Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Peygamberimizin Hadis-i Şerifleri Bölüm1
#1
Muhammed-1 
Peygamberimizin Hadis-i Şerifleri Bölüm1


Resul-i Ekrem salla'llahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;

" Ben güzel huyları tamamlamak için gönderildim. "


( Hazret-i Malik radiya'llahu anh'den,
Hadisi, Malik Muvatta ' da rivayet etmiştir. )


Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm), (bir gün) sordu:

"En hayırlı olan ve derecenizi en ziyade artıran, melîkinizin yanında en temiz, sizin için gümüş ve altın paralar bağışlamaktan daha sevaplı, düşmanla karşılaşıp boyunlarını vurmanız veya boyunlarınızı vurmalarından sizin için daha hayırlı olan amelinizin hangisi olduğunu haber vereyim mi ?"

"Evet! Ey Allah'ın Resûlü!" dediler.

"Allah'ın zikridir!" buyurdu.

Tirmizî, Daavat 6, (3374); Muvatta, Kur'ân 24.


Peygamber efendimiz Hazreti Muhammet Mustafa Sallallahu aleyhivessellem
buyurdular ki;

"Alimleri ziyaret eden beni ziyaret etmiş gibidir."

(Hadîs-i Şerîf Keşfü'l Hafâ)


Peygamberimiz;
Hazreti Muhammet Mustafa Sallallahu aleyhivessellem efendimiz
buyurdular ki;


"Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz müddetce asla sapıtmayacaksınız:
Allah'ın Kitab'ı ve Resûlünün sünneti".

Muvatta, Kader 3, (2, 899).

Resulullah (sallallahü aleyhi ve selem ) buyurdu ki ;


“Kişi sevdiği ile beraberdir.”



Resulullah (sallallahü aleyhi ve selem ) buyurdu ki ;


“Haya imandandır.”



Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdularki ;


" Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. "


Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6

Resulullah (sallallahü aleyhi ve selem ) buyurdu ki ;


“Erteleyenler, helak oldu”


Resulullah (sallallahü aleyhi ve selem ) buyurdu ki ;

“ Tefekkür gibi ibadet yoktur.”



Resulullah (sallallahü aleyhi ve selem ) buyurdu ki ;


“Müminin kalbi, Rahman’ın Arşıdır.”


Rasulullah Efendimiz Hadis-İ Şeriflerinden birkaçında şöyle buyurmaktadır;

“Hiçbir ibâdetin kıymeti, Zilhicce ayının ilk on gününde yapılanın kıymeti gibi olamaz.”
“Zilhiccenin ilk on gecesinde yapılan amel için, 700 misli sevap verilir.”
“ “Bu on günün hayrından mahrum olan kimseye yazıklar olsun! Bilhassa dokuzuncu [Arefe] günü oruçla geçirmelidir. Onda o kadar çok hayır vardır ki, saymakla bitmez.”


“Zilhiccenin ilk on günü fazilette bin güne, Arefe günü ise, on bin güne eşittir.” Peygamber Efendimiz, Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerin, diğer aylarda yapılan amellerden daha kıymetli olduğunu bildirince, Eshab-ı Kiram; “Ya Resulallah, Allah yolundaki cihattan da mı daha kıymetlidir.” diye sual ettiler. Peygamber Efendimiz, cevabında, “Evet cihattan da kıymetlidir. Ancak canını, malını esirgemeden harbe gidip şehit olan kimsenin cihâdı daha kıymetlidir.” buyurdu.


Allah Teala kudsi bir hadiste şöyle buyurmuştur:


Kim benim hükmüme rıza göstermez, verdiğim musibete sabretmezse benden başka bir rab arasın”(2)


Beyhaki, Şuabul İman, nr.200; Taberani, el-Kebir, 22/321; Heysemi, Mecmaüz Zevaid, 7/207; Süyuti, es-Sagir, nr.6009, 6010,9027


Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki ;

"Ameller niyetlere göredir."



