Thread Rating:
  • 1 Vote(s) - 2 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
İslâm Alimlerine Göre Burçlar..
#1
Oku-1 
   

İslâm Alimlerine Göre Burçlar..

وَلَقَدْ جَعَلْنَا فِي السَّمَاء بُرُوجًا وَزَيَّنَّاهَا لِلنَّاظِرِينَ

Ve lekad cealnâ fîs semâi burûcen ve zeyyennâhâ lin nâzırîn.

Andolsun, biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için süsledik.

[Hicr (16)]

تَبَارَكَ الَّذِي جَعَلَ فِي السَّمَاء بُرُوجًا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَاجًا وَقَمَرًا مُّنِيرًا

Tebârakellezî ceale fîs semâi burûcen ve ceale fîhâ sirâcen ve kameran munîrâ

Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir.

[Furkan (61)]

وَالسَّمَاء ذَاتِ الْبُرُوجِ

Ves semâi zâtil burûc

Burçlarla dolu göğe andolsun,

[Büruc (1)]


Tasavvufun en önde gelen simâlarından Muhyiddin A'râbî, âlemin ve burçların oluşu hakkında şöyle buyuruyor:

Hakk Teâlâ, kendinde bir şey yok iken, mevcûdiyet sıfatıyla sıfatlanmıştır. Diyebilirim ki, Hakk Teâlâ, mevcûdiyetin ta kendisidir.

Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz:

"Allah vardı ve onunla beraber hiç bir şey yoktu." Buyurmuşlardı.

Hakk Teâlâ kendi nefsi ve hüviyeti yönünden bilinmez; bu bilinmezlik ve görünmezlik keyfiyetine de İLİM denmiştir.

Hakk Teâlâ'nın evvelki şekli, buluta benzer bir duman şeklinde olmasıdır. Burada âlem Bâtın hükmüyle mevcuttu. Bâtınî hükümden ise âlemin zuhuru imkânsızdır.

İşte bu ilk duman da Rahman'ın Zâhir adı olmuştur. Bu durumda kendi nefsini görerek ilmî ve özel bir tecelli ile ruhi şekillerden birini seçmiştir. Bundan sonra Zâtıyla nefsine bakınca nefsini sayısız sıfatlarla muttasıf olarak buldu. İşte bu buluşu meydana getiren ilk bakış İLİM'di.

İlimde mevcût olan bu sıfatlara da makûlât dendi. Aynı zamanda «Aklı evvel» adını bu bakışı yapması hasebi ile aldı. Bu akıl, âlemlerin duman ve bulut içinde gizli olan sıfatlar olduğunu, bunun da kendi nefsi olduğunu seyreyledi. Ve bu sanki gölge olan aklın zâtından uzanan varlık o tecellinin nurundan oluştu.

Buna da Levhi Mahfuz veya Zâti Tabiat denildi. Bununla beraber bu boyutta bunun tümüne Hayat, İlim, İrade, Kelâm denildi.

Rükünler boyutunda ateş-hava-su-toprak; cisimler âleminde Sıcaklık, rutubet, soğukluk, kuruluk; Canlılar düzeyinde de kan, safra, sevda, balgam denilir.

Bundan sonra «akl-ı evvel» çehresini o dumâna çevirerek, kendisinden neler kaldığını görmek istedi. Fakat bu sıfatların varlığının dışında hiçbir şey göremedi. İşte bütün âlemin sûret ve şekilleri bu zulmet ve gizlilik içinde bulunmaktadır. Hakk Teâlâ’nın ARŞI da bu zulmet içindedir. Arşın etrafında da kürsü, felekler, cennetler, semâlar, rükünler ve doğurucular vardır. Bu varlığın babası Akıldır, anası Nefs.

Şunu da bil ki, Hakk Teâlâ daha evvelce anlattığımız kürsü içinde şeffaf dairevi bir cisim yaratmıştır. Bunu da 12 eşit parçaya ayırmış ve bu parçalara BURÇLAR adını vermiştir.Bu burçlar toprak, su, hava, ateş gibi unsurlardan olup, tıpkı dünya ehlinin unsurlarına benzer.
Hakk Teâlâ her bir burçta cennet ehlinden bir melâikeyi orada iskân ettirir. İşte bu burçlardan cennetlerde tekevvün edecek şeyler tekevvün eder. Değişiklikler ve karışıklıkların tümü bu burçların değişmesiyle ve kurulan düzenin bozulmasıyla olur.

