Thread Rating:
  • 2 Vote(s) - 2.5 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Pil Nedir - icadı ve Tarihçesi - Pil Hakkında Bilgiler
#1
Oku-1 
   

Pil Nedir - icadı ve Tarihçesi - Pil Hakkında Bilgiler

Pil, kimyasal enerjinin depolanabilmesi ve elektriksel bir forma dönüştürülebilmesi için kullanılan bir aygıttır. Piller, bir veya daha fazla elektrokimyasal hücre, yakıt hücreleri veya akış hücreleri gibi, elektrokimyasal aygıtlardan oluşur.

Bilinen en eski insan yapısı piller, Bağdat Pilleridir. MÖ 250 ve M.S. 640 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Pillerin gelişimi, 1800 yılında İtalyan fizikçi Alessandro Volta tarafından geliştirilen Voltaik (Voltaic) pil ile başlamıştır. Dünya çapında pil endüstrisi (2005 yılı yaklaşık değeri) 48 milyar A.B.D doları ciroya sahiptir.

İcadı

Günümüzde kullanılan en önemli araçlardan biri olan pil, 1800 yılında tesadüf sonucu bulunmuştur. Elektriğe ilişkin bilgiler, MÖ 6. yüzyıl yıllarına kadar gitmekle [kaynak belirtilmeli] birlikte bilimsel olarak ilk defa 17. yüzyılda ele alınmıştır. Ancak 19. yüzyıla kadar bilinen elektrik türü, bir kumaşa sürterek elde edilen ya da yıldırım elektriği olarak bilinen statik elektriktir. 19. yüzyılda buna elektrik akımı eklenmiş ve sürekli elektrik akımını mümkün kılan pil icat edilmiştir. Elektriğin bu dalındaki çalışmaları başlatan kişi, ünlü kurbağa deneyi ile tanınan Luigi Galvani (1737–1798)’dir.

1780 yılında yaptığı deneylerin sonuçlarını 1791’de açıklayan Galvani, "hayvansal elektrik" teorisini ortaya attı. Bu teorisini, rastlantı sonucu ölü bir kurbağanın bacağındaki sinirlerin neşter ile kesildiğinde kasıldığını gözleyerek oluşturmuştu. Buna göre, canlıları oluşturan hücreler elektrik içermekteydi.

1793'de Galvani'nin deneylerine devam eden Alessandro Volta (1745–1827) kurbağa bacağı kasılmalarının farklı iki metalden kaynaklandığını bulur. Bacağın uyarılması, birbirine benzemeyen iki farklı metalden ve hücrelerin sıvı içermesinden kaynaklanıyordu. O hâlde elektrik elde edebilmek için iki farklı metale ve sıvıya ihtiyaç olmalıydı. Bundan yararlanarak bakır ve çinko madenleri alarak aralarına tuzlu suya batırılmış süngerler yerleştiren Volta, elektrik akımını elde etmeyi başardı. Böylece Volta Pili adı verilen pili buldu (1800).

Böylece Volta, Galvani'nin biyolojik deneylerinin sonucu olan Hayvansal Elektrik Teorisi’ni ortadan kaldırdı. Galvani’nin deneyleri bilim tarihinin en ilginç olaylarından birisidir. Galvani ve Volta arkadaştılar ve Galvani asla Volta’ya kuramını ortadan kaldırdığı için kin duymadı. Volta da Galvani’nin deneylerinin güzel ve şaşırtıcı deneyler olduğunu yazmaktaydı. Çalışmalarından ötürü Napolyon onu ödüllendirdi ve Avusturya İmparatoru, onu Padua Üniversitesinde Felsefe Fakültesi Başkanlığına getirdi. Ölümünden 54 yıl sonra 1881’de Volt adı, elektrik gücü birimi olarak onun anısına ithafen kullanılmaya başlandı.
Çeşitleri

Genel olarak piller, kullanıldıktan sonra atılan (Non-rechargeable) ve tekrar şarj edilebilen (Rechargeable) piller olarak ikiye ayrılır.

   Kullanıldıktan sonra atılan (şarj edilmeyen) piller:
       Çinko-karbon pil - Düşük maliyetli - az enerji gerektiren uygulamalar için.
       Çinko-klorid – Çinko–karbon pilden biraz daha uzun ömürlüdür.
       Alkalin pil - Alkaline/manganez "uzun ömürlü" pillerdir , daha fazla güç ihtiyacı gerektiren uygulamalarda da kullanılabilir.
       Gümüş-oksit pil – Genelde işitme cihazlarında kullanılır.
       Lityum (Lithium) pil – Genelde dijital kameralarda kullanılır. Saat ve bilgisayar saatlerinde de kullanıldığı görülür.Çok uzun ömürlüdür, fakat pahalıdır.
       Civa (Mercury) pil – Genelde dijital saatlerde kullanılır.
       Çinko-hava pil – Genel olarak işitme cihazlarında kullanılır.
       Isıl (Termal) pil – Yüksek sıcaklık depolar. Askeri uygulamalarda önem taşır.
   Şarj edilebilen (tekrar kullanılabilen) piller:
       Kurşun-asit pil – Araçlar, alarm sistemleri ve kesintisiz güç ihtiyacı olan yerlerde kullanılır.
       Lityum-iyon pil – Oldukça yaygın olan türdür. Yüksek şarj yoğunluğu vardır. Dizüstü bilgisayar, cep telefonları, müzik çalarlar ve daha birçok taşınabilir dijital cihazda kullanılır.
       Lityum-iyon polimer pil – Lityum iyon pilin temel karakteristiklerini taşır, farkı daha az şarj yoğunluğu olmasıdır. Bu pilin kimyası üreticinin ihtiyacına göre kullanım yeri avantajı yaratabilmesidir. (Örneğin; ultra –ince pil)
       Sodyum-sülfür (NaS) pil
       Nikel-demir pil
       Nikel metal hidrit (Ni-MH) pil
       Nikel-kadmiyum pil - Li-Ion ve Ni-MH pil tiplerinin tüm uygulamalarında kullanılabilir. Bu pil, uzun şarj adedine sahiptir (1500 defanın üzerinde). Fakat diğer tiplere göre daha az enerji yoğunluğuna sahiptir. Ni-Cd piller eski teknolojide kullanılmakta olup, hafıza sorunlarına yol açmalarından dolayı yerini modern pillere bırakmaktadır. Ayrıca içerdiği kadmiyum dolayısı ile kullanımı sınırlandırılmaktadır.

