Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Cennet ve Cehennem Hakkında Bilgiler
#1
Dini-1 
   

Cennet ve Cehennem Hakkında Bilgiler

CEHENNEM ATEŞİ VE AZABI

Ateş, insan cismine çok büyük acı ve ızdırap verdiği için ahirette kâfir ve münâfıkların cezası ateşle verilecektir. Böylelikle Cehennem, Allah'ın tutuşturulmuş ateşinin ismidir,
İşte Cehennem'in en açık vasfı ateş olduğu için bazen, Cehennem yerine ateş manasına "nâr" kullanılır:



"Şüphesiz ki münâfıklar nâr'ın en aşağı tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı bulamazsın."
(Nisâ, 145).

Cehennem'de görülecek azabın miktar, şiddet ve şekillerini ancak Allah ve Rasûlü'nün bizlere bildirmesiyle ve bildirdikleri kadarıyla bilebiliriz.

Kur'an-ı Kerîm'de belirtildiğine göre;
a-Cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatır:

"Cehennem inkâr edenleri şüphesiz çepeçevre kuşatacaktır."
(Tevbe, 49)

b-Cehennem ateşi sönmez:

"Biz sapık kimseleri kıyamet günü yüzü koyun, körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz. Varacakları yer Cehennem'dir. Onun ateşi ne zaman sönmeye yüz tutsa hemen alevini artırırız. "
(İsrâ, 97)

c-Cehennem dolmak bilmez:

"O,gün Cehennem'e: "doldun mu?"deriz. O! " Daha var mı?" der. "
(Kaf, 30)

d- Kaynarken çıkardığı ses:

"Rablerini inkâr eden kimseler için Cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüştür. Oraya atıldıkları zaman onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. Nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. İçine her bir topluluğun atılmasında bekçileri onlara: "size bir uyarıcı gelmemiş miydi" diye sorarlar. Onlar evet, doğrusu bize bir uyarırı geldi; fakat biz yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içerisindesiniz, demiştik " derler. "
(Mülk, 6-9)

e- "Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır. "
(Mü'minün, 104)

f- "Boyunlarında halkalar ve zincirler olarak kaynar suya sürülür, sonra ateşte yakılırlar. "
(Mü'min, 70-72).

g- İnkâr edenlere ateşten elbiseler kesilmiştir. Başlarına kaynar su dökülür de bununla karınlarındakiler ve derileri eritilir. Demir topuzlar da onlar içindir. Orada uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler, her defasında oraya geri çevrilirler. Ve kendilerine "yakıcı azabı tadın"denir.
(Hâcc, 19-22).

h- Derileri yandıkça azabı tatmaları için yeniden başka derilerle değiştirilir.
(Nisâ, 56).

i- Ölümü isterler fakat azabları devamlıdır, ölmezler.
(Zuhruf,74-77; Fatır,36).

Peygamberimizin (sav) ifadesine göre:

"Cehennem ateşi (miktarca ve sayıca) dünya ateşleri üzerine altmış dokuz derece fazla kılınmıştır. Bunlardan her birinin harareti bütün dünya ateşinin harareti gibidir. "

Cezalar, işlenen suçlar cinsinden olacaktır. Dilleriyle suç işleyenlerin cezaları dillerine; elleriyle günah işleyenlerin cezaları ellerine vs. tatbik edilecektir.

CENNET ŞU ANDA VARMI ?

Ehl-i Sünnet inancına göre, Cennet halen vardır, yaratılmıştır, hazırlanmıştır. Nitekim şu ayet bunu açıkça ifade eder:



"Rabbinizin mağfiretine ve eni göklerle yer kadar olan Cennet'e koşun. O Cennet takva sâhipleri için hazırlanmıştır. "
(Âli İmrân, 133)

Peygamber Efendimiz (sav.) şöyle buyurmuşlardır:
"Demincek Cennet ile Cehennem şu duvarın yüzünde bana arz olundu."

"Cennet bana yaklaştı, o kadar ki, eğer cür'et edeydim salkımlarından bir tânesini size getirebilecektim."