Gerçek olarak âlemimizin öncülüğünü bu 12 burçta bulunan 12 melâike yapmaktadır. Böylelikle bu 12 burç, âlemlerimizin gerçek olarak imamlığını yapmaktadır. Arşın esası 4 kâide üzerine oturtulduğundan, bu burçlar 12 olmasına rağmen, 4 mertebe üzerine bulunurlar.Konaklar üçtür. Dünya, Berzah, Âhiret. Bu konaklardan her bir konağın dört menzili vardır. Bu konaklarda bunların hükmü geçer. Üç konağı dört menzile çarparsak 12 eder bu da 12 burca delalet eder.
Şu anda bize cennet gibi gelen dünyamız âhıret günü itibariyle ateşe döneceği için Berzahta bu dört menzilin hükmü altındadır. Cennet de bu dördün etkisindedir.

Bunlardan Koç, Aslan, Yay aynı mizaç ve mertebededir.

Boğa, Başak ve Oğlak başka mertebede ve aynı mizaçtadır.

İkizler, Terazi ve Kova başka mertebe ve aynı mizaçtadır.

Nihayet Yengeç, Akrep ve Balık başka mertebede ve aynı mizaçtadır. Bunlar dört hâkim vali olarak bir menzilde bulunurlar.Dünyanınki ise Yengeç burcudur.

Berzah âlemi ise Başak burcunun hüküm ve etkisi altındadır. Ayrıca bir de dünyanın ateşe dönmesi durumunda sahibi Yengeç Burcu olmaktan çıkar ve Terazi burcunun hükmüne girer. Cehennem ateşine düşenlerin azabı sona erdiğinde ise ikizler burcu dünyayı teslim almış olur.Cenâb-ı Hakk Teâlâ oniki burcun mümessili olan her bir melaikeye otuz ilim hazinesi vermiştir. Bu burçlardaki melâikeler kâinatta lüzumlu olan şeyleri bu ilim dolabı olan burçlardan olarak indirirler ve bir sene ile yüz sene arasında dünyada bırakırlar.Cennet ve Cehennem ehline nezaret hakkı da bu 12 burca verilmiştir. Cennetteki hükümler hep bu 12 burçtan çıkar.

Cennetlerdeki meydana getirişlerden tutun da; yemek ve içmek, nikâh ve hareket, değişiklik ve şehvet gibi şeyler hepsi o hazinelerden inen 12 burcun temsilcileri eliyle ve Allâh'ın izniyle olur. Adn cenneti hariç, diğer cennetleri bu 12 burcun mümessilleri bina etmişlerdir.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri Marifetname adlı eserinde burçlar hakkında şöyle buyurmuştur:

Burçlar sahibi göğü; burçların şekillerini ve isimlerini; burçların katlarını ve sabit yıldızları; ayın menzillerini; gök cisimlerinin uzaklıklarını dört madde ile bildirir.

Birinci Madde:

Sekizinci feleği bildirir.

Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Feleklerin ve unsurların üç tabakası birbirini kuşatıp, biri birine bir derece teğet ve çakışır olmuştur ki, feleklerde ve unsurlarda zerre kadar boşluk kalmayıp, her tarafı dopdoludur. Hepsinin dönüşü başka türlü olup, kuşakları kendilerine kabuk ve zarf olmuştur. Şimdi, en dışta olan kuşak, yukarıda anlatıldığı gibi büyük felektir. Onun içinde bulunan kuşak, sekizinci felektir ki, burçlar feleği ve sabit yıldızlar feleği namıyle meşhurdur. Büyük felek boşluğunda durması ve sabit olması ile anılmıştır. Merkezi, âlemin merkezi olup; kutbu, âlemin kutbundan bir tarafa 23,5 derece eğilimli olup, paralel iki yüzüyle kuşatılmış bir kürevî cisimdir. Yumru sathının üzerinde olan büyük feleğin dip yüzeyine teğettir. Dip yüzeyinde olan boşluğunda, zühal feleğinin yumru yüzeyine teğet olmuştur. Sayısız sabit yıldızlarla işlenmiş ve süslenmiştir. Hayallerde şekillenen on iki burçla nakışlanmış ve renklenmiştir. Umumi eksen olan felekler feleği (büyük felek) ile âlemin merkezi çevresinde doğudan batıya hareket eder, bütün uydularıyla yirmi dört saatte bir devresini tamamladığından başka, kendine has hareketiyle âlemin kutbundan başka olan kutbu üzere ve güneşitleyiciden gayri iki tarafa kutbu kadar eğilmiş olan kuşağı üzere, batıdan doğuya yavaş yavaş döner. Aheste hareketiyle altında dikilmiş olan sabit yıldızları toptan o tarafa alıp gider. Yetmiş güneş senesinde kendi kuşağı yörüngesinde ancak bir derece yol alır. O halde ikibinyüz senede bir, bir burcu geçer ve yirmibeşbin ikiyüz senede bir devresini tamam eder. Filozoflar: Bu süre tamamında, denizlerin ve karaların yer değiştirmesinden, bütün âlemin işleri, sırları en iyi bilen Allah'ın takdiri ile baştan ayağa değişir, demişlerdir. Bu feleğin dahi altında, küçük felekler varsaymaya hacet kalmayıp, ancak büyük dairelerden burçlar dairesi; bu feleğin çevresinde, iki kutbu arasında farzolunup, oniki burcun şekilleri bu kuşağının bizzat kendinde olarak belirlenmiştir. Altı büyük daire dahi, bu feleğin iki kutbu üzerinde kesişir farzolunup, sekizinci felek, bu altı daire ile kavun ve karpuz üzerindeki çizgiler şeklinde oniki kısım olup; her bir kısmına bir isim ile burç adı verilip: Meselâ, koç burcu, kova burcu vs. denilmiştir.