       Sodyum-metal klorid pil
       Nikel–çinko pil
       Erimiş tuz pili


Pillerin bir araya gelerek oluşturdukları pil gruplarına "Batarya" denmektedir. 1960'lardan önceki lambalı radyo alıcılarında yaygın olarak kullanılmakta idi. Günümüzde ise taşınabilir bilgisayarda yaygın olarak bataryalar kullanılır. Cep telefonlarında ise, yeni çıktıklarında 3 hücreli bataryalar kullanılmakta idi. Ancak şu anda neredeyse tüm telefon modellerinde tek hücreli Lityum iyon piller kullanılıyorsa da, alışkanlık sebebi ile bunlar da hatalı olarak "batarya" diye adlandırılmaktadır.

Meyveden pil üretimi


Limondan ya da asit içerikli başka meyvelerden basit piller yapmak mümkündür. Bu tip pillere, kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürmeleri nedeniyle “voltaik piller” adı veriliyor. Piller, asidik bir çözelti içerisine iki farklı metalin yerleştirilmesi mantığıyla yapılır. Buna göre, limona örneğin çinkoyla kaplanmış bir çivi ve bakır bir madeni para batırıldığında, limon suyu gerekli asit çözeltisini oluşturur ve elektrik üretebilir. Ancak elde edilen elektrik akımı oldukça zayıf olup, LED’de hafif bir ışıma sağlamaya yetecek kadardır.

Çevreye etkisi
Pil geri dönüşümü


250 yıllık gelişiminden beri piller en pahalı enerji kaynakları arasında yer almaktadır, ayrıca bünyesinde çok pahalı ürünler hatta bazen cıva, kurşun, nikel gibi riskli kimyasallar bulundurmaktadır. Bu yüzden günümüzde kimyasal madde içeriği olduğu için insan metobolizmasını etkilemekte ölümcül sebeblere neden olmaktadır. Piller yutulduğunda tehlikeli ve ölümcül olabilirler.Artık çoğu bölgelerde kullanılmış pillerdeki toksit maddelerin geri kazanımı için geri dönüşüm merkezleri kurulmuştur.Çevreye atılan atık piller çevre kirliliğine sebep olduğu gibi güneş ısısının etkisiyle patlama olasılığı kaçınılmaz olduğu için patlama sonucu içindeki kimyasal maddelerin dışarı çıkması sonucu insan sağlığı için risk taşımaktadır.
Rohs Belgesi
Özellikle pil, batarya üretimi ve ithalatında bazı zararlı maddelerin kullanımının sınırlandırılması amacıyla pil ve batarya atıklarının çevreyle uyumlu olduğunu gösteren belge. Bu belgeye sahip olmadan hiçbir ithalatçı ya da üretici imalat ve ithalat yapamaz. Rohs Belgesi ile batarya ve pillerde aşağıda yazılı maddeler test ile aranır. Bunlar; Kurşun (Pb) Civa (Hg) Kadmiyum (Cd) Hexavalent krom (VI) (Cr (VI) Certain brominated flame retardants (BFR’s) Polybrominated biphenyls (PBB’s) Polybrominated diphenyl ethers (PBDE’s) Bu testler akredite laboraturlar tarafından yapılır.

Akıllı telefonlardan dizüstü bilgisayarlara, modern piller sıkça kullandığımız teknolojilerin en önemli parçaları arasında. Özellikle yeni telefonlarımızın her gün şarja ihtiyaç duyması nedeniyle pilleri unutmamız mümkün değil. Peki bu kadar sık kullandığınız bir teknoloji hakkında ne kadar bilginiz var?

Piller ve onlara nasıl davranmanız gerektiği konusundaki bilgilerinizi genişletmenin zamanı geldi.

Piller nasıl ortaya çıktı?

İşlevsel ilk elektromanyetik pilin ortaya çıkışı, 1800 yılına dayanıyor. Alessandro Volta'nın ürettiği ilk pil, tuzlu suya batırılmış kağıt disklerin ayırdığı bakır ve çinko levhalardan oluşuyordu. Bu kağıt diskler, bir süre için kararlı bir elektrik akımı üretebiliyorlardı. Voltaik pil olarak adlandırılan bu pil, peşinden gelecek pil denemelerinin öncüsü olacaktı.

Pil tasarımı 1836 yılında John Frederick Daniell tarafından standart haline getirildi. Sülfürik asit ve çinko elekrotla doldurulmuş, seramik konteynere batırılmış, bakır sülfat çözümüyle dolu bakır kap, genel-geçer pil standardı halini aldı ve sayısız elektrikli telgraf ağında kullanıldı.

1979'da ise Oxford Üniversitesi'nden Koichi Mizushima ve John Goodenough, pozitif elektrot için lityum kobalt oksit, negatif elektrot için lityum metali kullanan şarj edilebilen pili gösterdi. Böylece lityum hücrelerin öncüsü ortaya çıkmış oldu. Pilin ticari hale gelmesi, yıllar sonra 1991'de Sony ve Asashi Kasei tarafından gerçekleştirildi.


Modern pilin tanımı

Taşınabilir cihazlarımıza elektrik akımı sağlayan elektrokimyasal hücrelere modern pil adını veriyoruz. Piller, şu iki kategoriye ayrılırlar: Tek kullanımlık piller ve şarj olabilen piller.

Tek kullanımlık pillerin elektrotları kullanım sırasında geri döndürülemeyecek biçimde değişikliğe uğradığından, onları şarj etmek mümkün olmaz. Şarj edilebilen pillerin elektrotları ise ters akım ile tekrar yüklü hale getirilebilir.

Modern taşınabilir elektronik cihazların çoğu, lityum tabanlı pilleri kullanmaktadır. Bunlar arasında en çok rastlanan pil türü, lityum iyon (Li-ion) pillerdir. Zaman zaman lityum polimer (Li-Po) pillere de rastlayabilirsiniz - bu pillerin enerji yoğunluğu daha azdır ve üretilmesi daha maliyetlidir.

