Thread Rating:
  • 50 Vote(s) - 2.9 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Mehdi Aleyhisselam Hakkındaki Ayetler Hadisler Rivayetler
#1
Hz. Mehdi Aleyhisselam Hakkındaki Ayetler Hadisler Rivayetler


Mehdiyet, Ehl-i Sünnet İnancına Göre Bir İtikat Konusudur

Hazreti Mehdi, ahir zamanda gönderileceği Peygamber Efendimiz ( sav) tarafından müjdelenmiş olan, Müslümanları zulüm ve sıkıntı ortamından kurtaracak, yeryüzündeki fitneleri ortadan kaldıracak, tüm dünyaya barış, adalet, bolluk, huzur,

mutluluk ve refah getirecek kutlu bir şahıstır. Peygamberimiz ( sav)'den aktarılan sahih rivayetlere göre Hz. Mehdi, çeşitli hurafelerle, batıl inanç ve uygulamalarla aslından uzaklaştırılmış olan dini özüne döndürecek, Hz. İsa ile

buluşacak, Allah'ın izniyle yegane hak din olan İslam'ı yeryüzüne yerleşik kılacaktır.

Mehdiyet konusu her dönemde İslam tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Peygamber Efendimiz ( sav)'in çok sayıdaki hadisinde, ismiyle, vasıflarıyla, yardımcılarıyla, devrinin özellikleriyle ve yapacağı icraatlarla ayrıntılı olarak tarif

edilen Hz. Mehdi'nin geleceğine dair çeşitli Kuran ayetlerinde de işari manada müjde vardır.

Pek çok İslam alimi, tarihçi ve araştırmacı Mehdi hakkında eserler kaleme almış ya da eserlerinde Mehdiyet konusuna önemli bir yer ayırmıştır. Bu eserler incelendiğinde, Mehdiyet konusunun tartışmaya yer bırakmayacak derecede kesinlik

gösterdiği her akıl ve vicdan sahibi Müslüman tarafından rahatlıkla anlaşılabilir. Tüm Ehl-i sünnet alimleri, Hz. Mehdi'nin ahir zamanda geleceği konusunda ittifak halindedirler. Peygamberimiz ( sav)'in müjdelediği bu şahsın geleceği ve

İslam ahlakını yeryüzüne hakim edeceği hakkında muteber İslam alimleri arasında hiçbir görüş ayrılığı yoktur.
Peygamberimiz ( s.a.v)’in Hz. Mehdi Hakkındaki Hadisleri "Tevatür" Derecesindedir

Hadis imamları Hz. Mehdi hakkındaki hadislerin "mütevatir" olduğunu bildirmişlerdir. Bunun anlamı şudur : Mehdiyet hakkında aktarılan hadisler, bu konuda yalan söylemek kastıyla aralarında anlaşmaları teknik olarak mümkün olmayan

kişilerden, pek çok farklı kanal vasıtasıyla hadis alimlerine ulaşmıştır. "Tevatür", kelime anlamı olarak "kuvvetli haber, içinde yalan ihtimali olmayan ve bir cemaate dayanan kuvvetli haber" demektir. ( Büyük Lugat-Tür-Dav, 3003) Hadis

bilimcilere göre; bir haber birçok kişi tarafından rivayet edilmişse ve bu ravilerin biraraya gelip, haber uydurmaları, durumları itibarıyle mümkün değilse buna "mütevatir" haber denilir. Birçok İslam alimi, Peygamberimiz ( sav)'in Hz.

Mehdi ile ilgili hadislerinin mütevatir olduğunu bildirmiştir.

Ayrıca dinimizde çok önemli bir kaynak olarak kabul edilen "Kütüb-ü Sitte"de de Hz. Mehdi hakkında birçok "sahih" hadis bulunmaktadır. Kütüb-ü Sitte dışındaki diğer hadis kaynaklarında da Mehdiyetle ilgili pek çok sahih rivayet

nakledilmektedir. Alimlerimizin, sahih ve mütevatir hadisleri reddetmenin Peygamber ( sav)'in sözünü reddetmek anlamına geleceği yönündeki ifadeleri de dikkate alındığında Mehdiyet inancının dinimizdeki yeri ve önemi daha iyi anlaşılır.

Hz. Mehdi, yüzyıllardır İslam ümmeti tarafından beklenmektedir. Ancak gerek geçmiş alimlerin izah ve yorumlarından, gerekse günümüzde ve yakın geçmişte yaşayan İslam alim ve mütefekkirlerinin açıklamalarından ve tariflerinden Hz.

Mehdi'nin çıkışının içinde bulunduğumuz döneme denk geldiği anlaşılmaktadır. Nitekim rivayetlerde Hz. Mehdi'nin çıkış alameti olarak bildirilen olayların pek çoğunun aynen ve kısa aralıklarla ardarda gerçekleşmesi bu büyük şahsın

vazifeye başlamasının yakın olduğunun, belki de başlamış olduğunun açık bir göstergesidir.

Peygamberimiz ( sav)'in mütevatir ve sahih hadislerinde açıkça haber verilen ve pek çok İslam aliminin eserlerinde teferruatlı olarak ele aldıkları Mehdiyet konusunda İslami literatürde pek çok rivayet ve açıklama bulunmaktadır.

Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz :

İbni Hacer Askalani Fethü'l-Bari'de; Mehdi'nin bu ümmetten olacağı ve Hz. İsa ( A.S.)'nın onun arkasında namaz kılacağına dair hadisler tevatür etmiştir, der. Şevkani de İsa'nın ineceğine dair hadislerin sayısının 29'a ulaştığını

söyleyerek, bunları bir bir nakletmiş ve sonunda : "Bizim naklettiğimiz hadisler görüldüğü gibi tevatür haddine ulaştı. Bu beyanımızla şu sonuca varılıyor ki, beklenen Mehdi hakkındaki hadisler, Deccal hakkında hadisler ve İsa'nın

inmesine dair hadisler mütevatirdir" demiştir.( Sünen-i İbn-i Mace 10/338 )

Mehdi'nin geleceğine dair olan sahih hadisler tevatür niteliğini taşımaktadır.( Kıyamet Alametleri, s. 193)

Onların zannına göre, Mehdi vefat etti; geçti gitti... Halbuki, bu babda ( konuda) gelen sahih hadis-i şerifler meşhurdur. Hatta tevatür-ü manevi derecesinde olup, taifenin sözlerini tekzip etmektedir. ( Mektubat-ı Rabbani, 2/250)

Mehdi'nin geleceğine dair Resulullah ( sav)'dan tevatür düzeyinde birçok hadis rivayet edilmiştir... ( eb'ul-Hasan Muhammed b. Hasan el-Überi Sicistani, Menakıb'üş-Şafii/Dr.G.Hüseyin Tacirineseb, Mehdilik ve İmam Mehdi, s. 88 ve 405)

Mehdi'nin varlığı ve ahir zamanda zuhur edeceği, Peygamber ailesinden ve Fatıma oğullarından oluşu, tevatür ölçüsüne ulaşan hadislerle açıklanmıştır ve bu hadisleri inkar etmenin hiçbir anlamı yoktur... Tevatür ölçüsünü aşan, doğru ve

açık hadislerde, Mehdi'nin Fatıma soyundan olup, dünya sona ermeden zuhur edeceği, zulüm ve haksızlıkla dolmuş olan dünyaya, adalet ve hakkaniyet getireceği, onun zamanında İsa Mesih'in gökten ineceği ve onun önderliğinde namaz kılacağı

kanıtlanmış bulunmaktadır. ( Şerif Muhammed b. Resul Berazenci Medeni, el-işae, s.184 ve 305 / Mehdilik ve İmam Mehdi, s. 328 )

Kıyamet gününün en büyük alametlerinden birisi de, hakkında tevatür derecesini aşacak derecede hadis bulunan bir kişinin zuhur edeceğidir. Birçok hadis hafızları, Mehdi'nin Peygamber soyundan olduğunu kabul etmişlerdir, böyle mütevatır

bir konuya sırt çevirmek yakışık almaz. Hak ehlinin inancına göre, Mehdi İsa Mesih'ten ayrıdır. Mehdi, Mesih'ten önce zuhur edecektir. Bu konu Sünni bilginleri arasında, onların inancından sayılacak kadar yaygınlık kazanmıştır. (

Şemseddin Muhammed b. Ahmed Sefareyni, Levaih'ül-Envar'ül Behiyye şehri, c. 2, s. 74-76-86'dan özet)

Muhammed b. Ali Şevkani, "et-Tavzih..." isimli kitabında şöyle söylemiştir : ...Bunlar ( Mehdi, Deccal ve Mesih ile ilgili rivayetler) hiç kuşku yok ki, mütevatir hadislerdir, Peygamber'in buyruğu hükmündedir... Buna göre, Deccal ve

Mesih hakkındaki rivayetler mütevatir olduğu gibi Mehdi hakkındakiler de mütevatirdirler... ( Muhib b. Salih el-Bureyni, Ikd'üd-Dürer fi Ahbar'il-Muntazar, s.14-15 /
Ebu (:::) Muhammed Sıddık Kunuci, el-İzaetü... s.95 ve 130 / Mehdilik ve İmam Mehdi s. 329)

Mehdi hakkındaki hadisler, manevi tevatür ölçüsünü geçmiş, inkar edilmelerinin bir anlamı yoktur. ( Şeyh Hasan Advi Hamzavi, Meşarik'ül-Envar, F.2, s. 115, -1307 H. Basımı / Mehdilik ve İmam Mehdi s. 329)

...Mehdi hakkındaki hadisler tevatür ölçüsünden çoktur. "Sünen", "Mesned" ve "Mu'cem" kitaplarında mevcuttur. ( M. Sıddık b. Hasan Kunuci, el-İzaetü... s. 94)

Yukarıda isimlerini verdiğimiz kaynaklar dışında pek çok kişi daha sayısız eserinde, Hz. Mehdi hakkında ulaşan hadislerin tevatür derecesinde olduğunu açıklamışlardır. Bu İslam alimlerinden bazıları ve bu konuda açıklama yaptıkları

eserleri şunlardır :

1. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf Genci Nufeli, el-Beyan fi Ahbari Sahib'üz-Zaman, s.126

2. Şemseddin Muhammed b. Ahmed Kurtubi, et-Tezkiretü fi Ahval'il-Mevta ve Umur'il-ahireti, s.710

3. İbni Kayyim Cavziye Muhammed b. Ebi Bekr Dımışki, el-Menar'ül-Münif, s.142

4. Şehabeddin b. Hacer Ahmed b. Ali Askelani, Tahzib et-Tahzib, C.9, s.126

5. Celaleddin Abdurrahman Suyuti, Arf'ül-Verdi, eki el-Havi Lilfetavi, C.2, s.165

6. Eb'ul-Abbas b. Hacer Ahmed b. Muhammed Haytemi, Sevaik'ül-Muhrika, s. 99 / El-Kavl'ül Muhtasar, s.23

7. Şerif Muhammed b. Resul Berazenci Medeni, el-İşae, s.147, 185

8. Şemseddin Muhammed b. Ahmed Sefarini, Levaih'ül-Envar'il-Behiyye, C.2, s. 89 / Ahval-i Yevm'ül-Kıyamet, s.33

9. Muhammed b. Ali Sabban Mısri, İs'afur-Rağibin, Nur'ul-Ebsar haşiyesinde matbu s.192 Sevaik'ül-Muhrika'dan naklen.

10. Mü'min b. Hasan Mü'mim Şeblanci, Nur'ul-Ebsar,s.189

11. Muhammed Sedik Hasan Kunuci Buhari, el-İzae, s.120

12. Muhammed b. Cafer İdrisi Ketanı, Nzm'ül-Mütenasır Fi'l-Hadis'il-Mütevatir, s.145

13. Eb'ul-Feyz Ahmed b. Muhammed Ğumari, İbraz'ül Vehm'il-Meknun, s. 3-4

14. Abdülmuhsin b. Muhammed Abbad, Meccelet'ül-Camiat'ül-İslamiyye, sayı 3, s. 598

İslam Alimlerinin Hz. Mehdi'nin Gelişi İle İlgili İzahları

Birçok büyük İslam alimi ahir zamanda Hz. Mehdi'nin gelişinde hiçbir şüphe olmadığını ifade eden açıklamalar yapmıştır. Bunların arasında en ünlülerinden biri Muhyiddin Arabi'dir. Futuhat-ı Mekkiye isimli eserinde Muhyiddin Arabi şöyle

söylemektedir :

Muhakkak ki, yeryüzü zulüm ve haksızlık ile dolduğu sırada Allah'ın halifesi kıyam edecek, yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak... Genel kazancı halka arasında eşit olarak paylaştıracak, halka adaletle hükmedecek ve anlaşmazlıklarda

hakemlik edecek... Allah onun işini bir gecede düzene koyacak, zafer hep onun önünde yürüyecek... Ayağını Peygamberin ayağının yerine koyacak ( onun izinde yürüyecek) ve hiçbir zaman sapmayacak... Dağınık dinleri ( batıl inançları)

ortadan kaldırıp, sadece hak dini hakim kılacak...( Muhyiddin Arabi, el-Futuhat El Mekkiye, 366. bab, C.3, s. 327-328 )

Bu konuda açıklama yapan bir diğer kişi ise Mısırlı ünlü yazar Şeyh Mansur Ali Nasif'tir. Bir eserinde Mehdilik inancını şu şekilde tanımlamaktadır :

Ehl-i Beyt'ten Mehdi adında bir zat kaçınılmaz olarak zuhur edecek, İslam topraklarına hakim olacak, Müslümanlar kendisini izleyecek ve O, Müslümanlar arasında adaletle, hakkaniyetle davranacak, dini sağlamlaştıracak. Ondan sonra Deccal

ortaya çıkacak ve Mesih ( Hz. İsa) inerek Deccal'ı öldürecek veya öldürülmesinde Mehdi'ye yardım edecektir. ( Et-Tac'ül-Camiü Lil-Usul, C.5, s. 341)

Mısır el-Ezher Üniversitesi İnançlar Kürsüsü’nde öğretim görevlisi olan yazar Seyyid Sabık ise, İslam Konferansı tarafından seçilmiş bir kitap olarak yayınlanan el-Akaid'ül İslamiyye isimli kitabında Hz. Mehdi'nin gelişi ile ilgili şu

açıklamaları yapmaktadır :

Mehdi hakkında sözün özü şu ki; O, zamanın sonunda, pek yakında zuhur edecektir... Yeryüzü zulüm ve haksızlıkla dolmuş iken, O, adalet ve hakkaniyetle dolduracaktır. O muhakkak surette İslam kanununu ortaya koyacak ve yıpratılmış olan

Peygamber sünnetini canlandıracaktır. ( El-Akaid'ül-İslamiyye, s. 250)

Alaeddin Ali b. Hişam Muttaki Hindi de, "er-Reddü" isimli kitabında şöyle demiştir :

Allah'ın rahmeti sana olsun bil ki; vaad edilen Mehdi'nin varoluşunda hiç kuşku yoktur. Üç yüz hadis ve eserle hatta daha fazlası ile bu kanıtlanmıştır. ( Casim Mühelhil, el-Burhan, c.1, s.339 / Mehdilik ve İmam Mehdi, s. 328 )

Ünlü İslam alimlerinin, bu açıklamaların yanı sıra, Hz. Mehdi'nin gelişi ile ilgili konuların Ehl-i Sünnet inancı olduğuna dair de detaylı açıklamaları mevcuttur. Bu açıklamalardan birkaçını şöyle sıralamak mümkündür :

Ebu Muhammed Hasan b. Ali el-Berbehari Hanbeli "Şerh'üs-Sünnet" isimli kitabında Ehl-i Sünnet inançlarını sıralayarak şöyle yazıyor : "...Ve Meryem oğlu İsa'nın gökten ineceğine, Deccal'ı öldüreceğine ve Muhammed ( SAV) oğullarından

Kaim'in ( Mehdi) arkasında namaz kılacağına inanmak." ( Casim Mühelhil, el-Burhan..., C.1, s. 426)

Doğru hadislere dayanılarak, kesin olarak inanılan bir konu da ( zuhur edecek olan) Mehdi'nin varlığıdır. Onun zamanında Deccal ve Mesih de ortaya çıkacaktır. ( İbni Hacer, Ahmed b. Muhammed Haytemi Şafii, el-Kavl'ül-Muhtasar fi

Alamat'il Mehdiyyül-Muntazar, s. 74)

Eb'ul-Eşbal Ahmed Muhammed Şakir "Şerh-i Müsned-i İmam Ahmed" isimli kitabında : Birçok sahabeden doğru senetlerle ulaşan doğru sünnete göre : ( Mehdi'ye inanmak) kanıtlanmış, bunun doğruluğundan kuşku duymak kimsenin haddinde

değildir. ( Casim Mühelhil, el-Burhan... Mukaddimesi, C.1, s. 343)

Demek ki, Mehdi'nin zuhur edeceğine inanmak vaciptir, ona inanmak Peygamber ( sav)'in buyruğunu doğrulamak için gereklidir. Nitekim bu konu Ehl-i Sünnet inanç kitaplarında kayeddilmiş ve kanıtlanmıştır. ( Eb'ul-Feyz Ahmed b. Muhammed

Ğumari Şafii, İbraz'ül-Vehm'ül-Meknun, s. 3-4)

İslam alimlerinin Hz. Mehdi'nin gelişi ve yapacakları hakkındaki hadisler ile ilgili yaptıkları bu izahlar kuşkusuz son derece önemlidir. Ancak daha da önemlisi Peygamberimiz ( sav)'in ahir zaman ve Hz. Mehdi ile ilgili hadislerinin

günümüzde tek tek ve birbiri ardısıra gerçekleşiyor olmasıdır. Kuşkusuz bu olayların Peygamberimiz ( sav)'in bir mucizesi olarak gerçekleşmesi, doğrulukları üzerinde herhangi bir şüpheye imkan bırakmamaktadır.

---------------------

Hz. Mehdi'nin Mücadelesi

39- Hz. Mehdi Mücadelesine Kaç Yaşlarında Başlayacaktır?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin mücadelesine başladığı yıllarda 30 ila 40 yaşları arasında olacağını haber vermiştir :

Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40 yaşlarındadır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

40 yaşındadır. Diğer bir rivayete göre 30 ile 40 yaşındadır. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 16)Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır... ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-

Makdisi “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
40- Hadislerde Hz. Mehdi'nin Mücadelesi ve Kararlılığı Nasıl Anlatılmıştır?

Mehdi işi sıkı tutacak.( Kıyamet Alametleri , s. 175)

İnsanlar hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği Ehli Beytime mensup birisi ( Mehdi) sahip olmadan günler geceler bitmeyecektir.( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Mehdi Doğu tarafından çıkacak. Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)
41- Hz. Mehdi Hakkında Olumsuz Propaganda Yapılacak Mıdır?

Peygamberimiz ( sav) devrinde İslam düşmanları, onu kötülemek için o devrin yayın organı sayılan şairleri kullanıyorlardı. Şairler, panayırlarda, çarşılarda Peygamber ( sav)'e cahilce çeşitli hakaretler ediyor, ona deli, büyücü, kahin

şeklinde iftiralar atıyorlardı. Ahir zamanda da inkarı benimseyen kimseler Hz. Mehdi hakkında olumsuz propaganda yapacak, kendilerince halkın nazarında bu mübarek şahsın itibarını sarsmaya çalışacaklardır.

Hadislerde Hz. Mehdi'nin başlangıç yıllarının sıkıntı ve zorluklarla dolu mücadele yılları olduğu anlatılmaktadır. "Altınçağ" ise Hz. Mehdi'nin yeryüzünde bulunduğu son dönemlere aittir. Hz. Mehdi ve Müslümanlar ancak bu devirde rahata,

bolluğa, huzura kavuşacaklar ve sevgiye, barışa, kardeşliğe dayalı bir hayatı bu devirde yaşayacaklardır.
42- Hz. Mehdi Mücadele Yıllarında Zorluk ve Sıkıntıyla Karşılaşacak Mıdır?

İnkar içinde olan toplumları uyarmak ve onları doğru yola davet etmek için gönderilen tüm elçiler, gönderildikleri kavimler tarafından yalanlanmış ve onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz kalmışlardır. Peygamberimiz ( sav)'in

hadislerinde Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz. Mehdi'nin de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacağı haber verilmiştir. ( En doğrusunu Allah bilir)

Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt’tendir... Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beyt’im muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne uğrayacaktır. Benden sonra Ehl-i Beytim bela ve

mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

Peygamberimiz Hz. Muhammed ( sav)'in aşağıdaki hadisi de böyle bir durumu, "Hz. Mehdi'nin biat sırasında, kendisinin birçok kahr ve haksızlığa uğradığını insanlara açıklayacağını" haber vermektedir :

.. Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der :

"Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık." ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

Hadislerde bildirildiği gibi, İslam ahlakının Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlar arasında hakim olmadan önceki devrede Hz. Mehdi ve yardımcılarına, çeşitli sıkıntılar isabet edecek ancak daha sonra bu sıkıntılar Allah’ın izniyle

kaldırılacaktır.

Allah, Kuran'da birçok peygamberin kavimleri tarafından yalanlandıklarını, delilik ve büyücülük iftiralarına maruz kaldıklarını ve daha pek çok saldırı ve eziyetle karşılaştıklarını bildirmiştir. Elçiler tüm bu saldırılar karşısında

sabretmiş, onlara en güzel şekilde cevap vermişlerdir :

Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı... ( Enam Suresi, 34)

... Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz... ( İbrahim Suresi, 12)

Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki : "( Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir." ( Duhan Suresi, 14)

İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka : "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir.( Zariyat Suresi, 52)

Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve : "( Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi. ( Zariyat Suresi, 39)

( Firavun) dedi ki : "Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım." ( Şuara Suresi, 29)

Ey iman edenler, Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın.. ( Ahzab Suresi, 69)

Dediler ki : "Onun için ( yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın." ( Saffat Suresi, 97)

Sonra onlarda ( Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak ( görüşü) ağır bastı. ( Yusuf Suresi, 35)

... O inkar edenler, zikri ( Kur'an'ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi. "O, gerçekten bir delidir" diyorlar. ( Kalem Suresi, 50-51)
43- Hadislerde Hz. Mehdi ve Cemaatinin İnkar Edenlerin Baskıları Karşısında Gösterecekleri Tavır Nasıl Anlatılmaktadır?

Peygamberimiz ( sav) hadislerinde Hz. Mehdi ve beraberindeki kimselerin, inkar edenlerin olumsuz propagandaları ve baskıları ya da yaşadıkları zorluk ve sıkıntılar karşısında imanlarındaki kararlılıklarından hiçbir şekilde

vazgeçmeyecekleri haber verilmiştir :

Onlar Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından, dedikodusundan korkmayan İslam ahalisidir. ( Süneni İbni Mace-10-259)
44- Hadislere Göre, Hz. Mehdi İlk Başlarda Çalışmalarını Gizli mi Yokda Açık Olarak mı Yürütecektir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde, Hz. Mehdi'nin henüz halk tarafından tanınmadığı ilk dönemlerinde faaliyetlerini gizli olarak gerçekleştireceği bildirilmiştir :

Geceleri ibadetle meşgul olup, gündüzleri gizli olacak... ( Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

Hz. Mehdi'nin geldiği dönem ahlaki dejenerasyonun çok ciddi boyutlara ulaştığı, inkar edenlerin din ahlakına ve inananlara karşı çok şiddetli bir düşmanlık besledikleri, gizli ve açık yoğun bir faaliyet içinde oldukları, çok çetin bir

dönemdir. Böyle bir dönemde insanlardan gizli kalması ve tanınmaması, Hz. Mehdi'nin inkar edenlerin saldırılarından korunmasına vesile olacaktır.