CENNET'in GÜZELLİKLERİ


Kur'an'da Cennet'in niteliklerinden bazılarına şu şekilde değinilir:

1- Altlarından ırmaklar akan, birbiri üzerine bina edilmiş yüksek köşkler (1), güzel meskenler (2)

2- Türlü ağaç ve meyvalara, akar kaynaklara, görünüş ve kokusu güzel, isteyenlerin yanına kadar sarktığından koparılması kolay, türlü bol meyvelere sahip (3)

3- Gönlün çekeceği her türlü yemek ve etler, türlü kokulu içecekler, temiz şaraplar ve çeşit çeşit tükenmez nimetleri içeren bir mekân.

"Onlara Cennet'te bir meyve, içlerinin çekeceği bir et verdik (vereceğiz)" (4)

"Canların isteyeceği ve gözlerin hoşlanacağı ne varsa, hepsi oradadır. Siz de orada devamlı olarak kalacaksınız. İşte bu, sizin çalıştığınız ameller sebebiyle mirasçı kılındığınız Cennet'tir. Sizin için orada çokmeyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz." (5)

"Cennet şarabından (dünya Şarabı gibi) mide ızdırabı yoktur" (6)



4- Cennet'te hayat sonsuzdur, kin yoktur, boş lâf ve günah'a sokacak söz işitilmiş. "Biz o Cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıya otururlar. Orada kendilerine hiç bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan çıkarılacak da değillerdir" (7)

"Onlar Cennet'te ne bir boş laf işitirler ne de bir hezeyan. Ancak bir söz işitirler: Selâm.. (birbirleriyle selâmlaşır dururlar)." (8)

5- Cennet nimetleri insan hayalinin erişemeyeceği güzelliktedir. Cennet'i aslında dünya ölçüleriyle tarif etmek mümkün değildir. Bununla beraber Cennet'teki eşsiz nimet ve saltanatı anlayabilmemiz için Allah Teâlâ onu bize şu şekilde tasvir etmiştir: (9)

"İşte bu yüzden Allah onları o günün fenâlığından esirger.

* (Yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir.
* Sabretmelerine karşılık onlara Cennet'i ve oradaki ipekleri lütfeder.
* Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar.
* Ne yakıcı sıcak görürler orada, ne de dondurucu soğuk.
* Ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.
* Yanlarında gümüş kaplar ve billür kaselerle, gümüşî beyazlıkta şeffâf kupalarla dolaşılır ki ölçüsünde tavin ve takdir ederler.
* Onlara orada bir kâseden içirilir ki karışımında zencefil vardır. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir.
* Cennettekilerin etrafında öyle ölümsüz genç nedenler dolaşır ki, onları gördüğünde kendilerini etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.
* Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün.
* Üzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır.
* Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir.

Onlara: "İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer" denir. "



Cennet'in tasviri konusunda söylenecek son söz şu kudsî hadisin ifade ettiği durumdur:

Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

Cenâb-ı Hak buyuruyor ki:

"Salih kullanım için ben, Cennet'te hiç bir gözün görmediği hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insan gönlünün hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım."

Başka bir hadislerinde de, Rasûlullah (s.a.s.) Cennet'in gümüş ve âltın kerpiçten yapıldığını, harcının misk, taşlarının inci ve yakut olduğunu, oraya girenlerin bolluk ve refâh içinde, üzüntüsüz ve kedersiz yaşayacağını ebedî kalacaklarını, ölmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceğini ve gençliklerinin yok olmayacağını ifade eder.

Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve müttakî kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki nimetler yurdunun adıdır. Çoğulu Cinân ve Cennât`tır.

Kur`an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde Cennet, çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa Kur`an-ı Kerîm`de ağaçları altından ırmaklar akan Cennetler şeklinde anlatılmaktadır:

"Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak yaklaştırılmıştır. İşte size va`dolunan, gördüğünüz şu Cennet`tir ki, O, Allah`ın taatına dönen onun (hudud ve ahkâmına) riayet eden çok esirgeyici Allah`a bütün samimiyetiyle gıyâben saygı gösteren, hakkın taatına yönelmiş bir kalble gelen kimselere aittir. " (Kâf, 50/31-33).

"Tövbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak Cennet`e, çok esirgeyici Allah`ın kullarına gıyâben va`d buyurduğu Adn Cennet`lerine gireceklerdir. Onun vadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, öyle Cennet`tir ki biz ona kullarımızdan gerçekten müttakî olanları vâris kılacağız. " (Meryem, 18/60-63).

Cennet, bu dünyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığıdır. Kur`an`da Cenâb-ı Allah şöyle buyurmaktadır:

"Adn Cennetleri vardır ki altlarından ırmaklar akar. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. İşte günahlardan temizlenenlerin mükâfatı." (Tâhâ, 20/76).

Kur`an`da Cennet`in niteliklerinden bazılarına şu şekilde değinilir:

1- Altlarından ırmaklar akan, birbiri üzerine bina edilmiş yüksek köşkler (ez-Zümer, 39/20), güzel meskenler (et-Tevbe, 9/72)

2- Türlü ağaç ve meyvalara, akar kaynaklara, görünüş ve kokusu güzel, isteyenlerin yanına kadar sarktığından koparılması kolay, türlü bol meyvelere sahip (er-Rahmân, 55/58-54)

3- Gönlün çekeceği her türlü yemek ve etler, türlü kokulu içecekler, temiz şaraplar ve çeşit çeşit tükenmez nimetleri içeren bir mekân.

"Onlara Cennet`te bir meyve, içlerinin çekeceği bir et verdik (vereceğiz)" (et-Tûr, 52/21).

"Canların isteyeceği ve gözlerin hoşlanacağı ne varsa, hepsi oradadır. Siz de orada devamlı olarak kalacaksınız. İşte bu, sizin çalıştığınız ameller sebebiyle mirasçı kılındığınız Cennet`tir. Sizin için orada çok meyveler vardır, onlardan yiyeceksiniz." (ez-Zuhruf 43/71-73).

"Cennet şarabından (dünya Şarabı gibi) mide ızdırabı yoktur" (Saffât, 37/47).

4- Cennet`te hayat sonsuzdur, kin yoktur, boş lâf ve günah`a sokacak söz işitilmez. "Biz o Cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıya otururlar. Orada kendilerine hiç bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan çıkarılacak da değillerdir" (el-Hicr, 15/47-48).

"Onlar Cennet`te ne bir boş laf işitirler ne de bir hezeyan. Ancak bir söz işitirler: Selâm.. (birbirleriyle selâmlaşır dururlar)." (el-Vâkıa, 56/25-26).

5- Cennet nimetleri insan hayalinin erişemeyeceği güzelliktedir. Cennet`i aslında dünya ölçüleriyle tarif etmek mümkün değildir. Bununla beraber Cennet`teki eşsiz nimet ve saltanatı anlayabilmemiz için Allah Teâlâ onu bize şu şekilde tasvir etmiştir:

"İşte bu yüzden Allah onları o günün fenâlığından esirger. (Yüzlerine) parlaklık, (gönüllerine) sevinç verir. Sabretmelerine karşılık onlara Cennet`i ve oradaki ipekleri lütfeder. Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar. Ne yakıcı sıcak görürler orada, ne de dondurucu soğuk. Ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar; kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur. Yanlarında gümüş kaplar ve billür kaselerle, gümüşî beyazlıkta (billûr gibi) şeffâf kupalarla dolaşılır ki (Cennet sakinleri bunlara dolduracakları Cennet şarabını Cennet`teki insanların iştahları) ölçüsünde tavin ve takdir ederler. Onlara orada bir kâseden içirilir ki karışımında zencefil vardır. (Bu şarap) orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir. Cennettekilerin etrafında öyle ölümsüz genç nedenler dolaşır ki, onları gördüğünde kendilerini etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın. Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün. Üzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir. Onlara: "İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer" denir. " (el-İnsan, 76/11-22).

Cennet`in tasviri konusunda söylenecek son söz şu kudsî hadis*in ifade ettiği durumdur: Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: "Salih kullanım için ben, Cennet`te hiç bir gözün görmediği hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insan gönlünün hatırlamadığı bir takım nimetler hazırladım." (et-Tâc, el-Câmiu li`l-Usül, fî ahâdisi`r-Rasul, V, 402).