Li-Po piller, hafiflikleri, esnek tasarımları, düşük ve yüksek sıcaklıklarda daha iyi çalışabilmeleri sayesinde popülerliklerini hala korumaktadırlar. Li-ion piller genellikle ilk elektrot olarak lityum kobalt oksit (LiCoO2) ve ikinci elektrot olarak grafit ve elektrolit olarak bir organik çözücüden oluşurlar. Bu bileşimin kullanılmasının nedeni, yüksek enerji yoğunluğu ve pilin kullanımda olmadığı sırada enerjiyi daha yavaş kaybetmesidir.

Lityum tabanlı tüm piller, bir Basınç Sıcaklık Katsayısı'na sahiptir. Bu, pilin uç noktalarda veya aşırı kullanımda devre dışı kalmasını sağlayan bir mekanizmadır. Bu işlev devreye girdiğinde şarj/deşarj işlemini mümkün kılan kimyasal bileşimlere genellikle kalıcı olarak hasar verilir.

Şarj süreci

Yüksek güç yoğunluğu ve tekrar şarj edilebilme yetenekleri, taşınabilir teknolojilerde lityum tabanlı pilleri tercih sebebi haline getirdi.

Şarj işlemi sırasında lityum iyonlar, elektrolit içerisinden geçerek pozitif lityum kobalt oksit elektrot üzerinden negatif grafit elektrota ulaşırlar. Deşarj veya kullanım sırasındaysa iyonlar, elektrolit üzerinden geriye doğru, negatiften pozitife doğru akarlar. Bu işlem, AA pillerdeki 1,5 voltluk akıma göre daha yüksek bir voltajda, 3,7 voltta gerçekleşir. Lityum tabanlı pillerin tüketici elektroniklerinde sıkça kullanılmasının nedenlerinden biri de budur.

Lityum tabanlı piller, laptop gibi daha büyük cihazlarda da kullanılır. Bu tür cihazların pilleri, birden fazla lityum iyon hücresinden ve aşağıdaki ek bileşenlerden oluşur:

Sıcaklık sensörü: Hücrelerin güvenliğini ve kalıcılığını sağlamak için ısıyı takip eder.

Voltaj düzenleyici: Paketin içindeki her hücrenin çıkış voltajını düzenleyen sensör ve devre.

Pil şarj durumu: Şu anki şarj durumu (yüzde 59 gibi) hakkında işletim sistemini bilgilendiren sensör.

Konektör: Pili laptop'la bağlayan bağlantı noktası. Markaya göre değişiklik gösterir.

Pil bakımı

Lityum iyon pillerin çoğunda bulunan pozitif elektrot LiCoO2, hasar gördüğünde tehlikeli bir hal alır. Diğer pillerin aksine yanıcı, basınçlı bileşenler, istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Lityum iyon piller, bu sorunu çözmek için bir dizi güvenlik testine tabi tutulurlar.

Isı

Lityum iyon pillerin aşırı ısındıklarında alev alabildiklerine rastlanmıştır. Isı altında ve beklenmedik basınç veya kısa devreye maruz kalan piller, "patlayabilir". Bu durumda pil, kullanılmaz hale geldiği gibi, içerisinde bulunduğu taşınabilir cihaza da hasar verebilir. Lityum iyon pillerin içerisinde her hücreyi diğerinden ayıran bir ayırıcı bulunmaktadır. Bu ayırıcı, şarj ve deşarj süreçlerinde pozitif ve negatif elektrotları ayrı tutar. Ayırıcının hasar görmesi veya delinmesi, elektrotların temas etme olasılığını ortaya çıkarır. Bu durumda pil hızla ısınarak patlayabilir.

Piller, bu tür durumları engellemek üzere havalandırma mekanizmalarına sahiptirler, ancak kimyasal bileşimin doğası gereği patlama olasılığı tamamen ortadan kalkmaz.

Deşarj

Lityum iyon piller, "tam" deşarj olmaktansa, kısmen deşarj olmayı tercih ederler. "Şarj belleği" adı verilen etkiye sahip olmadıklarından, kısmi deşarj pilin gelecekteki performansını etkilemeyecektir. Bununla birlikte pili "tamamen" bitirmek, lityum tabanlı pilin voltajının düşmesine neden olabilir. Bu durumda pil, kalıcı olarak hasar görebilir.

Yaşlanma süreci

Lityum tabanlı piller, şarj/deşarj döngülerinin sayısına bağlı olarak 2 - 4 yıl ömre sahiptirler. Pilinizi kaç kere şarj ettiğinizi saymanıza gerek yok. Zira yeni bir pili hiç kullanmadan saklasanız bile, pil ömrü yine 2 - 4 yılı geçmeyecektir.

Yeni bir taşınabilir ürün satın alırken, pilinin ne kadar beklediğini kontrol etmenizde fayda var. Bir sene depoda bekleyen bir pilin, tahmin edeceğiniz üzere ömründen bir sene gitmiştir.

Li-Air (Lityum hava)

Lityum pillerin bir sonraki nesli, lityum hava kimyasallarından oluşacak. BU piller, çok yüksek güç yoğunluğu sunarken, çok hafif tasarımları da mümkün kılıyor. Li-Air piller, akımı teşvik etmek için oksijenden faydalanıyorlar ve bu sayede daha yüksek güç yoğunluğu elde edebiliyorlar. Ancak ne yazık ki Li-Air'in ticari hale gelebilmesi için birkaç önemli alandaki araştırmanın tamamlanması gerekiyor.

Son 400 yılın en önemli buluşlarından biri elektrik olmuştur. Ama burada akıla gelen soru elektriğin yaşamımızda bu kadar uzun zamandır olup olmaması ise cevap “evet, hatta daha uzun zamandır var” olacaktır. Şaşılacak bir gerçek ise tarihin en eski çağlarından beri bilinen elektriğin ancak 1800 lü yıllardan başlayarak insanlar için kullanılabilecek bir düzeye getirilmiş olmasıdır.
Pili kim icat etti?

Elektrik üretmede kullanıldığı bilinen en eski yöntem ise statik yüklemedir. “Elektrikli tabanca” da denen Alessandro Volta (1745-1827) buluşu olan düzenek içine elektrik teli konulduktan sonra metan gazı doldurulan bir şişeden oluşuyordu. Telden bir elektrik kıvılcımı yollandığında kıvılcım metan gazını ateşleyerek şişenin patlamasına yol açıyordu.

