Thread Rating:
  • 12 Vote(s) - 3.33 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Vekil ve Tevekkül Nedir? (Kar©glanin 5 Ağustos 2016 Vaazi)
#1
RasitTunca-2 

Vekil ve Tevekkül Nedir?

(Kar©glanin 5 Ağustos 2016 Vaazi)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ

Sadakallahul Aziym Tevbe Suresi 128. ve 129. ayet

Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim

Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz(azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bil mu’minîne raûfun rahîm.Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm.

Meali :

Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size karşı (Müminlere çok düşkün) onları kolaçan eden, yüksek şahsiyetli bir Anne gibidir.
Eğer bundan sonra haala senden yüz çevirirlerse de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın Rabbidir (Gök kubbenin Rabbidir).”

Sadakallahul Aziym Tevbe Suresi 128. ve 129. ayet

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلْ أَفَرَأَيْتُم مَّا تَدْعُونَ مِن دُونِ اللَّهِ إِنْ أَرَادَنِيَ اللَّهُ بِضُرٍّ هَلْ هُنَّ كَاشِفَاتُ ضُرِّهِ أَوْ أَرَادَنِي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِهِ قُلْ حَسْبِيَ اللَّهُ عَلَيْهِ يَتَوَكَّلُ الْمُتَوَكِّلُونَ

(Sadakallahul Aziym Zümer suresi 38. ayet )

Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnallâh(yekûlunnallâhu), kul e fe raeytum mâ ted’ûne min dûnillâhi in erâdeniyallâhu bi durrin hel hunne kâşifâtu durrihi ev erâdenî bi rahmetin hel hunne mumsikâtu rahmetihi, kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), aleyhi yetevekkelul mutevekkılûn.

Meali:

Ve eğer gerçekten onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorarsan, mutlaka: “Allah” derler. De ki: “Allah’tan başka taptıklarınızı gördünüz mü? Eğer Allah bana bir zarar dileseydi, O’nun zararını onlar giderebilir mi? Veya bana bir rahmet dileseydi, O'nun rahmetini tutabilirler mi (engelleyebilirler mi)?” De ki: “Allah bana yeter! O na Tevekkül edenlerin, yalnız O dur vekili.”

(Sadakallahul Aziym Zümer suresi 38. ayet )

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِن يَنصُرْكُمُ اللّهُ فَلاَ غَالِبَ لَكُمْ وَإِن يَخْذُلْكُمْ فَمَن ذَا الَّذِي يَنصُرُكُم مِّن بَعْدِهِ وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكِّلِ الْمُؤْمِنُونَ

İn yansurkumullâhu fe lâ gâlibe lekum, ve in yahzulkum fe men zellezî yansurukum min ba’dihi, ve alâllâhi felyetevekkelil mu’minûn

(Sadakallahul Aziym Alimran suresi 160. ayet )

Meali :

Eğer Allah size yardım ederse, o zaman sizi yenecek yoktur. Ve eğer sizi yardımsız (yüz üstü) bırakırsa, ondan sonra size kim yardım eder. Öyleyse mü’minler, Allah’a tevekkül etsinler (Allah’a güvensinler).

(Sadakallahul Aziym Alimran suresi 160. ayet )

---oOo---

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Kuvvetli mü'min, Allah Katında zayıf mü'minden daha hayırlı, (daha üstün) ve daha sevimlidir. (Bununla beraber) her ikisinde de hayır vardır. Sana yararlı olan şeyi elde etmeye çalış. Allah'dan yardım dile ve asla acz gösterme. Başına birşey gelirse, ''Eğer (keşke) şöyle yapsaydım, şöyle olurdu!'' diye hayıflanıp durma. ''Allah'ın takdiri bu. O, ne dilerse yapar.'' de. Çünkü "eğer (keşke)" kelimesi, şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar."

( Hadis-i Şerif , Müslim, Kader 34)

"Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ ibrâhîme

ve alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"
"Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ bârakte alâ ibrahîme ve

alâ âli ibrâhîme inneke hamîdun mecîd"

Yolculugumuza başliyoruz :

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

إِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ غَرَّ هَؤُلاء دِينُهُمْ وَمَن يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ فَإِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ


İz yekûlul munâfikûne vellezîne fî kulûbihim maradun garra hâulâi dînuhum, ve men yetevekkel alâllâhi fe innallâhe azîzun hakîm.