Başka bir hadislerinde de, Rasûlullah (s.a.s.) Cennet`in gümüş ve âltın kerpiçten yapıldığını, harcının misk, taşlarının inci ve yakut olduğunu, oraya girenlerin bolluk ve refâh içinde, üzüntüsüz ve kedersiz yaşayacağını ebedî kalacaklarını, ölmeyeceklerini, elbiselerinin eskimeyeceğini ve gençliklerinin yok olmayacağını ifade eder (et-Tâc, aynı yer).

Ehl-i Sünnet inancına göre mü`minler Cennet`te Allah`ı görecekler, bu onlar için en büyük nimet olacaktır. Buna "Rü`yetullah*" denir. Bu hususta Kur`ân-ı Kerîm`de: "O gün Rablerine bakan ter-ü tâze (ışık saçan) yüzler vardır. " (el-Kryame, 75/22-23) buyrulur. Rasûlullah da bir hadislerinde şöyle buyurur: "Siz gerçekten tıpkı şu ayı gördüğünüz gibi, Rabbinizi gözle (açıkça) göreceksiniz. Onu görmekte haksızlığa uğramıyacak, izdihâma düşmeyeceksiniz. " (Buhârî, Mevâkıt 16, 26). Suheyb (r.a.)`ın rivayetine göre Peygamber (s.a.s.): "iyi iş ve güzel amel işleyenlere daha güzel karşılık ve bir de ziyâde (Allah`ı görmek) vardır. " (Yunus, 10/26), ayetini okuduktan sonra şöyle buyurdu: "Cennetlikler Cennet`e girdiği zaman Allah (c. c.) şöyle buyuracak: " Size daha da vermemi istediğiniz bir şey var mı?" Cennetlikler de Şöyle derler: "Yüzlerimizi ak çıkarmadın mı, bizi Cennet`e koymadın mı, bizi Cehennem`den kurtarmadın mı? (o yeter)." Rasûlullah sözlerine devam buyurarak: "Cenâb-ı Hak perdeyi kaldırır, Cennetliklere artık Rablerine bakmaktan daha sevimli gelecek hiç bir şey verilmiş olmaz. " (Müslim`in rivayeti, et-Tâc, V, 423).

Müminlerin Allah`ü Teâlâ`yı Cennet`te görmeleri, herhangi bir yön, yer ve şekilden uzak olarak vukû bulacaktır. Bunun keyfiyeti bizce meçhuldür. "Allah bilir" deriz. Kur`an ve Sünnet`te bildirildiği için kesinlikle böyle inanırız. Ehl-i Sünnet inancına göre, Cennet halen vardır, yaratılmıştır, hazırlanmıştır. Nitekim şu ayet bunu açıkça ifade eder: "Rabbinizin mağfiretine ve eni göklerle yer kadar olan Cennet`e koşun. O Cennet takva sâhipleri için hazırlanmıştır. " (Âli İmrân, 3/133).

Enes b. Mâlik (r.a.)`den rivayet olunan bir hadiste de Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:

"Demincek Cennet ile Cehennem şu duvarın yüzünde bana arz olundu. " (Tecrid-i Sarih Terceme ve Şerhi, II, 483).

Başka bir hadislerinde şöyle buyururlar: "Cennet bana yaklaştı, (yaklaştı), o kadar ki, eğer cür`et edeydim salkımlarından bir tânesini (alıp) size getirebilecektim. " (Aynı eser, II, 713).

Bu Hadislerden de anlaşılacağı gibi, Cennet yaratılmış olup hâlen mevcuttur.

Cennetlikler: Kur`an ve Sünnet`te ifade buyrulduğuna göre, peygamberlerin davetine uyup iman eden ve amel-i sâlih işleyen kimseler Cennet`e gireceklerdir. Bu kimseler Cennetliktir. Esasen Allah`a ve insanlara karşı görevlerini yerine getirmekle insan daha dünyada iken manevî bir huzura kavuşur, maddî refah sağlanır ama tam manasıyla huzur ve kardeşlik Cennet`te gerçekleşir: "Takva sahipleri, elbette Cennet`lerde ve pınarlardadırlar. Girin oraya selâmetle, emin olarak. Biz, O Cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıya otururlar. Orada kendilerine hiç bir zahmet dokunmaz ve onlar oradan çıkarılacak da değiller. " (el-Hicr, 15/45-48).