Daha sonraları Volta bu buluşunu Volta uzak mesafeler arasında haberleşme amacı ile kullanmayı düşündü, tabi ki yalnızca bir işaret iletebilen. Düşüncesine göre İtalya’da Como ve Milano şehirleri arasında tahta direkler üzerinde bakır tel çekilecek ve bir tarafında kıvılcım üreteci, diğer tarafında da metan dolu şişe bulunacaktı. Taraflar arasında kararlaştırılmış bir olay gerçekleştiğinde de kıvılcım jeneratörü çalıştırılıp öteki uçtaki şişe patlatılacak ve böylece olayın gerçekleştiği mesajı iletilmiş olacaktı. Fakat bu iletişim hattı hiç gerçeğe dönüştürülmedi.

Elektrik üretiminde sonraki kademe ise elektroliz yöntemi ile oluştu. Volta 1800 yılında bazı sıvıların metaller arasında kimyasal reaksiyon yaratıp devamlı elektrik üretimine yol açtığını fark etti. Daha sonrada bu üretim hücrelerini seri bağlayarak gerilimin arttırıldığını gördü. Bu gözlemler pilin keşfedilmesine öncülük etmiştir.

Pilin icadı ile deneyler artık kıvılcımların bir anlık etkisi ile sınırlı kalmaktan kurtuldu. Artık kesintisiz ve devamlı bir elektrik kaynağı elde edilmişti.

1800’lerin başında Fransa teknolojik gelişmelerin zirvesine ulaşmıştı. Yeni buluşlar ve fikirler siyasi arenadan da destek görmeye başlamıştı. Bir davet üzerine Volta Fransa Ulusal Enstitüsünde Napolyon Bonapart’ın da bulunduğu bir topluluğa bir dizi ders verdi. Bu dersler sırasında yapılan pillerden kıvılcım üretme, elektrik ile çelik bir teli eritmek, elektrik ile bir silahı ateşlemek ve suyu elemanlarına ayırmak gibi deneylerde Napolyon bizzat Volta’ya yardımcı oldu.

1802 de Dr. William Cruickshank seri üretilecek pilin tasarımını yaptı. Cruickshank aynı boyutlarda kare şeklinde kesilip uçlarından lehimlenmiş bakır ve çinko plakaları etrafı çimento ile sıvanmış tahta kutulara koyarak içini tuzlu su ya da su ile seyreltilmiş asitle dolduruyordu. Plakaların aralarındaki mesafeyi sabit tutmak için tahta yüzeyin üzerine oluklar yapılıyordu.

Sir Humphry Davy‘nin Londra Kraliyet Enstitüsü kasalarına çok güçlü pilleri yerleştirmesi yeni buluşların önünü açtı. Davy pilleri karbon elektrotlara bağlayarak elektrikle üretilen ilk ışığı elde etti. Bugün ark lambası dediğimiz düzeneğin çalışmasını izleyenler sonraları bu ışığın o güne kadar gördükleri en parlak ışık yayı olduğunu söylediler.
Şarj Edilebilen Pil

Tekrar doldurulamadıkları için yapılan bütün bu piller ilkel piller sınıfına giriyordu. 1859 da Fransız fizikçi Gaston Planté şarj olabilen pili icat etti. Bu pillerin çalışma prensipleri bugün hala kullandığımız akülerdeki kurşun/asit sistemi ile aynı idi.

Elektrik üretmede kullanılan üçüncü, ama en önemli olan, metot ise çok sonraları keşfedilen manyetik alan metodu idi. 1820de Fransız bilgin André-Marie Ampère (1775-1836) elektrik taşıyan tellerin bazen birbirlerini çektiğini bazen de ittiğini gördü. 1831 de İngiliz Michael Faraday (1791-1867) bir bakır diskin (bobin) kuvvetli bir manyetik alanın etkisi altında kaldığında nasıl elektrik ürettiğini görsel olarak örnekledi. Farada ve ekibi bobin ve mıknatıs arasında hareketliliğin devam ettiği sürece elektrik üretiminin de kesintisiz olarak devam ettiğini ortaya koydular.
Nikel-kadmiyum Pil

1899 da İsveçli Waldmar Jungner nikel-kadmiyum pili icat etti. 1947 de Neumann pil hücresini (gözesini) tam olarak sızdırmaz bir şekilde izole etmeyi başardı. Bu yenilikler bugün kullandığımız sızdırmaz nikel-kadmiyum pilin doğuşuna öncülük etti. Nikel-metal-hidrit pil sistemleri üzerindeki çalışmalar 1970’lerin ortalarında başladı. Fakat metal-hidrit alaşımlar hücre (göze) ortamlarında dengeli olamıyorlardı. 1980 ortalarında geliştirilen yeni hidrit alaşımları bu dengesizliği azaltarak bileşimin kararlılığını arttırdı. Bütün bu gelişmelerden sonra 1990′ arda nikel-metal-hidrit piller piyasaya çıktı.
Lityum İyon Pil

İlk lityum piller ise 1970’lerde ortaya çıktı. 1980’lerde bu pillerin şarj edilmesi üzerinde çalışmalar başladı ise de ortaya çıkan güvenlik sorunlarından dolayı vazgeçildi. Lityumun doğasında var olan dengesizlik özellikle şarj sırasında problemler, hatta tehlikeli durumlar, yaratıyordu. Bu yüzden araştırmalar lityum iyonları kullanan ve metal bazlı olmayan pillere kaydı. Aslında iyon bazlı lityumun enerji üretme yeteneği metal bazlı lityumdan düşük olmasına rağmen eğer şarj edilirken gerekli önlemler alındığında daha güvenli idi. 1991 de Sony lityum-iyon pili piyasaya sürdü.
Pilin tarihçesine bakıp ne kadar ilkel bir ortamdan bu günlere geldiğimizi düşünebiliriz. Ama günümüzdeki gelişme hızını göz önüne aldığımızda bizden sonraki nesillerinde bugün bizim modern kabul edip kullandığımız pil teknolojilerini ilkel bulmaları kaçınılmaz olacak gibi görünüyor.