(Sadakallahul Aziym ENFAL Suresi 49. ayet)

Meali :


Münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler şöyle diyorlardı: “Bunları, kendilerinin dîni aldattı.” Ve kim Allah’a tevekkül ederse o taktirde Allah, muhakkak ki Azîz (en üstün) ve Hakîm’dir (hüküm sahibi).

(Sadakallahul Aziym ENFAL Suresi 49. ayet)


Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Birşey istediğin zaman yalnız Allah'tan iste. Yardım dilediğin zaman Allah'tan dile. Şunu iyi bil ki bütün yaratılmışlar elbirliği ile sana bir menfaat bahşetmek isteseler, Allah'ın sana yazdığından daha fazlasını bağışlayamazlar. Yine yaratılmışların tümü elbirliği ile sana bir zarar vermek isteseler, Allah'ın sana takdir ettiğinden fazlasını yapamazlar."

( Hadis-i Şerif , Tirmizi, Sünen, fi sıfati'l-Kıyame, 60)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قُل لَّن يُصِيبَنَا إِلاَّ مَا كَتَبَ اللّهُ لَنَا هُوَ مَوْلاَنَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ

Kul len yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ, huve mevlânâ, ve alâllâhi felyetevekkelil mu’minûn.

(Sadakallahul Aziym TEVBE-51. ayet)

Meali :

De ki: “Allah’ın bize yazdığı şeyden başkası, bize asla isabet etmez. O, bizim Mevlâ’mızdır.” Ve artık mü’minler, Allah’a tevekkül etsinler.

(Sadakallahul Aziym TEVBE-51. ayet)

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

قَالُوا يَا مُوسَى إِنَّ فِيهَا قَوْمًا جَبَّارِينَ وَإِنَّا لَن نَّدْخُلَهَا حَتَّىَ يَخْرُجُواْ مِنْهَا فَإِن يَخْرُجُواْ مِنْهَا فَإِنَّا دَاخِلُونَ

قَالَ رَجُلاَنِ مِنَ الَّذِينَ يَخَافُونَ أَنْعَمَ اللّهُ عَلَيْهِمَا ادْخُلُواْ عَلَيْهِمُ الْبَابَ فَإِذَا دَخَلْتُمُوهُ فَإِنَّكُمْ غَالِبُونَ وَعَلَى اللّهِ فَتَوَكَّلُواْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

قَالُواْ يَا مُوسَى إِنَّا لَن نَّدْخُلَهَا أَبَدًا مَّا دَامُواْ فِيهَا فَاذْهَبْ أَنتَ وَرَبُّكَ فَقَاتِلا إِنَّا هَاهُنَا قَاعِدُونَ

قَالَ رَبِّ إِنِّي لا أَمْلِكُ إِلاَّ نَفْسِي وَأَخِي فَافْرُقْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ الْقَوْمِ الْفَاسِقِينَ

Kâlû yâ mûsâ inne fîhâ kavmen cebbârîn(cebbârîne), ve innâ len nedhulehâ hattâ yahrucû minhâ, fe in yahrucû minhâ fe innâ dâhılûn:

Kâle raculâni minellezîne yehâfûne en’amallâhu aleyhim edhulû aleyhimul bâb(bâbe), fe izâ dehaltumûhu fe innekum gâlibûne ve alâllâhi fe tevekkelû in kuntum mu’minîn:

Kâlû yâ mûsâ innâ len nedhulehâ ebeden mâ dâmû fîhâ fezheb ente ve rabbuke fe kâtilâ innâ hâhunâ kâıdû

Kâle rabbi innî lâ emliku illâ nefsî ve ahî fefruk beynenâ ve beynel kavmil fâsikîn:

(Sadakallahul Aziym MÂİDE Suresi 22.23.24.25. ayetler)

Meali :

Dediler ki, “Ey Mûsâ! Şüphesiz orada zorba bir kavim var. Muhakkak ki biz, onlar oradan çıkıncaya kadar asla oraya girmeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, o zaman elbette biz oraya gireriz.”
Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: “Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. Eğer mü’minler iseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin.”
Dediler ki: “Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.”
(Hz. Mûsa) Dedi ki; “Ey Rabb’im! Muhakkak ki ben, kendimden ve kardeşimden başkasına sahip değilim. Artık fâsık kavimle bizim aramızı ayır.”