Bu dönem, Hz. Mehdi'nin inkarcı ve müşrik sistemlerle çok büyük bir fikri mücadele yürüttüğü, din ahlakının yayılması için dünya çapında faaliyet yaptığı bir dönem olacaktır. İnsanların çoğunluğu tarafından tanınmaması, faaliyetlerinin

ilk yıllarında Hz. Mehdi için çok büyük bir kolaylık sağlayacak, İslam ahlakının insanlar tarafından kabulünü de hızlandıracaktır ( en doğrusunu Allah bilir).
45- Hadislerde Hz. Mehdin'nin Mücadelesinin İlk Devrelerinde İki Kez Ortadan Kaybolacağı Nasıl Haber Verilmiştir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin mücadelesine başladığı ilk dönemlerde “iki kez ortadan kaybolacağı” haber verilmiştir.

Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali aleyhi’s-selâm’dan şöyle buyurduğu rivayet edilir :

Bu işi yapacak olanın ( yani Mehdi’nin) iki gaybeti ( kayboluşu, görünmemesi) vardır. Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki, bazıları : “O öldü”, bazıları da : “O gitti” diyeceklerdir. Ne onu sevenler, ne de başkaları onun yerini

bilemeyecekler, sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir. ( “el-Saa Fi Eşrat-is Saa” s. 93 Mısır bas.)
46- Hadislerde Hz. Mehdi'nin Tebliğ Gücü Nasıl Tarif Edilmiştir?

Hz. Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

O ( Mehdi) kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek. ( Kıyamet Alametleri, s. 165)

Mehdi bir yere kuru bir dalı diker ve dal yapraklanıp yeşillenir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 67)

Bir tevili şudur ki :

Hz. Mehdi, "kuru bir ağaç'a benzetilen bir insana teveccühüyle ve onu irşad etmesiyle; önceleri aynı kuru bir ağaç gibi etrafına faydalı olamayan böyle bir insanın, bu sefer yeşillenmiş ve meyve vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani dinine

ve bütün insanlığa faydalı hale geleceğine işaret edilmiştir ( en doğrusunu Allah bilir). Aşağıdaki hadis-i şerifte de benzer bir şekilde; önceleri cahil, cimri ve korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidinin irşad ve

tedrisiyle ( ders vermesiyle) inşaAllah bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceğine, adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın yeşerip yaprak vermesi gibi şahsiyetini değiştireceğine işaret edilmiştir. ( Allahualem)

Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak. ( Kıyamet Alametleri, s. 186)

İmam Rabbani Hazretleri de eserlerinde kendisine verilen gücü aynı benzetmeyle ifade etmektedir :

Allah-ü Taala, hidayet işinde; bana büyük bir güç verdi. O kadar ki : Kuru bir ağaca teveccüh etsem; o kuru ağaç hemen filizlenir.( Mektubat-i Rabbani, 1/18 )
47- Hz. Mehdi İslam Ahlakını Dünyaya Nasıl Hakim Kılacaktır?
Hz. Mehdi İslam ahlakını ilmi çalışmalarıyla hakim edecektir

Hadislerde bildirildiği gibi Hz. Mehdi döneminde hiç kimsenin burnu kanamayacak, hiç kimse zarar görmeyecek, hatta uyuyan kişi dahi uyandırılmayacaktır. Bu da Hz. Mehdi'nin fikri bir mücadele yürüteceğini göstermektedir. Hz. Mehdi,

fikren din ahlakına uygun olmayan akım ve sistemleri susturacak, ilmi çalışmayla İslam ahlakını hakim edecektir.

Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. ( El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

Mehdi, Peygamberin ( sav) yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. ( Kıyamet Alametleri, s. 163)

Mehdi...gayet sükünet içinde yürüyecektir. ( Kıyamet Alametleri, s. 173)
48- Hadislerde Hz. Mehdi'nin Tüm Mezhepleri Ortadan Kaldırarak Dini Özüne Döndüreceği Nasıl Bildirilmiştir?

Hadislerde verilen bilgilere göre Hz. Mehdi, kendisinden önce gönderilmiş olan tüm müceddidlerden farklı birtakım özelliklere sahip olacak ve bu vasıfları taşımasıyla ahir zamanın Büyük Mehdisi olduğu anlaşılabilecektir. Hz. Mehdi'nin bu

önemli özellikleri arasında “en büyük müceddid” ( her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi) ve “en büyük müçtehid” ( ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük

İslam alimi) vasıflarını taşıması da olacaktır. “Müceddid” dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına göre açıklayan, “müçtehid” de ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi ve önderidir. Bu vasıftaki büyük zatlar, İslam

toplumlarına örnek olmuş, yol göstermiş, zamanın kutbu olmuş önderlerdir. Bu önderlerden kimi içtihat etme ( hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm verme vasıflarından dolayı "mezhep

önderleri" olmuşlardır; Müslümanlar da onlara uymuşlardır. İmam Hanefi, İmam Şafi, İmam Hanbeli, İmam Maliki bu önderlerden olup 4 mezhebin kurucularıdır. Bütün ehl-i sünnet onların verdiği hükümlerle amel etmektedir. Bu müçtehid ve

müceddidlerin en büyükleri ise Hz. Mehdi olacaktır.

Bu da Hz. Mehdi'nin içtihat etme ( hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm vermeye en yetkili kişi olarak, “tüm mezhepleri kaldıracağını” göstermektedir. Zira en büyük mezhep imamı

olduğuna göre zaten tüm diğer mezhepleri kaldırması gerekir. Zamanında herkesin ona uyacağının bildirilmiş olması da bunu doğrulamaktadır. İslam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan Muhyiddin Arabi ise "Fütühat-ül Mekkiye" isimli

eserinde bu konuda şöyle bilgi vermiştir :

... Mehdi, dini Peygamber ( sav)'in zamanında olduğu gibi aynen uygulayacak. Yeryüzünden mezhepleri kaldıracak. Halis hakiki dinden başka hiçbir mezhep kalmayacak. ( Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 186

-187)

Hüseyin Hilmi Işık ise, Saadet-i Ebediye adlı eserinde Hz. Mehdi'nin bu özelliğini şöyle haber vermiştir :

Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. Resullulah Efendimiz ( sav)’in soyundan olacaktır. İsa Aleyhisselam’la buluşacak, mezhepleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak. ( H. Hilmi Işık, Saadeti Ebediye, s. 35)
49- Peygamberimiz ( sav), Hz. Mehdi'nin Dine Sonradan Sokulan Tüm Bidatları Ortadan Kaldıracağını Haber Vermiş Midir?

Bidat, ‘dinin aslında olmadığı halde, dine dahil edilen adetler’ anlamına gelir. Peygamberimiz ( sav) de hadislerinde Hz. Mehdi'nin yerine getireceği vazifelerden birinin, ‘dine sonradan sokulan tüm yanlış inanç ve uygulamalardan

arındırarak İslam dinini Peygamberimiz ( sav) döneminde yaşandığı gibi özüne döndürmek’ olduğunu belirtmiştir. Hz. Mehdi'nin bu özelliğini haber veren hadislerden bazıları şöyledir :

Hz. Mehdi hiçbir bidatı bırakmayacak. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

Mehdi kaldırmadık bidat bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber ( sav) gibi dinin icablarını yerine getirecektir. ( Kıyamet Alametleri, s. 163)

Hz. Peygamber ( sav) en başta İslam'ı nasıl ayakta tuttuysa, Hz. Mehdi de en sonunda aynı şekilde İslam'ı ayakta tutacaktır. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)
50- Hz. Mehdi'nin Mücadelesi Ne Zamana Kadar Sürecektir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin inkarcı felsefeleri fikri olarak tümüyle etkisiz hale getirerek İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılacağı bildirilmiştir. Hz. Mehdi, Kuran ahlakını tüm yeryüzüne hakim kılana kadar

mücadelesine devam edecektir. Bir hadiste bu durum şöyle haber verilmiştir :

İnsanlar, hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir. ( El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
51- Hz. Mehdi'nin Mehdiliğini Herkes Kabul Edecek Midir?

Hz. Mehdi tam manasıyla ortaya çıktığında, Hz. Muhammed'in bildirdiği şekil ve sureti, mücadelesi, yardımcıları, fethedeceği yerler ile ilgili bütün hadis-i şeriflerle uygunluk gösterecek, böylece bu konuda hiç kimsenin kalbinde en ufak

bir şüphe ve tereddüt kalmayacaktır. Herkes tam kanaat getirerek, onun Mehdiliği'ni tasdik edecektir. Hadislerde Hz. Mehdi'nin Mehdiliği’nin, tam olarak ortaya çıkıtğı dönemde herkes tarafından kabul edileceği şöyle bildirilmektedir :

Onun ismiyle semadan nida olunacak ve hiç kimse onun Mehdiliğini inkar etmeyecektir. ( El-Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)

Bir adam ( Mehdi) semadan ismiyle mutlaka çağırılacak ve delil onu inkar etmeyecek, zelil ona mani olmayacaktır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 52)

Gökten bir ses gelecek, onu ne delil inkar edecek ve ne de delil olmaktan o alıkonacak.( Kıyamet Alametleri, s. 200)
52- Hadislerde İnsanların Hz. Mehdi'ye Nasıl Tabi Olacakları Bildirilmiştir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde insanların arıların kovanlarına gelip sığındığı gibi Hz. Mehdi'ye gelip sığınacakları haber verilmiştir :

Ebu Said Hudri Resulluh'dan rivayet ediyor : Mehdi'nin izleyicileri ona sığınırlar, bal arılarının Kraliçe arıya sığındıkları gibi ( onun yanında güven ve huzur bulurlar), o yeryüzünü adalet ve dürüstlükle dolduracaktır.

--------------------

Hz. Mehdi'nin Özellikleri
1- Mehdi Konusunun Kaynağı Nedir? Güvenilir Kaynaklara Dayanmakta mıdır?

Mehdiyet konusu her dönemde İslam tarihinde önemli bir yer tutmuştur. Pek çok İslam alimi, tarihçi ve araştırmacı Hz. Mehdi hakkında eserler kaleme almış ya da eserlerinde Mehdiyet konusuna önemli bir yer ayırmıştır. Bu eserler

incelendiğinde, Mehdiyet konusunun tartışmaya yer bırakmayacak derecede kesinlik gösterdiği her akıl ve vicdan sahibi Müslüman tarafından rahatlıkla anlaşılabilir. Tüm Ehl-i sünnet alimleri Hz. Mehdi'nin ahir zamanda geleceği konusunda

ittifak halindedirler. Peygamberimiz ( sav)'in müjdelediği bu şahsın geleceği ve İslam ahlakını yeryüzüne hakim edeceği hakkında muteber İslam alimleri arasında hiçbir görüş ayrılığı yoktur.
2- Hz. Mehdi İle İlgili Hangi Güvenilir Kaynaklarda Hadisler Rivayet Edilmiştir?

1) Tirmizi'nin Sünen'inde 3 tane,

2) Ebu Davud'un Sünen'inde 8 tane,

3) İbn-i Mace'nin Sünen'inde 8 tane,

4) Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde 12 tane,

5) Abdülrezzak b. Hemmam'ın el-Musannef'inde 8 tane,

6) İbn Ebi Şeyhe'nin el-Musannef'inde 14 tane,

7) İbn Hibban'ın Sahih'inde 7 tane,

8 ) Heysemi'nin Zevaid'inde 20 tane,

9) Suyuti'nin Cami'us Sağır'ında 8 tane,

10) el-Muttaki el-Hindi'nin Kenzü'l Ummal'inde 59 tane,

11) Hakim'in Müstedrek'inde 12 tane,

12) Deylemi'nin el-Firdevs'inde 7 tane,

13) Darekutni'nin Sünen'inde 1 tane olmak üzere, bu kaynaklarda Hz. Mehdi ile ilgili toplam 159 güvenilir hadis-i şerif bulunmaktadır.

Ayrıca büyük İslam alimlerinden,

İbn Kesir 3,

Hafız Busuri 2,

Zehebi 5,

Munziri 1,

Azimabadi 6,

Elbani 6 güvenilir hadis-i şerife eserlerinde yer vermişlerdir.

Bunlar Hz. Mehdi ile ilgili hadislerin bulunduğu güvenilir kaynakların sadece bir kısmıdır. Bunların dışında da daha pek çok güvenilir kaynakta Hz. Mehdi konusundaki hadisler ve açıklamalar vardır.
3-Hz. Mehdi’nin Muhakkak Çıkacağını Bildiren Hadisler Hangileridir?

Hz. Mehdi’nin ahir zamanda muhakkak çıkacağını bildiren hadislerden bazıları şunlardır :

Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, O ( Hz. Mehdi) idareyi ele alıncaya kadar o günü uzatırdı. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)

Eğer dünyadan bir gece bile kalsa, Allah onu uzatır ve Ehli Beytimden birisini ( Hz. Mehdi) melik kılardı. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)

Ümmetim arasında Mehdi gelecektir... Ümmetim onun zamanında iyi ve kötünün, benzeriyle nimetlenmediği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır. ( Kitab-ül Burhan Fi

Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9)

Dünyadan bir gece bile kalsa, Allah o geceyi uzatır ve Ehli Beyt’imden birisi gelerek dünyaya hakim olurdu. Onun adı adıma, babasının adı babamın adına uyar. Daha önce yeryüzü nasıl zulümle dolduysa, o, onu adaletle dolduracaktır. (

Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 11)
4- Mehdi Kelimesinin Anlamı Nedir?

"Mehdi", kelime olarak, "hidayete ermiş, hidayet bulmuş kişi" anlamına gelir ( İslam Ansiklopedisi, "Mehdi", c. 5, s. 149). Dini literatürde ve halk arasında ise Peygamberimiz ( sav)'in ahir zamanda geleceğini müjdelediği mübarek zatın

ismi olarak geçmektedir. Bir İslami kaynakta kelimenin tanımı şöyle yapılmaktadır :

"Mehdi" : Allah'ın hakikaten hak yoluna götürdüğü kimsedir. Bu sözcük, isimler arasında o kadar çok kullanılmıştır ki bilinen isimlerden olmuştur. Peygamber'in ahir zamanda geleceğini müjdelediği kimse bu isimle adlandırılmıştır. (

İbn'ül-Esir el-Cezeri, "en-Nihaye fi Garib'il-Hadisi ve'l-Eser", c. 4, s. 244)

Bir başka kaynakta da Hz. Mehdi hakkında şöyle bir açıklama yer almaktadır :

“Mehdi Allah'ın hak yola erdirdiği kimsedir. Mehdi Peygamber'in ( SAV) ahir zamanda geleceğini müjdelediği, kendi ailesinden olan kimsenin adıdır. Yeryüzünü adalet ve eşitlikle dolduracak; zulüm ve haksızlıkla dolmuş iken. O

Konstantiniyye'de ( El-Müncid Fi'l-A'lam) Mesih ile birlikte olacak. Arab’a ve Arap olmayan herkese hükmedecek, Deccal'i öldürecek... Onun zuhur edeceğini dost ve düşman inkar etmiştir. Onun kıyamına dair rivayetler tevatüre ulaşmıştır.

Allah'ım! O'nun zuhurunu çabuklaştır...” ( Fahrettin et-Türeyhi, Mecma'ül-Bahreyn ve Matla'ün-Nayyireyn, c. 1, s. 475-476)
5- Hz. Mehdi Hangi Soydan Olacaktır?

Hadislerde Hz. Mehdi'nin Peygamberimiz ( sav)'in soyundan olacağı bildirilmektedir. Hz. Mehdi'nin bu özelliğini haber veren hadislerden bazıları şöyledir :

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah ( c.c.) benim Ehl-i Beyt’imden ( soyumdan) bir zatı ( Hz. Mehdi'yi) gönderecek. ( Sünen-i Ebu Davud, 5/92)

Benim Ehl-i Beyt’imden bir şahıs bütün dünyaya hakim oluncaya kadar günler ve geceler gitmez. ( En-Necmu's Sakıb, Ukayli)

Mehdi, kızım Fatıma'nın neslindendir. ( Sünen-i İbn Mace, 10/348 )

Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt’imden bir kişidir. ( Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)

Mehdi, benim çocuklarımdan birisidir. Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. ( Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi’nin “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi”)

Bütün peygamberler birbirinin soyundandır. Hz. Mehdi de hadislerde belirtildiğine göre bu soydan gelmektedir. Halk arasında bu soydan gelenlere "seyyid" denmektedir. “Hz. Mehdi de seyyid olacaktır.”

Allah, Kuran'da birbirlerinin soyundan gelen elçilerden bahsetmektedir. Bu ayetler Hz. Mehdi'nin de aynı soydan geleceğine işaret ediyor olabilir. ( En doğrusunu Allah bilir).
6-Hz Mehdi Nerede Doğacaktır?

O, Medine'de doğacaktır... Nuaym b. Hammad. İmam Ali ( KV) den böyle nakletmiştir.

Kurtubi'nin Tezkiresinde, Onun Mağrib ülkelerinden çıkacağı, oradan gelip denizi geçeceği anlatılmaktadır. ( Kıyamet Alametleri, s.162, 7. baskı)

( Medine kelimesi Arapça’da “şehir” anlamına gelmektedir)
7- Hz. Mehdi'nin İsmi Ne Olacaktır?

Peygamber Efendimiz ( sav)’in pek çok hadisinde, Hz. Mehdi'nin adının Peygamberimiz ( sav)'in adına “muvafık” yani “uygun” olacağı bildirilmektedir. Bu hadislerden bazıları şöyledir :

Ey insanlar, muhakkak Allahu Teala size zalimleri, münafıkları ve onlara uyanları menetmiş ve size ümmeti Muhammed'in en hayırlısı olan ve Mekke'de bulunan, İSMİ AHMED, babasının ismi Abdullah olan Hz. Mehdi'yi reis kılmıştır. Ona

katılınız. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)

Gökten şöyle bir ses duyulacak : “Ey insanlar artık Allah Cebbarları, Münafık ve yardımcılarını sizden uzaklaştırdı. Ümmeti Muhammed ( S.A.V)in en hayırlısını başınıza getirdi. Mekke’de ona katılın, O Mehdi’dir. İsmi de Ahmed B.

Abdullah’dır. Diğer bir rivayet : “Size Muhammed Ümmetinin en hayırlısı olan Cabir’i tayin etti. Mekke’de ona yetişin O Mehdi’dir. İsmi MuhammedB.Abdullah’tır!” ( Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El

Berzenci,
Pamuk Yayıncılık, 8. baskı, s. 165)

Rivayetlerin çoğunda Mehdi’nin ismi “Muhammed” olarak geçer; bazı rivayetlerde ise “Ahmed” diye anlatılır...

Ebu Davud ile Tirmızi’nin İbni Mesut ( RA)'dan nakil ettiklerine göre, Allah’ın Resulü ( sav) şöyle buyurmuştur : “Onun ismi ismime, babasının ismi de babamın ismine muvafık olacaktır...” ( Kıyamet Alametleri, Genişletilmiş 9. baskı,

s.159-160)

Peygamberimiz ( sav) “Onun ismi ismime, babasının ismi de babamın ismine muvafık olacaktır...” diyerek, Mehdi ile isimleri arasında bir benzerlik olacağına dikkat çekmiştir. Bu konuya ilişkin bazı hadislerinde ise Mehdi’nin isminin

“Ahmed” olacağını haber vermiştir.

Peygamberimiz ( sav)'in ismi olan “Muhammed” ve hadislerde Mehdi’ye işaret eden “Ahmed” isimleri Arapça’da aynı fiilden gelmektedir ve anlam olarak da hadislerde belirtildiği gibi birbirlerine “muvafık” yani “uygun”dur.

Sözlük anlamlarına bakıldığında da, hadislerde işaret edilen Muhammed ve Ahmed isimlerinin bu anlam benzerliği açıkça görülmektedir :

Ahmed : Daha fazla övülmeye layık, çok, en çok methedilmiş olan.

Muhammed : Pek çok tekrar tekrar övülmüş, methedilmiş mealinde bir isim.

Konuyla ilgili işari manada bir ayette ise şöyle bildirilmektedir :

.. benden sonra ismi "AHMED" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti... ( Saff Suresi, 6)
8- Hz. Mehdi’nin Kardeşi Olacak mıdır?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin kardeşinin az olacağı haber verilmiştir :

Kardeşi az olandır... ( Risalet ül Mehdi s.161)
9- Peygamberlere İndirilen Kitaplarda Hz.Mehdi Hakkında Bilgi Var mıdır?

Naim buyurdu ki : Ben Mehdi'yi Peygamberlerin suhufunda ( sahifelerde; Adem, Şit, İdris ve İbrahim peygamberlere indirilen sahife şeklindeki kitaplarda) şöyle bulurum : "Mehdi'nin amelinde ne zulüm ne de ayıp yoktur." ( Kitab-ül

Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)

Peygamberlere dair olan kitaplarda, "Mehdi'nin işi zulüm ve kötülük değildir" şeklinde işaret edilmiştir.( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

İbni Münavi diyor ki : "Danyal ( a.s.)’in kitabında şöyle yazılıdır" Süfyanlar 3 tanedir, Mehdiler de 3’tür. 1. Süfyan çıkıp adı sanı yayıldığında ona karşı 1. Mehdi, 2. Süfyana karşı 2. Mehdi, 3. Süfyana karşı da Hz. Muhammed Mehdi

çıkacak ve Allah-u Teala daha önce fesada uğrayanları ve iman ehlini onunla kurtaracaktır. Sünnetler onunla ihya edilecek bidat ateşleri de onunla sönecektir. Onun zamanında insanlar aziz olacak ve kendi muhaliflerine galip

geleceklerdir. Güzel bir hayat sürülecek, yer ve gök bereketini artıracak, bu durum 7 yıl sürdükten sonra Mehdi vefat edecektir.( Bu hadis Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman isimli kitabın Süleymaniye Kütüphanesi’nde

bulunan
el yazılı bir nüshasında mevcuttur.)

Peygamberimiz ( sav)'in ashabının Tevrat ve İncil'de müjdelenmeleri gibi, Hz. Mehdi de diğer peygamberlere indirilmiş kitaplarda müjdelenmekte; bu kitaplarda Hz. Mehdi'den övgüyle bahsedilmektedir.
10- Hadislerde Hz. Mehdi'nin Hakimiyetinin Hangi Peygamberlerin Hakimiyetine Benzeyeceği Bildirmiştir?

Kuran'da Zülkarneyn ve Hz. Süleyman'ın yaşadıkları dönemlerde yeryüzünde geniş çapta etkili oldukları haber verilmiştir. Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde ise, Hz. Mehdi'nin de Zülkarneyn ve Hz. Süleyman gibi İslam ahlakını bütün

yeryüzüne hakim edeceği haber verilmiştir :

Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 30)

Yeryüzüne dört kişi malik olmuştur. İkisi mümin, ikisi kafirdir. Müminler, Zülkarneyn ve Hz. Süleyman, kafirler ise Nemrud ve Buhtunnasır'dır. Beşinci olarak Ehl-i Beytimden birisi ( Hz. Mehdi) gelecek ve o da dünyaya malik olacaktır. (

Kitab'ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 10)
11- Peygamberimiz ( sav)’in Hadislerde, Hz. Mehdi'nin Gelişinin Mülümanlar İçin Bir Müjde Konusu Olduğu Nasıl Bildirmiştir?