Kur`an-ı Kerîm namazını eksiksiz kılanların, malından bir kısmını yoksullara ayıranların, ceza-hüküm gününe inananların, Allah`ın gazabından korkanların, ırzlarına sahip olanların, sözlerine ve emânete sadık kalanların, doğru şahitlikte bulunanların Cennete gireceklerini bildirmektedir. (el-Meâric, 70/23, 24, 25, 26, 27, 29, 33). Ayrıca Cenâb-ı Hakk`ın rızasını dileyerek sabredenlere (er-Ra`d, 13/20, 21, 22, 23); şükredenlere (el-Ahkâf, 35/15-16) yürekten tövbe edenlere (et-Tahrim, 66/8); Allah yolunda canını feda eden şehitler (el-Bakara, 2/154) ve Allah`a yönelmiş bir kalble idealize olmuş müslümanlara "Allah`ın ölçüsünde Allah`a yönelenlere" (Kaf, 50/31-34) içinde ebedî kalınacak Cennet`e girecekleri yüce Rabbimiz tarafından müjdelenmiştir.

Cennetliklerin hallerini dile getiren Kur`an ayetlerinden bazılarında şöyle buyrulur:

"İman edip sâlih amel işleyen kimseleri, Rableri, imanları sebebiyle, ağaçları altından ırmaklar akan, nimeti bol Cennetler`e hidâyet buyurur. Bunların, Cennet`te duâları: Allah`ım, seni tesbih ve tenzih ederiz. sözüdür ve aralarındaki dilekleri de hep selâmdır. Duâlarının sonu ise; "Bütün hamdler, âlemlerin Rabbine mahsustur." gerçeğidir" (Yunus, 10/9-10).

"Kim de O`na bir mümin olarak sâlih ameller işlemiş olduğu halde varırsa, işte onlara en yüksek dereceler var. "

" Adn Cennetleri vardır ki, (ağaçları) altından nehirler akar, orada ebedî kalacaklar. İşte böyle Cennetler` de ebedî kalış, küfür ve isyandan temizlenenlerin mükâfatıdır" (Tâhâ, 20/75-76).

"İmran b. Husayn (r.a.)`dan rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.s.) Cennet ehlinin çoğunun fakirler olduğunu ifade buyurmuşlardır (Tecrid-i Sarih Tercemesi, IX, 40). Hadis yorumcuları bunu şöyle açıklarlar. Bir çok kötülükleri insana mal işletir. Çoğu insan mal yüzünden azar. Onun için maldan mahrum fakirler çoğunluğu oluşturduğundan bunların Cennet ehlinin çoğunluğunu teşkil etmesi de olağandır.

Cennet`e ilk giren bir cemâatin yüzleri ayın ondördüncü gecesindeki gibi berraktır. Onlardan sonra girenler de en keskin ışık yayan yıldızlar gibidir. Hz. Muhammed (s.a.s.)`in ümmetinden yetmiş bin, yahut yediyüz bin kişi hesap ve ikap görmeksizin ilk olarak Cennet`e girecektir. (Tecrid-i Sarih Tercemesi, IV, 41-43).