(Sadakallahul Aziym MÂİDE Suresi 22.23.24.25. ayetler)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

"Ey Ebû Hureyre! Allah'tan başka hiçbir şeye ümit bağlama. Allah'a tevekkül eyle. Bir arzun varsa Allah Teâlâ Hazretleri'nden iste. Allah-ü Teâlâ'nın âdet-i ilâhiyyesi (işi, kânunu) şöyledir ki; herşeyi bir sebep altında yaratır. Bir iş için sebebine yapışmak ve sonra Allah Teâlâ'nın yaratmasını beklemek lâzımdır. Tevekkül de bundan ibârettir."

(Hadis-i şerif-Ey Oğul İlmihali,)

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır ! Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum sadece mümine hastır, başkasına değil : Ona memnun olacağı birsey gelse şükreder, bu ise hayırdır: bir zarar gelse sabreder bu da hayırdır."

(Hadis-i şerif-,Suheyb Ibnu Sinan r.a. kutub-ı sıtte, 2. Cilt , Sf. 208 )

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem yine Buyurdular

"Üzülme, Allah bizimledir."

(Bera Ibnu'l Azib r.a. Kütüb-i Sitte, 16. cilt, Sf. 200)

işde bizim "Zikri Raşidi" Zikrimizdeki 4 ayri degişik haldeki Allah tevekkül etme sebebimiz burdaki ayetler ve hadisler aciklamakda
1. hasbünallahi ve nimel vekil
2. hasbiyallah
3. hasbiyallahu tevekkeltü Alallah
4. Hasbiyallâhu, lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm.

birinci zikrimiz "hasbünallahi ve nimel vekil" ve "Bütün nimetlerimin ve işlerimin vekiili Allahdir."
ikinci : "hasbiyallah" " Allah bana yeter."
ücüncü ise Zümer suresi 38. ayet te rabbimiz buyuruyorki " De ki: “Allah bana yeter! O na Tevekkül edenlerin, yalnız O dur vekili.” yani sadece hasibyallah demekle kalma, birde bütün işlerini ona birakanlarin vekilidir o, yani o yüzden hasbiyallah dedikden sonrada sonuna Tevekkeltü Alallah demek lazimmiş, o yüzden bizde bu iki zikri birleştitirip işde diyoruzki "hasbiyallahu tevekkeltü Alallah"

dördüncü : bunuda yine Tevbe Suresi 129. ayetten aldik "Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm.

yine bizim "Uzaklaştirma Duamiz"da da kaynak olarak MÂİDE Suresi 25. ayetteki "Kâle rabbi innî lâ emliku illâ nefsî ve ahî fefruk beynenâ ve beynel kavmil fâsikîn." bölümünü aldik ve onun üstüne bütün duayi bina ettik.
yani bizim "Zikri Raşidi" Evradimizda öyle kicimizdan uydurma bir duamiz yok, hepsi bir ayete veya hadise dayanmaktadir.