Peygamberimiz ( sav), "Mehdi ile müjdelenin" ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12) buyurarak, Hz. Mehdi'nin gelişini heyecan ve şevkle beklemenin, bu mübarek şahıs için hazırlık yapmanın önemine dikkat çekmiştir.
12- Peygamberimiz, Hz. Mehdi Geldiğinde Mülülmanların Ona Uymalarının Önemini Nasıl Bildirmiştir?

Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa ona gelsin. Ona katılsın. Zira o, Mehdi'dir. ( İbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; İbn Ebi Şeybe, c. VII, s. 527; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)


----------------------

Hz. Mehdi'nin Fiziksel Görünümü

13- Hadislerde, Hz. Mehdi'nin Fiziksel Özellikleri Hakkında Bilgi Verilmiş midir?

Peygamberimiz ( sav), Hz. Mehdi'nin ahlakı ve mücadelesinin yanı sıra, fiziksel özelliklerini de çok detaylı olarak tarif etmiştir. Peygamberimiz ( sav)'in Hz. Mehdi hakkındaki tasvirleri o kadar detaylı ve açıktır ki, Hz. Mehdi ortaya

çıktığında kendisini görenler bu tasvirlerden hemen kendisini tanıyacaklardır.

Bir ayette, Kitap Ehli'nin Peygamber Efendimiz ( sav)'i "çocuklarını tanır gibi" tanıyacakları bildirilmektedir :

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu ( peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler. ( Bakara Suresi, 146)

Bu ayet işari manada, Hz. Mehdi'nin tanınmasına da işaret etmektedir. ( En doğrusunu Allah bilir.) Hz. Mehdi de ortaya çıktığında, Peygamberimiz ( sav)'in tasvirleri ışığında, insanlar onu çocuklarını tanır gibi tanıyacaklardır. Ancak

buna rağmen bazı insanlar, bu mübarek şahsı tanımazlıktan gelecekler ve kendisini inkar edeceklerdir.
14- Peygamberimiz ( sav), Hz. Mehdi'nin Fiziksel Özelliklerini Nasıl Tarif Etmiştir?
Güzel ve Nurludur

O ( Mehdi) güzel bir delikanlıdır, güzel yüzlüdür. Yüzünün nuru başına ve saçlarının siyahına kadar yükselir. ( Mehdilik ve İmamiye, s. 153 /İkdüd Dürer'den)

Yüzü parlayan yıldız gibi nurludur.( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 33/Kitab-ül Burhan Fi Alamatil-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 22)

... Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. ( Deylemi, c. IV, s. 221, İbnu'l Cevzi, c. II, s. 558; Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi “Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil
Mehdi”)

O ( Mehdi), orta boylu ve güzel yüzlü bir gençtir... Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir. ( Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib

Ale’t-Temam ve’l kamal”)

Mehdi benim çocuklarımdandır. Onun yüzü, parlak yıldız gibidir. ( Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

Güzel yüzlüdür. Yüzünün nurları ona azamet verir. ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

... Yüzünde parlak yıldız gibi bir renk vardır...( Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, s. 12

Kuran’da da Allah, Hz. Yusuf'un güzelliğini şu şekilde haber vermektedir :

... ( Yusuf'a da : ) "Çık, onlara ( görün)" dedi. Böylece onlar onu ( olağanüstü güzellikte) görünce ( insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler... ( Yusuf Suresi, 31)
Siyah Saçlıdır

Yüzünün nuru başına ve saçlarının siyahına kadar yükselir. ( Mehdilik ve İmamiye, s. 153/İkdüd Dürer'den)

Siyah saçlıdır. Siyah sakallıdır. ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

Yüzünün nuru, saçının, sakalının ve başının siyahlığı üzerine gün gibi parlar ve ona yücelik verir. ( Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)
Yüzünde Ben Olması

Yüzünde bir ben bulunacaktır.( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)
Omuzunda Peygamberin ( sav) Alameti Vardır

Mehdi'nin omuzunda Peygamber Efendimiz ( sav)'deki alamet bulunacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasarr Fi Alamatil Mehdiyy- il Muntazar, s. 41)

Omuzunda Peygamber ( sav)'in alameti vardır. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 165; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)

Omuzunda Peygamber ( sav)'in nişanı vardır. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)

Hadis-i şeriflerden anlaşılacağı üzere Hz. Mehdi'nin iki omuzu arasında Hz. Muhammed ( sav)'de olduğu gibi açık bir işaret olan "Peygamberimiz ( sav)'in alameti" olacaktır. Peygamberimiz ( sav)'in alameti, İslami kaynaklarda şu

şekilde bildirilmektedir :

Ebu Saib b. Yezid'den rivayet edilmiştir : "Gözüm Peygamberimiz'in iki omuzu arasındaki mühüre ilişti." ( Sünen-i Tirmizi, 6/126)
Rengi

Hz. Mehdi'nin rengi arabi… ( İbn Hacer El Mekki; "El-Kavlü'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar", s. 15-75)

Not : Arap ırkının ten rengi kırmızıyla karışık beyazdır.

Hz. Peygamber ( sav)'in ten rengi de kırmızıya çalan beyaz renkti. Fakat, teninin görünen kısımları güneş, rüzgar gibi etkenlerle esmere çalıyordu. Rivayetlerden Hz. Mehdi'nin de Peygamber Efendimiz ( sav)'le aynı renkte olacağı

anlaşılmaktadır. Bir rivayette Resulullah ( sav)'ın ten rengi şöyle tarif edilmektedir :

Enes b. Malik, Peygamber ( sav)'in rengi hakkında şöyle dedi : Beyaz idi. Fakat beyazı esmere çalıyordu. ( İbni Kesir, Şemail'ür- Resul, s. 28 )

Esmerden maksat bembeyaz olmayıp az kırmızılığı ispat etmektir. Çünkü Resul-ü Ekrem Hazretleri'nin rengi, hamamdan henüz yeni çıkmış ve kendisine kızıllık gelmiş olan bir beyaz kimsenin o andaki rengi gibidir. Yani Resul-ü Ekrem

Hazretleri'nin mübarek rengi, kırmızı ile karışık nurani beyaz idi. ( İbni Kesir, Şemail'ür- Resul, s. 28 )
Genel Görünümü

Hz. Mehdi'nin boyu, posu sanki Beni İsrail ricalindedir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 36-29)

Cismi, İsrail cismidir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Mehdi sanki Beni İsrail'den bir adamdır. ( Tavrı onlara benzer yani heybetli ve akıllı) ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23-30)

O … heybetli bir adamdır. ( İkdüd dürer)

Hz. Mehdi'nin bedeni İsraili'dir. Hz. Mehdi, sanki Beni İsrail ricalindendir ( önde gelenlerindendir) ( İbn Hacer El Mekki)

Cismi, İsrail bünyesi gibidir. ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

( Dış görünüşü) sanki İsrailoğullarından bir adama benzemektedir. ( Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

Sanki o, İsrailoğullarından bir adam gibidir. ( Nuaym b. Hammad, vr. 52a; Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam
El-Mehdi El-Muntazar”)
Geniş Vücutlu Olması

Hadislerde Hz. Mehdi'nin karnının, göğsünün, alnının, bacak aralıklarının, uyluklarının geniş olduğu bildirilmektedir. Alnının geniş olmasıyla orantılı olarak başı da büyük olacaktır. Tüm bu tasvirlerden, Hz. Mehdi'nin tüm vücudunun

geniş olduğu anlaşılmaktadır.

İri gövdeli... ( Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

O, alnı açık… karnı büyük, iki uyluk arası açık… ( Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, s. 13)

O, açık alınlıdır. ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

İki uyluk arası açık...( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

Hz. Mehdi, Hz. Hasan'In soyundandır. Bacakları aralıklıdır. ( Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, s. 22)

... Onun... alnı geniştir. Yeryüzünü adaletle dolduracak v emalı bol bir şekilde dağıtacaktır. ( Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, s. 22)
Boyu

Mehdi, orta boylu olacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

Mehdi’nin adı Muhammed b. Abdullah'tır. O, orta boylu... ( Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, s. 11)

Peygamber Efendimiz ( sav)'in de aynı boyda olduğunu rivayetlerden öğrenmekteyiz :

Enes B. Malik rivayetlerde buyurdu ki : Resulullah ( sav) orta boylu idi. Bilindiği gibi hadiste geçen "Rab'a" kelimesi normal ve orta boylu demektir. Fakat normal boy için uzun olan şahsa göre bir sınır vardır. Çünkü boyun sahibi

kendi karışı ile yedi karış kadar olan boya normal boy denilir. ( Tirmizi, Şemail-i Şerif, s. 15)
Alnının Açık ve Geniş Olması

Hz. Mehdi'nin alnın açık ve geniş olmasına orantılı olarak başının da büyük olacağı hadislerden anlaşılmaktadır.

Mehdi bendendir... Açık alınlıdır.( Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)

Mehdi bizdendir, alnı açık...( Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)

Allahü Teala, benim neslimden, alnı açık, yeryüzünü adaletle doldurarak malı ve eşyayı insanlara bol bol ikram eden bir evladımı gönderecektir.( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

O, açık alınlıdır.( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

Muhakkak ki Allah, benim neslim içinde alnı açık ( olan) bir şahıs gönderecektir.( Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, s. 11)
Karnın Geniş Olması

O, alnı açık... karnı büyük, iki uyluk arası açık... ( Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar, s. 13)
Uylukları Uzundur

Uylukları uzundur, rengi Arap rengidir. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 162-163)
Yürüyüşü

Bir özelliği de yürürken uyluklarının açık ve birbirinden uzak olmasıdır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 32
Yaşı

Hadislerde belirtilen Hz. Mehdi'nin gönderildiği yaşlardan kasıt, onun vazifeye başlayacağı, insanların kendisini tanıyacakları ve faaliyetini görüp izleyecekleri yaşlardır.

Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40 yaşlarındadır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

40 yaşındadır. Diğer bir rivayete göre 30 ile 40 yaşındadır. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 16)

Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır... ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
Sakalı

Sakalı bol ve sık olacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23),

Sakalı sıktır. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)
Burnu Güzeldir

Onun alnı geniş, burnu ise ince olacaktır. ( Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.Cilt, s. 365)

O, açık alınlı, küçük burunlu… ( Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri" Pamuk Yayınları, Trc. Naim Erdoğan, s. 163)

O açık alınlı ve ince burunludur. ( Ahmed, b. Hanbel II-291, III-17) ( Süneni Ebu Davud Terceme ve şerhi cilt. 14, Şail yayıncılık, K. el-Mehdi ( 35), s. 404)
Kaşları ve Gözleri

O, açık alınlı, küçük burunlu, iri gözlü... ( Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri" Naim Erdoğan, s. 163)

Kaşı kavislidir. ( Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri" Pamuk Yayınları, Trc. Naim Erdoğan, s. 163)

Hz. Mehdi'nin kaşları... araları açık... ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

Hadiste Hz. Mehdi'nin kaşlarının aralarının açık olmasıyla, gözü ve kaşı arasında mesafenin geniş olduğu ifade edilmektedir.
Dişlerinin Güzelliği ve Parlaklığı

Dişleri parlak olacaktır. ( Nuaym b. Hammad, vr. 52a; El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

Mehdi, gür sakallı, ön dişleri parlak... ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)

---------------------





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply
#2
Hz. Mehdi'nin Ahlakı ve İlminin Üstünlüğü

15- Peygamberimiz ( sav) Hz. Mehdi'nin Ahlakını Kimin Ahlakına Benzemektedir

Peygamberimiz ( sav) hadislerinde Hz. Mehdi'nin ahlakının, kendi ahlakına benzediğini belirtmiştir :

Mehdi Allah'a karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak bakımından Peygamber ( sav)'e benzer. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)

Ahlakı benim ahlakım olan bir evladım çıkacak. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)

Peygamberimiz ( sav)'in üstün ahlakı ise Kuran’da şöyle haber verilmiştir :

Şüphesiz sen üstün ve pek yüce bir ahlak üzerindesin. ( Kalem Suresi, 4)
16- Peygamberimiz ( sav) Hz. Mehdi'nin Ahlakını Nasıl Tarif Etmektedir?
Allah korkusu çok güçlüdür

Mehdi Allah'a karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak bakımından Peygambere benzer. ( Kıyamet Alametleri, s. 163)

Mehdi, gerges kuşunun kanadı ile titremesi gibi Allah’tan çok korkan bir kimsedir. ( Nuaym b. Hammad, vr 91a)
Ahlakı inananlar için örnektir

İlahi feyz ( bereket ve bolluk, ilim ve irfan) ona ulaşır. Dini ilimleri ve örnek ahlakı telakki eder. ( Allah'tan alır.) ( Konavi Risalet-ül Mehdi, s. 161 B)

Kuran'da Peygamber Efendimiz ( sav)'in de samimi olarak iman edenler için güzel bir örnek olduğu bildirilmiştir :

Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır. ( Ahzab Suresi,
Zamanının en hayırlısıdır

İbn-i Cerir, Tehzib-il Asar'da şöyle tahric etti ( ortaya koydu) : Muhammed ümmetinin en hayırlısı ve sizin zorlukları gideren veliniz olan kimseye katılın... O Mehdi'dir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)

Devrinde yeryüzünün en hayırlısı kendisi olacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)

Naim b. Hammad, Kab'dan tahric etti ( ortaya koydu), buyurdu ki : Mehdi ( zamanındaki) insanların en hayırlısıdır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 58 )
Hz. Mehdi'nin amelinde ayıp ve zulüm yoktur

Ben Mehdi'yi, peygamberlerin sayfalarında ( kitaplarında) şöyle bulurum : Mehdi'nin amelinde ne zulüm ne de ayıp vardır. ( Nuaym b. Hammad, vr. 50b; Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler –
Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 21)

Peygamberlere dair olan kitaplarda, "Mehdi'nin işi zulüm ve kötülük değildir" şeklinde işaret edilmiştir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
Helalleri ve haramları çok iyi bilmesi

Hz. Hüseyin ( r.a.) soruldu : “İmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi : “Gönül rahatlığı ve vekar sahibi oluşu ile, helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır. ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-

Makdisi “Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
Hikmet ve anlayış gücü çok yüksektir

Hadislerde Hz. Mehdi'nin Allah'ın kendisine verdiği özel bir güce sahip olduğu bildirilmektedir :

O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)

Muhyiddin Arabi Hz. Mehdi'nin bazı özelliklerini saymaktadır. Aşağıdaki izahında Hz. Mehdi'nin dikkat çeken başlıca 9 özelliğine yer vermektedir :

1. Basiret sahibi olması

2. Kutsal kitabı anlaması

3. Ayetlerin manasını bilmesi

4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi

5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması

6. Varlıkların sınıflarını bilmesi

7. İşlerin girift taraflarını bilmesi

Çünkü bunlardan haberi olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz. Mehdi kıyas ilmini onunla hükmetmek için değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü verdiği hüküm doğru bir ilham neticesi olacak. Yani Hz. Muhammed ( sav)'in getirdiği

şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki Peygamberimiz ( sav) onu vasfederken "Benim izimi takip edecek, hataya düşmeyecek" demiştir. Bundan anlıyoruz ki, Mehdi, şeriat sahibi değil, şeriata uyandır.

8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması

Çünkü onların her türlü işlerini görmek için Allah onu diğer insanlar üzerine seçmiştir. Liderlerin davranış ve faaliyetleri kendilerinden ziyade halkın menfaatine olmalıdır... Halkın yararına aykırı şeylerle uğraşıp, onların işlerini

görmeyen bir lider azledilmelidir. Çünkü onunla diğer insanlar arasında fark kalmamıştır.

9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir. ( Kıyamet Alametleri, s. 189)
Mücadeleci ve cesurdur

Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçirmeyeceği Ehl-i Beyt’ime ( soyuma) mensup birisi sahip olmadan günler ve geceler bitmeyecektir. ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin

Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri,
Kahraman Neşriyat, s. 13)

Mehdi işi sıkı tutacak. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 175)

İnsanlar hakka dönünceye kadar ( fikri) mücadelesine devam edecektir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)

Allah Kuran'da pek çok ayette elçilerinin güzel ahlakından ve cesur karakterlerinden bahsetmektedir. Elçiler kavimlerinin tüm inkarcı tavırlarına, alaylarına, tuzaklarına ve saldırılarına en güzel şekilde karşılık vermişler ve her zaman

Allah'ın yardımıyla galip gelmişlerdir.
Çok merhametlidir

Hz. Mehdi, o kadar merhametli olacaktır ki, zamanında bir kimsenin bile burnu kanamayacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

... Yoksullara karşı çok merhametli olması, Mehdi’nin alametlerindendir. ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")

... Mazlumlara karşı da çok merhametli olmasıdır. ( Nuaym b. Hammad, vr. 50b; Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam
ve’l kamal”)
İslam’ı koruma hissi çok güçlüdür

Hz. Mehdi'nin hamiyet duygularının çok güçlü olacağı hadislerde bildirilmiştir. İslam aleyhinde yapılacak her türlü sözü tam olarak cevaplandıracak, bu yöndeki her türlü hareketi, fikri olarak tamamen etkisiz hale getirecektir.

İslam'ın aleyhine söylenecek bir söz bile ona ağır gelir. ( El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 30)
Kimseye tenezzül etmemesi

O, benim ümmetimden, tenezzül etmeyen ( Allah'tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan) bir adamdır. ( Suyuti, el-havi, 2/24)
İhtiyaçlarını insanlara bildirmemesi

Hz. Hüseyin ( ra) soruldu : “İmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi : “... İnsanlar ona muhtaç olurlar. O, ise insanlara ihtiyacını bildirmez.” ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi “Feraidu

Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
Her sorumluluğu üstüne alması

Her görevi üzerine alır ve zayıfa, düşküne yardım eder. ( M. Muhyiddin Arabi "Futuhat-El Mekkiye", 366. bab, c. 3, s. 327- 328 )
Vakarlı ( halim ve heybetli) olması

Hz. Hüseyin ( r.a.) soruldu :

“İmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi : “Gönül rahatlığı ve vakar ( ağırbaşlı ve heybetli) sahibi oluşu ile, helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır. ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi

“Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
Zalime karşı hakkı müdafaa etmesi

Mehdi zalime karşı hakkı müdafaa edecektir. Hatta ( zalim) bir insanın azı dişinde olan ( haksız bir lokmayı) bile ondan çekip alacak ve sahibine iade edecektir. ( En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib

Ale’t-Temam ve’l kamal )
İnsanlara ihsanda bulunması

Zamanın inkitaa uğradığı ( sistemlerin değiştiği) bir dönemde, Mehdi denen bir adam gelecek ve ihsanı bol ve güzel olacak. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

O, fitnelerin zuhur ettiği bir zaman aralığında gelecek ve ihsanı karşılıksız olacaktır. ( El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
Cömert olması

Ahir zamanda bir halife olacak, malı sayıp hesap etmeden taksim edecektir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)

Emirlerinizden bir emir olacak ki, malı saymayacaktır. Birisi ondan mal istediğinde, "Al" der. O da elbisesini yayar ve o da doldurur. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)
Cennetle müjdelenmiş olması

... Enes b. Malik ( r.a.) den, şöyle demiştir : Ben, Resulullah ( s.a.v.)'dan işittim, buyurdu ki : Biz Abdulmuttalib'in çocukları cennet halkının büyükleriyiz. Ben, Hamza, Ali, Cafer, Hasan, Hüseyin ve Mehdi. ( Sünen-i İbni Mace,

10/349)
17- Hadislerde Hz. Mehdi'nin İlmi Hakkında Nasıl Bilgi Verilmektedir? Hz. Mehdi'nin Kendisni Diğer İnsanlardan Ayıran Özel Bir İlmi Olacak mıdır?

Kab'dan rivayet edildi ki : O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)

Bütün zahiri ilimler, istenildiğinde herkes tarafından okuyarak, araştırılarak öğrenilebilir. Bir de çalışılarak elde edilemeyen, ancak Hz. Allah'ın bir lütfu olan ve onu istediği kuluna verdiği "Vehbi" ilim vardır. Yukarıdaki rivayette

"kimsenin bilemediği" denilerek Mehdi'nin böyle bir ilme sahip olduğu anlatılmak istenmiş olabilir ( en doğrusunu Allah bilir).

Bu ilmin "Ledün ilmi" olması da muhtemeldir. Kehf suresinde Musa ( a.s.) ile Hz. Hızır arasında geçen kıssada, benzer bir ilimden bahsedilmektedir. ( Rivayetlerde bu şahsın Hızır a.s. olduğu anlatılır.)
18- Hz. Mehdi'nin İşleri Çok Kısa Zamanda Halletmesi Hadislerde Nasıl Haber Verilmiştir?

Bu durum 7 yıl devam edecektir. Ancak onun her senesi, sizin 20 senenize bedel olacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)

Peygamberimiz ( sav)'in bu hadisinde, Hz. Mehdi'nin bir yılının insanların 20 yılına bedel olduğu haber verilmektedir. Hz. Mehdi insanların uzun yıllardır yapamadıkları işleri çok kısa sürede halledecektir. Her konuya çok hızlı, akılcı,

hikmetli ve kalıcı çözümü bulacak ve uygulayacaktır.
19- Peygamberimiz ( sav)'in Hadislerinde İnsanların Hz. Mehdiye Karşı Olan Sevgileri Nasıl Anlatılmıştır?

Allah ( c.c.) bütün insanların kalplerini onun muhabbetiyle dolduracaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

Ümmet'i Muhammed'den memnun olmadık hiçbir fert kalmayacaktır. ( Kıyamet Alametleri, s. 163)

Mehdi zuhur eder, herkes sadece O'ndan konuşur, O'nun sevgisini içer ve O'ndan başka bir şeyden bahsetmezler. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 33)

Onun hilafetinden yer ve gök ehli, hatta havadaki kuşlar bile razı olacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)

Muhakkak ki o, insanların karşılaştıkları şerler sebebiyle, Mehdi'nin kendilerine en sevgilisi olmadıkça çıkmayacaktır. ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri,
Kahraman Neşriyat, s. 27)

----------------------

Hz. Mehdi'nin Yardımcıları

20- Hadislerde Hz.Mehdi Konusunda Ashab-ı Kehf İle İlgili Nasıl Bir Bilgi Verilmiştir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Ashab-ı Kehf’in de Hz. Mehdi'nin yardımcılarından olacağı haber verilmiştir :

Ashab-ı Kehf, Mehdi'nin yardımcıları olacaktır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 59)
21- Peygamber ( sav), Meleklerin Hz. Mehdi'ye Yardım Edeceklerini Nasıl Bildirmiştir?

Onun kumandanları insanların en hayırlılarıdır. Onun yardımcıları Yemen ve Şam ehlinden olacaktır. Önlerinde Cebrail, arkalarında Mikail bulunacaktır. Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın, yanlarında hiç erkek olmaksızın

rahatlıkla hacca gideceklerdir. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)

Allah onu 3 bin melekle destekleyecektir. ( El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Ahmed İbn-i Hacer-i Mekki, s. 41)

Hadis-i şerifte, Hz. Mehdi'nin yardımcıları arasında Cebrail ve Mikail Aleyhisselam'ın da oldukları haber verilmektedir. Hz. Mehdi'ye, Allah'ın izniyle, melekler yardımcı olacaktır.