Hadislerden öğrendiğimize göre (Tecrid-i Sarih Tercemesi, II, 845). Cennete en son girecek kimseye, bu dünya kadar, bu dünyanın on misli kadar Cennet verilecektir. Çeşitli rivayetlerle sabittir ki, son sözü Kelimei Tevhîd olan kimsenin mükâfatı Cennet`tir (Tecrid-i Sarih Tercemesi, IV, 264-275). Bu durumu hadisçiler şöyle yorumlarlar: Lâ ilâhe illallah, Cennet`in anahtarıdır, ancak bu anahtarın dişleri vardır, onlarda ilâhi emirlere bağlı olmak itaat ve ibadet etmektir. Bir de "Lâ ilâhe illallah" demekle, birinin müslümanlığına hükmedilmez, "Muhammedün Rasûlullah" (Muhammed Allah`ın peygamberidir) sözünü de eklemesi gerekir. Hatta İslâm dininden başka bütün dinlerden uzak olması icab eder. Bu inançta olan kimse, ehl-i kebâir (büyük günah işleyen) de olsa, günahı kadar Cehennem`de ceza gördükten sonra Cennet`e girecektir. Nitekim Muaz b. Cebel (r.a.)`ın Hz. Peygamber (s.a.s.)`den rivayet ettiği şu hadis meseleyi açıklığa kavuşturur:

"-Hiç bir kimse yoktur ki, kalben tasdik ederek Allah`dan başka ilâh olmadığına ve Muhammed (s.a.s.)`in, Allah`ın kulu ve resûlü olduğuna Şehadet etsin de, Allah ona Cehennem`i haram etmiş olmasın (herhalde harâm eder)" (Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, IV 271).

Ehl-i Sünnet ve`l-Cemâat inancına göre, "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Rasûlullah" diyen ve bunun gereğince iman edip salih amel işleyen her kimse Allah`ın izniyle mutlaka Cennet`e girecektir. Cennetlikler, hastalık, sakatlık, ihtiyarlık, huysuzluk vs. hallerden uzak olarak yaşayacaklardır.

Cehennem İle İlgili İlginç Bilgiler

Cehennem pek çok dinde günahkâr olanların kalacakları azaplı bir yer olarak bilinmektedir. İslam dininde de cehennem Kur’an-ı Kerim’de ve hadisi şeriflerde anlatılmıştır. İnsanların öldükten sonra işlemiş oldukları günahlardan dolayı azap görecekleri ahiret yurdu olarak bilinen cehennem farklı adlarla da anılmıştır. Kur’an-ı Kerim’de cehennem yerine sair, haviye, nar gibi alevi, ateşi, dumanı ve sıkıntılı hayatı anlatan kelimeler kullanılmıştır.

Cehenneme Kimler Girecektir?

Cehennemin en alt tabaksı denilen yere münafıklar yani İslam’a inanmış gibi görünüp de Müslüman olmayan kişiler girecektir. Allah’a inanmayan kâfirler ve Allah’a şirk koşan müşriklerde buraya gireceklerdir. İslam dinine göre cehenneme inanan ancak çeşitli günahlar işleyen kimselerde girecektir. Bu kimseler günahlarının cezasını çekip tekrar cennete gireceklerdir.

Cehennem Nasıl Bir Yerdir?

    Cehennem insanların ve taşların yakıt olarak kullanıldığı bir yerdir. Hatta bazı alimler cehennemin yakıtı olarak nohut büyüklüğü kadar olan taşların insanın beynini fokurdatacak kadar ateşli olduğunu söylemişlerdir. (1)
    Cehennem cennetin aksine kötü bir konaktır ve orada dikenden döşekler vardır. Burada hiçbir insan bulunmak istemez. Dikenli döşekler dinlenmek isteyenlere batar. (2)
    Cehennem ehli olan kişiler uzun uzun sütunlara bağlanır. Üzerlerine ise ateş salınır. İnsan derisi cehennemde yandıkça yenilenir ve yeniden yanar. (3)
    Cehennemde acıkan kişilere kuru dikenler verilecektir. Susayan kişilere ise kan ve irinden oluşan sıvılar verilecektir. Zaten cehennem ateşinden yanan kişiler ise bunları yiyip, içtiklerinde ferahlama yerine içten içe parçalanacaklardır. (4)
    Cehennemde yanan kişilerle ilgilenen ve onlardan mesul olan melekler vardır. Bunların en büyüğü Malik’tir. Cehennem ile görevli olan melek sayısı ise 19’dur. (5)
    Cehennem melekleri buraya gelenler için sert tabiatlıdırlar. Allah’ın emrettiğinden başkasını yapmayan bu melekler iri gövdelidirler ve Allah’ın dediklerine, azabına karşı başkaldırmazlar. (6)
    Cehennemde zakkum adı verilen bir ağaç vardır. Bu ağacın özelliği her dalında şeytan yüzüne benzeyen meyvelerin olmasıdır. Cehennem ehli bunlardan yemek ister ancak korkusundan koparamaz. Yediğinde ise içinde ateşler savrulur. (7)
    Cehennem ehli cehennemde çektikleri acılardan dolayı inim inim inlerler. Hiç kimse onlara yardım etmez ve onlara ortak koştuklarının ve inandıkları batıl tanrılarının onlara yardım etmesi söylenir. Orada kimse kimseye yardım edemeyecek kadar acizdir. (8)
    Cehennem ehli sürekli yok olmak ister. Çünkü üzerlerine dökülen kaynar sular ile derileri, karınları, bütün organları tek tek erir. İçleri yananlar kanlı, irinli sular içmek ister ancak o sularda yutulamaz. (9)