---oOo---

Vekil ve vekalet bahsine gelince vekalet iki türlüdür : yani hani adam notere gider ve "falanci arazimi satmak için, falanci kimseyi vekil tayin ettim" diye noterden sözleşme imzalar veya "falanci avukati falanci işlerimi, benim yerime yapabilmekde, vekil tayin ettim" der sözleşme yapar.
Allah Hz. Ademi Yaratti ve onu dünya indirip Dünyadaki işleri "Allah adina" yapmakla sorumlu, dünyayi imar ve mamur etmekle sorumlu vekil tayin etti. ve her yapilan iş Allahin bir isminin tecelliyatgahidir, öyle olunca Allahin "rahman" ismini dünyada coluk cocuk sahibi olup "baba" olarak yerine getirmekde, yine "rahim" ismini anne olup yerine getirmekde, yine "rezzak" ismini birilerini yedirip icirip giydirmekle yerine getirmekde,.... diger bütün fiillerdede aynen Allah in bir ismi tecelli ettirilmektedir. öyle olunca, bizler, Allahin yeryüzünü imar ettirdigi halifeleriz, amma kimin gücü ile, Allahin gücü ile, Allahin adina yapmakdayiz ve öyle olunca, bunun ikinci tarafi ise "bu işi yapan ben degilim, Allahdir, bütün bunlari yapan Allahdir." diyebilmek için işde, Allaha tevekkül etmek lazimmiş, cünkü "Rahmanlik" Allahin bir ismi bir sifati olunca, ben baba olup rahmanlik yapinca, rahman ve baba gibi olan ben degil " Rahman olan Allahdir" diyebilmek felsefesini bize ögretiyor ve rabbim diyorki işde, bizim zikrimizdede yer alan ve zikrimiz " hasbünallahi ve nimel vekil" ve "Bütün nimetlerimin ve işlerimin vekiili Allahdir." dyebilme felsefesi, yine Allah, ikinci ve ücüncü zikrimizdeki Zümer suresi 38. ayet te rabbimiz buyuruyorki " De ki: “Allah bana yeter! O na Tevekkül edenlerin, yalnız O dur vekili.” yani sadece hasbiyallah demekle kalma, birde bütün işlerini ona birakanlarin vekilidir o, yani o yüzden hasbiyallah dedikden sonrada sonuna "Tevekkeltü Alallah" demek lazimmiş, o yüzden bizde bu iki zikri birleştirip işde diyoruzki "hasbiyallahu tevekkeltü Alallah" yani işde bütün işlerini Allaha birakan birisi yanilipda, yani "Fail benin" deyipde şeytanlaşmamak llazim geldigi, ve bu yüzden "hasbiyallah" demek gerekliligi ile işleri en güzel yapan, Allah a ve Allahin isimlerine birakmak ile, işde onu vekil tayin etmekle, işi ehline birakmiş olur, ve Allah gelir, ve senin her işinde sana yardimci olacak bir isimini tecelli ettirip, yine dünyanin imarinda seni halife (yani vekil , onun yerine onun işlerini yapan) olarak birisi bir fail bir mümessil oarak kullanir, amma sen eger "ben yaptim, ben kazandim, ben dövdüm, ben sövdüm" dersen, nitekim Allah böyle bir yanlişa düşmemiz gerektigini, Hz. Davud a yaptigi şu uyarisi ile bizleride uyarip ne yapmamiz gerektigini örnek gösterip de ögretiyor.

فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَكِنَّ اللّهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَكِنَّ اللّهَ رَمَى وَلِيُبْلِيَ الْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلاء حَسَناً إِنَّ اللّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ rameyte iz rameyte ve lâkinnallâhe ramâ, ve li yubliyel mu’minîne minhu belâen hasenâ(hasenen), innallâhe semîun alîm.

Meali :

Onları siz öldürmediniz ama onları Allah öldürdü. Ve attığın zaman da sen atmadın ama Allah attı. Ve Allah, mü’minleri Kendisinden ahsen belâ ile imtihan eder. Muhakkak ki Allah, işitendir ve bilendir.

Sadakallahul Aziym ENFÂL Suresi 17. ayet

---oOo---

ARABi AYLAR:

Hicrî senenin on iki ayı. Hicrî takvimde kullanılan Arabî ayların adları sırasıyla şunlardır: 1. Muharrem, 2. Safer, 3. Rebî'ul-evvel, 4. Rebî'ul-âhir, 5. Cemâzil-evvel, 6. Cemâzil-âhir, 7. Receb, 8. Şa'bân, 9. Ramazan, 10. Şevvâl , 11. Zilka'de, 12. Zilhicce.