Akıllı telefon bataryaları hakkında 5 efsane 5 gerçek

Taşınabilir cihazların teknolojisi geliştikçe pil teknolojisi de gelişiyor. Akıllı telefonlardan dizüstü bilgisayarlara kadar tüm taşınabilir cihazlarda kullanılan piller de zaman içinde büyük değişiklik geçirdi. Pillerle ilgili eskiden geçerli olan bazı durumlar artık değişti. Bu yüzden, eskiden doğru olan bazı şeyler hala devam ediyor gibi düşünülüyor. Piller hakkındaki efsanelerin bir bölümü de bunlardan kaynaklanıyor. Taşınabilir cihazlarımızda kullandığımız pillerle ilgili efsaneler ve bunların ardındaki gerçeklere birlikte göz atalım.

Efsane 1: Piliniz Tamamen Bitmeden Şarj Etmeyin
Piller eskiden şimdiki gibi akıllı değildi. Eski piller tam kapasitelerini unutabiliyor, bu nedenle de bir daha tamamen şarj edilemiyordu. Bu nedenle pillerin tam bitmeden şarj edilmemesi tavsiye ediliyordu. Akıllı telefon pilleri hakkında efsaneler arasında en çok dile getirilenlerden biri de buydu. Bu durum artık neredeyse tüm taşınabilir cihazlarda kullanılan lityum-iyon pillerle tarihe karıştı. Bu piller tamamen bitmeden şarj edilseler de tam kapasitelerini hatırlayabiliyor. Örneğin, pilinizin önce%75'ini kullandınız ve sonra şarj ettiniz diyelim. Daha sonra pilinizin%25'ini kullandığınızda bu tam bir şarj döngüsü olarak kabul ediliyor. Yani bir şarj döngüsünü tamamlamak için pilin%100'ünü tek seferde bitirmenize gerek yok. Parça parça yapsanız da pil bunu algılayabiliyor.

Yine de birçok üretici üç ayda bir pili tamamen bitirip tam şarj edilmesini tavsiye ediyor. Her şarjda pilim ömrü az da olsa azaldığı için cihazınızın işletim sisteminin bunu algılaması için bunun yapılması tavsiye ediliyor. Bu sayede piliniz için kalan süre daha doğru bir şekilde gösterilebiliyor.

Efsane 2: Dolu Pili Şarj Etmeye Devam Etmeyin
Birçoğumuz gece yatmadan telefonumuzu şarja koyuyoruz ya da ofiste kullandığımız dizüstü bilgisayarı sürekli prize takılı kullanıyoruz. Bu da cihazların pilleri doluyken şarj etmeye çalışmaya devam etmek anlamına geliyor. Fazla şarj etmenin pillerin aşırı ısınmasına hatta patlamasına neden olduğunu söyleyenler bile olmuştur fakat böyle bir durum söz konusu değil.

İlk lityum-iyon piller doluyken şarj edildiğinde aşırı ısınabiliyordu, bu doğru. Ancak artık piller eskisinden daha akıllı. Şarj cihazları ve cihazlar artık pil dolmuşken şarj devam ediyorsa ne yapacaklarını biliyorlar ve bunu engelliyorlar. Prize takılı cihaz pil harcamaya devam ettiği için böyle durumda cihaz aslında az da olsa şarj olmaya devam ediyor. Uzmanlar bunun pil ömrüne olumsuz etkisinin pili tamamen bitirip yeniden şarj etmekten daha az olduğunu belirtiyor.

Efsane 3: Uygulamaları Kapatmak Pil Ömrünü Uzatır
Akıllı telefonları her ne kadar cebimizdeki bilgisayarlar olarak görsek de aslında kullandıkları işletim sistemleri ve donanımlar açısından dizüstü bilgisayarlardan çok farklılar. Dizüstü bilgisayarınızın pili, aynı anda birçok program açıksa ve bunların bazıları internet bağlantısı gerektiriyorsa daha hızlı bitecektir. Buradan hareketle akıllı telefonlarda da aynı şeyin olması beklenir değil mi? Akıllı telefon pilleri hakkında efsaneler arasında bu da bulunuyor. Akıllı telefonlar bilgisayarlardan farklı çalıştığı için işin aslı böyle değil.

Örneğin iOS'ta bir uygulamayı kullanmayı bıraktığınızda o uygulama dondurulur. Yani hiçbir şey yapmaz, hiçbir kaynak kullanmaz. Bu yüzden onu seçip tamamen kapatmanın pil ömrüne bir etkisi olmaz. Aksine, uygulamaları kapatmak işlemci gücü gerektirdiğinden bunu yaparken pili biraz daha fazla kullanmış olursunuz. Ayrıca iOS'ta bir uygulamayı kapattığınızda bu uygulama telefonun RAM'inden kaldırılır. Uygulamayı yeniden açtığınızda verilerin RAM'e tekrar yüklenmesi gerekir. Bu kaldırma ve yükleme işlemi de pil harcanmasına neden olur. Buna ek olarak, iOS zaten daha fazla belleğe ihtiyaç duyduğu zaman o sırada kullanılmayan uygulamaları otomatik olarak kapatır. Tüm bunlar Android için de geçerli.

Piyasada bulunan "görev temizleyici" adlı birçok uygulama arka plandaki uygulamaları kapatarak pil ömrünü uzattığını iddia etse de aslında bunların işe yaramaktan çok pilin daha çabuk bitmesine yol açtığını söyleyebiliriz. Bunları kullanmak yerine pil harcayan çeşitli uyarılar, veri transferi ve senkronizasyon özelliklerini kapatmanız daha çok işinize yarayacaktır.

Piyasada bulunan "görev temizleyici" adlı birçok uygulama arka plandaki uygulamaları kapatarak pil ömrünü uzattığını iddia etse de aslında bunların işe yaramaktan çok pilin daha çabuk bitmesine yol açtığını söyleyebiliriz. Bunları kullanmak yerine pil harcayan çeşitli uyarılar, veri transferi ve senkronizasyon özelliklerini kapatmanız daha çok işinize yarayacaktır.