Meleklerin salih müminlere yardımcı olmaları Kuran'ın çeşitli ayetlerinde haber verilen bir durumdur. Rabbimiz, Peygamber Efendimiz ( sav) ve sahabeyi de meleklerle desteklemiştir. Konuyla ilgili bazı ayetler şu şekildedir :

Rabbin meleklere vahyetmişti ki : "Şüphesiz Ben sizinleyim, iman edenlere sağlamlık katın..." ( Enfal Suresi, 12)

Sen müminlere : "Rabbiniz'in size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun. ( Al-i İmran Suresi, 124)
22- Hadislerde Hz. Mehdi'ye Başka Kimlerin Yardım Edeceği Bildirmiştir?

Doğu tarafından birtakım insanlar çıkıp, Hz. Mehdi'nin saltanatını hazırlayacaklardır. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 21)

Şarktan bir cemaat çıkar ve Hz. Mehdi'nin saltanatına yardım eder. ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat,
s. 60)

... Bilahare Kudüs'e inecekler ve Hz. Mehdi için saltanat hazırlayacaklardır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)
23- Hz. Mehdi'nin Yardımcıları Kaç Kişi Olacaktır?

Hadislerde verilen bilgilerden Hz. Mehdi'nin, çevresinde Allah’a olan bağlılığı, ihlası ve üstün ahlakıyla dikkat çeken bir kimse olacağı anlaşılmaktadır. Peygamberimiz ( sav) Hz. Mehdi’nin, dinin ve Müslümanların hayrına yönelik olarak

çok fazla hizmet eden, çok önemli faaliyetler yürüten bir kimse olacağını bildirmiştir. Normal şartlarda ahlakı Peygamberimiz ( sav)'e benzetilen, yalnızca Allah’ın rızasına uyan, tüm insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşu için

samimi çaba harcayan, dünyaya huzur, barış, bolluk, bereket getirecek böyle hayırlı ve kıymetli bir insanın etrafında çok sayıda insan toplanmış olması gerekir. Onun bu ahlakını ve yaptığı hayırlı faaliyetleri açıkça gören her Müslümanın

bu kimsenin yanında olmayı ve Hz. Mehdi ile birlikte davranan hak topluluğa destek vermeyi istemesi; ve onlara yardımcı olabilmek için büyük bir şevk ve heyecan içinde birbirleriyle yarışmaları gerekir. Ancak buna rağmen hadislerde,

Müslümanlar arasında da Hz. Mehdi'yi destekleyen insanların sayılarının son derece az olacağı bildirilmiştir :

Sayıları Bedir Ashabı ( 313) kadardır. Evvelkiler onları geçmediği gibi, sonrakiler de onlara yetişemezler. Onların sayıları Talud ile nehri geçenler kadardır. ( Kitab-ul Burhan Fi Alamet-i Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)

Bu 313 kişi gece abid ( çok ibadet eden kimse) gündüz kahraman niteliğini taşımaktadırlar. ( Kıyamet Alametleri, s. 169)

Aralarında kadınların da bulunduğu 314 kişilik bir grup oluştururlar. Onlar her zalime galip gelirler. Onların kalpleri demir gibidir ve onlar gündüz arslan, gece de abiddirler. Ne evvelkiler, ne de sonrakiler fedakarlıkta onlara

yetişemez. ( Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57-68 )

Hz. Mehdi'ye aralarında kadınların da bulunduğu 314 kişi biat edecektir. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)

Hz. Mehdi'nin bu durumu Hz. Yusuf’un hayatıyla büyük benzerlik göstermektedir. Kuran’ın “( Kuraklık başlayınca) Yusuf'un kardeşleri gelip yanına girdiler, onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı” ( Yusuf Suresi, 58 )

ayetiyle, Hz. Yusuf’un kardeşlerinin onu tanıyamadığı, ancak onun kardeşlerini tanıdığı haber verilmiştir. İşte hadislerin işaretine göre, Hz. Mehdi de, aynı Hz. Yusuf gibi olacak; o insanları görecek ama insanlar onu fark

edemeyeceklerdir. Bundan dolayı da ona yardım eden kimselerin sayısı oldukça az olacaktır.
24- Tarih Boyunca Gönderilmiş Olan Peygambere İman Edenlerein Sayısı Az mı Olmuştur?

Ahir zamanda Hz. Mehdi'yi destekleyenlerin ve yardımcılarının sayılarının çok az olacak olması Allah’ın Kuran’da bildirdiği adetullahının bir gereğidir. Bu durum, tarih boyunca yaşamış olan tüm mümin topluluklarında da hep aynı olmuştur.

Kuran’da peygamberlerin de çevrelerinde samimi olarak iman eden kişilerin hep çok az olduğuna dair bilgiler verilmiştir. Örneğin Hz. Musa’ya yalnızca yaşadığı toplumun gençlerinden oluşan çok az sayıda kimse iman etmiştir :

Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden ( gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı... ( Yunus Suresi, 83)

Bir ayette Hz. Musa’ya inananların çok az sayıda olduklarını, dönemin Firavun’unun şöyle dile getirdiği haber verilmiştir :

... "Gerçek şu ki bunlar azınlık olan bir topluluktur" ( Şuara Suresi, 54)

Aynı durum Hz. İsa’nın ilk geldiği dönemdeki yardımcıları için de geçerlidir. Rivayetlerden Hz. İsa’ya da az sayıdaki havarilerin iman ettikleri ve bunun dışında halktan ona inanan kimsenin olmadığı haber verilmiştir. Kuran’da Hz. İsa'ya

inananların durumu şöyle bildirilmektedir :


Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun : Meryem oğlu İsa'nın havarilere : "Allah'a ( yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki : "Allah'ın yardımcıları bizleriz." Böylece

İsrailoğulları'ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti... ( Saff Suresi, 14)

Kuran’da, Ashab-ı Kehf adlı topluluğun da sayılarının çok az olduğu bildirilmiştir :

( Sonra gelen kuşaklar) Diyecekler ki : "Üç'tüler, onların dördüncüsü köpekleridir." Ve : "Beştiler, onların altıncısı köpekleridir" diyecekler. ( Bu,) Bilinmeyene ( gayba) taş atmaktır. "Yedidirler, onların sekizincisi

köpekleridir" diyecekler. De ki : "Rabbim, onların sayısını daha iyi bilir, onları pek az ( insan) dışında kimse bilemez." ... ( Kehf Suresi, 22)

Bir başka ayette ise Hz. Nuh’a uyan kimselerin sayısının da çok az olduğu şöyle haber verilmiştir :

... Zaten onunla birlikte çok azından başkası iman etmemişti. ( Hud Suresi, 40)

Kuran'da Hz. Lut'a da çok az kişinin iman ettiği bildirilmektedir. Lut kavmine büyük bir felaket isabet ettiğinde, Allah oradan sadece Hz. Lut'un iman eden aile mensuplarını –iman etmeyen hanımı dışında- kurtarmıştır :

… Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O ( karısı) arkada kalacak olanlardandır." Elçilerimiz Lut'a geldikleri zaman o, bunlar dolayısıyla kötüleşti ve içi daraldı. Dediler ki : "Korkuya düşme ve hüzne kapılma.

Karın dışında, seni ve aileni muhakak kurtaracağız. O ise, arkada kalacaktır." ( Ankebut Suresi, 32-33)

İnsanların Allah'ın elçilerine iman etmemelerinin birçok sebebi vardır. Bunlardan biri, önceki bölümlerde anlatıldığı gibi, asılsız iftiralar ve karalamalar nedeniyle toplumda oluşan "olumsuz kanaatlerdir". İnsanlar, inkar edenler

tarafından "yalancı", "menfaatperest", "deli", "sapkın" gibi iftiralarla karşı karşıya kalan salih müminlerden uzak durmayı tercih etmişlerdir. Elbette bu durum, söz konusu insanların önemli bir yanılgısıdır. Ancak aynı yanılgı nedeniyle

pek çok insan Hz. Mehdi'ye de tabi olmaktan kaçınacak ve ondan uzak duracaklardır.

Bir diğer neden, toplumda kabul gören batıl inanışların, hurafelerin ve türlü yanlış itikatların, Allah'ın elçileri vesilesiyle hak dinini göndermesiyle tüm sözde dayanaklarını yitirecek olmasıdır. Bu nedenle elçiler, haksızlığa ve

adaletsizliğe dayanan sistemin bozulmasıyla menfaatleri zarar görecek olan kimselerin güçlü tepkileriyle, iftira ve karalamalarıyla karşılaşmışlardır. Bu durumun bir sonucu olarak da peygamberlere ve salih elçilere tarih boyunca hep az

sayıda kişi iman etmiştir. Hadislerde işaret edildiğine göre, Hz. Mehdi cemaatinin sayısı da benzer nedenlerle çok az olacaktır. İnsanların büyük çoğunluğu ise hem iftiraların etkisi altında kalarak hem de olabilecek baskı ve

zorluklardan endişe duyarak Hz. Mehdi ve cemaatinden uzak duracaklardır.

Toplumsal baskı insanların tarih boyunca iman sahiplerine yardımcı olmalarını engelleyen en önemli sebeplerden bir diğeridir. Kuran ayetlerinde bu konuda Hz. Musa'ya iman eden gençler örnek verilmektedir. Ayette şu şekilde

bildirilmektedir :

Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden ( gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve

gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. ( Yunus Suresi, 83)





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply
#3
Yukarıdaki ayette Hz. Musa'ya "Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla" iman edenin olmadığı bildirilmektedir. İnsanlar eğer Hz. Musa'ya iman ederlerse baskı göreceklerini, yurtlarından

sürüleceklerini, tutuklanıp, öldürüleceklerini düşünmüşlerdir. Bu korku nedeniyle de iman edenlerden uzak durmuş, başlarına kötü birşey geleceğini düşündükler için onlara yaklaşmamışlardır. Oysa Hz. Musa ve onunla birlikte olan salih

müminler, Allah'ın izniyle çok şerefli ve kutlu bir hayat yaşamışlardır. Ahirette de güzel ahlaklarının, sabırlarının, iyi davranışlarının karşılığını en güzel şekilde alacaklardır. Hadislerin işaretlerine göre aynı durum Hz. Mehdi için

de söz konusu olacak, toplumun büyük kesimi menfaatlerine zarar gelmesi endişesiyle Hz. Mehdi'ye yakın olmaktan, onu desteklemekten kaçınacaklardır.
25- Hz. Mehdi'nin Yardımcıları Gençlerden mi oluşacaktır?

Kuran’da haber verilen bilgilerden biri de Hz. Musa'ya sadece kavminden genç bir topluluğun iman etmiş olmasıdır :

Sonunda Musa'ya kendi kavminin bir zürriyetinden ( gençlerinden) başka -Firavun ve önde gelen çevresinin kendilerini belalara çarptırmaları korkusuyla- iman eden olmadı. Çünkü Firavun, gerçekten yeryüzünde büyüklenen bir zorba ve

gerçekten ölçüyü taşıranlardandı. ( Yunus Suresi, 83)

Hadislerde, Hz. Mehdi'ye de gençlerin tabi olacağına işaret edilmektedir. Bu bilgilere göre Hz. Mehdi'nin cemaati hem sayıca az hem de gençlerden oluşan bir topluluk olacaktır ( en doğrusunu Allah bilir). Hz. Mehdi'nin çevresinde

gençlerin olacağına işaret eden hadislerden bazıları şu şekildedir :

Mehdi bizden Ehl-i Beyt’ten ( soyumdan) bir gençtir. İhtiyarlarınız ona yetişmeyecek, gençleriniz ise onu ümid edeceklerdir. Allah dilediğini yapacaktır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)

Mehdi'nin bayraktarı, sakalı hafif, rengi sarı, küçük bir genç olacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 51)

Onun bayraktarı doğudan Temimi soyuna mensup bir genç olacaktır.( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)
26- Ortaya Çıkığı İlk Dönemlerde Halktan Hz. Mehdi'ye Destek Olanlar Olacak mıdır?

Hz. Mehdi’nin yaşadığı toplumdaki insanlar onun sahip olduğu üstün özellikleri, yürüttüğü hayırlı faaliyetleri açıkça gördükleri halde, yine de Hz. Mehdi ve cemaatini tam olarak fark edemeyeceklerdir. Hatta kimileri de tam tersi bir

düşünceye kapılacak, ona destek olmaktan kaçınacak, hatta garip görüp uzak duracak ve ona karşı olumsuz bir faaliyet içerisine gireceklerdir. Peygamberimiz ( sav)’in hadislerinde “halkın büyük kısmının Hz. Mehdi'ye yardımcı olmaktan

kaçınacağı” şöyle haber verilmiştir :

Benim ümmetimden, daima Allah tarafından desteklenen ve onlara yardımcı olmayan halkın zarar veremeyeceği bir cemaat kıyamet kopuncaya kadar hiç eksik olmayacak. Ümmetim içinde daima böyle bir taife ( topluluk) bulunacaktır. ( Sünen-i

İbn-i Mace, cilt 1, s. 16)

Kıyamet ancak, ümmetimden bir taife, insanlara galip olduğu halde kopacaktır. Bu taife ne kendilerine yardımcı olmayanlara ne de yardımcı olanlara bakmayacaklar. ( onların davranışlarına, ehemmiyet vermeyeceklerdir.) ( Sünen-i İbn-i

Mace, cilt 1, s. 19)

Kuşkusuz bu Allah’ın bir mucizesidir. Peygamberimiz ( sav)'in bundan on dört asır önce söylemiş olduğu sözlerinin tam olarak gerçekleşmesi oldukça önemlidir. Hz. Mehdi ve cemaati, tüm dünya insanlarının geleceği için çok önemli ve çok

faydalı oldukları halde ilk dönemlerde Müslümanlar arasında bilinmeyecekler ve çok az sayıdaki mümin topluluğu dışında halktan onlara yardımcı olan olmayacaktır.

Ancak elbetteki bu insanların bir kısmı vicdanlarıyla bu mübarek şahsın üstünlüklerini kavrayacaklardır. Fakat hakkındaki tüm delilleri görmelerine rağmen, kişisel çıkar kaygılarıyla onları tanımazlıktan gelecek, destek olmayacak, uzak

durmaya çalışacak ve diğer insanlardan da bu gerçekleri saklayacaklardır. Toplumun genelinin yardımcı olmaması, onların da Hz. Mehdi'yi desteklemekten kaçınmalarına neden olacak, aksinde maddi manevi kayba uğramaktan korkacaklardır.
27- Hz. Mehdi'nin Cemaatinden Ayrılanlar Olacak mıdır?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde, sayıca çok az olacak olan Hz. Mehdi cemaatinden ayrılanların da olacağı da bildirilmiştir. Bu da yine Allah’ın büyük bir mucizesidir. Bu kimseler Hz. Mehdi'yi çok yakından tanıdıkları, onun

hadislerde bildirilen özelliklere sahip olduğuna ve yalnızca Hz. Mehdi'nin yapabileceği bildirilen faaliyetleri gerçekleştirdiğine yakından şahit oldukları halde onun yanından ayrılacaklardır. Demek ki halkın büyük çoğunluğu gibi, bu

kadar yakından tanıma fırsatı elde eden bu insanlar da Hz. Mehdi'yi fark edemeyeceklerdir.

Hadislerde Hz. Mehdi’nin cemaatinden ayrılanlar olacağı şöyle bildirilmektedir :

... Zaman zaman o çetin görevi üstlenememek rahatlık meyli; can, mal, mevki korkusu gibi çeşitli sebeplerle kendisinden ayrılanlar olacaktır... ( Ramuzü'l Ehadis, s. 476) ( İbni Mace'den)

Hz. Muaviye b. Kirra ( r.a)'dan rivayet edilmistir :

Ümmetimden bir taife ( topluluk) kıyamet kopuncaya kadar yardım görmekte devam eder. Kendilerini terk edenlerin ayrılmaları da onlara bir zarar vermez. ( Ramuz El-Ehadis, s. 472) ( Hz. Muaviye İbni Kırra r.a)

Ümmetimden bir taife, Allah'ın emri ile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar kendilerini terk eden ve muhalefet eden kimsenin onlara bir zararı dokunmaz... ( Hz. Muaviye, Ramuz-el Ehadis,

s. 472)

Ancak Peygamber Efendimiz ( sav)'in hadislerinde, bu ayrılan kişilerin Hz. Mehdi cemaati için çok büyük bir hayır ve güzellik olduğu da bildirilmektedir. Bu hak topluluk arasında gizlenen samimiyetsiz kişilerin ortaya çıkmasıyla,

Allah’ın izniyle Hz. Mehdi cemaatinin birbirlerine bağlılığı daha da artacak, kötülerin ayrılması onları daha da kuvvetlendirecektir.

Kuran ayetlerinde her Müslüman topluluğunun içinde münafık zihniyette kimselerin olacağı bildirilmektedir. Bu kişiler iman edenlerle birlikte hareket eden, onlarla aynı inançlara sahip olduklarını iddia eden, ancak gerçekte samimiyetsiz

olan kimselerdir. Allah rızası için yaşayan samimi iman sahiplerinin arasında, sanki onlardan gibi görünerek yaşayan bu kişiler, aslında salih müminlerden değildirler. Allah Kuran’da bu kişilerin durumunu şu şekilde haber vermektedir :

İnsanlardan öyleleri vardır ki : "Biz Allah'a ve ahiret gününe iman ettik" derler; oysa inanmış değillerdir. ( Sözde) Allah'ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve şuurunda değiller. Kalplerinde

hastalık vardır. Allah da hastalıklarını artırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azab vardır. ( Bakara Suresi, 8-10)

Gerçek şu ki, münafıklar ( sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı ancak çok az anarlar. Arada bocalayıp dururlar. Ne onlarla,

ne bunlarla. Allah kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın. ( Nisa Suresi, 142-143)

Onlara : "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde, o münafıkların senden kaçabildiklerince kaçtıklarını görürsün. ( Nisa Suresi, 61)

Hani, münafık olanlar ve kalplerinde hastalık bulunanlar : "Allah ve Resulü, bize boş bir aldanıştan başka bir şey vaat etmedi" diyorlardı. Onlardan bir grup da hani şöyle demişti : "Ey Yesrib ( Medine) halkı, artık sizin için (

burada) kalacak yer yok, şu halde dönün." Onlardan bir topluluk da : "Gerçekten evlerimiz açıktır" diye Peygamberden izin istiyordu; oysa onlar( ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı. ( Ahzab Suresi, 12-13)

Bu ahlaktaki kişiler tarih boyunca tüm samimi mümin topluluklarının içinde görüldüğü gibi Hz. Mehdi cemaati içinde de bulunacaktır. Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi’nin cemaatinden ayrılanlar, yıllarca bu toplulukla birlikte

hareket etmelerine rağmen daha sonradan kendilerine inkar edenlerin arasında bir yol çizeceklerdir. Müslümanlarla aynı iman ve samimiyette olmayan, Allah'a ve Kuran'a sadakat göstermeyen, Allah korkusu zayıf olan bu kişiler, kendi

menfaatleriyle çatışan bir durum olduğunda Hz. Mehdi'nin yanından ayrılabileceklerdir.

Hz. Mehdi'nin ahir zaman gibi zorlu bir dönemde yaptığı hizmetleri, sahip olduğu yüksek ahlakı görmelerine rağmen bu cemaatten ayrılan kişiler olması, toplumdaki bazı insanların da gerçekleri görmesini engelleyecek olabilir. Bu kişiler,

Hz. Mehdi'nin yanından ayrıldıktan sonra Hz. Mehdi aleyhinde yalan ve iftiralar yayabilir, pek çok kişinin de Hz. Mehdi'yi takdir edememesine ve hatta yanlış tanımasına neden olabilirler. İnsanların büyük kısmı, münafıkların yalanlarına

ve dayanaksız isnatlarına aldanacak ve bu nedenle Hz. Mehdi'ye karşı çekimser davranacak olabilir ( en doğrusunu Allah bilir).

İyiliklerle kötülüklerin, haramlarla helallerin yer değiştirdiği, iyi insanların kötü, kötü insanların iyi olarak tanındığı bu dönemde Hz. Mehdi'yi tanıyanlar arasından bile bu ahlakta insanların çıkması dönemin çok zorlu olduğuna

işarettir. Hadislerde zamanda samimi iman etmemiş, Allah’tan gereği gibi korkmayan kimselerin inançlarını kaybedebilecekleri şöyle haber verilmektedir :

Kıyamet, fitneler karanlık gecelerin parçaları gibi zuhur edinceye kadar kopmaz. Kişi, mümin olarak sabahlar, kafir olarak akşamlar. Veya mümin olarak akşamlar, kafir olarak sabahlar. Dünya menfaatı karşılığında dinini satar. ( Müslim)

( İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 388 )

İleride öyle fitneler olacak ki, Cenab-ı Allah'ın ilimle ihya edip koruduğu insanlar hariç, kişi sabahleyin mümin olduğu halde, akşama kafir olacak, dinden çıkacaktır. ( Taberani, İbn-i Mace, Deylemi) ( Muhammet Sevgili-Hasan Akdağ,

Son Zamanlarla İlgili Hadisler, s. 36-37)
28- Peygamber, Aralarından Ayrılanların Olmasının, Hz. Mehdi ve Beraberindekileri Ne Yönde Etkileyeceğini Söylemiştir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde, aralarından birtakım insanların ayrılacak olmasının, Hz. Mehdi ve beraberindeki şahıslara hiçbir zarar veremeyeceği bildirilmektedir. Bu gelişmelere rağmen, Allah’ın izniyle Hz. Mehdi ve cemaati

yaptıkları hayırlı çalışmalarda başarılı olmaya devam edeceklerdir :

Ayrılanlar da, muhalifler de ona zarar veremeyecek. O kendisinden ayrılanlara rağmen muzaffer olarak yoluna devam edecektir. ( Ramazü'l-Ehadis, s. 487) ( Taberani'nin Kebir'inden)

------------------------

Hz. Mehdi'nin Çıkış Alametleri

29- Hz. Mehdi’nin Çıkış Zamanı Belli Midir? Hadislerde ve İslam Alimlerinin Açıklamalarında Hz. Mehdi’nin Hangi Dönemde Çıkacağı Haber Verilmiştir?