Cehennemde cennet gibi çeşitli kapılardan oluşur. Her kapıdan farklı bir grup girer. Bütün grupların günahları farklı farklıdır ve günahlarının dereceleri vardır. Cehennemin en alt tabakasında münafıklar bulunur. Çünkü onlar hem Allah’a inanmayarak kafir olurlar. Hem de Allah’a maddi çıkarlarını ortak koşarak müşriklerden olurlar. Cehennem sadece insanlar için değil aynı zamanda bizler gibi ümmet olan cinler içinde yaratılmıştır. Yani cennete ve cehenneme de girebilecek cinler vardır. Cehennemin en az azap görecek olan katı cehennem adı verilen kattır. Burada ise Hz. Muhammed’in ümmetinden olan kişiler çeşitli günahları yüzünden hesaba çekilirler. Cehennemin 2. ve 3. katında ise Yahudiler ile Hristiyanların yanacağı söylenmektedir. Cehennem ile ilgili olarak Hz.Peygamberin hadisi şeriflerinde de Kur’an-ı Kerim’i destekleyen açıklamalar vardır.

----------------

Cehennem yedi tabakadır, kâfirler durumuna göre tabakaların birinde azap görecektir.
Feraid-ül fevaid kitabında buyuruluyor ki:
Cehennem yedi tabakadır. Birbirinin altındadırlar. Her tabakanın ateşi, üstündekinden daha şiddetlidir. Günahı affedilmemiş olan müminler; birinci tabakada günahları miktarı yanıp, sonra Cehennemden çıkarılarak Cennete götürüleceklerdir.

Diğer altı tabakada çeşitli kâfirler sonsuz yanacaklardır.

Cennet ve Cehennem şimdi mevcuttur. Bazı âlimlere göre, Cehennemin nerede olduğu kesin bilinmemektedir. Bazılarına göre, yedi kat yerin altındadır. Arz küresi, güneş ve bütün yıldızlar birinci sema [gök] içinde olduklarına göre, yeryüzünün neresinde olursak olalım, yedi kat yerin altında sema vardır. Cehennemin yedi kat semadan birisinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Her Müslüman bilir ki, ilk insan ve bütün insanların babası olan Hazret-i Âdem, yıllarca Cennette yaşadı. Yasak ağaçtan yiyince, dünyaya indirildi. Bu hususta Kur'an-ı kerimde birçok âyet-i kerime vardır. Mesela Bekara suresinin 35 ve 36, Araf suresinin 17. âyet-i kerimesinden 27. âyet-i kerimesine kadar. Taha suresinin 117-119. âyet-i kerimeleri bu hususlardan bahsetmektedir. Kur'an-ı kerimde ayrıca müminler için Cennetin, kâfirler için de Cehennemin hazır vaziyette beklediği bildiriliyor:
(Takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan Cennete koşun.) [Al-i İmran 133]

(Kâfirler için hazırlanmış olan Cehennem ateşinden sakının!) [Al-i İmran 131]

Peygamber efendimiz de, Miraca gidince, Cennet ve Cehennemi de gezdi. Gördüğü şeyleri anlattı. Bunlardan birkaçı şöyle:
(Cennete girdim. İnciden kubbeler gördüm.) [Müslim]

(Miraca çıktığım zaman Cennetin kapısı üzerinde "Sadakanın sevabı on, ödünç vereninki ise on sekiz mislidir" yazılı olduğunu gördüm.) [İbni Mace]

(Miracda Cehenneme baktım. Kokmuş leşler yiyenler gördüm. Bunların kim olduğunu sordum. Cebrail aleyhisselam, "Bunlar, gıybet etmek suretiyle insanların etlerini yiyenlerdir" dedi.) [İ. Ahmed]

Cennet nerede?