Rıyazu's Salihin / 1 (Buhârî, Bedü’l Vahy 1; Müslim,İmârât 155)



Selam vermek neden bu kadar önemli



İbni Ömer’in Buhari’de yer alan rivayetine göre, bir adam Resulullah’a (sas) ‘İslam’da yapacağım en hayırlı şey nedir?’ diye sorar. Resulullah da ona, “Yemek yedirmen ve tanıdık-tanımadık herkese selam vermendir.” buyurur.

Müslim’de rivayet edilen başka bir hadiste de ‘selam vermek’ cennete girme sebeplerinden biri sayılmıştır.

Allah’ın bir ismi olan ve Kur’an’da 24 defa geçen Selam’ın önemini kısaca şöyle belirtebiliriz:

1. Bir İslam şiarıdır.

2. Muhabbet ve güvenin belirtisidir.

3. Bir duadır.

4. Sosyal dayanışma ve kaynaşmanın vesilesidir.

5. Selam vermek sünnettir, korku durumu varsa vaciptir. Selam almak, kişiye farz-ı ayn, topluluğa da farz-ı kifayedir. Mektup ve şahıslar yoluyla gönderilen selamlara cevap vermek vaciptir.

6. Günaydın, hayırlı sabahlar gibi ifadeler selamın verdiği sevabı vermez. İşaretlerle veya eğilerek verilen selam caiz görülmemiştir.

7. Sesli Kur’an okuyana, ilim

Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki ;

Allah'ü Teala'yı zikir, kalblerin şifasıdır.

ameller her perşembe ve pazartesi günü arzedilir. Aziz ve Celil olan Allah o gün, Allah'a hiçbir şirk koşmayan kulun günahını affeder. Bundan sadece kardeşiyle arasında düşmanlık olanı istisna eder, (onu affetmez) ve der ki: "Bu ikisini barışıncaya kadar terkedin.

Müslim, Birr 36, (2565); Muvatta, Hüsnü'l-Hulk 17, (2, 908); Ebu Davud, Edeb 55, (4916)



Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki ;

Kişi dostunun dini üzeredir.
Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.

Ebu Davud, Edeb 19, (4833); Tirmizi, Zühd 45, (2379)



Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki ;

İmanın tadını,

Rabb olarak Allah'ı,
din olarak İslam'ı,
peygamber olarak Muhammed'i
seçip razı olanlar duyar

Müslim, İman 56, (34); Tirmizi, İman 10, (2625)



Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki ;

Allah'ım!
Senden Seni sevmeyi,
Seni sevenleri sevmeyi
ve Senin sevgine ulaştıran ameli yapmayı isterim.

Allah'ım! Senin sevgini,
bana canımdan,
ailemden
ve soğuk sudan daha sevgili kıl.

Tirmizî, "Deavât", 73


AMİİİİN kardeşim AMİİİİN ellerinizesağlık :)

EMEĞİNİZE SAĞLIK KARDEŞİM.
RABBİM HAFIZAMIZA VE RUHUMUZA DA NAKŞEDEBİLMEYİ NASİB EYLESİN...


Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki ;

Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa, Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder.


Tirmizi, Birr 75, (2023)


Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki ;

(Müslüman elinden ve dilinden müslümanların emin olduğu kimsedir.)

[Buhari]



Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki ;

(Mümin akıllı basiretli uyanıktır. Her işte Allah’ın rızasını gözetir. Acele etmez ilim sahibidir haramlardan kaçar.)

[Deylemi]



Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki

(Mümin koku satan kimse gibidir. Yanında otursan için açılır. Onunla gezsen veya ortak iş yapsan faydasını görürsün. Onun her işi faydalıdır.)

[Taberani]



Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki

(Müminler birbirine karşı sevgi ve merhamette bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca bütün vücut huzursuz olup onun tedavisi ile meşgul olunduğu gibi müslümanlar da böyle birbirine yardıma koşmalıdır.)

