Thread Rating:
  • 48 Vote(s) - 3 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
BANA KONUM ATAR MISIN?
#1
Oku-1 
BANA KONUM ATAR MISIN?

İnsan dünyayı duyuları ile algılar ama kalbi ile anlamlandırır. Kalbi onun mücadele ettiği yer, hak ile batıl arasında savaş verdiği cephesidir. “Orada iman ve inkâr, tevhid ile şirk birbiriyle savaşır.” Soner Duman, Bana Konum Atar mısın? eserinde kalbi bir saraya benzetir. “O sarayın tahtında ya iman ya da inkâr oturur.” İmanın taht kurduğu kalpte insanın uzviyeti imanın iktidarına teslim olur. Gözler bu bilinçle dünyaya nazar eder, dil yalnızca hakkı ve hakikati söyler, ayaklar sırat-ı müstakimde yol almaya gayret eder. Bu ifade Hz. Peygamber’in (s.a.s.) “Dikkat edin! İnsanın bedeninde bir parça et vardır, eğer o düzgün olursa bütün beden düzgün olur. Eğer o bozuk olursa bütün beden bozuk olur. Dikkat edin! İşte o et parçası kalptir.” (Buhari, Îman, 37) hadisinin tezahürüdür.
Türkiye Diyanet Vakfı Yayınlarından neşredilen eser, “Kalp Dünyamız”a açılan bir pencere ile başlar. Kalbin iki durumu vardır: Huzurlu ve huzursuz kalp. Birincisinde kalp kararlı, mutmain, istikrarlıdır. Bu da insana huzur bahşeder. İkincisinde ise kalp kararsız, endişeli, yeis içinde ve huzursuz hâldedir. Eserin ilk bölümünde kalb-i selim yani selamete eren kalpler ve onun zıddı olan mühürlenmiş kalpler anlatılır. Birincisinin verdiği sükûnet, diğerinin ise insanı sürüklediği hüsran dile getirilir.
Kitapta ele alınan diğer bölümler, kalp dünyamızın üzerine inşa edilir. “İbadetlerimiz”, “Dua ve Zikirlerimiz”, “Ahlâkımız”, “Ailemiz”, “ Günahlarımız ve Biz”, “Ölüm ve Ötesi” kalb-i selimin hem sebebi hem de sonucudur. İbadetler, dua ve zikirler insan kalbini kirden tozdan arındırır, imanın kalp sarayındaki hâkimiyetini güçlendirir. Böyle bir kalple dünyaya karışan insanın ahlakı da güzelleşir. Diğer insanlar onun elinden ve dilinden emin olur. Ancak insan hata ve nisyan ile malumdur. İnsanoğlu büyük bir dikkat ve rikkatle yaklaşmalı, nefsinin buyruklarına kulaklarını tıkamalıdır. “Günahlarımız ve Biz” bölümünde insanoğlunun kendini haklı çıkarmak için sığındığı bahaneler bir bir ele alınır. Günahta ısrarın kalp sarayının hâkimiyetini, inkâra vereceğinin altı çizilir. Kitabın son bölümü “Ölüm ve Ötesi”nde âdemoğlunun yaşayacağı pişmanlık dile getirilir. Topraktan yaratılan insanın o dehşetli günde kendisine bahşedilen ilahi lütfa karşı nankörlük etmesi sonucu “Keşke toprak olsaydım!” diyeceği vurgulanır.

Süreyya MERİÇ

Diyanet Aile Dergisi

Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 2 Guest(s)