Hadislerde Hz. Mehdi'nin İslam ahlakını hakim etmek için, kıyamet kopmadan önce yeryüzüne mutlaka geleceği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra yine hadislerde verilen bilgilere göre, Hicri 1400'lü yıllar, Allah'ın izniyle Hz. İsa'nın tekrar

yeryüzüne dönüşü, Hz. Mehdi'nin gelişi, Deccal'in çıkması ve Hz. İsa'ya yenilmesi, tüm dünyada insanların kitleler halinde İslam'a yönelmesi gibi büyük olayların gerçekleşeceği olağanüstü bir dönemdir. Peygamberimiz ( sav)'in

hadislerinde, hadis ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi'nin gelişiyle ilgili çeşitli tarih ve dönemler vardır.
1. Her Yüz Senede Bir Müceddid Gönderilmesi

Öncelikle Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına göre açıklamak üzere bir “müceddid” yani "dini canlandıran, yenileyen" şahıs gönderileceğinden söz edilmiştir :

Ebu Hüreyre'nin rivayetine göre; Resulullah ( sav) şöyle buyurmuş : Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah HER YÜZ SENENİN BAŞINDA şu ümmetin dinini bidatten ( dine sonradan karışmış batıl uygulamalardan) ayıracak, yenileyecek ( ilim

sahibi) bir zatı gönderir. ( Sünen-i Ebu Davud, 5/100)

Büyük İslam alimi İmam Rabbani'nin bu konudaki açıklaması ise şöyledir :

HER YÜZ SENE BAŞINDA bu ümmetin uleması arasından BİR MÜCEDDİD GELECEK ve şeriatı ihya edecektir ( canlandıracaktır). ( Mektubat-ı Rabbani, 1/520)

Bediüzzaman Said Nursi de bu konu hakkında şunları söyler :

Ashab-ı Kütüb-i Sitte'den İmam-ı Hâkim'in Müstedrek'inde ve Ebu Dâvud'un Kitab-ı Sünen'inde, Beyhaki "Şuab-ı İman"da tahric buyurdular ( meydana koydular) : "HER YÜZ SENEDE BİR, CENAB-I HAK BİR MÜCEDDİD-İ DİN ( DİNİ YENİLEYEN)

GÖNDERİYOR..." ( Barla Lahikası, s. 119)

Bediüzzaman Said Nursi, Barla Lahikası'nda Hicri 1200'lü yılların "müceddidi"nin Hazreti Mevlana Halid, olduğunu söyler. Bu açıklamasının devamında, Risale-i Nurlar'ın da Hicri 1300'lü yıllar için bir "müceddid" hükmünde olduğunu şöyle

ifade eder :

Madem tam yüz sene sonra, aynen dört cihette tevafuk ederek Risale-i Nur eczaları ( bölümleri) aynı vazifeyi görmüş... Kanaat verir ki –nass-ı hadis ( hadisin açık ifadesi) ile- Risale-i Nur tecdid-i din ( dini yenileme, canlandırma)

hususunda bir müceddid hükmündedir. ( Barla Lahikası, s. 121)

Bediüzzaman Hicri 1400'lü yılların "müceddidi"nin ise Hz. Hz. Mehdi olacağını müjdelemiştir :

Şimdi hatıra geldi ki, eğer şeddeli "lamlar" ve "mimler" ikişer sayılsa BUNDAN BİR ASIR SONRA ZULÜMATI DAĞITACAK ZATLAR İSE, HAZRET-İ MEHDİ'NİN ŞAKİRTLERİ ( TALEBELERİ) OLABİLİR. ( Şualar, s. 605)

Bediüzzaman, İslam aleminin üzerindeki zulüm ortamının kendisinden "bir asır sonra" ancak Hz. Mehdi vesilesi ile dağıtılacağını söylemiştir. Kendisinden bir sonraki yüzyılda yani Hicri 1400'lü yıllarda Hz. Mehdi'nin yapacağı

çalışmalarla, Müslümanların büyük sıkıntılardan kurtulup feraha kavuşacaklarını açıklamıştır.
2. Hz. Mehdi "İkinci Bin"de Gelecektir

Büyük İslam alimi İmam Rabbani, Hz. Mehdi'nin Peygamberimiz ( sav)'in vefatından 1000 ( bin) sene geçtikten sonra Hicri ikinci binin içinde geleceğini bildirmektedir. Bu konuyla ilgili İmam Rabbani’nin pek çok açıklaması mevcuttur :

Kuran hükümlerinin kuvvetlendirilmesi, milleti yenilemesi bu İKİNCİ BİNDEDİR. Bu davanın doğruluğuna adil şahid : Hz. İsa'nın ( as) MEHDİ'NİN ( ra) BU BİN İÇİNDE VAROLUŞLARIDIR. ( Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 611)

Resulullah ( sav)'in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah ( sav)'in irtihali ( vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. ARADAN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA, MEHDİ'NİN GELİŞİ DE BUNUN İÇİNDİR.

Onun mübarek kudümünü ( gelişini), Hatem'ür-rüsül Resulullah ( sav) müjdelemiştir. Hz. İsa ( as) dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul edecektir ( inecektir). ( Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 440)

Hz. Muhammed'in vefatından bin sene geçtikten sonra, Hicri ikinci bin yılına girilir. İmam-ı Rabbani'nin yukarıdaki açıklamalarına göre ikinci bin yılı içerisinde Hz. Mehdi gelecektir. İkinci binin başlangıcından içinde bulunduğumuz

Hicri 14. yüzyıla kadar geçen üç yüz yılda Hz. Mehdi ve Hz. İsa gelmemişlerdir.
3. Peygamberimiz ( sav) Hz. Mehdi'nin, Hicri 1400'lü Yıllarda Geleceğini Haber Vermiştir

Peygamber Efendimiz ( sav) bazı hadislerinde Hz. Mehdi'nin geliş tarihi olarak da açıkça 1400 yılını vermiştir. Bu hadislerden biri şöyledir :

İnsanlar 1400 senesinde Mehdi'nin yanında toplanacaklardır. ( Risaletül Huruc-ül Mehdi, s. 108 )

Peygamberimiz ( sav)'in, Hz. Mehdi'nin çıkış tarihi olarak hadislerinde açıkça Hicri 1400 tarihini vermesi, Hz. Mehdi'nin çıkışının çok yakın olduğunu bize bildirmektedir. ( En doğrusunu Allah bilir)
4. Bediüzzaman'a Göre Hz. Mehdi Hicri 1400'lü Yıllarda Görev Yapacaktır

Bediüzzaman'ın da, farklı tarihlerde yaptığı açıklamaların hepsinde, Hz. Mehdi'nin geliş zamanı olarak Hicri 1400'lü yılların başlarına işaret edilmiştir. Bediüzzaman bir sözünde, Hz. Mehdi'nin Asr-ı Saadet döneminden 1400 sene sonra

çıkacağını şöyle belirtmektedir :

İSTİKBAL-İ DÜNYEVİYEDE ( dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ asırlarında karib ( yakın) zannetmişler. ( Sözler, s. 318 )

Bediüzzaman'ın ifadesinde belirttiği, "sahabe döneminden 1400 sene sonrası" Hicri 1400'lü yılların başlarına, yani Miladi olarak 1979-1980 senelerine denk gelmektedir.

Bediüzzaman, Hicri 1327'de Şam'da Emevi Camii'nde on bin kişiye verdiği hutbesinde, Hicri 1371'den sonraki İslam aleminin geleceğine yönelik izahlar yapmakta, ahir zamandan çeşitli tarihler vererek, beklenen Mehdi'nin mücadele

zamanlarına dikkat çekmektedir. Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin göreve başlaması ve inkarcı zihniyeti fikren mağlup etmesi ile ilgili olarak şu tarihleri bildirmektedir :

Ta 1371 senesinden sonraki alem-i İslam'ın mukadderatına ( kaderine) nazar eden ( göz atan) Hutbe-i Şamiye'deki hakikatler... Evet şimdi olmasa da 30-40 sene sonra fen ve hakiki marifet ( müsbet ilimler ve sanat, ilim ve fenlerle

öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini ( medeniyetin iyiliklerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip, cihazatını verip o dokuz manileri mağlup edip dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını ( hakikati araştırma meyli) ve insaf ve

muhabbet-i insaniyeyi ( insan sevgisini) o dokuz düşman taifesinin cephesine göndermiş, inşaAllah YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek. ( Hutbe-i Şamiye, s. 25)

Şam'da yaptığı bu konuşmada, Hicri 1371 senesinden sonra yaşanacak gelişmelere dikkat çekerek, Hz. Mehdi'nin göreve başlamasının 1371 tarihinden 30-40 yıl sonra olacağını bildirmiştir. Bu tarih ise Hicri 1401-1411, Miladi olarak da 1980

-1990 yılları arasıdır.

Yine aynı konuşmanın devamında Bediüzzaman, Hz. Mehdi'nin, inkarcı fikir sistemini, fen, ilim ve medeniyetin imkanları sayesinde fikren susturacağını haber vermiştir. Bu fikri üstünlüğün tarihi olarak da 1371 tarihinden yarım asır

sonrasını bildirmiştir. Bu da Hicri 1421, yani Miladi 2001 senesi demektir.

Bediüzzaman'ın ahir zamanla ilgili bir diğer açıklaması da şöyledir :

YETMİŞ BİRDE FECR-İ SADIK ( tan yerinin ağarması, Güneş doğmadan önceki kızıllık, sabah vakti) BAŞLADI veya başlayacak. Eğer bu, fecr-i kazib ( sabaha karşı ufukta yayılmaya başlayan birinci kızıllık) de olsa, OTUZ KIRK SENE SONRA

FECR-İ SADIK ( fecr-i kazibden sonra yayılmaya başlayan ikinci aydınlanma) ÇIKACAK. ( Hutbe-i Şamiye, s. 23)

Bediüzzaman'a göre fecr-i sadık'ın çıkacağı yıllar :

1371 + 30 = 1401 = 1981

1371 + 40 = 1411 = 1991

Bediüzzaman bu izahına göre Hakkın karşısında batılı temsil eden düşünce olan ateizmin ve materyalist felsefenin dağıtılmaya başlamasının 1981-1991 yıllarında, fikren tam anlamıyla susturulup dağıtılmasının ise 2001 yılında olacağına

işaret etmiştir. ( En doğrusunu Allah bilir)

Bediüzzaman Said Nursi'nin Hz. Mehdi'nin çıkışı hakkındaki bir diğer sözü ise şöyledir :

Bu zamanda öyle fevkalade hakim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza HAKİKİ BEKLENİLEN VE BİR ASIR SONRA GELECEK O ZAT dahi bu zamanda gelse... ( Kastamonu Lahikası, s. 57)

Bediüzzaman Said Nursi, "hakiki beklenilen ve bir asır sonra gelecek o zat" diyerek Hz. Mehdi'nin kendi döneminde henüz gelmediğini bildirmektedir. Ayrıca Müslümanlar tarafından beklendiğini ve kendi yaşadığı devirden bir asır sonra

geleceğini de haber vermektedir. Bediüzzaman Hicri 1300'lü yıllarda yaşamıştır. Kendisinden sonra gelecek asır olan Hicri 1400'lü yıllar Hz. Mehdi'nin çıkış zamanıdır.
30- Hz. Mehdi'nin Çıkışından Önce Dünyanın Durumu Nasıl Olacaktır?

Ahir zamanda ümmetimin başına sultanlarından şiddetli belalar gelir, öyle ki yerler Müslümanlara dar gelir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Mehdi'den önce, yaygın katliamların vuku bulacağı büyük bir fitne görülecektir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak... ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 21-22)

Dünya herc-ü merc ( fitne, dağınıklık) içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında Allah, bu sırada onlardan

adavetin kökünü kazı(Zeker) dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini ( Mehdi) gönderecektir. ( Kitab-ül Burhan

Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve bu katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir. Hz. Mehdi gelince, insanlar onu aşk ve muhabbetle kucaklayacaklardır. ( El-Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Mehdi çıkmadan önce, milletler arasında ticaret ve yollar kesilecek, insanlar arasında fitneler çoğalacaktır. ( El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, Ahmed İbn-i Hacer-i Mekki, s. 39-40)

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi gelmeden önce bazı Müslüman ülkelerde, din ahlakından uzak, zalim ve acımasız karakterli kişilerin iktidarda olacağına işaret edilmektedir. Gerçekten de bugün İslam dünyasının bir bölümünde

iktidarda olan yöneticiler, Müslüman halka eziyet etmekte, baskıcı ve despot rejimleri ile insanları ezmektedirler. Bir kısmında ise, ehil olmayan yöneticiler nedeniyle halk çeşitli belalara maruz kalmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde

Müslümanlar, ülke yönetimindeki liderler tarafından baskı altına alınmakta, çeşitli zorluk ve sıkıntılara maruz bırakılmaktadırlar. Müslümanların dinlerini özgürce yaşamaları ve ibadetlerini yerine getirmeleri engellenmekte, ekonomik

sıkıntılar yaşamı zorlaştırmaktadır.

Peygamberimiz ( sav)'in Hz. Mehdi'nin gelişi ile ilgili bildirdiği hadislerin büyük bir kısmında, Hz. Mehdi gelmeden önce dünyada karmaşa, güvensizlik ve huzursuzluğun hakim olacağı üzerinde durulmaktadır. Savaşlar ve çatışmaların yanı

sıra, toplu katliamların yaşanacak olması da bu dönemin belirgin özellikleri arasındadır. Ayrıca hadiste katliamların yaygın olacağına, yani tüm dünya çapında yaşanacağına dikkat çekilmektedir.

Geçtiğimiz yüzyılda iki büyük dünya savaşı yaşanmış ve sırf bu savaşlarda 65 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 20. yüzyıl boyunca siyasi nedenlerle katledilen sivillerin sayısının 180 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Bu, daha önceki

yüzyıllarla kıyaslandığında olağanüstü derecede yüksek bir rakamdır.

Hz. Mehdi'nin çıkışı ile ilgili hadislerde katliamların yaygınlaşmasından bahsedilirken, bu katliamların masum insanları hedef alacağına özellikle dikkat çekilmiştir. Günümüzde hemen hemen tüm savaşlarda asıl hedef sivil halk olmaktadır.

Katliamlar ve terör eylemleri de asıl olarak sivil ve masum halka yönelik olarak gerçekleştirilmekte, çoğunlukla çocuklar, yaşlılar ve kadınlar katledilmektedir. Özellikle kendilerini savunma imkanı olmayan bu insanların seçilmiş olması

katliamların çapının geniş, hayatlarını kaybeden insanların sayısının yüksek olmasına neden olmaktadır.

"Fitne" kelimesi ise "savaş, karışıklık, kavga, ihtilaf" gibi anlamlara da gelmektedir. Kelimenin bu anlamları düşünüldüğünde özellikle son bir asırdır, hadiste de ifade edildiği gibi "kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılan"

savaşlar, iç çatışmalar, kargaşalar dünyanın dört bir yanında bitip tükenmeden devam etmektedir. Özellikle geride bıraktığımız 20. yüzyıl "Savaşlar Yüzyılı" olarak anılmaktadır. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl ise savaşlar ve terör

olayları ile başlamıştır ve halen de bunlar dünyanın dört bir yanında devam etmektedir.

Ahir zamanda, savaşlarla, yoklukla, açlıkla, adaletsizliklerle, ahlaki çöküşle ve çeşitli salgın hastalıklarla iç içe yaşayan insanlar tüm bu olumsuzlukların ortadan kalkabileceğine dair inançlarını yitirirler. Müslümanlar arasında da

pek çok kişi, Altınçağ'ın başlayıp, İslam ahlakının dünya üzerinde hakim olacağı yönündeki beklentilerini kaybeder ve fitnelerin artarak devam edeceğine inanır.

Nitekim günümüzde de bu ruh halinin örnekleri sık sık görülmektedir. Peygamber Efendimiz ( sav)'in Hz. Mehdi'nin gelişi ve Altınçağ'da yaşanacak olan güzelliklerle ilgili çok sayıda hadisi olmasına rağmen birçok kişi böyle bir dönemin

yaşanmayacağını zannetmektedir. İşte bu zan da ahir zaman alametlerinden biridir. Altınçağ, bu ümitsizlik halinin insanlar arasında yaygınlaştığı bir zamanda, Allah'ın insanlara olan rahmeti sayesinde başlayacaktır.
31- Hz. Mehdi’nin Gelişinden Önce Ekonomik Açıdan Nasıl Bir Ortam Olacaktır?

Fakirler çoğalacak. ( Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 455)

Açlık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak. ( Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s. 440)

Deccal'in zuhurundan üç yıl önce, son derece buhranlı günler olacak, açlık hüküm sürecektir… ( Kıyamet Alametleri, s. 220)

Deccal'ın çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda gökyüzü normal yağmurunun üçte ikisini yağdırmaz.

Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü yılda ise gökyüzü yağmurunun tamamını keser, yeryüzü de bitkisinden hiçbirini bitirmez. ( Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s. 241)

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi öncesinde yeryüzündeki halklar arasında açlık ve fakirliğin yaygınlaşacağı bildirilmiştir. Hiç şüphesiz tarih boyunca açlık ve sefalet hep var olmuştur. Ancak ahir zamanda fakirlik tüm

dünya genelinde çok büyük bir artış gösterecektir. Ve bu durum da Hz. Mehdi'nin gelişinin habercisi olacaktır. Kuran’da bu durumun Allah’ın bur adetullahı olduğu şöyle haber verilmektedir :

Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek onun halkı yalvarıp-yakarsınlar diye, mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk ( yoksulluk) ve sıkıntıyla yakalayıvermişiz. ( Araf Suresi, 94)
32- Hz. Mehdi'nin Gelişinden Önce Müslümanların Başlarında Manevi Bir Lider Olacak Mıdır?

Dünyada ismi geçecek bir halife kalmayıncaya kadar çıkmayacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 54)

O'nun çıkacağı yıl insanlar hacca başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. ( Kıyamet Alametleri, s. 168-169)

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde ve İslam alimlerinin açıklamalarında Hz. Mehdi'nin ortaya çıkacağı dönemde İslam ümmetinin başında bir halife yani manevi bir lider bulunmayacağı bilidirilmektedir. Hz. Mehdi, hadislerde tarif edilen

böyle bir dönemden sonra ortaya çıkacak ve tüm Müslümanların manevi lideri Hz. Mehdi olacaktır.
33- Hadislerde Hz. Mehdi’nin Çıkışından Önce Gerçekleşecek Olaylar Hakkında Bilgi Verilmiş Midir?

Hz. Mehdi'nin çıkışından önce gerçekleşecek olan olaylar hakkında Peygamber Efendimiz ( sav)'in pek çok hadisi bulunmaktadır. Bu hadisler birçok büyük İslam aliminin kitaplarında bizlere nakledilmiştir. Peygamberimiz ( sav)'in

hadislerinde Hz. Mehdi'nin çıkışının alametleri olan bu olayları haber veren hadisler, içinde bulunduğumuz dönemin ortam ve şartlarını açıkça tarif etmekte ve çok yakın geçmişte arka arkaya gerçekleşen bazı kritik olayları mucizevi bir

biçimde haber vermektedir.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply
#4
Gerek Hz. Mehdi'nin çıkışı, gerekse kıyamet alametleri ile ilgili hadislerin art arda gerçekleşmeleri belirli bir döneme işaret etmektedir. Ve tüm alametlerin Hicri 14. yüzyıl başından ( 1979-1980) itibaren sırayla ortaya çıkmaları,

içinde bulunduğumuz dönemin Hz. Mehdi'nin yeryüzünde bulunuş yılları olduğunu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. ( En doğrusunu Allah bilir)
34- Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametleri Birbiri Ardınca mı Gerçekleşecektir?

Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerinin bildirildiği hadislerde, bu alametlerin arka arkaya, "bir tesbih taneleri" gibi meydana geleceği ifade edilmektedir. Gerçekten de bu alametler, birbiri ardınca ve Peygamberimiz ( sav)'in bildirdiği

şekilde meydana gelmektedir. Hadislerde belirtildiği gibi, dünyanın dört bir yanında kargaşa ve anarşi artmakta, arka arkaya fitneler meydana gelmekte, katliamlar ve büyük felaketler yaşanmakta, yokluk ve açlık artmakta, insanlar büyük

sıkıntılar çekmektedir. Tüm bu alametlerin arka arkaya belirli bir dönem içinde gerçekleşiyor olması, Müslümanların asırlardır gelişini bekledikleri Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışının çok yaklaştığını göstermektedir. ( En doğrusunu Allah

bilir.)

Ben Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali'ye dedim ki, "Bu işin önünde alametler var mıdır?" – ki Mehdi'nin zuhurunu kast ediyor- Dedi ki, "Evet." Dedim, "Nedir onlar?" Dedi ki, "Beni Abbas'ın helakı, Süfyani'nin ortaya çıkması, Beyda'da batma."

Ben yine, "Bu işin uzamasından korkuyorum" dedim. Dedi ki, "Bu iş tesbih taneleri gibi arka arkaya meydana gelir." ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman

Neşriyat, s. 34)

Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların ardarda kopması gibi. ( Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)

Çok acıklı durumlar ve elim manzaralar görülür. Fitneler arka arkaya devam eder... ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 36)

Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder… ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
35- Hz. Mehdi’nin Gelmesinin Yakınlaştığını Gösterecek Olan Alametler Nelerdir?
1) Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametlerinin Arka Arkaya Meydana Gelmesi

Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların ardarda kopması gibi. ( Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)
2) Fitnelerin Çoğalması

Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek : "Ey insanlar, emiriniz artık Mehdi'dir" demesine kadar devam

edecektir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
3) Hz. Mehdi’nin Çıkışından Önce Yaygın Katliamlar Meydana Gelmesi

Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… Ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek… ( Camiü's-Sagir, 3 : 211, Müsned, 2 : 492, 4 : 391, 392)
4) Dünyanın Her Yerini Karışıklık ve Kargaşanın Kaplaması

Dünya herc-ü merc* içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında Allah, bu sırada onlardan adavetin ( düşmanlığın)

kökünü kazı(Zeker) dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini ( Mehdi) gönderecektir. ( Kitab-ül Burhan Fi

Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)

( *) Herc-ü Merc : İnsanlar arasında meydana gelen fitne, fesat, darmadağınık, karmaşık, allak bullak ortam.
5) Kadınlar ve Çocukların Dahi Katledildiği Fitnelerin Yaşanması

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)

Bu fitnelerin en sonuncusu günahsız insanların öldürülmesidir ki, artık o zaman kendisinden herkesin razı olacağı bir gidişatta olan Hz. Mehdi çıkar.( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir

Zaman Mehdisinin Alametleri,
Kahraman Neşriyat,s. 38 )
6) Hz. Mehdi Yolların Kesildiği Bir Dönemde Çıkacaktır

Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman... ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 39-40)
7) Müslümanlara Baskının Artması

Rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. Zulüm, fesad ve fısk çıkarır. Alim ve zahidleri katleder, pek çok şehri de işgal eder. Kan akıtmayı helal kılarak, Al-i Muhammed'e düşman kesilir... ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin

Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 37)

Benden sonra halifeler olur. Halifelerden sonra emirler, emirlerden sonra zalim melikler gelir. Son olarak da Ehl-i Beytimden birisi çıkar. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 84)
8 ) Mescid ve Camilerin Yıkılması

Süfyani kuru bir vadiden çıkar. Kelp kabilesinden abus çehreli, sert kalpli adamlardan bir ordu düzenler ve bunlar her tarafa zulmederler. O, medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. ( Ali Bin Hüsameddin

El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 35)
9) Haramların Helal Sayılması

Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder ve birinciler sonuncuların kılıçla çatışmaya dönüşünü kamçılar ve bundan sonra bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Mehdi'ye

evinde otururken gelecektir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
10) Allah'ın Açıkça İnkar Edilmesi

Alenen ve apaçık Allah Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi ( a.r.) gelmez. ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 27)
11) İran-Irak Savaşı

Ahir zamanda meydana gelecek önemli bir savaş hadiste şöyle haber verilir :

Şevval ayında ayaklanma Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)

Hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları İran-Irak Savaşının gelişim aşamalarıyla aynı tarihlere denk gelmektedir :

Şevval ayında ayaklanma...