[Buhari]

Allah razı olsu elhamdulillah
hayırlı cumalar gerçekten hakkıyla tane tane anlatılmış kendisi zaten inciden daha değerli



Ravi: İbnu Mes'ud
Tanım: Resulullah (sav): "Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse asla cennete girmeyecektir!" buyurmuştu. Bir adam: "Kişi elbisesinin güzel olmasını, ayakkabısının güzel olmasını sever!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala hazretleri güzeldir, güzelliği sever! Kibir ise hakkın ibtali, insanların tahkiridir" buyurdular.

Kaynak: Müslim, İman 147; Ebu Davud, Edeb 29, (4091); Tirmizi, Birr 61, (1999)





Ravi: Ebu Hureyre
Tanım: Yakışıklı bir adam Resulullah (sav)'a gelerek: "Ben güzelliği seviyorum. Gördüğünüz gibi bana güzellik de verilmiş. Kimsenin beni, ayakkabı bağı bile olsa bu hususta geçmesinden hoşlanmıyorum. Ey Allah'ın Resulü! Bu (haram olan) kibre girer mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Hayır! buyurdular. Ancak kibr, hakkı ibtal, halkı tahkirdir!"

Kaynak: Ebu Davud, Libas 29, (4092)



ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:

"Size öyle bir zaman gelecektir ki, o zamanda şu üçten daha değerli bir şey olmayacaktır: Helâl para, candan arkadaşlık yapılacak bir kardeş, uygulanacak bir sünnet."

Huzeyfe radıyALLAHu anh. Taberânî.



Ebu Hureyre (r.a)’den Rasulullah (s.a.s)’in şöyle dediği rivayet edilmiştir:

«Siz insanları madenler gibi bulursunuz. İnsanların cahiliyyet devrinde hayırlı olanları; dini emirleri anlayıp amel ettikçe, İslam devrinde de hayırlıdırlar. Sizin, İslam’a karşı en şerli gördükleriniz, iman ettiklerinde en hayırlınız olabilir. İnsanların en şerlileri de iki yüzlü olan kimselerdir ki, onlara bir yüzle gelirler, bunlara da başka bir yüzle gelirler.»

(Buhari-Müslim)


Arkadaşlığa dair hadis-i şeriflerden derlemeler:

Arkadaş

İbnu Ömer (R.a) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) buyurdular ki:


- İbnu Ömer (R.a) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) buyurdular ki: "İnsanlar yalnızlıktaki (mahzuru) benim kadar bilselerdi, hiçbir atlı tek başına bir gececik olsun yol yapmazdı."

Buhârî, Cihâd 135; Tirmizî, Cihâd 4, (1673).

2158 - Said İbnu'l- Müseyyeb (rahimehullah) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) buyurdular ki: "Şeytan tek başına olanla, iki kişi beraber olana sıkıntı verir. Eğer üç kişi olurlarsa onlara sıkıntı veremez."

Muvatta, İsti'zân 36, (2, 978).

2159 - Amr İbnu Şuayb an ebîhî an ceddihi (R.a) tarikinden naklediyor: "Resülullah (S.a.v) buyurdular ki: "Bir atlı bir şeytandır, iki atlı iki şeytandır, üç atlı bir gruptur."

Muvatta, İsti'zân 25, (2, 978); Ebü Dâvud, Cihad 86, (2607); Tirmizî, Cihâd 4, (1674).

2160 - Ebü Hüreyre (R.a) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) buyurdular ki: "Bir sefere üç kişi beraber çıkınca birini emîr (başkan) yapsınlar."

Ebü Dâvud, Cihâd 87, (2609).

Ebü Saîd (R.a) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) buyurdular ki



2166 - Ebü Saîd (R.a) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) buyurdular ki: "Kimin yanında fazla hayvan varsa, onu hayvanı olmayana versin. Kimin de fazla azığı varsa onu azığı olmayana versin."

Resülullah, bazı mal çeşitlerini bu suretle saymaya devam etti. Öyle ki, bizden hiç kimsenin (yol sırasında) herhangi bir fazlalıkta hakkı olmadığı düşünvesine vardık."