ve gecen pazar gecesi sat 03:30 sirasinda hilali, ters durdgu halde, yani bitiriş halindeki açısı ile, en ince son hali ile gördüm, ve pazartesi bizde hava yagmurlu ve bulutlu idi, ve o gecede görülmedi, ve ondan sonrada bir daha görmedim, yani öyle olunca pazartesi ictima ise, o zaman demek olurki sali "zilkade" nin biri demek olur, ve bugün cuma ve Zilkade 4 demekdir, burdan herkesi uyariyon, o takvimlerde ise ictima sali günü gösteriyor, o yanlişdir ictima pazartesi gecesiydi, ve bir gün yine hesap yanliş, yine şeytan herkesi kandirip günah işletmeye niyet etmiş, ve kurban bayraminida elinizden calacak yani, o yüzden uynik olun kurban bayrami bu hesap ile bir gün önce olcak. daha son 10 güne girmedik, ve son 10 güne girince yine haber ederiz inşallah. yani zilkade veya zül kade demek, hani vardir ya bir deyim bizde, yani bir hata yapinca bunu zül addederim denir ya, yani bunu hata sayarim demekdir, ve bu hicri takvim ile senenin 11. ayi olunca miladi takvim ile burc takvimine göre ise, yay burcu demek olur. yani hani cocuk yapmayacakdir amma hataen yapilmiş bir cocuk olur ya yani.
adam gelmiş elli yaşina cocuk yapmayacak, amma dikkatsizlik yüzünden hanimini hamile birakir, ve kadinda hamilelik yaşini gecmeisne ragman hamile kalir, yahut korunmya ragman hamile kalan kadinlarin dogurdugu cocuklar gibi bir hata veya zina hatasi ile dogan cocuk gibi cocuklar, ve yolun sonu, yani sondan bir önce, o yüzden işde "ZÜLKADE" ismi ekek cocuk için "ZiLKADE" ismi ise esre ile kiz cocuk için konabilcek isim ler ve ve böyle bir hata ile dogacak, en az 10 cocuga bu sene bu mevsimde bugünlerde dogacak cocuklara oglan ise zülkade ismi kiz ise zilkade ismi koyun lütfen. züll hata cocugu koyun. ve karanlglin başi yani kiş mevsimin başi demekdir, yani öyle olunca yani başlangicda böyle bir cocuk hata eder, ve hemen ardindan tövbe eder, aynen adem ile havva gibi, yani günahindan dönen kimse, yani önce bir yanliş yapar amma, sonra özür dilerim diyen birileri gibi, yani nefsin katmanlarindan "levvame nefis" ile dogar. yani hatasindan dönen nefis ile dogarlar amma bunu koruyabiulirse, bir sinif önde başlar yarişa, yani hani lankird oynarken, iyi oanayan, kötü oynayana yanin acemiye avantaj verir, ve derki hadi sen bir sifir veya 5:0 önde başla ve beni yenbeilirsen yen der ya, öyle birşey yani nefsi emmareden degilde, "nefsi levvameden" başlar yarişa, iyi degerlendirirse ömrünü, eller dah gerideyken, yarişi bitirip kazanir .