İkinci Madde:

Belirlenmiş yıldızlar ile bulunan şekilleri ve burçlar semasının dört katını bildirir.

Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Oniki burcun her birinde, mesela karpuzun her dilimi ortasında yani sekizinci feleğin oniki diliminin her birinin yarısında; belirlenmiş yıldızların toplu görünümü, bir şekle benzer olarak gözetlenip, o burçların isimleri görüntülerine göredir. Mesela koç burcu, sekizinci feleğin sahasında bir dilimdir ki, onun dilimlerinde gözlenen yıldızlar, birer çizgi ile birbirlerine bağlansa, ondan koç şekli görünür. Öteki burçlar da böyledir ve görünüşlerine göre isim alırlar. Bu feleğin tamamen boşluğunu dolduran "sayısız yıldızlardan, eski filozofların gözlemleri gereğince; binyirmiiki ışıklı yıldızı içeren hayvan ve eşyaya benzer kırksekiz suret hayal edilmiştir. Üçyüzkırkaltı gözetlenmiş yıldızın şekillenmesiyle oniki şekil belirlenmiş ve oniki burç adıyla isimlendirilmiştir. Bu suretlerin yirmibiri kuşağın kuzeyinde bulunup, onlarla üçyüzaltmışaltı yıldız zat olunmuştur. Kırk sekiz suretin kalanı olan onbeş suret, kuşağın güneyinde bulunup; gözetlenmiş yıldızlardan üçyüzonaltı yıldız dahi bunların sahasında belirlenip, sayılan binyirmiiki yıldız tamamıyla tesbit edilmiştir.

Ek: Malûm olsun ki, merhum yazarın (İbrahim Hakkı) saydığı üzere, yıldızlar iki kısma ayrılıp; bir kısmına sabit yıldızlar ve diğerine gezegen adı
verilir. Bir kısmına sabit adı verilmesinin sebebi: Birbirlerine olan uzaklığın miktarı daima eşit olup; fazlalaşıp, eksilmediklerine dayanır. Onlar, bu bahiste anlatılan sabit feleklerdir. Öteki kısmına gezegen denilmesinin sebebi: Bunlar başka başka yürüyüp hareket ettikçe, birbirlerine kâh uzak kâh yakın olduklarına binaendir. Bunlar yedi gezegendir ki, her biri bir felekte bulunur. Bu gezegenler, bazen bir yerde toplanıp kümelenerek, ufuk dairesinin birbirine karşı derecelerinde karşı karşıya bulunurlar. Sabit yıldızların miktarı, sonraki filozofların sözüne göre; binyüzoniki adet yıldız olup, ışıklı cisimler oldukları belirlenmiştir. Birbirlerinden ayrılmak ve her birine bir isim konulmak imkânsız olmakla: Bilginler toplu görünümlerini altmışa bölüp, her birine bir şekil üzere isimler vermeyi uygun görüp ve her bir şekle, eski filozoflar arasında şöhret yapmış kimselerin isminden, bazı hayvan, bitki, cisim ve âlet isimlerinden birer isim koymuşlardır ki, aşağıya konulan felekler şeklinde görülmektedir. Adları geçen seksen şeklin her biri, birkaç yıldızdan bir topluluk olarak düşünülüp, onların onikisi, burçlar kuşağındadır. Bu yıldızlardan ayılan üçyüzkırkaltı yıldızı içine alır.

Oniki burcun isimleri şunlardır:
1- Koç,

2- Boğa, 3- İkizler, 4- Yengeç, 5- Aslan, 6- Başak, 7- Terazi, 8- Akrep,

9- Yay, 10- Oğlak, 11- Kova, 12- Balık.

