08-17-2018, 10:06 AM
Batı Gök-Türk Hakanlığı
582 yılında hakanlı ın do u kanadı ile resmen ilgisini kesen Tardu, her iki tarafı kendi idaresinde birleştirmek için gayret sarfediyordu. Do u hakanlı ına baskı yapan Çin'in, Tulan hakana karşı, kardeşi T'u-li (K'i-min)'yi tutarak iki kardeşi çarpıştırması üzerine Tardu Çin'e yürüdü. Kuzey Çin'de ilerlerken yukanda adı geçen general - diplomat Ç'ang-sun şeng'in oyununa kurban oldu. Bu Çinli, Türk ordusunun geçece i yollardaki suları, kuyuları, pınarları gizlice zehirletmişti. Tardu böyle bir şeyin de yapılabilece ini hatırına getirmedi i için zayiat ve a ır at telefatı verdi , çekilmek zorunda kaldı (600). Bu tarihe kadar Tardu Kagan batıda büyük başarılar kazanmış, Hoten bölgesini hakanlı a ba lamış, şehinşah Ormuzd IV "Türk-zade" (579-590) zamanında, Bizans-Sasanî savaşlarında, îran işlerine müdahale etmişti. Bir Türk başbu u ("Hazar yabgu'su"?) Derbend'i kuşatırken, di er Gök-Türk ordusu Herat, Badgîs havalisine girmişti (588-9). Bu orduyu durduran ünlü Sasanî kumandanı Bahram Çüpîn'in isyan ederek Ormuzd'ı tahttan indirip onun o lu Husrev Pervîz'i çıkarması, fakat bunun da kaçması üzerine, Bahram'ın kendini "şehinşah" ilan etmesi Sasanî imparatorlu unu karıştırmış, Bizans'ın müdahalesi ile ma lüp edilen Bahram sonunda hakana sı ınmıştı. Böylece Tardu'nun, bir yandan, kısa müddet için de olsa, her iki Türk hakanlı ını kendi idaresinde birleştirmesi (598'e do ru), aynı zamanda tran üzerinde nüfuzlu bir durum kazanması, onun, 598 yılında Bizans imparatoru Maurikios'a gönderdi i mektubun başlı ında ifadesini bulmuş görünmektedir: "Dünyanın yedi ırkının büyük başbugu ve yedi ikliminin hükümdarı Hakan'daıı Roma imparatonma.." . Çin kaynaklarına göre de, bu tarihte Tardu, Ötüken, Kuzeybatı Mo olistan, Aral gölü havalisi, Kaşgar, Maveraünnehir ve Merv'e kadar Horasan sahalan üzerinde hakim bulunmakta ve ulu hakan olarak "Bilge Kagan" ünvanını taşımakta idi.
Fakat Tardu Gök-Türk birli ini gerçekleştirmek için, Çin'in deste indeki Do u hakanları Tu-lan ve K'i-min ile mücadeleleri dolayısiyle, çok şiddetli davranmış ve buna, şüphesiz Çin'in aleyhte propagandası eklenmişti. Neticede başta Töles'ler olmak üzere bazı Türk boyları ve yabancılar ayaklandılar. Tardu bunlarla başa çıkamadı ve mücadeleyi sürdürdü ü Kuku-nor havalisinde Mo ol Tü-yü-hun'lar arasında kayıplara karıştı (603)
Tardu'nun sahneden çekilmesinden sonra, memlekette isyancıların sayısı arttı, nizam bozuldu. Do u hakanlı ında yeni bir kudret olarak beliren şi-pi Kagan'a karşı, Tardu'nun torunu Ho-sa-na (=Ç'u-lo Kagan) Sui'lerle işbirli ine kalktı ı ve hatta ülkesini bırakarak Çin sarayında yaşamayı tercih etti i için şi-pi tarafından Çinliler'den teslim alınarak öldürüldü (619).Devlet Meclisi'nin hakan ilan etti i, Tardu soyundan, şi-koei zamanında durum düzelme e başladı. Fakat asıl huzur, Tardu'nun küçük torunu olan T'oug-Yabgu (Yabgu Kagan) devrinde (618-630) görüldü. Çin kayna ı T'ang-shu'ya göre "akıllı ve cesur" olan bu hakan "mahir bir savaşçı ve seçkin bir taktikçi" idi. Orhun, Tola ırmakları ile Aral gölü - Kafkaslar arasına yayılmış bulunan Tölesleri kendine ba lamış, îranlıları ma lüp etmiş, güneyde Gandahar'a kadar ilerlemişti. Ordusu birkaç yüz bin "iyi yay kullanan" süvariden kurulu idi. Merkezi Talas şehrinin (bugün Evliya-ata) 75 km. kadar güneydo usundaki ünlü Bin-vul (Bin-bulak = bin pınar) mevkiinde idi. T'an-shu'ya göre, "O zamana kadar batıda onun derecesinde kuvvetli olanı görülmemişti. Çin ile dostane ilişkiler kurmuş olan T'ong-Yabgu ça ında Hindistan'a gitmek üzere Gök-Türk imparatorlu unu bir baştan bir başa geçerek yollar, şehirler, dinî ve kültürel hayat hakkında çok ilgi çekici bilgi veren Çınlı budıst rahıp Hıuen-tsang, T ong-Yabgu yu da ziyaret etmiştir.