ve ondan sonraki burc ise oglak burcu ve zilhice senenin son ayi, ve onda başlayan ise güclü kimseler yani jüpiter yani baba gezegen, en baba gezgen, yani büyük agabey gezegen, yani agabeylik avantaji, yani o ise yarişa bir sifir yenik başlayan kimseler gibidir. ve yani "nefsi emmare bissüi" ile başlar yani kabadayi agabey dedik ya, yani hani mafya filmi baba filmi varya, yani mafya babasi gibi baba, yani dövdügü dövdük, sövdügü sövdük, ve ardindan özür bile dilemeyen, birde agzinin ortasina bir yumurk daha atan bir halde, yani "nefsi emmare bissüi" yani kötülükden lezzet ve tad alan nefis bir geri nefisyani eksi bir den başlar. cünkü büyük gezegen, onun bir adimi digerlerininin on adimina bedel, o yüzden, o bir geriden başlar, ve jüpiter geridedir, ve ölyle olunca, işde zilhicce de doganlarda oglak burcu kimselerdir. ve hicri oglak da dogacak on cocuguda yine "zilhicce" esre ile zil ile kiz cocuklalrina isim veriniz, ve "zül hicce" ötre ile oglan cocuklarina isim koyun lütfen. ani yine hataen olcak cocuklar, yani hata mevsimi kara kiş demek artik gecenin uzadigi hastaligin belanin arttigi, zulumetin koyulaştigi mevsim, ve zaman demek olur. yani züll zamani yani, amma bu züll namazlari savsaklamaya başlamak ile olur, amma bilmeden veya zamanin yetmemesi yüzünden namazlari kacirmakla başlar, ve sonra diger günahlara ve kirlerede bulanmakla devam eden, ve karanliga, dibe vurdugu zamana dogru gidiyoz artik. ve bu sene işde agustosun ikisinda zulumet vaktine girimiş olduk. nasil olur demeyin, işde jello veya jeifer lopezin burcu meşhuddur, o aslan burcu olmasina ragmen oglakdir dememiz bu hasbiyle yani, o güneş takviminde her ne kadar temmuz agustosda dogsada, işde hicri takvimde ayni bu senede oldugu gibi, yani hicri takvimdeki zilkade, miladi takvimndeki kasim ayina tevafuk eder, ve öyle olunca agustos gibi günlerin uzun oldugu vakitte nasil olurda zulumet zamani olur demeyin, cünkü bizdeki temmuz agustos, karşi yarim kürede işde kasim ve aralik ayi demek olur, ve karanlik ve kiş vakti demek olur, yani meşhud burc onun yildizi karşi yarim kürede dogmuş demek olur, yani aynen bu seneki zilkade gibi, ve bugün dördü olmasin a ragmen, zilkadenin hilali bizim yarimkürede gözükmedi, ve gözükmüyor, ve yani karanlik yarim küreden görüldü hehalde yani meşhud burcda dogan cocuklar demek olur bu dahi.
ve biz işde bu burclari kolay hesap edebilmeniz için bir tabela yaptik ve aylarin ve burcalrin ismlerini karşilikli olarak yazdik, indirn ve lazim olunca kullaniniz.

   

Astrolojide Burçlar ve Tarihleri

Koç Burcu : 21 Mart - 20 Nisan
Boğa Burcu : 21 Nisan - 21 Mayıs
İkizler Burcu : 22 Mayıs - 22 Haziran
Yengeç Burcu : 23 Haziran - 22 Temmuz
Aslan Burcu : 23 Temmuz - 22 Ağustos
Başak Burcu : 23 Ağustos - 22 Eylül
Terazi Burcu : 23 Eylül - 22 Ekim
Akrep Burcu : 23 Ekim - 21 Kasım
Yay Burcu : 22 Kasım - 21 Aralık
Oğlak Burcu : 22 Aralık - 21 Ocak
Kova Burcu : 22 Ocak - 19 Şubat
Balık Burcu : 20 Şubat - 20 Mart

---oOo---

KAPLAMA MESH VE YAPILMA SEBEBi

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فاغْسِلُواْ وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُواْ بِرُؤُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَينِ وَإِن كُنتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُواْ وَإِن كُنتُم مَّرْضَى أَوْ عَلَى سَفَرٍ أَوْ جَاء أَحَدٌ مَّنكُم مِّنَ الْغَائِطِ أَوْ لاَمَسْتُمُ النِّسَاء فَلَمْ تَجِدُواْ مَاء فَتَيَمَّمُواْ صَعِيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُواْ بِوُجُوهِكُمْ وَأَيْدِيكُم مِّنْهُ مَا يُرِيدُ اللّهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُم مِّنْ حَرَجٍ وَلَكِن يُرِيدُ لِيُطَهَّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ kumtum ilâs salâti fagsilû vucûhekum ve eydiyekum ilâl merâfikı vemsehû bi ruusikum ve erculekum ilâl ka’beyn(ka’beyni) ve in kuntum cunuben fattahherû ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâitı ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum minhu, mâ yurîdullâhu li yec’ale aleykum min haracin ve lâkin yurîdu li yutahhirakum ve li yutimme ni’metehu aleykum leallekum teşkurûn.

Sadakallahul Aziym MAİDE Suresi 6. ayet

Meali :

Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

Sadakallahul Aziym MAİDE Suresi 6. ayet

Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellem Buyurdular

Abdest’te başa kaplama mesh yapılan vücûda Allahü Teâlâ Cehennemi haram kılar.