Müslim, Lukata 18, (1728); Ebü Dâvud, Zekât 32, (1663).

2167 - Hz.Câbir (R.a) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) gazveye çıkmak arzu etti ve: "Ey Muhâcir ve Ensâr topIuluğu! Kardeşlerinizden öyleleri var ki ne malları var ne de aşîretleri. Herbiriniz, iki veya üç kişiyi yanına alsın" dedi."

(Hz. Câbir devamla der ki): "Bu tamim üzerine ben iki veya üç kişiyi yanıma aldım. (Yol boyu) devemde, diğerlerinin sırası gibi benim de bir (binme) sıram vardı."

2168 - Yine Hz. Câbir (R.a) anlatıyor: "Resülullah (S.a.v) yürüme sırasında geride kalır, (kafileye kavuşturmak için) zayıf hayvanı sürer, üzerindekini terkisine alır ve onlara dua ederdi."



Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar;

“Seninle ilgisini kesenden sen ilgini kesme!

Sana vermeyene sen ver!

Sana kötülük edeni bağışla!”


(Ahmed İbni Hanbel, Müsned, IV)




Sevgili Peygamberimiz buyuruyorlar;

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.

Müslim, Îmân, 78; Ebû Dâvûd, Salât, 248.



ALLAH Resûlü sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu:

''Kisi gecenin bir kisminda uykudan uyanip da ailesini de uyandirdigi ve ikiser rek'at namaz kildiklari zaman ALLAH'i çok zikreden erkeklerle kadinlardan sayilirlar.

(Ebû Dâvud, Ibn-i Mâce)



Hiç kimse kendi elinin
kazandığından daha
hayırlı bir yemek
yememiştir.Muhakkak ki
Davud aleyhisselam kendi
elinin kazandığını yerdi.
(Buhari)



Ammâre İbnu Rueybe radıyu ALLAH u anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Güneşin doğmasından ve batmasından önce namaz kılan hiç kimse ateşe girmeyecektir. -Burada sabah ve ikindi namazları kastedilir-."
Müslim, Mesacid 213, (634); Ebu Dâvud, Salât 9, (427); Nesâi, Salât 21, (1, 241).



Abdullah bin Mesud (r.a):
Rasulullah (s.a.v):Ancak iki
konuda imrenme (haset)
vardır: Allah'ın kendisine
mal verip de bu malı hak
yolda harcattığı kimse ile
Allah'ın kendisine ilim
(hikmet) verip de bu ilimle
(hikmetle) hüküm veren ve
bu ilmi (hikmeti) öğreten
kimseye.buyurdu.
(Buhari,ilim,15)


Malik(r.a)'ten: Doğruluktan
ayrılmayın! (bunun sevabını
siz sayamazsınız) Şunu iyi
bilin ki: Amellerinizin en
hayırlısı namazdır. Abdestli
olarak durmaya ancak
mümin riayet eder.
(Rüdani,I,143,923)


Ebu Hureyre'den:
Peygamber (s.a.v) şöyle
buyurdu: Bir tacir vardı.
İnsanlara borç verip
dururdu.Borçluyu fakir gördüğü
zaman hizmetçilerine hitaben:
Buna müsamaha gösteriniz,
Allah'ın da bizlere
müsamaha etmesi umulur.derdi.
İşte bu huyundan dolayı Allah o
taciri müsamaha ve
affeylemişti.
(Buhari, IV,30 1921)


Sıratı ilk gecenler


Kur’an-ı kerimi en iyi açıklıyan Peygamber efendimiz, Sırat köprüsü hakkında bildirdiği hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:

(Cehennem üzerine Sırat köprüsü kurulur. Buradan ümmetiyle ilk geçecek Peygamber ben olurum.) [Buharî]