Sual: Cennetin bildiğimiz gezegenlerden birinde olacağı mümkün müdür?
CEVAP
Bugün bildiğimiz bütün yıldızlar ve gezegenler birinci kat semadadır. Semalar ise yedi kattır. Diğer katların ise bilinen bu semadan çok büyük olduğu bildirilmiştir. Cennet hakkında Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde bilgi vardır. Cennetin genişliğinin yer ile göğün genişliği kadar olduğu Kur'an-ı kerimde bildirilmiştir. (Hadid 21)

Bu durumda Cennetin gezegenlerde olması mümkün değildir. Cennet daha yukarı semalardadır. (Deylemi)

Sekiz Cennet

Sual: Sekiz Cennetin isimleri nelerdir?
CEVAP
1- Dâr-i celal,
2- Dâr-i karar,
3- Dâr-i selam,
4- Huld,
5- Meva,
6- Adn,
7- Firdevs,
8- Naim.

Cennet Cehennem şimdi vardır

Sual: Din adamı sanılan biri, (Şimdi Cennet Cehennem yoktur) diyor. Cennet şimdi yok mudur? Peygamber efendimiz Miraca çıkınca Cenneti Cehennemi görmedi mi?
CEVAP
Cennet Cehennem yok diye ne bir hadis-i şerif, ne de bir İslam âliminin sözü vardır. Aksine, Cennet ve Cehennemin şimdi var olduğu bildirilmektedir. Din kitaplarında deniyor ki:
Cennet ve Cehennem şimdi vardır. Cennet, yedi kat göklerin üstündedir. Cehennem, her şeyin altındadır. Sekiz Cennet, yedi Cehennem vardır. Cennet, yer küresinden ve Güneş’ten ve göklerden daha büyüktür. Cehennem de Güneş’ten büyüktür. (Herkese Lazım Olan İman, Miftah-ül-Cennet)

Resulullah efendimiz, Miracda, Cenneti, Cehennemi ve daha başka yerleri gördü. (Mevahib-i Ledünniyye)

Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Cenneti, Cehennemi, sayısız şeyleri görüp, Refref adındaki bir Cennet yaygısı üstünde olarak Kürsî, Arş ve ruh âlemlerini geçip, bilinmeyen, anlaşılamayan, anlatılamayan şekilde, Allahü teâlânın dilediği yüksekliklere ulaştı. Mekânsız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü teâlâyı gördü. Gözsüz, kulaksız, vasıtasız, ortamsız olarak Rabbi ile konuştu. (S. Ebediyye)

Cennet ve Cehennemle ilgili hadis-i şeriflerden ikisi şöyledir:
(Bir Cennet kadını dünyaya baksa, misk kokusundan yeryüzü dolar ve yüzünün nuru güneş ve ayın ziyasını bastırırdı.) [İbni Mübarek]

(Cehennemden bir kıvılcım dünyaya düşse, sıcaklığının şiddeti ve pis kokusu Doğu ile Batı’yı kaplardı.) [Râmuz]

Kaynaklar

(1)Tahrim Suresi, 66/ Bakara Suresi, 24

(2)Al-i İmran Suresi, 12/ Ra’d Suresi, 18

(3)Hümeze Suresi, 8-9

(4)Ğaşiye Suresi, 6-7

(5)Müddesir Suresi, 35-36

(6)Tahrim Suresi, 6

(7)Vakıa Suresi, 52-53

(8)Mü’min Suresi, 50/ Fatır Suresi, 37

(9)Hac Suresi, 20/ Furkan Suresi, 14/ Secde Suresi, 20





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)