleşilmesi ve nüfusun çeşitli özellikleri ile başlıca ekonomik faaliyetler üzerinde durulmuşturr. Son olarak da, Avustralya’nın coğrafyasını açıklayabilecek belli başlı bölgesel özellikleri ortaya koyulmaya çalışılmıştır.

Avustralya kara kütlesinin bugün bilinen batı kesiminin üçte ikisini kaplayan kısmı “eski kıta platformları”nın belki de bir milyar yıl önce kitlesel çarpışması sonucu meydana gelmiştir. Burası, büyük Gondwana kıtasının batıda Hindistan/Tibet ve güneyde de Antarktika’yı içine alan kısmıydı. Uzun jeolojik dönemler boyunca oldukça sert olan yer kabuğu tabakalarının parçalanarak birbirinden ayrıldığı ve Avustralya tektonik levhasının da Hint ve Antarktik tabakalarından ayrılarak yavaş yavaş kuzeydoğuya doğru ilerlemeye başladığı ve bu arada da güneybatıya doğru hareket hâlinde olan Pasifik levhasıyla çarpıştığı hesaplanmaktadır. Bu çarpışma Avustralya’nın doğu kısmına yeni topraklar eklemişti. 40 milyon yıl kadar öncesine doğru denizsel bariyerler oldukça genişti ve Avustralya’nın etrafında da oldukça iyi bir gelişme gösteriyorlardı ve kara kütlesi gerçekten bir “ada kıta” hâline gelmişti. Daha yakın zamanlarda, yaklaşık 25 milyon yıl kadar önce Avustralya levhasının kuzeye doğru hareketi ise onun Asya ada zinciri ile etkileşimine yol açmıştı. Burada meydana gelen çarpışma da Yeni Gine’nin bel kemiği olan dağları meydana getirirken, çarpışma zonunun güney kesiminde de çok geniş bir alanın –şimdiki Arafura Denizi, Torres Boğazı ve Karpenterya Körfezi- Avustralya kıtasının kuzey kesiminin altında kalmasına yol açtı.

Avustralya kara kütlesinin biçimi, orta-güney ve kuzeydoğu kesimlerinde oldukça bozulmuş olmakla birlikte düz bir dikdörtgene benzer. Orta-güneyde Büyük Avustralya Koyu çok büyük fakat oldukça sığ bir girinti oluşturur; Karpenterya Körfezi ise daha küçüktür fakat kuzeydoğuda daha keskin bir şekilde kara içine sokulmuştur. Bu iki girintinin dışında kıyı çizgisi oldukça yumuşak ve kaba hatlarıyla düzenli olmakla birlikte, başka birçok küçük küçük düzensizlikler de vardır.

Kıtanın kenarları boyunca çeşitli uzaklıklarda adalar da yer alır fakat bunlar da çoğunlukla küçük adalardır. Öteden beri en önemlisi, güneydoğuda, aynı zamanda ülkenin bir eyaleti ve dünyanın 25. büyük adası olan Tasmanya’dır. Diğer önemli adalar arasında Tasmanya ile anakara arasındaki Bass Boğazı’nda yer alan King Adası ve Furneaux Grubu, Güney Avustralya kıyısı açıklarında Kangaroo Adası, kuzey-orta kıyı açıklarında Melville ve Bathurst adaları, Karpenterya Körfezi’ndeki bazı adalar ve ada grupları (Groote Eylandt, Sir Edward Pellew ada grubu ve Wellesley Adaları) Queensland’ın kuzey ucu açıklarında Torres Boğazı Adaları ve Büyük Set Resifi’yle bağlantılı çok sayıda ve çeşitteki adalar sayılabilir.

Avustralya’nın genişliği, konumu ve şekli göz önüne alındığında, iklimin de kıtanın bir yerinden diğerine büyük değişiklikler gösterdiği gözlenir. Topografya ise Avustralya’da yerleşme ve ekonomik gelişmede dünyadaki bütün kara kütlelerinden çok daha az rol oynamıştır.