İran Şahı'na karşı olan ilk ayaklanma bilindiği gibi hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 ( 8 Eylül 1976)'de olmuştur.

Zilkade'de harp konuşmaları ve Zilhicce'de ise harp vaki olacak...

Hicri 1400 Zilhicce ( 1980 Ekim) ayında İran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla başlamıştır.
12) Afganistan'ın İşgali

Talikan'a ( Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Mehdisinin yardımcılarıdır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il

Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)

Talikan'a yazık oldu...

Hadiste Afganistan'ın Hz. Mehdi zamanında işgal edileceğine işaret olabilir. Gerçekten de Rusların Afganistan'ı işgali olan 1979 yılı Hicri 1400 yılına, diğer bir ifadeyle Hicri 14. yüzyılın başlangıcına denk gelmektedir. Bilindiği gibi

hadislerde Hz. Mehdi'nin yüzyıl başlarında çıkacağı haber verilmiştir. Hz. Mehdi'yle ilgili diğer pek çok alametin de Hicri 1400 ve Hicri 14. yy başlarına denk gelmesi bu tarihlerin Hz. Mehdi'nin çıkışı hakkında önemli bir işaret

taşıdığını göstermektedir.

Orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır...

Rivayetin bu bölümünde Afganistan'ın maddi zenginlik kaynaklarına dikkat çekiliyor olabilir. Bugün Afganistan'da çeşitli sebeplerle işletilmeye açılmamış büyük petrol yatakları, demir havzaları ve kömür madenleri tespit edilmiştir.
13) Çölde Batan Ordu Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametlerindendir

Ancak bu ordu çöle girdiğinde, Zulhüleyfe denilen yerde öylesine toprağa gömülecektir ki, onların üstte olanları alttakileri, altta olanların üsttekileri kıyamete kadar göremeyeceklerdir. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il

Muntazar, s. 21)
14) Fırat'ın Suyunun Kesilmesi

Mehdi'nin alametlerindendir : Fırat Nehrinin durdurulması. ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 39)
15) Ramazan'da Ay ve Güneş Tutulmaları

Mehdi için 2 alamet vardır ki, bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın ikincisi de ortasında Güneş'in tutulmasıdır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

Ramazan'ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci s. 199)

Onun saltanatı zamanında, Ramazan ayının on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde ise Ay kararacak... ( Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)

... Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması... ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38 )

Ramazan'da iki defa Ay tutulması olacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)

Mehdi'nin gelişi Razaman ayında Ay'ın iki kere tutulmasına sebep olacaktır. ( Kıyamet Alametleri, s. 200)

Mehdi'nin çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa tutulacaktır. ( Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Şarani, s. 440)

Yukarıdaki rivayetlerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan ayının ortasında hem Güneş tutulmasının, hem de bir ay içinde "Ay"ın ve "Güneş"in iki kere tutulmasının imkansız olduğunun fark edilmesidir. Bu, normal şartlarda

gerçekleşmeyecek bir durumdur. Eğer bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar. Yukarıdaki 1, 2 ve 3. rivayetlerde Ay, Ramazan'ın birinci günü, 4. rivayette ise

sonuncu günü tutulacaktır. Buna göre, yukarıdaki hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır :

1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır.

2. Bu tutulmalar ortalı, yani 14-15 gün arayla olacaktır.

3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır.

Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında ( Hicri 1401'de) Ramazan ayının 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında ( Hicri 1402'de) Ramazan ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.

Ayrıca bu hadisede "Ay"ın Ramazan'ın tam ortasında DOLUNAY halinde tutulması ve dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlıdır.

Bu olayların Hz. Mehdi'nin diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl ( 1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olabileceğini

kuvvetlendirmektedir.
16) Kuyruklu Yıldızın Doğması

Mehdi'nin çıkışından evvel, ( her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci s. 200)

O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır.( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)

Hadislerde belirtildiği gibi :

- 1986 yılında ( Hicri 1406'da) yani 14. yüzyıl başlarında "Halley" kuyruklu yıldızı Dünyamızın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak, ışıklı bir yıldızdır.

- Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.

- 1981 ve 1982 ( 1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır.
17) Kabe Baskını ve Kabede Kan Akıtılması

Onun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine

akacak. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 169)

İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina'ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır.( Kitab-ül Burhan Fi

Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)

Yukarıdaki hadislerde "onun çıkacağı yıl" cümlesi kullanılarak, Hz. Mehdi'nin çıkış tarihinde Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir

katliam yaşanmıştır. Çok ilginçtir bu kanlı Kabe baskını da Mehdi'nin diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 ( 21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir.

Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olayına dikkat çekilmiştir. Baskın sırasında Suud askerleri ile saldırgan militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kısmını da

doğrulamıştır.

1979 ( Hicri 1400)'da gerçekleşen bu Kabe baskınının ardından 7 sene sonra Hicri 1407 yılında, Hac sırasında çok daha büyük kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu hadisede caddelerde gösteri yapan hacılara saldırılarak 402 kişi

katledilmiş, çok fazla kan akıtılmıştır. Beyt-ül Muazzama'nın yanında, Müslümanların ( Suudi Arabistan askerleri ile İranlı hacıların) birbirlerini öldürmeleri ile büyük günahlar işlenmiş, harama girilmiştir. Bu kanlı olaylar, ilgili

hadislerde tarif edilen ortamla çok büyük benzerlikler taşımaktadır :

Resulullah buyurdu : Ramazan'da bir seda, Şevval'de bir ses, Zilkade'de kabileler arasında savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina'da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyle ki orada taşları kan gölü içinde bırakacak kadar kan akar.(

Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 31)
18 ) Doğu Tarafından Bir Ateşin Görülmesi

"İkdiddurer" isimli kitapta Mehdi'nin zuhur alametleri bahsinde geçiyor : Doğuda, semada üç gece görünen büyük bir ateşin çıkması. Mutad ( alışılmış) şafak kızıllığı gibi olmayan bir kırmızılığın semada görülüp ufukta yayılması. (

Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)

Doğudan üç veya yedi gün ardı ardına büyük bir ateş zuhur edecek, gökte karanlık görülecek, gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak. Yeryüzünün duyup anlayabileceği bir dille nida edilecek. ( Kıyamet

Alametleri, Berzenci, s. 166)

Bilindiği gibi Temmuz 1991 yılında Irak'ın Kuveyt'i işgali sonrasında, Kuveyt'e ait petrol kuyularını ateşe vermesi sonucunda Kuveyt ve Basra Körfezi’ni çok büyük bir ateş sarmıştır.

Ateşe verilen iki kuyu, Türkiye'nin bir günde çıkarabildiği kadar petrol veriyor ve dumanlar 55 km. uzaklıktaki Suudi Arabistan'dan bile görülebiliyor. ( Hürriyet, 23 Ocak 1991)
19) Sahte Peygamberlerin Çoğalması

Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır. ( Tirmizi, Fiten : 43; Ebu Davud, Melahim : 16)

Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah'dan Resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması. ( Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)
20) Dinin Şahsi Çıkarlar İçin Kullanılması

Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır. ( Tirmizi, Fiten 43; Ebu Davud, Melahim 16)

Her birisi kendisinin Tek Mabud olan Allah'tan resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması. ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman

Neşriyat, s. 36)
21) Büyük ve Hayret Verici Şeylerin Meydana Gelmesi

Onun zamanında büyük hadiseler vuku bulacak. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)

Onun zuhur mebdeleri ve mukaddimeleri ( çıkış alametleri) Resulullah Efendimizin irhasatına benzer. ( Mektubat-ı Rabbani, 2/258 )

-İrhasat : Hz. Muhammed ( sav)'in peygamberliğinden evvel meydana gelen olağanüstü hallerdir ki, bunlar peygamberliğine delil teşkil eden olaylardandır.

Onun zamanında nice hayret veren haller zuhur edecektir. ( Mektubat-ı Rabbani, 2/258 )

Hz. Muhammed ( sav)'in doğumundan önce büyük ve olağanüstü olaylar meydana gelmişti. Doğduğu gece yeni bir yıldız doğmuş, ateşe tapan İran Padişahlarının sarayının 14 burcu yıkılmış, İran'da 1000 yıldır yanmakta olan Mecusi ateşi

sönmüş, Semavi Vadisi sel suları altında kalmış, Save Gölü kurumuştu.

Yukarıdaki rivayetlerde işaret edildiği gibi, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışı da, Peygamber Efendimiz ( sav)'inkine benzeyecektir. Onun çıkışı döneminde de büyük ve harika olaylar olacaktır. Son 100 yıldır dünya üzerinde meydana gelen büyük

olayların bazıları şöyledir :

Kabe basıldı ve çok sayıda Müslümanın kanı akıtıldı.

2500 yıllık İran şahlığı yıkıldı ve İran Şahı Rıza Pehlevi öldü.

Hindistan'ın Bombay kentinde bir fabrikadan sızan gaz 20.000 kişinin ölümüne yol açtı.

İki Müslüman ülke olan İran ve Irak arasında 8 yıl sürecek bir savaş başladı.

Ruslar, Afganistan'ı işgal etti.

Mexico City şiddetli bir depremle yerle bir oldu.

Kuzey Kolombiya'daki Nevado Del Ruiz yanardağı 400 yıldır ilk kez patladı. Eriyen kar ve buzun oluşturduğu çamur yüzünden Armero kenti haritadan silindi. 20.000 kişi öldü.

Bangladeş'teki sel 25.000 kişinin ölümüne sebep oldu.

Hıristiyanlığın merkezi Roma'yı sular bastı.

1986'da Çin'de tarihinin en büyük orman yangını oldu.

Hindistan Başkanı Gandi, Mısır Devlet başkanı Enver Sedat, İsveç Başbakanı Olof Palme öldürüldü.

Papa II. Jean Paul vuruldu.

1980 yılı başlarında ilk AIDS vakaları tespit edildi. Şu ana kadar on binlerce kişinin ölümüne sebep olan bu hastalığa "Çağın Vebası" ismi verildi.

1986'da uzay mekiği Challenger fırlatılışından sonra infilak etti.

26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Santralı'nda şimdiye kadar görülen en büyük nükleer kaza meydana geldi. Birçok Avrupa ülkesi yayılan radyasyondan etkilendi.

Ozon tabakasının delinmesi Dünya iklimi üzerinde çok olumsuz etkiler bıraktı.

Sovyetler Birliği yıkıldı ve Gorbaçov'la birlikte Bağımsız Devletler ortaya çıktı.

Irak'ın Kuveyt'i ilhak etmesinden sonra yıllarca sürecek olan Körfez Savaşı başladı.

Ermenistan'daki depremde kent harabeye dönüştü. 500.000 kişi evini terk ederken, ölü sayısı 40.000'i aştı.

1989 yılında Çin'de komünist bölükler tanklarla öğrencilerin üzerine yürüdü, Tiananmen meydanında 2000 öğrenci öldü.

Soğuk Savaş'ın sembolü olan Berlin duvarı inşasından tam 28 yıl sonra yıkıldı.

1990 yılında Kabe'deki tüneldeki izdihamda 1400'den fazla hacı hayatını yitirdi.

1991 yılında Bangladeş'te meydana gelen sellerin sonrasında yaklaşık 139.000 kişi öldü, on milyonlarca kişi evsiz kaldı.

Son 20 yıldır Amerika'da fırtınalar, kasırgalar, hortumlar ve seller durmak bilmedi. Binlerce insan öldü, milyonlarcası evini terk etti ve zarar her seferinde milyar dolarlarla ölçüldü.

Bosna ve Kosova'daki katliamlarda yüz binlerce Müslüman öldürüldü ve yüz binlercesi yurtlarından çıkarıldı.

Ebola virüsü on binlerce kişinin ölümüne sebep oldu.

El Nino tüm dünya ülkelerine çok büyük felaketler getirdi.

19 Ekim 1987'de Londra Borsası çöktü. Yaşanan büyük panik sonucunda 50 milyar sterlinlik değer kaybı yaşandı.

19 Nisan 1995'de ABD'nin Oklahoma kentindeki Federal Binaya yapılan bombalı saldırıda 168 kişi öldü.

22 Mart 1997'de Hale-Bopp kuyruklu yıldızı, saatte 160 km. hızla Dünya'nın 195 milyon km. yakınından geçti. Çıplak gözle izlenebilen Hale-Bopp'un geçişi, tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.

10 Mayıs 1997'de İran'daki 7.1 şiddetindeki depremde 1500 kişi öldü.

4 Şubat 1998'de Afganistan'daki 6.1 şiddetindeki depremde 5 bin kişi hayatını kaybetti.

25 Ocak 1999'da Kolombiya'daki 6 şiddetindeki depremde 1171 kişi hayatını kaybetti.

21 Eylül 1999'da Tayvan'daki 7.6 şiddetindeki depremde 2100'den fazla kişi hayatını kaybetti.

11 Eylül 2001'de ABD'ye, tarihin en büyük terörist saldırısı düzenlendi : İki yolcu uçağı, sabah mesaisinin başladığı saatlerde 18 dakika arayla New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin bulunduğu iki gökdeleni vurdu. Ardından bir

başka uçak Pentagon'a düştü. Saldırıda beş binin üzerinde insan öldü.

Hindistan'da büyüklüğü 7.9 olan bir deprem meydana geldi ve binlerce kişi yaşamını yitirdi.

Avrupa'da yaşanan aşırı sıcaklar 10 binlerce insanın ölümüne neden oldu.

60.000 senede bir gerçekleşen bir olay meydana geldi ve Mars gezegeni Dünya'ya en yakın konuma geldi.

Kasım 2003'te dünyanın en kurak bölgelerinden olan Mekke'de meydana gelen sel felaketinde 12 kişi yaşamını yitirdi.

26 Aralık 2004'te Güney Asya'da meydana gelen son 40 yılın en büyüğü, 1900 yılından bu yana en büyük beşinci olan 9 büyüklüğündeki deprem ve ardından meydana gelen tsunami, 225 binin üzerinde kişinin ölümüyle sonuçlanan bir felakete

sebep oldu. Tsunamiler, Güney Asya ülkelerinden Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Malezya, Tayland, Bangladeş, Myanmar, Maldiv Adaları ve Seyşel Adaları'nı hatta 5 bin km uzaklıktaki bir Afrika ülkesi olan Somali sahillerini bile vurdu.
22) Güneşten Bir Alametin Belirmesi

Mehdi, Güneş'ten bir alamet belirinceye kadar gelmeyecektir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)

Güneş bir alamet olarak doğmadıkça Mehdi çıkmaz. ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 33)

Güneş'te böyle büyük bir patlama olayı ilk kez, içinde bulunduğumuz yüzyılda meydana gelmiştir.

Güneş Tutulması

11 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen Güneş tutulması yüzyılın son tam Güneş tutulmasıdır. İlk kez bu kadar çok insan Güneş tutulmasını, hem de bu kadar uzun bir süre izleyebilmiş, inceleme fırsatı elde etmiştir. Bu tutulmada dikkat çeken

bir nokta da Türkiye'nin bu tam tutulmanın en iyi izlendiği ülkelerden birisi olmasıdır. Bartın'dan Silopi'ye kadar, yaklaşık olarak 12 şehir ve 100 ilçe tutulmayı gözleyebilmiştir.
23) Büyük Şehirlerin Yok Olması

Büyük şehirler, dün sanki yokmuş gibi helak olur. ( Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38 )
24) Depremlerin Çoğalması

…Depremler çoğalmadıkça, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz. ( Kıyamet Alametleri, s. 109)
36- Hz. Mehdi’nin Çıkmayacağının Söylenmesi ve Gelişinden Ümit Kesilmesi, Hz. Mehdi'nin Çıkış Alametlerinden midir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde ahir zaman alametlerinden birinin de, insanların "Mehdi'nin gelmeyeceği yönünde bir ümitsizliğe kapılmaları” olduğu bildirilmiştir. Hadislerdeki işaretlere göre, ahir zamanda savaşlarla, yoklukla,

açlıkla, adaletsizliklerle, ahlaki çöküşle ve çeşitli salgın hastalıklarla iç içe yaşayan kimi insanlar, tüm bu olumsuzlukların ortadan kalkabileceğine dair inançlarını yitireceklerdir. Müslümanlar arasında da pek çok kişi, Altınçağ'ın

başlayıp, Kuran ahlakının dünya üzerinde hakim olacağı yönündeki beklentilerini kaybedecek ve fitnelerin artarak devam edeceğine inanacaktır. Peygamberimiz ( sav) hadislerinde “Hz. Mehdi gelmeyecekmiş, Hz. Mehdi yokmuş” gibi sözler

söylenmesinin Hz. Mehdi’nin çıkış alametlerinden olduğunu şöyle bildirmiştir :

İnsanların ümitsiz olduğu ve "Hiç Mehdi falan yokmuş" dediği bir sırada Allah Mehdi'yi gönderir... ( Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

...Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar... ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

Masum insanlar katloluncaya kadar Mehdi çıkmayacak ve katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde zuhur edecektir... ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 37)
37- Sahte Mehdilerin Çıkması Hz. Mehdi’nin Çıkış Alametlerinden midir?

Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışından önce, birçok sahte kurtarıcılar, Mehdiler ve Hz. İsa olduğunu iddia eden insanlar ortaya çıkacaktır. Bu gibi kişilerin ortaya çıkması ise insanların Hz. İsa ya da Hz. Mehdi

olduğunu söyleyen herkese şüphe ile yaklaşmalarına neden olacak olabilir.

Hz. İsa’nın ve Hz. Mehdi'nin tanınmamalarında bu sahte şahısların varlığı önemli bir etken olacak olabilir. Bu tür sahte kurtarıcıların çıkışına şahıt olmaları insanların Hz. Mehdi’yi de uzun süre tanımamasına neden olabilir. Ancak hiç

unutmamak gerekir ki sahte Mehdilerin ortaya çıkışı da Hz. Mehdi'nin gelişinin önemli bir alameti ve müjdesidir. Peygamber Efendimiz ( sav)’in hadislerinde bu müjde şu şekilde haber verilmektedir :

Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır. ( Tirmizi, Fiten : 43; Ebu Davud, Melahim : 16)

Her birisi kendinin Tek Mabud olan Allah'dan Resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması. ( Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 36)

Sahte mehdilerin ve mesihlerin bir kısmı çıkmıştır, bir kısmı da ilerleyen yıllarda çıkacaktır. ( En doğrusunu Allah bilir.) Şüphesiz, sahte mesihlerin yalanlarının tümüyle ortaya çıkacağı günler ise çok yakındır. Çünkü Peygamberimiz (

sav) yalancıların ardından Hz. İsa'nın geri dönüşünü ve Hz. Mehdi’nin gelişini de müjdelemiştir.
38- Hz. Mehdi, Kendisinin Mehdi Olduğunu Söyleyecek midir?

Hadislerde Hz. Mehdi’ye biatın kendisi istemediği halde yapılacağı bildirilmektedir. Bu da Hz. Mehdi’nin, kendisini hiçbir zaman Mehdi olarak ilan etmeyeceğini göstermektedir. Hatta insanlar ona gelip “alametler sende mevcut, sen

Mehdi’sin” dedikleri halde o yine reddedecektir. Ancak “ölümle tehdit” edildikten sonra, insanların kendisine biat etmesini kabul edecektir. Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde bu konu şöyle bildirilmektedir :

İnsanlar nihayet Mehdi'ye gelirler ve Rükun ile Makam arasında, kendisi istemediği halde ona biat edeler. "Eğer kabul etmezsen, boynunu vururuz" derler. Yer ve gök ehli ondan razı olur. ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin

Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 31)

Halifenin ölümü anında ihtilaf olur. Medine halkından bir kişi koşarak Mekke’ye çıkar. Mekke halkından bir grup onu, istememesine rağmen ( bulunduğu yerden) çıkarırlar. Hacer-i Esved’le Makamı İbrahim arasında ona biat ederler. (

Sünen-i Ebu Davud, 5/94; El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)

Neticede istemediği halde Ehli Bedir sayısınca insan ona, Rükun ile Makam arasında biat eder. ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 34)

... Ve sonra istemediği halde biatlarını kabul eder. Eğer siz ona yetişirseniz, ona biat ediniz. Çünkü o yerde de gökte de Mehdi'dir. ( Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin

Alametleri, Kahraman Neşriyat, s. 35)





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply
#5
... Onu tekrar Mekke’de bularak yine, “Sen falan oğlu falansın, annen de filan kızı filanedir, sende şu şu alametler vardır, birinci defa bizden kurtuldun uzat elini sana biat edelim” derler. Bunun üzerine o “Ben aradığınız değilim” der

ve tekrar Medine’ye gider. Medine’de yine aranınca tekrar Mekke’ye döner. Mekke’de kendisini Rükün da bularak şöyle derler : “Eğer biatlarımızı kabul etmezsen, bizi aramakta olan ve başında Haddam’dan birisinin bulunduğunu Süfyani

ordusuna karşı korumazsan, günahlarımız senin üzerine ve kanlarımız da boynuna olsun” derler. Bunun üzerine Mehdi, Rükun ile Makam arasına oturur ve elini uzatarak biatları kabul eder. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il

Muntazar, s. 39-40)

Fitne içindeki insanlar kan akıtıldığı bir zamanda evinde oturmakta olan Mehdi’ye gelir ve “Bizim için kalk artık”der. O ise kabul etmez, ancak ölümle tehdit edildikten sonra onlar için kalkar. Ondan sonra artık kan dökülmez. ( İbn Ebi

Şeybe, c. VII, s.531; Abdurrezzak H. 20771, c. XI, s. 372; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 52-53)

Hz. Fatima’nın soyundan gelen Mehdi, Mekke’de meydana çıkarılır ve istemediği halde kendisine biat edilir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 52-53)

-------------------------

Hz. Mehdi'nin Mücadelesi
39- Hz. Mehdi Mücadelesine Kaç Yaşlarında Başlayacaktır?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin mücadelesine başladığı yıllarda 30 ila 40 yaşları arasında olacağını haber vermiştir :

Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40 yaşlarındadır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)

40 yaşındadır. Diğer bir rivayete göre 30 ile 40 yaşındadır. ( Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 16)Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır... ( Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-

Makdisi “Fevaidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)
40- Hadislerde Hz. Mehdi'nin Mücadelesi ve Kararlılığı Nasıl Anlatılmıştır?

Mehdi işi sıkı tutacak.( Kıyamet Alametleri , s. 175)

İnsanlar hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği Ehli Beytime mensup birisi ( Mehdi) sahip olmadan günler geceler bitmeyecektir.( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12)

Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)

Mehdi Doğu tarafından çıkacak. Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)
41- Hz. Mehdi Hakkında Olumsuz Propaganda Yapılacak Mıdır?

Peygamberimiz ( sav) devrinde İslam düşmanları, onu kötülemek için o devrin yayın organı sayılan şairleri kullanıyorlardı. Şairler, panayırlarda, çarşılarda Peygamber ( sav)'e cahilce çeşitli hakaretler ediyor, ona deli, büyücü, kahin

şeklinde iftiralar atıyorlardı. Ahir zamanda da inkarı benimseyen kimseler Hz. Mehdi hakkında olumsuz propaganda yapacak, kendilerince halkın nazarında bu mübarek şahsın itibarını sarsmaya çalışacaklardır.