( Hadis-i Şerif )

Amr İbn Yahya eî-Mâzim'nin babasından rivayet ettiğine göre bir adam Abdullah İbn Zeyd'e -yani Amr İbn Yahya'nın dedesine- "Bana Resûlullah'm nasıl abdest aldığını gösterebilir misin?" diye sordu. Abdullah İbn Zeyd "Evet" dedi ve (abdest aîmak İçin) su istedi. Eline su dökerek iki kere yıkadı. Sonra üç kere ağzını çalkaladı ve burnuna su verdi. Sonra yüzü­nü üç kere yıkadı, sonra kollarını dirseklere kadar ikişer ikişer yıkadı. Sonra ba­şını iki eliyle mesnetti. Ellerini bir öne bir arkaya götürdü. Şöyle ki: Başının ön kısmından başlayarak ensesine kadar götürdü, sonra başladığı yere getirdi. Son­ra ayaklarını yıkadı.

ve duamizdaki "Rahman suresi" nden bazi ayetlere gelince, önce tekrar eden nakarati aciklayalim yani

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ

Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân.

RAHMAN Suresi 13. ayet

Meali :

Öyleyse, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

RAHMAN Suresi 13. ayet

Tefekkür edelim biraz : dünyada ari diye bir hayvan ve nimet olmasaydi diye farzedelim, ve insanoglu ve bilim adamlari, bir tane böyle ucak icad ettiler, ve cicek cicek ucup bal topliyacak diye düşünelim. ve öyle bir ucak olsaydi, ki insaoglu bir kavonoz bal toplamak için böyle kilometrelerce ucacak ucagin benzinini karşilayamazdi degilmi? öyleyse bunlar gibi binlerce örnek ve nimeti bize hasreden rabbimizin hangi nimetlerini yalanlayabiliriz. demiyormiki Allah : "size yerdekileride göktekileride musahhar kildik" yani emrinize verdik.

أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ , بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم

أَلَمْ تَرَوْا أَنَّ اللَّهَ سَخَّرَ لَكُم مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَسْبَغَ عَلَيْكُمْ نِعَمَهُ ظَاهِرَةً وَبَاطِنَةً وَمِنَ النَّاسِ مَن يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَلَا هُدًى وَلَا كِتَابٍ مُّنِيرٍ

E lem terav ennallâhe sahhara lekum mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardı ve esbega aleykum niamehu zâhiraten ve bâtıneten, ve minen nâsi men yucâdilu fîllâhi bi gayri ilmin ve lâ huden ve lâ kitâbin munîr.

LOKMAN Suresi 20. ayet

Göklerde, yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça yahut gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de insanlar arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı olmadan Allah hakkında tartışıp duranlar vardır.

LOKMAN Suresi 20. ayet

Gafleten kurtulmak için Sabah namazinin sünneti ile farzi arasinda şu dua okunur:
"Ya hayyu ,ya kayyum, Ya zel celali vel ikram, eselüke en tuhyiye kalbi, binuri marifetike ebeden, ya Allah, ya Allah, ya Allah, Ya bediussemavati vel ardz."

Rabbim , cemaatime ve askerlerime, gafletten uzak olarak, rabbimize taat ve zikretmeyi ve zikir evradimiza devam etmeyi nasip ve müyesser kilsin.

---oOo---

أَأَللَّهُمَّ أَرِنَا الْحَقَّ حَقاً وَ ارْزُقْنَا اتِّبَاعَهْ وَ أَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَ ارْزُقْنَا اجْتِنَابَهْ


''Allahım! Bizlere, hakkı Hak gösterip ona tabi olmayı, bâtılı da Bâtıl gösterip ondan yüz çevirmeyi nasib eyle..! '

وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ

Ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîne, Amiyn.

Elfatiha maassalavat.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ

Sübhâneke Allahümme ve bihamdik, eşhedü en lâ ilâhe illâ ent, estağfirullahe ve etûbu ileyk.

--OoO--

Kar©glan

Başağaçlı Raşit Tunca

Schrems, 5 Ağustos 2016 Cuma

Original Kar © glan





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)