Efsane 4: Bluetooth, Wi-Fi ve Konum Servislerini Kapatarak Pil Ömründen Büyük Ölçüde Tasarruf Edersiniz
Başlıkta saydıklarımızın pil ömrüne etki ettiği doğru. Ancak bunların etkisini biraz abartıyor olabiliriz. Sanki bunları kapattığımızda pilimizin çok daha fazla dayanacağını düşünüyoruz ancak gerçek biraz daha farklı. Örneğin MacWorld tarafından yapılan bir testte uçak moduna alınan bir iPhone 5'in pilinin en fazla yarım saat daha fazla dayandığı tespit edildi. Böylece akıllı telefonlar hakkındaki efsaneler arasında yer alanlardan biri daha çürütülmüş oldu.


Aktif olarak kullanmadığınız uygulamaların konum servislerini kapatmanın ise pil ömrüne çok fazla etki etmediğini söylemek gerek. Ancak konumunuzu bir nedenden dolayı sürekli takip eden uygulamalara dikkat edin. İşte pilinizi bir çırpıda bitirenler onlar. Wi-Fi ve Bluetooth özellikleri ise artık eskisi kadar çok pil harcamıyorlar. Elbette kullanmadığınız zaman bunları kapatmak pilinizin daha yavaş tükenmesine neden olacak fakat aradaki fark çok büyük değil. Bu nedenle bunları kapatmadığınız zaman pilinizin anında biteceğini düşünmenize gerek yok. Pili en hızlı bitiren şeyin ekran olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Bu yüzden, piliniz uzun gitsin istiyorsanız ekranı kapatın ve telefonu gerçekten ihtiyacınız olduğu zaman kullanana kadar cebinize koyun. İşte bu akıllı telefon pilleri hakkında efsaneler arasından değil bizden bir uyarı.

Akıllı telefon üreticileri cihazınızla birlikte gelen şarj aletini kullanmanız konusunda ısrarcılar. Kullanma kılavuzuna göz atarsanız başka bir şarj aleti kullanmamanızın önemle tavsiye edildiğini görürsünüz. Ancak durum bundan biraz farklı. Elbette gidip de ucuz ve kötü şarj aletlerini kullanın demiyoruz fakat kaliteli diğer şarj aletleri de işinizi görecektir.


Modern USB şarj aletlerinin standartları belirlenmiştir. Bu standartlarda olan tüm şarj aletlerinin arasında pek fark yoktur. Şarj etme süresi şarj aletinden şarj aletine değişebilse de bunun pil ömrüne bir etkisi yoktur. Belirli değerler arasındaki USB şarj aletlerinin telefonunuzun piline zarar verme olasılığı çok düşük. Mevcut telefonlar şarj aletinden ihtiyacı olduğu kadarından fazlasını almayacak şekilde tasarlandığı için, doğru seviyede akıma sahip herhangi bir şarj aleti ısınmaya neden olmadan düzgün bir seviyede şarj edebilir. Yani dememiz o ki, standartlara uygun bir şarj aletiyle telefonunuzu şarj etmeniz mümkün. Çok daha fazla para verip telefonunuzla aynı marka bir şarj aleti satın almanız şart değil. Güvenilir başka bir marka da kullanabilirsiniz.

iPhone Pili ve Performansı

iPhone aygıtınızın performansı ve bunun pilinizle olan ilişkisi hakkında bilgi edinin.

iPhone'unuz sade ve kullanımı kolay bir deneyim sunmak için tasarlandı. Bu ancak ileri düzey mühendislik süreçleri ve gelişmiş teknolojinin bir araya gelmesiyle mümkün olabiliyor. Teknoloji ile ilgili önemli alanlardan biri de pil ve performanstır. Piller karmaşık teknoloji ürünleridir. Pil performansını ve buna bağlı olarak iPhone performansını etkileyen birçok değişken söz konusudur. Tüm şarj edilebilir piller tüketim mallarıdır ve sınırlı bir kullanım ömrüne sahiptir. Bir süre sonra kapasiteleriyle birlikte performansları düşer ve değiştirilmeleri gerekir. Pil yaşının artması iPhone aygıtınızın performansında değişikliğe neden olabilir. Daha fazla bilgi edinmek isteyenler için bu makaleyi hazırladık.
Lityum iyon piller hakkında

iPhone pilleri için lityum iyon teknolojisi kullanılmıştır. Eski nesil pil teknolojileri ile karşılaştırıldığında lityum iyon piller hızlı şarj olur, uzun süre dayanır ve küçük boyutta daha fazla pil ömrüne olanak sağlayan yüksek bir güç yoğunluğuna sahiptir. Şarj edilebilir lityum iyon teknolojisi şu anda aygıtınız için en iyi teknolojiyi sunar. Lityum iyon piller hakkında daha fazla bilgi edinin.

Pil performansını en üst düzeye çıkarma

"Pil ömrü", bir aygıtın şarj edilmesi gereken zamana kadar çalışmaya devam ettiği süredir. "Pil kullanım ömrü", bir pilin değiştirilmesi gereken zamana kadar geçen süredir. Aygıtınızla gerçekleştirdiğiniz işlemler, pil ömrünü ve kullanım ömrünü etkileyen faktörlerden biridir. Aygıtınızı nasıl kullanırsanız kullanın pilinizden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlayacak yöntemler mevcuttur. Bir pilin kullanım ömrü "kimyasal yaşı" ile ilgilidir ve bu, yalnızca belirli bir sürenin geçmesiyle sınırlı değildir. Şarj döngülerinin sayısı ve bakım gibi farklı faktörleri de içerir. Pil performansını en üst düzeye çıkarmak ve pil kullanım ömrünün uzamasına yardımcı olmak için bu ipuçlarından faydalanın. Örneğin, uzun bir süre boyunca kullanılmayacak olan iPhone aygıtlarının pilini yarıya kadar şarj edin. Ayrıca iPhone'u, sıcak ortamlarda (doğrudan güneş ışığına maruz kaldığı ortamlar da dahil) uzun bir süre boyunca şarj etmekten veya bırakmaktan kaçının.

Piller kimyasal olarak yaşlandığında

Tüm şarj edilebilir piller tüketim bileşenleridir ve bu bileşenler kimyasal olarak yaşlandıkça daha az etkili hale gelir.