Gök-Türk imparatorlu unun parlak bir devir yaşadı ı bu yıllarda Nu-şi-piler ve Karluklar isyan ettiler. Bunları, kendi mevkiini tehlikede zanneden Do u hakanı Kie-li teşvik etmiş olmalıdır. T'ong-Yabgu'nun, hakanlı ın batı kanadı To-lular eli i olan amcası ile mücadelede ölmesi (630) ülkeyi kanştırdı. Nu-şi-pi boyları önce kendileri ayrı bir hükümdar seçmeyi tercih ettilerse de, sonra Tong-Yabgu'nun o lu Se-Yabgu üzerinde birleşildi. Bu defa Töleslerin ayaklanması devletin Çin'e ba lanmasında birinci derecede etkili oldu.
630 senesi Gök-Türk tarihinin karanlık yılıdır. Do u hakanlı ı bu sene Çin'e boyun e mişti. Batı hakanlı ı da aynı tarihte aynı akıbete u radı. Bundan sonra da Aşına soyundan bir sürü "kagan", bazan aynı zamanda birkaç "kagan" Batı Göktürk gruplannın başında görülüyorsa da, bunlar artık Çin'in birer memuru durumunda idiler. Bir aralık, başta Türgişler ve Karluklar olmak üzere di er Türk boylannın deste inde şiddetli mücadelelere girişen hakan Ho-lu(653-659)'nun büyük gayretlerine ra men, Batı Gök-Türk arazisinin Çin kontrolüne girmesi 658'de tamamlandı. Çin imparatorları, oradaki Türgiş hakanlı ı zamanında bile, ço u ismen olmak üzere, On-oklara "kagan" tayin etme e devam ettiler.
582 yılında hakanlı ın do u kanadı ile resmen ilgisini kesen Tardu, her iki tarafı kendi idaresinde birleştirmek için gayret sarfediyordu. Do u hakanlı ına baskı yapan Çin'in, Tulan hakana karşı, kardeşi T'u-li (K'i-min)'yi tutarak iki kardeşi çarpıştırması üzerine Tardu Çin'e yürüdü. Kuzey Çin'de ilerlerken yukanda adı geçen general - diplomat Ç'ang-sun şeng'in oyununa kurban oldu. Bu Çinli, Türk ordusunun geçece i yollardaki suları, kuyuları, pınarları gizlice zehirletmişti. Tardu böyle bir şeyin de yapılabilece ini hatırına getirmedi i için zayiat ve a ır at telefatı verdi , çekilmek zorunda kaldı (600). Bu tarihe kadar Tardu Kagan batıda büyük başarılar kazanmış, Hoten bölgesini hakanlı a ba lamış, şehinşah Ormuzd IV "Türk-zade" (579-590) zamanında, Bizans-Sasanî savaşlarında, îran işlerine müdahale etmişti. Bir Türk başbu u ("Hazar yabgu'su"?) Derbend'i kuşatırken, di er Gök-Türk ordusu Herat, Badgîs havalisine girmişti (588-9). Bu orduyu durduran ünlü Sasanî kumandanı Bahram Çüpîn'in isyan ederek Ormuzd'ı tahttan indirip onun o lu Husrev Pervîz'i çıkarması, fakat bunun da kaçması üzerine, Bahram'ın kendini "şehinşah" ilan etmesi Sasanî imparatorlu unu karıştırmış, Bizans'ın müdahalesi ile ma lüp edilen Bahram sonunda hakana sı ınmıştı. Böylece Tardu'nun, bir yandan, kısa müddet için de olsa, her iki Türk hakanlı ını kendi idaresinde birleştirmesi (598'e do ru), aynı zamanda tran üzerinde nüfuzlu bir durum kazanması, onun, 598 yılında Bizans imparatoru Maurikios'a gönderdi i mektubun başlı ında ifadesini bulmuş görünmektedir: "Dünyanın yedi ırkının büyük başbugu ve yedi ikliminin hükümdarı Hakan'daıı Roma imparatonma.." . Çin kaynaklarına göre de, bu tarihte Tardu, Ötüken, Kuzeybatı Mo olistan, Aral gölü havalisi, Kaşgar, Maveraünnehir ve Merv'e kadar Horasan sahalan üzerinde hakim bulunmakta ve ulu hakan olarak "Bilge Kagan" ünvanını taşımakta idi.