Hadislerde Hz. Mehdi'nin başlangıç yıllarının sıkıntı ve zorluklarla dolu mücadele yılları olduğu anlatılmaktadır. "Altınçağ" ise Hz. Mehdi'nin yeryüzünde bulunduğu son dönemlere aittir. Hz. Mehdi ve Müslümanlar ancak bu devirde rahata,

bolluğa, huzura kavuşacaklar ve sevgiye, barışa, kardeşliğe dayalı bir hayatı bu devirde yaşayacaklardır.
42- Hz. Mehdi Mücadele Yıllarında Zorluk ve Sıkıntıyla Karşılaşacak Mıdır?

İnkar içinde olan toplumları uyarmak ve onları doğru yola davet etmek için gönderilen tüm elçiler, gönderildikleri kavimler tarafından yalanlanmış ve onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz kalmışlardır. Peygamberimiz ( sav)'in

hadislerinde Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz. Mehdi'nin de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacağı haber verilmiştir. ( En doğrusunu Allah bilir)

Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt’tendir... Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beyt’im muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne uğrayacaktır. Benden sonra Ehl-i Beytim bela ve

mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

Peygamberimiz Hz. Muhammed ( sav)'in aşağıdaki hadisi de böyle bir durumu, "Hz. Mehdi'nin biat sırasında, kendisinin birçok kahr ve haksızlığa uğradığını insanlara açıklayacağını" haber vermektedir :

.. Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der :

"Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık." ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)

Hadislerde bildirildiği gibi, İslam ahlakının Hz. Mehdi vesilesiyle tüm insanlar arasında hakim olmadan önceki devrede Hz. Mehdi ve yardımcılarına, çeşitli sıkıntılar isabet edecek ancak daha sonra bu sıkıntılar Allah’ın izniyle

kaldırılacaktır.

Allah, Kuran'da birçok peygamberin kavimleri tarafından yalanlandıklarını, delilik ve büyücülük iftiralarına maruz kaldıklarını ve daha pek çok saldırı ve eziyetle karşılaştıklarını bildirmiştir. Elçiler tüm bu saldırılar karşısında

sabretmiş, onlara en güzel şekilde cevap vermişlerdir :

Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı... ( Enam Suresi, 34)

... Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz... ( İbrahim Suresi, 12)

Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki : "( Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir." ( Duhan Suresi, 14)

İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka : "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir.( Zariyat Suresi, 52)

Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve : "( Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi. ( Zariyat Suresi, 39)

( Firavun) dedi ki : "Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım." ( Şuara Suresi, 29)

Ey iman edenler, Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın.. ( Ahzab Suresi, 69)

Dediler ki : "Onun için ( yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın." ( Saffat Suresi, 97)

Sonra onlarda ( Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak ( görüşü) ağır bastı. ( Yusuf Suresi, 35)

... O inkar edenler, zikri ( Kur'an'ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi. "O, gerçekten bir delidir" diyorlar. ( Kalem Suresi, 50-51)
43- Hadislerde Hz. Mehdi ve Cemaatinin İnkar Edenlerin Baskıları Karşısında Gösterecekleri Tavır Nasıl Anlatılmaktadır?

Peygamberimiz ( sav) hadislerinde Hz. Mehdi ve beraberindeki kimselerin, inkar edenlerin olumsuz propagandaları ve baskıları ya da yaşadıkları zorluk ve sıkıntılar karşısında imanlarındaki kararlılıklarından hiçbir şekilde

vazgeçmeyecekleri haber verilmiştir :

Onlar Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından, dedikodusundan korkmayan İslam ahalisidir. ( Süneni İbni Mace-10-259)
44- Hadislere Göre, Hz. Mehdi İlk Başlarda Çalışmalarını Gizli mi Yokda Açık Olarak mı Yürütecektir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde, Hz. Mehdi'nin henüz halk tarafından tanınmadığı ilk dönemlerinde faaliyetlerini gizli olarak gerçekleştireceği bildirilmiştir :

Geceleri ibadetle meşgul olup, gündüzleri gizli olacak... ( Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

Hz. Mehdi'nin geldiği dönem ahlaki dejenerasyonun çok ciddi boyutlara ulaştığı, inkar edenlerin din ahlakına ve inananlara karşı çok şiddetli bir düşmanlık besledikleri, gizli ve açık yoğun bir faaliyet içinde oldukları, çok çetin bir

dönemdir. Böyle bir dönemde insanlardan gizli kalması ve tanınmaması, Hz. Mehdi'nin inkar edenlerin saldırılarından korunmasına vesile olacaktır.

Bu dönem, Hz. Mehdi'nin inkarcı ve müşrik sistemlerle çok büyük bir fikri mücadele yürüttüğü, din ahlakının yayılması için dünya çapında faaliyet yaptığı bir dönem olacaktır. İnsanların çoğunluğu tarafından tanınmaması, faaliyetlerinin

ilk yıllarında Hz. Mehdi için çok büyük bir kolaylık sağlayacak, İslam ahlakının insanlar tarafından kabulünü de hızlandıracaktır ( en doğrusunu Allah bilir).
45- Hadislerde Hz. Mehdin'nin Mücadelesinin İlk Devrelerinde İki Kez Ortadan Kaybolacağı Nasıl Haber Verilmiştir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin mücadelesine başladığı ilk dönemlerde “iki kez ortadan kaybolacağı” haber verilmiştir.

Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali aleyhi’s-selâm’dan şöyle buyurduğu rivayet edilir :

Bu işi yapacak olanın ( yani Mehdi’nin) iki gaybeti ( kayboluşu, görünmemesi) vardır. Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki, bazıları : “O öldü”, bazıları da : “O gitti” diyeceklerdir. Ne onu sevenler, ne de başkaları onun yerini

bilemeyecekler, sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir. ( “el-Saa Fi Eşrat-is Saa” s. 93 Mısır bas.)
46- Hadislerde Hz. Mehdi'nin Tebliğ Gücü Nasıl Tarif Edilmiştir?

Hz. Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır. ( El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

O ( Mehdi) kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek. ( Kıyamet Alametleri, s. 165)

Mehdi bir yere kuru bir dalı diker ve dal yapraklanıp yeşillenir. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 67)

Bir tevili şudur ki :

Hz. Mehdi, "kuru bir ağaç'a benzetilen bir insana teveccühüyle ve onu irşad etmesiyle; önceleri aynı kuru bir ağaç gibi etrafına faydalı olamayan böyle bir insanın, bu sefer yeşillenmiş ve meyve vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani dinine

ve bütün insanlığa faydalı hale geleceğine işaret edilmiştir ( en doğrusunu Allah bilir). Aşağıdaki hadis-i şerifte de benzer bir şekilde; önceleri cahil, cimri ve korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidinin irşad ve

tedrisiyle ( ders vermesiyle) inşaAllah bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceğine, adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın yeşerip yaprak vermesi gibi şahsiyetini değiştireceğine işaret edilmiştir. ( Allahualem)

Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak. ( Kıyamet Alametleri, s. 186)

İmam Rabbani Hazretleri de eserlerinde kendisine verilen gücü aynı benzetmeyle ifade etmektedir :

Allah-ü Taala, hidayet işinde; bana büyük bir güç verdi. O kadar ki : Kuru bir ağaca teveccüh etsem; o kuru ağaç hemen filizlenir.( Mektubat-i Rabbani, 1/18 )
47- Hz. Mehdi İslam Ahlakını Dünyaya Nasıl Hakim Kılacaktır?
Hz. Mehdi İslam ahlakını ilmi çalışmalarıyla hakim edecektir

Hadislerde bildirildiği gibi Hz. Mehdi döneminde hiç kimsenin burnu kanamayacak, hiç kimse zarar görmeyecek, hatta uyuyan kişi dahi uyandırılmayacaktır. Bu da Hz. Mehdi'nin fikri bir mücadele yürüteceğini göstermektedir. Hz. Mehdi,

fikren din ahlakına uygun olmayan akım ve sistemleri susturacak, ilmi çalışmayla İslam ahlakını hakim edecektir.

Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. ( El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)

Mehdi, Peygamberin ( sav) yolunda gidecek, uyuyan kişiyi uyandırmayacak, kan da akıtmayacaktır. ( Kıyamet Alametleri, s. 163)

Mehdi...gayet sükünet içinde yürüyecektir. ( Kıyamet Alametleri, s. 173)
48- Hadislerde Hz. Mehdi'nin Tüm Mezhepleri Ortadan Kaldırarak Dini Özüne Döndüreceği Nasıl Bildirilmiştir?

Hadislerde verilen bilgilere göre Hz. Mehdi, kendisinden önce gönderilmiş olan tüm müceddidlerden farklı birtakım özelliklere sahip olacak ve bu vasıfları taşımasıyla ahir zamanın Büyük Mehdisi olduğu anlaşılabilecektir. Hz. Mehdi'nin bu

önemli özellikleri arasında “en büyük müceddid” ( her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi) ve “en büyük müçtehid” ( ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük

İslam alimi) vasıflarını taşıması da olacaktır. “Müceddid” dini hakikatleri devrin ihtiyaçlarına göre açıklayan, “müçtehid” de ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi ve önderidir. Bu vasıftaki büyük zatlar, İslam

toplumlarına örnek olmuş, yol göstermiş, zamanın kutbu olmuş önderlerdir. Bu önderlerden kimi içtihat etme ( hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm verme vasıflarından dolayı "mezhep

önderleri" olmuşlardır; Müslümanlar da onlara uymuşlardır. İmam Hanefi, İmam Şafi, İmam Hanbeli, İmam Maliki bu önderlerden olup 4 mezhebin kurucularıdır. Bütün ehl-i sünnet onların verdiği hükümlerle amel etmektedir. Bu müçtehid ve

müceddidlerin en büyükleri ise Hz. Mehdi olacaktır.

Bu da Hz. Mehdi'nin içtihat etme ( hükümleri usulüne uygun olarak Kuran ve hadislerden istifade ile ortaya koyma) ve hüküm vermeye en yetkili kişi olarak, “tüm mezhepleri kaldıracağını” göstermektedir. Zira en büyük mezhep imamı

olduğuna göre zaten tüm diğer mezhepleri kaldırması gerekir. Zamanında herkesin ona uyacağının bildirilmiş olması da bunu doğrulamaktadır. İslam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan Muhyiddin Arabi ise "Fütühat-ül Mekkiye" isimli

eserinde bu konuda şöyle bilgi vermiştir :

... Mehdi, dini Peygamber ( sav)'in zamanında olduğu gibi aynen uygulayacak. Yeryüzünden mezhepleri kaldıracak. Halis hakiki dinden başka hiçbir mezhep kalmayacak. ( Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 186

-187)

Hüseyin Hilmi Işık ise, Saadet-i Ebediye adlı eserinde Hz. Mehdi'nin bu özelliğini şöyle haber vermiştir :

Hazret-i Mehdi, ahir zamanda dünyaya gelecektir. Resullulah Efendimiz ( sav)’in soyundan olacaktır. İsa Aleyhisselam’la buluşacak, mezhepleri kaldıracak, yalnız onun mezhebi kalacak. ( H. Hilmi Işık, Saadeti Ebediye, s. 35)
49- Peygamberimiz ( sav), Hz. Mehdi'nin Dine Sonradan Sokulan Tüm Bidatları Ortadan Kaldıracağını Haber Vermiş Midir?

Bidat, ‘dinin aslında olmadığı halde, dine dahil edilen adetler’ anlamına gelir. Peygamberimiz ( sav) de hadislerinde Hz. Mehdi'nin yerine getireceği vazifelerden birinin, ‘dine sonradan sokulan tüm yanlış inanç ve uygulamalardan

arındırarak İslam dinini Peygamberimiz ( sav) döneminde yaşandığı gibi özüne döndürmek’ olduğunu belirtmiştir. Hz. Mehdi'nin bu özelliğini haber veren hadislerden bazıları şöyledir :

Hz. Mehdi hiçbir bidatı bırakmayacak. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)

Mehdi kaldırmadık bidat bırakmayacaktır. Ahir zamanda aynı Peygamber ( sav) gibi dinin icablarını yerine getirecektir. ( Kıyamet Alametleri, s. 163)

Hz. Peygamber ( sav) en başta İslam'ı nasıl ayakta tuttuysa, Hz. Mehdi de en sonunda aynı şekilde İslam'ı ayakta tutacaktır. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)
50- Hz. Mehdi'nin Mücadelesi Ne Zamana Kadar Sürecektir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi'nin inkarcı felsefeleri fikri olarak tümüyle etkisiz hale getirerek İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılacağı bildirilmiştir. Hz. Mehdi, Kuran ahlakını tüm yeryüzüne hakim kılana kadar

mücadelesine devam edecektir. Bir hadiste bu durum şöyle haber verilmiştir :

İnsanlar, hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir. ( El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
51- Hz. Mehdi'nin Mehdiliğini Herkes Kabul Edecek Midir?

Hz. Mehdi tam manasıyla ortaya çıktığında, Hz. Muhammed'in bildirdiği şekil ve sureti, mücadelesi, yardımcıları, fethedeceği yerler ile ilgili bütün hadis-i şeriflerle uygunluk gösterecek, böylece bu konuda hiç kimsenin kalbinde en ufak

bir şüphe ve tereddüt kalmayacaktır. Herkes tam kanaat getirerek, onun Mehdiliği'ni tasdik edecektir. Hadislerde Hz. Mehdi'nin Mehdiliği’nin, tam olarak ortaya çıkıtğı dönemde herkes tarafından kabul edileceği şöyle bildirilmektedir :

Onun ismiyle semadan nida olunacak ve hiç kimse onun Mehdiliğini inkar etmeyecektir. ( El-Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)

Bir adam ( Mehdi) semadan ismiyle mutlaka çağırılacak ve delil onu inkar etmeyecek, zelil ona mani olmayacaktır. ( Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 52)

Gökten bir ses gelecek, onu ne delil inkar edecek ve ne de delil olmaktan o alıkonacak.( Kıyamet Alametleri, s. 200)
52- Hadislerde İnsanların Hz. Mehdi'ye Nasıl Tabi Olacakları Bildirilmiştir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi döneminde insanların arıların kovanlarına gelip sığındığı gibi Hz. Mehdi'ye gelip sığınacakları haber verilmiştir :

Ebu Said Hudri Resulluh'dan rivayet ediyor : Mehdi'nin izleyicileri ona sığınırlar, bal arılarının Kraliçe arıya sığındıkları gibi ( onun yanında güven ve huzur bulurlar), o yeryüzünü adalet ve dürüstlükle dolduracaktır.

-------------------

Hz. Mehdi'nin Hz. İsa ile Biraraya Gelmesi

53- Hz. İsa İkinci Kez Yeryüzüne Gelecek midir?

Ahir zaman, çok büyük olayların ve tarihi gelişmelerin yaşanacağı bir dönemdir. Bu değişimlere vesile olacak şahıslar da çok kutlu ve mübarek insanlardır. Ahir zamanın bu mübarek şahıslarından biri olan Hz. İsa, bundan yaklaşık 2000 yıl

önce Rabbimiz'in Katına yükseltilmiştir ve Allah'ın takdir ettiği vakit geldiğinde de yeniden dünyaya dönecektir. Kuran ayetlerinde ve hadislerde haber verilen bilgiler, Hz. İsa'nın yeryüzüne ikinci kez gelişinin ahir zamanda olacağına

işaret etmektedir.

Hz. İsa -bazı insanların hiçbir bilgi ve delile dayandırmadan onun gelmeyeceğini öne sürdükleri bir dönemde-, Allah'ın izniyle, ikinci kez yeryüzüne gelecek ve hak din olan İslam'ı tebliğ edecektir. ( Ayrıntılı bilgi için bkz. Hz. İsa

Ölmedi ve Mesih Müjdesi, Harun Yahya)
54- İslam Alimleri Hz. İsa’nın İkinci Kez Yeryüzüne Gelişiyle İlgili Hadislerin Tevatür Derecesinde Olduğunu Nasıl Haber Vermişlerdir?

Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelişi, Hz. Mehdi'nin ve Deccal'in ortaya çıkışı, kıyametin en büyük alametlerindendir. Birçok İslam alimi eserlerinde bu konuları detaylı olarak ele almışlardır. Konuyla ilgili hadislerde bildirilen

haberler, İslam alimleri tarafından "tevatür" ( kuvvetli haber) derecesinde kabul edilmektedir.

Hz. İsa'nın dünyaya tekrar gelişi ile ilgili Peygamberimiz ( sav)'in birçok sahih hadisi bulunmaktadır. İslam alimlerinden Şevkani, Hz. İsa'nın dönüşüne dair 29 hadis olduğunu, bu hadislerin içerdiği bilgilerin de yanlış olma

ihtimalinin bulunmadığını belirtmiştir. ( Sünen-i İbn-i Mace, 10/338 )

Hz. İsa'nın tekrar geleceğini ve Deccal'in ortaya çıkacağını nakleden alimlerin başında mezhep imamımız İmam-ı Azam Ebu Hanife gelmektedir. Ebu Hanife, Fıkh-ı Ekber adlı eserinin son bölümünde şunları bildirmektedir :

Deccal'in, Ye'cüc ve Me'cücün çıkması, Güneşin batıdan doğması, Hz. İsa'nın gökten inmesi ve diğer kıyamet alametleri, sahih haberlerde aktarıldığı üzere, haktır, olacaktır. ( Ebu Hanife, Nu'man b. Sabit ( 150/767), Fıkh-ı Ekber,

Çeviren : H. Basri Çantay, Ankara, 1982)

İmam Suyuti de, El Havi Lil Fetava adlı kitabı ve El İ'lam bi Hukmi İsa adlı risalesinde, konuyla ilgili tüm hadislere yer verdikten sonra, bu hadislerin mütevatir olduklarını bildirmiştir :

Hadis ilmine vakıf olanlara gizli kalmayacağı üzere, bu hususta zikrettiğimiz bütün hadisler mütevatir derecesine ulaşmıştır. Dolayısıyla Mehdi Muntazar ( beklenen Mehdi) hakkındaki hadis-i şerifler mütevatir olduğu gibi, Deccal

hakkındaki hadis-i şerifler de tevatür derecesine ulaşmış olup, Hz. İsa'nın inişiyle ilgili hadis-i şerifler de mütevatirdir.( Suyuti, El Havi, 2/277)
55- Sahih Hadislerde Hz. İsa’nın İkinci Kez Yeryüzüne Geleceği Nasıl Haber Verilmiştir?

Konuyla ilgili hadisler, güvenilir hadis kaynağı olan Kütüb-i Sitte'de ve İmam Malik'in Muvatta'sı, İbn Huzeyme ile İbn Hibban'ın Sahih'leri, İbn Hanbel ve Tayalisi'nin Müsned'leri gibi en muteber hadis kaynaklarında geniş bir şekilde

yer almaktadır. Hz. İsa'nın yeryüzüne gelişiyle ilgili hadislerden bazıları şöyledir :

Sizler on alameti görmedikçe hiçbir zaman Kıyamet kopmaz... Biri de İsa'nın inmesi... ( Müslim, Kitabü-l Fiten : 39)

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Meryem oğlu İsa'nın adalet sahibi olarak inmesi yakındır... [Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 ( 155); Ebu Davud, Melahim 14 ( 4324);

Tirmizi, Fiten
54 ( 2234)]

Vallahi muhakkak ve muhakkak Meryem oğlu İsa inecek, hem adil bir hakem, adaletli bir hükümdar olarak inecek... [Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 ( 155); Ebu Davud, Melahim 14 ( 4324);

Tirmizi,
Fiten 54 ( 2234)]

İmamınız kendinizden olduğu halde, Meryem oğlu sizin içinize indiği zaman sizler nasıl olursunuz? ( Ebu Hureyre, r.a./ Buhari, Enbiya 50, 3265, 3/1272; Müslim, İman 71,155,1/136; Beyhaki, Esma ve Sıfat 3265, 2/166)

Hayatım elinde olan Allah'a yemin ederim ki Meryem oğlu ( İsa Aleyhisselam)'ın adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. ( Sahihi Müslim, 6/532)

İsa bin Meryem adil bir hakim ve adaletli bir imam ( devlet başkanı) olarak inmedikçe kıyamet kopmayacaktır. ( Sünen-i İbn-i Mace, 10/340)

Peygamberimiz Hz. İsa'nın geldiğinde, yapacaklarını da şöyle ifade etmiştir :

İsa bin Meryem iner, kırk yıl Allah'ın kitabı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder. ( Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 92)

İsa bin Meryem benim ümmetim içinde; adaletli bir hakim ve ( yönetimde) adil bir imam olacak, haçı kırıp ezecek ve domuzu öldürecektir… Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına

tapılmayacaktır. ( Sünen-i İbn-i Mace, 10/334)
56- Hadislerde Hz. İsa’nın Yardımcılarının Sayısı İle İlgili Nasıl Bir Bilgi Verilmiştir?

Kuran’da, Hz. İsa'nın yeryüzüne ilk gelişinde kendisine tabi olanların sayısının oldukça az olduğuna işaret edilmiştir. Rivayetlerde de haber verildiğine göre, Hz. İsa'ya yalnızca az sayıdaki havarileri iman etmiş ve halktan da bu

mübarek peygambere destek veren kimse olmamıştır. Bu durum Kuran’da şöyle haber verilmiştir :

Ey iman edenler, Allah'ın yardımcıları olun : Meryem oğlu İsa'nın havarilere : "Allah'a ( yönelirken) benim yardımcılarım kimlerdir?" demesi gibi. Havariler de demişlerdi ki : "Allah'ın yardımcıları bizleriz." Böylece

İsrailoğulları'ndan bir topluluk iman etmiş, bir topluluk da inkar etmişti. Sonunda Biz iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler. ( Saff Suresi, 14)

Yeryüzüne ikinci kez gelişinde de, ilk zamanlarda Hz. İsa'ya inanıp destekleyenlerin sayısı yine çok az olacaktır. Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi, Hz. İsa'nın ahir zamanda yeryüzüne ikinci kez gelişinde yaşanacak bu durumu

şöyle haber vermiştir :

... "Deccal'ın fevkalâde büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu" gösterir. Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki : İsa Aleyhisselâm'ı nur-u îman ( imanın

ışığı) ile tanıyan ve tâbi' olan cemaat-ı ruhaniye-i mücahidînin ( ruhani mücahidler cemaatinin) kemmiyeti ( sayısı), Deccal'ın mektepçe ve askerce ilmî ve maddî ordularına nispeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir (

maksadındadır). ( 5. Şua, s. 464 Şualar, s. 495)

Bir başka sözünde ise Bediüzzaman, Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde işaret edilen bu durumu şöyle açıklamıştır :

Hazret-i İsa ( A.S.) Deccal ile mücadelesi zamanında, on arşın yukarıya atlayıp sonra kılıncı onun dizine yetiştirebilir derecesinde, vücudca o derece Deccal'ın heykeli Hazret-i İsa'dan büyüktür, diye meâlinde rivayet var. Demek Deccal,

Hazret-i İsa Aleyhisselâm'dan on, belki yirmi misli yüksek kametli ( boylu) olmak lâzım gelir...