Burçlar kuşağının kuzeyinde üçyüzaltmış yıldız gözlenmiş olup, yirmi bir surete tatbik edilmiştir. İsimleri şunlardır: Küçük ayı, büyük ayı, Keykavuş, kuş... Güneydeki dörtyüzaltı yıldıza, yirmiyedi surete benzeyip, isimleri böyledir: Kitas, cebbar, tilki, köpek, gemi... Bütün bunlar sadece gözetlenebilen yıldızlardır. (Bugünkü bulgularla bu sayı seksensekiz olarak tesbit edilmiştir). Mesela kehkeşan (samanyolu) da bulunan yıldızların henüz sayıları tesbit edilememiştir. Öte yandan yıldızların, yere uzaklığı ve yakınlığından mı küçük veya büyük göründükleri henüz meçhuldür. Doğrusunu ancak Allah Taâlâ bilir.

Oniki burcun altısı, güneşitleyici dairenin kuzeyinde olmakla, bunlara: Kuzey burçları derler. Altısı dahi güneşleyicinin güneyinde olduğu için, onlara: Güney burçları derler. Kuzey burçları: Koç, boğa, ikizler, yengeç, arslan ve başaktır. Güney burçları: Terazi, akrep, yay, oğlak, kova ve balıktır. Bu burçların dördüne: Değiştiren derler; dördüne: Sabit ve dördüne: Karıştıran derler. Değiştiren burçlar: Koç, yengeç, terazi ve oğlaktır. Bunlara değiştiren denmesinin sebebi: Güneş unlardayken bir mevsimden bir mevsime geçmiş olur. Ama koçta güneş bulunduğunda, zaman kıştan bahara döner. Güneşin yengece girmesiyle zaman, bahardan yaza döner. Güneş teraziye girdiğinde, zaman, yazdan sonbahara döner. Güneş oğlağa girdiğinde, zaman, sonbahardan kışa döner. Koç burcunun başlangıcına, ilkbahar noktası; yengeç burcunun başlangıcına, yaz dönümü; terazi burcunun başlangıcına, sonbahar noktası; oğlak burcunun başlangıcına, kış dönümü derler. Sabit burçlarsa: Boğa, aslan, akrep, kova burçlarıdır. Bunlara sabit denmesinin sebebi: Ne değiştirenler gibi değişme noktasında kalır, ne karıştıranlar gibi iki surette belirirler. Karıştıranlar: İkizler, başak, yay ve balıktır. Bunlara bu ismin verilmesinin sebebi: Güneş bu burçların paralelinde iken, her birinde zaman, bulunduğu durumla diğer durum arasında karışmıştır. İkizlerde, zaman, ilkbahardayken, yaza dönüp yazla karışır; Başakta zaman, yazdayken sonbaharla karışır; yazdayken, zaman, sonbahardayken kışla karışır. İkizlerde, zaman, kıştayken ilkbaharla karışır. Sonraki filozoflar, nazarında oniki burçla yedi gezegen, tıpkı dört unsur gibi değişik tabiatlar üzeredirler. Onlar, her üç burcu bir tabiatta bulup, burçlar tirigonometresi adını vermişlerdir Koç, aslan ve yay burçlarına ateş üçlüsü derler ki,her birinin tabiatı, sıcaklık ve kuruluktur. Boğa, başak ve oğlak, toprak üçlüsüdürler ki, her birin tabiatı; soğukluk ve kuruluktur. İkizler, terazi ve kova, hava üçlüsüdürler ki, her birinin tabiatı, sıcaklık ve rutubettir. Yengeç, akrep ve balık, su üçlüsüdürler ki, her birinin tabiatı, rutubet ve soğukluktur. Şimdi sırasıyla bu burçlara: Ateşsel burç, topraksal burç, havaî burç ve susal burç derler. Oniki burcu bu minval üzere sayarlar. Öte yandan oniki burcun bazısını erkek, bazısını dişi tabiatte bulup, bazılarını gündüze, bazılarını geceye nispet etmişlerdir ki: Altı burç erkek, altısı dişidir. Erkek olanlar: Koç, ikizler, aslan, terazi, yay ve kova burçlarıdır ki, bunlar tekil burçlardır. Dişiler: Boğa, yengeç, başak, akrep, oğlak ve balıktır ki, bunlar ikildir. Şimdi, koç burcundan başlayıp, sırasıyla burçları, bir erkek, bir dişi sayarlar ve oniki burcun tamamına değin giderler. Ateşî ve havaî üçlerde erkek burçlar bulunup; topraksal ve susal üçlülerin tümü dişi bulunup: Gündüzsel erkek ve gecesel dişi olmuştur.

Burçlarla ilgili tablolar aşağıdadır.

Burcun durumları  -    İlkbahar          Yaz              Sonbahar        Kış

Değiştirenler        -    Koç                Yengeç          Terazi            Oğlak

Sabitler              -    Boğa              Aslan              Akrep            Kova

Karıştıranlar        -    İkizler              Başak            Yay              Balık



Kaynaklar :

Kuran -Kerim
Marifetname - Erzurumlu Ibrahim Hakki
Fütuhatı Mekkîye - Muhyiddin A'râbî





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)