(Kıyamette Sırat köprüsünün başında durur, ümmetimin geçmesini beklerim. Allahü teâlâ, "Dilediğini iste, istediklerine şefaat et, şefaatin kabul olunacaktır." buyurur. Ümmetime şefaatten sonra, yalvarmaya devam ederim. Rabbim bana "Ümmetinden ihlasla bir defa "La ilahe illAllah" diyen ve imanla ölen herkesi cennete koy" buyuruncaya kadar yerimden kalkmam.) [İ. Ahmed]

(Sırat köprüsünü geçmek herkesin nuruna bağlıdır. Kimi göz açıp yumuncaya kadar, kimi şimşek gibi, kimi yıldız akması gibi, kimi koşan at gibi sıratı geçerler. Nuru çok az olan da yüzüstü sürünür. Elleri ve ayakları kayar, tekrar yapışır. Nihayet sürüne sürüne kurtulur.) [Taberânî]

(Ehl-i beytimi ve Eshabımı çok seven kimselerin, Sırat köprüsünden geçerken ayakları kaymaz.) [Deylemî](/B)

Rasulullah s.a.v. Efendimiz, en hayırlı insan olma yolunu şöyle tarif etmiştir:

“İnsanların en hayırlısı, Allah için diğer insanlara en faydalı olandır.”
(Taberânî, İbn Ebi’d-Dünya, Süyûtî).


Ebû Derda (r.a.) anlatıyor:
“Allah Resûlü’nü (s.a.v.) şöyle derken dinledim:

‘Kim ilim tahsili için yola koyulursa Allah onun için cennete giden yolu kolaylaştırır.

Melekler, yaptığı işten dolayı duydukları hoşnutluğu belirtmek üzere ilim öğrenenin üzerine kanatlarını gererler. Göktekiler ve sudaki balıklara varıncaya kadar yeryüzünde yaşayan tüm canlılar ilim öğrenen kimse için mağfiret dilerler.

Alimin, ibadetle meşgul olan (âbid) kimseye olan üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras bırakmazlar. Peygamberler miras olarak sadece ilim bırakırlar. Kim ilmi elde ederse büyük bir pay ele geçirmiş olur.”

Ebû Davud, Tirmizî, İbn Mâce, Beyhaki ve İbn Hibban




Hz. Enes radıyu anh anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, kıyamet günü cezasını verir." [Tirmizî, Zühd 57, (2398).]


Ebu Hüreyre (radıyu anh) anlatıyor "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Mü'min erkek ve kadının nefsinde, çocuğunda, malında bela eksik olmaz. Tâ ki hatasız olarak Allah'a kavuşsun." [Muvatta, Cenâiz 40, (1, 236); Zühd 57, (2401).]



Ebu Hüreyre ve Ebu Said (radıyu anhüma)'nın anlattıklarına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:

"Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık, bir üzüntü hatta ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü’minin günahından bir kısmını mağrifet buyurur." [Buhârî, Marda 1; Müslim, Birr 52, (2573); Tirmizî, Cenâiz 1, (966).]



Ravi: Amr İbnu Şuayb an ebihi an ceddihi
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: Kıyamet günü, mütekebbirler küçük karıncalar gibi haşrolunurlar. Onları her yönden zillet bürümüştür. Cehennemde Büles denen bir hapishaneye sevkedilirler. Ateşlerin ateşi onları bürür. Cehennem ehlinin irinleri kendilerine içecek olarak verilir. Bu içeceğe tinetu'l-habal denir."

Kaynak: Tirmizi, Kıyamet 48, (2494)





Ravi: Ebu Hureyre
Tanım: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir adam, nefsinin hoşuna giden bir takım elbise içinde saçları da yapılmış olarak giderken yürüme sırasında kibre düşmüştü ki, birden yere battı. Kıyamet kopuncaya kadar orada zorlukla batmaya devam edecek."

Kaynak: Buhari, Libas 5; Müslim, Libas 49, (2088)

alıntıdır



Resûlullah (aleyissalâtu vesselâm) buyurdular ki

"Sizden birisi namaz kıldığında hakikatte Rabbiyle konuşmaktadır.
Öyleyse nasıl konuştuğuna dikkat etsin."

(Hakim)






Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)