Birinci Cihet : Din-i İsevî'nin hakikîsini ( Hıristiyanlığın gerçeğini) esas tutan İsevî ruhanîlerin cemaati ve onlara karşı dinsizliği tervice ( kabul ettirip geçerli kılmaya) başlayan cemaat tecessüm etseler ( maddeleşip cisim

haline gelseler), bir minare yüksekliğinde bir insanın yanında bir çocuk kadar da olamaz. ( Kastomonu Lahikası, s. 75)

Bediüzzaman, bu sözlerinde Deccal'in elinde bulunduracağı maddi ve manevi güç gibi, çevresindeki insanların sayısının da çok fazla olacağını, Hz. İsa'nın cemaatinin ise Deccal'inkine kıyasla çok az sayıda kişiden oluşacağını

belirtmiştir. Hz. İsa'nın toplumun büyük bir kesimi tarafından tanınamamasında, Deccal'in elinde bulundurduğu bu geniş kitle ve imkanlarla yürüteceği olumsuz propagandanın büyük etkisi olacaktır ( en doğrusunu Allah bilir).
57- Hz. Mehdi, Hz. İsa İle Buluşacak mıdır? Bu Buluşma Gerçekleşmiş midir?

Hz. İsa ve Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışı yüzyıllardır İslam ümmeti tarafından beklenen müjdeli olaylardır. Nitekim rivayetlerde bu mübarek şahısların çıkış alametleri olarak bildirilen olayların pek çoğu hadislerle mütabık bir şekilde ve

ardarda gerçekleşmektedir. Kuşkusuz bu durum, Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin ortaya çıkacakları vaktin çok yaklaştığının bir göstergesidir.

Peygamberimiz ( sav)'in sahih hadislerinde Hz. İsa’nın Hz. Mehdi ile aynı dönemde ortaya çıkacakları ve İslam ahlakını tüm dünyada yerleşik kılma amacıyla birlikte mücadele edecekleri bildirilmiştir. Pek çok sahih hadiste yer alan bu

bilgiler, Hz. İsa ile Hz. Mehdi’nin ortaya çıktıkları dönemde biraraya geleceklerini ve karşılıklı diyalog içerisinde olacaklarını göstermektedir. Ancak bu büyük ve tarihi buluşma henüz gerçekleşmemiştir ve tüm dünya Müslümanları

tarafından beklenmektedir. Bu durum da bizlere, Hz. Mehdi'nin geçmiş dönemlerde gelmiş bir şahıs olamayacağını gösteren önemli delillerden biridir. Çünkü Hz. İsa henüz ortaya çıkmamış ve tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşecek olan bu

birliktelik henüz oluşmamıştır.
58- Hadislerde Hz. Mehdi'nin Namazda Hz. İsa'ya İmamlık Yapacağı Nasıl Haber Verilmiştir?

Hz. İsa'nın ortaya çıktığı dönemde Hz. Mehdi, Peygamberimiz ( sav)'in halifesi yani İslam aleminin manevi lideri sıfatıyla dünya çapındaki tüm Müslümanlar arasında İslam Birliği'ni sağlamış olacak ve bu birliğin başında lider konumunda

bulunacaktır. Peygamberimiz ( sav)'in pek çok sahih hadisinde Hz. İsa’nın da bu dönemde ikinci kez yeryüzüne geleceği; Hz. Mehdi ile birlikte namaz kılacağı ve Hz. İsa'nın “imamlık sana verilmiştir” diyerek Hz. Mehdi'yi imamlığa bizzat

kendisinin geçireceği bildirilmiştir. Bu hadislerden bazıları şöyledir :

Hz. İsa namazını Hz. Mehdi'nin arkasında kılacaktır. ( El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

İmamları salih bir insan olan Mehdi olduğu halde, Beytü’l Makdis’e sığınırlar. Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği bir sırada, bir de bakarlar ki, Meryem oğlu İsa sabah vaktinde inmiştir. Mehdi, Hz.

İsa'yı öne geçirmek için arkaya çekilir. Hz. İsa onun omuzlarIna elİnİ koyar ve ona der kİ, "Geç öne namazI kIldIr. Zİra kamet ( namaza başlama işareti) senİn İçİn getirilmiştir." ( Ebu Rafi'den rivayet edilmiştir; İmam Şarani, Ölüm,

Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi,
s. 495-496)

... Nihayet Meryem oğlu İsa Müslümanların emiri ( Hz. Mehdi) ona : Gel bize namaz kıldır, der. Bunun üzerine İsa : Hayır, Allah’ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız diğer bir kısım üzerine emirlersiniz, der. ( Sahih-i

Müslim, c. 1, s. 209)

Hz. İsa semadan nüzul edecek ve onun emirliğini kabul edecektir. Hz. İsa'ya "Bize namaz kıldır" denilecek, ancak o, "Emir sizin içinizdedir" karşılığını vererek, "Bu Allah'ın ümmeti Muhammed'e bir ikramıdır." diyecektir. ( El Kavlu'l

Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)

Hz. Mehdi müminlerle beraber Beytül Makdis'de sabah namazı kılarken, o sırada nüzul eden Hz. İsa'yı takdim edecek ve Hz. İsa ellerini onun omuzuna koyarak, "Namazın kaameti senin için getirildi, bu yüzden sen kıldır" diyecek ve nihayet

Hz. Mehdi, Hz. İsa ve müminlere imam olarak namazı kıldıracaktır. ( El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)
59- Hz. İsa ve Hz. Mehdi, Haber Verildiği Şekilde Birlikte Namaz Kılmışlar mıdır?

Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin biraraya gelmeleri ve birlikte namaz kılmaları henüz gerçekleşmemiş bir olaydır. Hz. İsa’nın gelişi ve Hz. Mehdi'yle birlikte namaz kılmaları tüm dünya Müslümanları tarafından büyük bir heyecanla beklenmektedir.
60- Bu Olayın Henüz Gerçekleşmemiş Olması Hz. Mehdi’nin Henüz Ortaya Çıkmadığının Bir Delili midir?

Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin henüz biraraya gelmemiş olmaları, Hz. Mehdi'nin önceki devirlerde gelmiş bir şahıs olmadığını ve içinde bulunduğumuz, ahir zaman alametlerinin birbiri ardınca gerçekleşmekte olduğu bu dönemde geleceğinin önemli

bir delilidir. Bu önemli alamet gerçekleşmediği takdirde, Hz. Mehdi'nin geçmiş dönemlerde çıkmış olduğundan bahsedilmek ise hiçbir şekilde mümkün değildir.
61- Deccal’in Fikir Sistemi Hz. İsa Tarafından Etkisiz Hale Getirilecek midir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin ahir zamanda yürütecekleri büyük fikri mücadelede, karşılarındaki en önemli negatif gücün ne olacağı da haber verilmiştir. Bu negatif güç “Deccal"dir. Güvenilir hadislerde ve

temel İslami kaynaklarda kıyametin büyük alametlerinden biri olarak sayılan Deccal ismi, "dcl" kökünden gelen "yalancı, hilekar, zihinleri gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, birşeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen,

bucak bucak her yeri dolaşan müfsid ( fesadlaştıran) ve kötü kişi" anlamına gelmektedir.

Deccal maddi güç ve imkanlarının yanı sıra, bazı olağanüstü güçlere de sahip olacak ve insanların büyük çoğunluğunu bu güçleri ile etkisi altına alacaktır. Bu şekilde olağanüstü işler yaparak birtakım sahte mucizelerle insanları

kandırdığı ve şeytanların desteğiyle hareket ettiği için, Deccal'in yenilmesi ancak Rabbimiz'in çeşitli mucizeler bahşettiği kutlu peygamberi Hz. İsa vesilesiyle olacaktır. Hz. İsa'nın Deccal'in fitnesini yok etmesi, Allah'ın izniyle,

çok hızlı ve kolay olacaktır. ( Hz. İsa Allah'ın bir rahmeti olarak, ölüleri diriltmek, hastaları iyileştirmek, çamurdan bir kuş yapıp üfleyerek can vermek gibi mucizeler göstermiştir).

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Deccaliyet’in fikri olarak tam anlamıyla ortadan kaldırılmasının Hz. İsa vesilesiyle olacağı şöyle müjdelenmiştir :

Rabbim bana ( Hz. İsa) Deccal'in çıkacağını haber verdi. Yanımda kadib ağacından yapılmış iki ok bulunacak. Deccal onları görünce kurşunun suda erimesi gibi eriyecektir. ( Abdullah bin Mes’ud, Tefsirü İbni Mes’ud, s. 243)

Allah'ın düşmanı olan Mesih-i Deccal, İsa Aleyhisselam’ı görünce, tuzun suda eridiği gibi erir. Hz. İsa onu terk edip bıraksa bile helak oluncaya kadar eriyip gidecektir. Lakin Allah onu bizzat İsa Aleyhisselam’ın eliyle yok edecektir. (

Müslim, Kitabü’l Fiten : 34)

... Deccal ortalığa fitne saçarken Cenab-ı hak, Mesih İsa İbni Meryem'i gönderir... Hz. İsa Deccal ile Lüdde ( Beytül Makdis'e yakın bir belde) kapısında karşılaşır ve onu yok eder. ( Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim

Güngör, s. 104)

Hadislerde haber verildiği gibi, Hz. İsa yeniden yeryüzüne dönecek, Beytü'l Makdis'te ( Mescid-i Aksa) Deccal'le karşılacak ve Deccal, Hz. İsa'yı görünce "tuzun suda erimesi gibi" yok olacaktır. Allah’ın izniyle Hz. İsa'nın "nefesi

dahi" Deccal'in fitnesinin yok edilmesine yetecektir.

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde, Hz. İsa’nın yalnızca nefesinin dahi, iman etmeyenler üzerinde büyük bir etki oluşturacağı ve batıla dayalı fikir sistemini kökten yok edeceği bildirilmiştir :

...O'nun ( Hz. İsa a.s.'ın) nefesini duyan hiçbir kafirin ölmemesi mümkün değildir. Deccal'in yalancı olduğu etrafa dalga dalga yayılacaktır. Deccaliyet perişan olacak fikir sistemi yok edilecektir. ( Sünen-i Ibn-i Mace, 10/32)

... Deccal ortalığa fitne saçarken Cenab-ı hak, Mesih Meryem Oğlu İsa'yı gönderir... nefesini idrak eden her kafir mutlaka yok olur. İsa ( a.s) Deccal ile Lüdd kapısında ( Beytül Makdis'e yakın bir belde) karşılaşır ve onu yok eder. (

Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 104)

Bu gerçek Kuran’da da

“Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. ( Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size." ( Enbiya Suresi, 18 )

ayetiyle hatırlatılmaktadır. Hak daima batıla karşı üstün gelmektedir.
62- Hadislerde Deccal’in Fikren Yok Edilmesinde, Hz. Mehdi’nin Hz. İsa İle Birlikte Hareket Edeceği Haber Verilmiş midir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. İsa’nın, Deccal'in fitnesini Hz. Mehdi ile birlikte yok edeceği bildirilmiştir :

Mehdi benim Ehl-i Beyt’im’den ve benim neslimdendir. O, yeryüzünü adaletle dolduracaktır. Muhakkak ki o İsa Aleyhisselam ile birlikte yola çıkarak Filistin arazisindeki Bab-u Lut denilen mevkide Deccal'i yok etmesi için Hazreti İsa'ya

yardım edecektir. ( Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, İmam Şarani, Bedir Yayınevi, s. 438, ( 816))

İsa gökten inecek, Deccal'i yok edecek veya Hz. Mehdi'nin Deccal'i yok etmesine yardım edecektir. ( Kittani, A. g.e., s. 145) ( Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 127)

Mehdi, İsa ile beraber çıkacak, Filistin topraklarında Bab-ı Lüd'de Deccal'i yok edecek, Mehdi'nin Deccal'i yok etmesine yardım edecektir. ( Kitabü’l- bürhan, s. 105) ( Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 127)
63- Hz. İsa’nın Hz. Mehdi İle Birlikte Deccal’in Fikir Sistemini Yok Etmeleri Gerçekleşmiş midir?

Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde verilen bilgilere göre, Hz. İsa ve Hz. Mehdi, hak dine karşı mücadele verecek olan Deccal’i yenilgiye uğratacak ve onun kurmuş olduğu sapkın sisteme son vereceklerdir. Hz. Mehdi, tüm insanları

Allah’ın Kuran’da bildirdiği hak dini yaşamaya davet edecek, Deccal’in ve onun inkara dayalı sisteminin ortadan kalkmasıyla birlikte insanlar akın akın din ahlakını yaşamaya yöneleceklerdir. Yeryüzünde Kuran ahlakı hakim olacak ve bu

şekilde tüm insanlık barış ve esenliğe kavuşacaktır.

Ancak günümüzde bunların hiçbiri henüz yaşanmamıştır. Önceki satırlarda da belirtildiği gibi, tüm dünya insanları Hz. İsa’nın ikinci kez yeryüzüne gelişine henüz şahit olmamış ve Hz. Mehdi'nin Hz. İsa'yla birlikte Deccal'e karşı mücadele

vererek Deccal’in fikri yenilgisine vesile olmamışlardır. Bu durum da yine Hz. Mehdi'nin önceki yüzyıllarda gelmiş bir şahıs olamayacağını, ahir zaman alametlerinin birbiri ardınca gerçekleşmekte olduğu içerisinde bulunduğumuz bu dönemde

ortaya çıkmasının çok yakın olduğunu gösteren alametlerden biridir.
64- Hz. İsa’nın İkinci Kez Yeryüzüne Bir Şahsı Manevi Değil ‘Bir Şahıs’ Olarak Geleceği Hadislerde Nasıl Açıklanmıştır?

Önceki satırlarda anlatıldığı gibi Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne geldiğinde Hz. Mehdi ile birlikte Deccal’in fitnesine karşı büyük bir mücadele yürüteceği, Hz. Mehdi ile birlikte namaz kılacağı

bildirilmiştir. Peygamberimiz ( sav)'in vermiş olduğu bu bilgiler Hz. İsa'nın bir şahsı manevi olmadığını; namaz ibadeti gibi, Allah’ın hak dininin hükümlerini yerine getirebilecek “cismi bedeni olan bir şahıs” olarak yeryüzüne

geleceğini açıkça ortaya koymaktadır. Hz. İsa, yeryüzüne önceki gelişinde namaz ibadetini yerine getirmiştir. İkinci kez gelişinde de Allah’ın izniyle aynı şekilde bu ibadetine devam edecektir. Allah Kuran’da “hayat sürdüğü müddetçe”

namaz kılmakla yükümlü kıldığını Hz. İsa'ya şöyle bildirmektedir :

( İsa) Dedi ki : "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. ( Allah) Bana Kitab'ı verdi ve beni peygamber kıldı. Nerede olursam ( olayım,) beni kutlu kıldı ve hayat sürdüğüm müddetçe, bana namazı ve zekatı vasiyet ( emr) etti." ( Meryem

Suresi, 30-31)

Bunun yanı sıra Peygamberimiz ( sav)'in hadislerinde Hz. İsa'nın ortaya çıkış zamanı, yapacağı faaliyetler, vasıfları, ahlakı, fiziksel özellikleri, yaşı gibi pek çok özelliği hakkında da bilgi verilmiştir. Tüm bu bilgiler,

Peygamberimiz ( sav)'in Hz. İsa’nın bir şahsı manevi olarak değil, bir şahıs olarak geleceğini müjdelediğini açıkça ortaya koymaktadır. Hadislerde yer alan bu konuya açıklık getiren bilgilerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz :

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, MERYEM OĞLU İSA’NIN ADALET SAHİBİ OLARAK İNMESİ YAKINDIR... ( Buhari, Kitabü'l-Büyu' : 102, Mezalim : 31, Enbiya 49; Müslim, İman : 242 ( 155); Ebu Davud, Melahim : 14 ( 4324);

Tirmizi,
Fiten : 54 ( 2234))

Resulullah buyurdu ki : “Hayatım yedinde olan Allah’a yemin ederim ki, MERYEM OĞLU ( İSA ALEYHİSSELAM)’IN ADİL BİR HAKİM OLARAK SİZİN İÇİNİZE İNMESİ YAKINDIR.” ( Sahih-i Müslim, Cilt 1- Sayfa 206-242)

Vallahi muhakkak ve muhakkak MERYEM OĞLU İSA İNECEK, hem adil bir hakem, ADALETLİ BİR HÜKÜMDAR olarak inecek... ( Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 ( 155); Ebu Davud, Melahim 14 ( 4324);

Tirmizi, Fiten
54 ( 2234))

Bu hadislerde Peygamberimiz ( sav), Hz. İsa'nın “adalet sahibi”, “adil bir hakim” ve “adaletli bir hükümdar” vasıflarını haber vermiştir. Tüm bunlar, bir insanın sahip olabileceği özelliklerdir. Bir şahsı manevinin hükümdar olabilmesi,

adalet sağlayabilmesi, hakim yani yönetici vasfını taşıyabilmesi ise elbette ki söz konusu değildir. Peygamberimiz ( sav) bu konuyu diğer hadislerinde de şöyle açıklamıştır :

İmam Nevevi : HZ. İSA Ümmeti Muhammed'e Peygamber olarak değil; ŞERİAT-I MUHAMMEDİYYEYİ TATBİK ETMEK İÇİN GELECEKTİR, demektedir. ( El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 68 )

Ebuş-Şeyh Ebu Hüreyre ( RA)'dan nakl ediyor : "İSA ALEYHİSSELAM İNECEK, deccalı öldürecek, KIRK YIL KALIP, Allah’IN KİTABI VE BENİM SÜNNETİMLE AMEL EDECEK, SONRA ÖLECEK..." ( Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 258 )

Ebu Seyh, Kitab-ül Fiten'de Ebu Hureyre'den tahric etti, Resulullah buyurdu : İsa bin Meryem iner, Deccal'i öldürür ve KIRK ( 40) YIL Allah’IN KİTABI VE BENİM SÜNNETİMLE HÜKMEDER, vefat eder. ( Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il

Ahir Zaman, s. 92)

Bu hadislerde de Peygamberimiz ( sav) Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne geldiğinde “Peygamberimiz ( sav)'in sünnetiyle amel edeceğini” haber vermiştir. bir şahsı manevinin Peygamberimiz ( sav)'in sünnetiyle hareket etmesi mümkün

değildir. Açıktır ki bu sahih hadislerde bildirildiği gibi Hz. İsa Allah’ın izniyle bir şahıs olarak ortaya çıkacaktır. Hadislerde bu konuda verilen bir diğer bilgi ise Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne geldiğinde “hac ibadetini yerine

getirecek olması”dır :

VAllahi MERYEM OĞLU ( HZ. İSA ALEYHİSSELAM), Feccu'r-Ravha nam mevkide, HACC YAPMAK veya umre yapmak yahut da her ikisini de yapmak için İCABET EDECEKTİR. Müslim, Hacc : 216, 1252 ( Müslim, Hacc : 216, 1252)

Bir rivayette İSA ALEYHİSSELAM’IN İNECEĞİ HACCE GİDİP bilahare MEDİNE’Yİ ZİYARET EDECEĞİ VE RESULULLAH'IN KABRİNE SELAM VERECEĞİ ve Resulullah'ın da selamını alacağı anlatılmaktadır. ( Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 246)

Bir rivayette ( REVHA)YA İNECEĞİ ve oradan HACCE GİDECEĞİ anlatılmaktadır.

Revha, Medine ile Vadisafra arasında, Mekke yolundaki bir yerin adıdır. ( Kıyamet Alametleri, 8. baskı, s. 246)

Bazi rivayetlerde şöyle denilmektedir :

O, YERYÜZÜNE İNDİKTEN SONRA evlenecek, çoluk çocuk sahibi olacak, sonra MEDİNE’DE ÖLECEK... Belki de ÖLÜMÜ HACCI VE PEYGAMBERİN ( SAV) KABRİNİ ZİYARETİ ESNASINDA OLACAK. Aksi takdirde Beyt-i Makdis’de vefat edecek. ( Kıyamet

Alametleri, 8. baskı, s. 246)

Bu konu da yine Hz. İsa'nın bir şahıs olarak geleceğini açıklayan bir başka önemli bilgidir. Peygamberimiz ( sav) hadislerinde ayrıca “Hz. İsa'nın fiziksel özellikleri” hakkında da bilgi vermiştir. Bu hadislerde Hz. İsa'nın boyundan,

saç renginden ve görünümündeki güzellik ve heybetten bahsedilmektedir. Kuşkusuz ki bu detaylar da Hz. İsa'nın bir şahsı manevi olmadığını yine açıkça ortaya koymaktadır. Bu hadislerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz :

“Onunla ( İsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, ORTA BOYLU, BEYAZA ÇALAR KIRMIZI RENKTEDİR. SARIYA BOYALI İKİ ELBİSE İÇİNDE OLACAK. YAĞMUR YAĞMASA DA SAÇINDAN SU

DAMLAYACAKTIR. Insanlarla Islam için mücadele edecektir. Mesihu’d-Deccal’i öldürecek, sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır.” ( Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi / Büyük Hadis

Külliyatı, Rudani 5.Cilt, s. 380)

‘İbn-i Abbas r.a’dan Nebi sav. Şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur :

“Miraçda bana gece sefer ettirildiğinde ben Musa’yı esmer yüzlü, uzun boylu, kıvırcık saçlı bir tipte gördüm... İSA’YI DA GÖRDÜM. NE UZUN NE KISA NE ORTA BOYDA BENZİ KIRMIZI İLE BEYAZA MAİL OLUP BAŞI, SALIVERMİŞ DÜZ SAÇLI KİŞİ İDİ.

Allah’ın bana gösterdiği hayrete şayan daha bir takım garibeler arasında Cehennem muhafızı Malik’i ve Deccal’i de gördüm. ( Sahih Buhari Muhtarasarı, Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, s. 37)

İbnu Omer ( radiyAllahu anhuma) anlatıyor : "Hayır, Allah'a kasem olsun Resulullah ( aleyhissalatu vesselam), HZ. İSA'NIN KIZIL ÇEHRELİ OLDUĞUNU SÖYLEMEDİ. Ancak şunu söyledi : "Ben bir keresinde uyumuştum. Rüyamda Beytullah'i tavaf

ediyordum. O SIRADA DÜZ SAÇLI, KUMRAL BENİZLİ, BAŞINDAN SU AKAR VAZİYETTE İKİ KİŞİYE DAYANIP ORTALARINDA GİTMEKTE OLAN BİRİSİNİ GÖRDÜM."Bu kim?" dedim. "MERYEM’İN OĞLU!" dediler. ( Buhari, Tabi 33, 11, Enbiya, 42, Libas 68, Fiten 26,

Muslim, Imam 275,( 169); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 2, ( 2, 920). 1673)

Yine Abdullah Ibn-i Ömer ( r.a.) dan rivayet olunduguna göre Nebi ( s.a.v.) demistir ki :

Ben bu gece kendimi rüyamda Kabe'de buldum. Ansızın ESMER BİR KİŞİ GÖRDÜM. SANKİ O ESMER İNSANLARDAN EN GÜZELİ, BAŞININ SAÇI İKİ OMUZU ARASINA SARKIYORDU. ( YENİ) TARANMIŞ VE ARINMIŞTI DA BAŞININ SAÇI SU DAMLATIYORDU. İKİ ELİNİ İKİ

KİŞİNİN İKİ OMUZUNA KOYARAK BEYT’İ TAVAF EDİYORDU. ( ORADA BULUNANLARA) BU KİMDİR? DİYE SORDUM. ONLAR : MERYEM’İN OĞLU MESİH( İSA)'DIR, DEDİLER. ( Sahih-i Buhari, 9/177)

---------------------





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)