Lityum iyon piller kimyasal olarak yaşlandıkça daha az şarj tutar. Bu durum, bir aygıtın şarj edilmesi için gereken sürenin kısalmasına neden olur. Bu, pilin maksimum kapasitesi ile (aygıtın yeni alındığı zamana kıyasla pil kapasitesi ölçümü) ilişkilendirilebilir. Ayrıca pillerin maksimum anlık performans veya gereken "en yüksek gücü" sunma yeterliliği azalabilir. Bir telefonun düzgün çalışması için elektronik parçaların pilden anlık olarak yük çekebilmesi gerekir. Pilin empedansı, bu anlık güç iletimini etkileyen özelliklerden biridir. Yüksek empedansa sahip bir pil, güç sağlaması gereken sisteme yeterli düzeyde güç sağlayamayabilir. Kimyasal yaşının fazla olması pilin empedansını artırabilir. Şarj düzeyi düşük olduğunda ve soğuk bir ortamda pil empedansı geçici olarak artar. Kimyasal yaşın da fazla olduğu durumlarda empedans artışı daha da önemli bir hal alır. Bunlar pil kimyasının özellikleri olup sektördeki tüm lityum iyon piller için geçerlidir.

Güç çekilen bir pilin empedans düzeyi ne kadar yüksekse pilin voltajı da o kadar fazla düşer. Elektronik bileşenlerin düzgün çalışması için belirli bir düzeyde voltaj sağlanması gerekir. Buna aygıtın dahili depolama alanı, güç devreleri ve pilin kendisi dahildir. Güç yönetim sistemi, pilin bu gücü sağlama kapasitesini belirler ve işlemleri sürdürmek üzere yükleri yönetir. İşlemler, güç yönetim sistemi tarafından sağlanan tam kapasite ile sürdürülemeyecek duruma gelirse sistem, bu elektronik bileşenlerin korunması için kapatılır. Sistemin kapatılması aygıt tarafından gerçekleştirilse de kullanıcı için beklenmedik bir durum olabilir.

Beklenmedik kapanmaları önleme

Pil şarjının az olması, kimyasal yaşın fazla olması ve düşük sıcaklıklar kullanıcıların beklenmedik kapanmalarla karşılaşma olasılığını artırır. Olağanüstü durumlarda sistem daha sık kapanabilir. Bu da aygıtın güvenilirliğinin veya kullanılabilirliğinin büyük ölçüde kaybedilmesine neden olur. iPhone 6, iPhone 6 Plus, iPhone 6s, iPhone 6s Plus, iPhone SE, iPhone 7 ve iPhone 7 Plus modellerinde iOS, aygıtın beklenmedik şekilde kapanmasını önlemek ve kullanılmaya devam etmesini sağlamak için en yüksek performans durumlarını dinamik olarak yönetir. Bu performans yönetimi özelliği iPhone'a özgüdür ve diğer Apple ürünleri için geçerli değildir.

Bu performans yönetimi yaklaşımında aygıtın sıcaklığına, pilin şarj durumuna ve pil empedansına bakılır. Yalnızca bu değişkenler için gerekli olması durumunda iOS, beklenmedik kapanmaları önlemek için bazı sistem bileşenlerinin (CPU ve GPU gibi) gösterdiği maksimum performansı dinamik olarak yönetir. Sonuç olarak aygıttaki iş yükleri kendi kendini dengeler ve bir anda daha büyük ve hızlı performans artışı sunmak yerine sistem görevlerinin daha düzgün bir şekilde dağıtılmasına olanak sağlar. Bazı durumlarda kullanıcılar aygıtın günlük performansında farklılıklar görebilir. Algılanan farklılık düzeyi, belirli bir aygıt için ne kadar performans yönetimine ihtiyaç duyulduğuna bağlıdır.

Üst düzey performans yönetiminin gerekli olduğu durumlarda kullanıcılar aşağıdaki gibi etkileri fark edebilir:

    Uygulamaların başlaması için geçen sürenin uzaması
    Kaydırma sırasında kare hızının düşmesi
    Arka aydınlatmanın azaltılması (Denetim Merkezi'nde geçersiz kılınabilir)
    Hoparlör ses yüksekliğinin -3 dB'ye kadar düşmesi
    Bazı uygulamalarda kare hızının aşamalı olarak azalması
    En alışılmadık durumlarda kamera flaşı etkisizleştirilir ve bu, kamera arabiriminde görülebilir
    Arka planda yenilenen uygulamalar, başlatıldıktan sonra yeniden yükleme gerektirebilir

Bu performans yönetimi özelliği çoğu önemli alanı etkilemez. Bunlardan bazılarını aşağıda bulabilirsiniz:

    Hücresel arama kalitesi ve ağ aktarım hızı performansı
    Fotoğraf ve video çekme kalitesi
    GPS performansı
    Konum doğruluğu
    Jiroskop, akselerometre ve barometre gibi sensörler
    Apple Pay

Pildeki şarj düzeyinin düşük olmasına ve ortam sıcaklığının azalmasına bağlı olarak performans yönetiminde görülen farklılıklar geçicidir. Bir aygıtın pili kimyasal olarak yaşlanmışsa performans yönetiminde görülen değişiklikler daha kalıcı olabilir. Bunun nedeni, tüm şarj edilebilir pillerin tüketim malı olup sınırlı bir kullanım ömrüne sahip olması ve bir süre sonra değiştirilmesi gerekmesidir. Böyle bir sorunla karşı karşıyaysanız ve aygıtınızın performansını artırmak istiyorsanız aygıtınızın pilini değiştirmeyi düşünebilirsiniz.
iOS 11.3 için

iOS 11.3, beklenmedik kapanmaları önlemek için gerekli olan performans yönetimi düzeyini düzenli aralıklarla değerlendirerek bu performans yönetimi özelliğini geliştirir. Pil sağlığı, gözlemlenen en yüksek güç gereksinimlerini karşılayabilecek durumdaysa performans yönetimi düzeyi düşürülür. Aygıt tekrar beklenmedik bir şekilde kapanırsa performans yönetimi düzeyi artırılır. Sürekli devam eden bu değerlendirme süreci, daha uyarlanabilir bir performans yönetimine olanak sağlar.

iPhone 8, iPhone 8 Plus ve iPhone X modellerinde genel sistem performansını en üst düzeye çıkarmak için hem güç gereksinimlerini hem de pilin güç kapasitesini daha doğru şekilde tahmin etmenizi sağlayan gelişmiş bir donanım ve yazılım tasarımı kullanılmıştır. Bu, iOS'in beklenmedik kapanmaları öngörmesine ve bunları önlemesine daha kesin bir şekilde izin veren farklı bir performans yönetimi sistemine olanak tanır. Sonuç olarak, performans yönetiminin etkileri iPhone 8, iPhone 8 Plus ve iPhone X modellerinde daha az fark edilebilir. Zamanla, tüm iPhone modellerindeki şarj edilebilir pillerin kapasiteleriyle birlikte en yüksek performans düzeyi azalır ve pillerin değiştirilmesi gerekir.



Pil Sağlığı (Beta)

iPhone 6 ve sonraki modeller için iOS 11.3'e pil sağlığının yanı sıra pilin değiştirilmesinin gerekip gerekmediğini gösterecek yeni özellikler eklenecek. Bu özelliklere Ayarlar > Pil > Pil Sağlığı (Beta) bölümünden ulaşabilirsiniz.

Ayrıca kullanıcılar, beklenmeyen kapanmaları önlemek için maksimum performansı dinamik olarak yöneten performans yönetimi özelliğinin açık olup olmadığını görebilir ve bu özelliği kapatmayı seçebilir. Bu özellik yalnızca, pili maksimum anlık güç sağlama özelliği azalmış bir aygıtta beklenmedik bir kapanma olması durumunda etkinleştirilir. Bu özellik iPhone 6, iPhone 6 Plus, iPhone 6s, iPhone 6s Plus, iPhone SE, iPhone 7 ve iPhone 7 Plus modellerinde kullanılabilir.

(Not: Yazılımı iOS 11.3'e güncellenen aygıtlarda performans yönetimi özelliği başlangıçta devre dışıdır ancak daha sonra aygıt beklenmedik bir şekilde kapanırsa yeniden etkinleştirilir.)

Pilin ve genel sistemin tasarlandığı gibi çalışması ve dahili bileşenlerin korunması için tüm iPhone modellerinde temel performans yönetimi özelliği bulunur. Yüksek veya düşük sıcaklıklarda davranışın yanı sıra dahili voltaj yönetimi de buna dahildir. Bu performans yönetimi özelliği, hem güvenlik hem de aygıtın beklenen şekilde çalışması için gereklidir ve kapatılamaz.

Pilinizin maksimum kapasitesi

Pil Sağlığı ekranında, maksimum pil kapasitesinin yanı sıra en yüksek performans kapasitesi ile ilgili bilgiler bulunur.

Maksimum pil kapasitesi, aygıtın yeni alındığı zamana kıyasla pil kapasitesinin ölçümünü gösterir. İlk kez kullanılan bir pilin kapasite düzeyi %100'dür ve pilin kimyasal yaşı arttıkça bu kapasite azalır. Belirli bir süre sonra aygıtın birkaç saatte bir şarj edilmesi gerekebilir.

Normal bir pil, normal koşullar altında çalışıp 500 tam şarj döngüsüne ulaştığında başlangıçtaki kapasitesinin %80'ine kadarını koruyacak şekilde tasarlanmıştır. İki yıllık garantiye, kusurlu piller için sunulan servis kapsamı dahildir. Aygıt garanti kapsamı dışındaysa Apple, ücret karşılığında pil servisi sunar. Şarj döngüleri hakkında daha fazla bilgi edinin.



Pilinizin sağlığı azaldıkça en yüksek performans sunma yeterliliği de azalır. Pil Sağlığı ekranında bulunan En Yüksek Performans Yeterliliği bölümünde aşağıdaki iletilerle karşılaşabilirsiniz.

Performans normal

Pil durumu, olması gereken en yüksek performans düzeyini destekleyebiliyorsa ve performans yönetiminin uygulanması gerekmiyorsa şu iletiyi görürsünüz:

Piliniz şu anda olması gereken en yüksek performansı destekliyor.

Performans yönetimi uygulandı

Performans yönetimi özellikleri uygulandığında şu iletiyi görürsünüz:

Bu iPhone, pil gereken en yüksek gücü sağlayamadığı için beklenmeyen bir şekilde kapandı. Bunun yeniden olmasını engellemeye yardımcı olmak için performans yönetimi uygulandı. Etkisizleştir…

Performans yönetimi özelliğini etkisizleştirmeniz halinde tekrar açamayacağınızı unutmayın. Beklenmedik bir kapanma görüldüğünde bu özellik otomatik olarak tekrar etkinleştirilir. Bu özelliği etkisizleştirme seçeneği de mevcuttur.

Pil sağlığı durumu bilinmiyor

iOS aygıtın pil sağlığı durumunu belirleyemiyorsa şu iletiyi görürsünüz:

Bu iPhone pil sağlığı durumunu belirleyemiyor. Bir Apple Yetkili Servis Sağlayıcısı pilinizin bakımını sağlayabilir. Servis seçenekleri hakkında daha fazlası…

Bu, pilin düzgün takılmamasından veya bilinmeyen bir parçasının olmasından kaynaklanıyor olabilir.

Performans yönetimi özelliği kapatıldı

Uygulanan performans yönetimi özelliğini etkisizleştirirseniz şu iletiyi görürsünüz:

Bu iPhone, pil gereken en yüksek gücü sağlayamadığı için beklenmeyen bir şekilde kapandı. Performans yönetimi korumalarını elle etkisizleştirdiniz.

Aygıtta başka bir beklenmedik kapanma görülürse performans yönetimi özellikleri yeniden uygulanır. Bu özelliği etkisizleştirme seçeneği de mevcuttur.

Pil sağlığı azaldı

Pil sağlığı önemli ölçüde azalırsa aşağıdaki ileti görüntülenir:

Pilinizin sağlığı önemli ölçüde azaldı. Bir Apple Yetkili Servis Sağlayıcısı tam performans ve kapasite için pilinizi değiştirebilir. Servis seçenekleri hakkında daha fazlası…

Bu ileti bir güvenlik sorunu olduğu anlamına gelmez. Pilinizi kullanmaya devam edebilirsiniz. Ancak daha gözle görülür pil ve performans sorunları yaşayabilirsiniz. Pilinizin değiştirilmesiyle daha iyi bir deneyime kavuşabilirsiniz.



Kaynaklar
Wikipedia
Sabah Gazetesi
Chip Dergisi
apple com





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)