Fakat Tardu Gök-Türk birli ini gerçekleştirmek için, Çin'in deste indeki Do u hakanları Tu-lan ve K'i-min ile mücadeleleri dolayısiyle, çok şiddetli davranmış ve buna, şüphesiz Çin'in aleyhte propagandası eklenmişti. Neticede başta Töles'ler olmak üzere bazı Türk boyları ve yabancılar ayaklandılar. Tardu bunlarla başa çıkamadı ve mücadeleyi sürdürdü ü Kuku-nor havalisinde Mo ol Tü-yü-hun'lar arasında kayıplara karıştı (603)
Tardu'nun sahneden çekilmesinden sonra, memlekette isyancıların sayısı arttı, nizam bozuldu. Do u hakanlı ında yeni bir kudret olarak beliren şi-pi Kagan'a karşı, Tardu'nun torunu Ho-sa-na (=Ç'u-lo Kagan) Sui'lerle işbirli ine kalktı ı ve hatta ülkesini bırakarak Çin sarayında yaşamayı tercih etti i için şi-pi tarafından Çinliler'den teslim alınarak öldürüldü (619).Devlet Meclisi'nin hakan ilan etti i, Tardu soyundan, şi-koei zamanında durum düzelme e başladı. Fakat asıl huzur, Tardu'nun küçük torunu olan T'oug-Yabgu (Yabgu Kagan) devrinde (618-630) görüldü. Çin kayna ı T'ang-shu'ya göre "akıllı ve cesur" olan bu hakan "mahir bir savaşçı ve seçkin bir taktikçi" idi. Orhun, Tola ırmakları ile Aral gölü - Kafkaslar arasına yayılmış bulunan Tölesleri kendine ba lamış, îranlıları ma lüp etmiş, güneyde Gandahar'a kadar ilerlemişti. Ordusu birkaç yüz bin "iyi yay kullanan" süvariden kurulu idi. Merkezi Talas şehrinin (bugün Evliya-ata) 75 km. kadar güneydo usundaki ünlü Bin-vul (Bin-bulak = bin pınar) mevkiinde idi. T'an-shu'ya göre, "O zamana kadar batıda onun derecesinde kuvvetli olanı görülmemişti. Çin ile dostane ilişkiler kurmuş olan T'ong-Yabgu ça ında Hindistan'a gitmek üzere Gök-Türk imparatorlu unu bir baştan bir başa geçerek yollar, şehirler, dinî ve kültürel hayat hakkında çok ilgi çekici bilgi veren Çınlı budıst rahıp Hıuen-tsang, T ong-Yabgu yu da ziyaret etmiştir.
Gök-Türk imparatorlu unun parlak bir devir yaşadı ı bu yıllarda Nu-şi-piler ve Karluklar isyan ettiler. Bunları, kendi mevkiini tehlikede zanneden Do u hakanı Kie-li teşvik etmiş olmalıdır. T'ong-Yabgu'nun, hakanlı ın batı kanadı To-lular eli i olan amcası ile mücadelede ölmesi (630) ülkeyi kanştırdı. Nu-şi-pi boyları önce kendileri ayrı bir hükümdar seçmeyi tercih ettilerse de, sonra Tong-Yabgu'nun o lu Se-Yabgu üzerinde birleşildi. Bu defa Töleslerin ayaklanması devletin Çin'e ba lanmasında birinci derecede etkili oldu.
630 senesi Gök-Türk tarihinin karanlık yılıdır. Do u hakanlı ı bu sene Çin'e boyun e mişti. Batı hakanlı ı da aynı tarihte aynı akıbete u radı. Bundan sonra da Aşına soyundan bir sürü "kagan", bazan aynı zamanda birkaç "kagan" Batı Göktürk gruplannın başında görülüyorsa da, bunlar artık Çin'in birer memuru durumunda idiler. Bir aralık, başta Türgişler ve Karluklar olmak üzere di er Türk boylannın deste inde şiddetli mücadelelere girişen hakan Ho-lu(653-659)'nun büyük gayretlerine ra men, Batı Gök-Türk arazisinin Çin kontrolüne girmesi 658'de tamamlandı. Çin imparatorları, oradaki Türgiş hakanlı ı zamanında bile, ço u ismen olmak üzere, On-oklara "kagan" tayin etme e devam ettiler.
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca