Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Mektubati Şeyh Ahmed El-Haznevi 2.Bölüm
#1
Oku-1 
Mektubati Şeyh Ahmed El-Haznevi 11-12-13-14-15-16-17-18-19-20. Mektuplar

Onbirinci Mektup
Çeçen İzzet Bey´e, dünyada hakikat ehlinden (sofulardan) başka kimselerde kalb huzüru,
esenlik olmadığı, tarikat ve tasavvufta önemli maksad, Peygamber´in (Sallâllahü
aleyhi ve sellem) ve Nakşibendï sâdâtlarnnn (ulularının) boyalarıyla boyanmanın
hakkındadır.
ALLAH´IN ADIYLA BAŞLARIM
Bütün hamdler, bizleri bu nimete kavuşturan Allah´a olsun ki: eğer Allah bizi buna
hidayet etmeseydi, kendiliğimizden hidayetlenemiyecektik. Allah´ın salât ü selâmı,
Resûllerinin (Aleyhimüsselâm) âl ve sahâbillerinin üzerine olsun!

Sonra, bu mektüb yüce kapı eşiğinin hizmetçisinden, Allah yolundaki kardeşi, Allah
için dostu, İzzet Bey´e, Allah onu nezdinde makbul kullarından eylesin! Muhabbetinizden
dolayı, ayrılığın şiddetli acısından haber veren mektûbunuz hizmetçiye ulaştı. Ey
kardeş! Bilmelisin ki, dünyada esenlik, dünyasını âhirete vesîle eden kimseden başkasına
yoktur. Dünya meşakkat ve aldanma evidir. Zira hadïs-i şerîfte:

Dünya lânetlenmiştir (kıymetsizdir). Dünyanın içindeki eşya da lanetlenmiştir. Ancak
AlIah´ın zikri, Allah´ın sevdiği şey bu lanetlemenin dışında kalınıştır.» (*) buyurulmuştur.
Allah, bizi ve sizi, buyurduğu emirlerine imtisal eden, nehiylerinden korunan kimselerden
eylesin! işte bundan dolayı, âkıllı kimse, Allahın dostu olan Muhammed´in (Sallâllahü
aleyhi ve sellem) şeriatına, Nakşibendi yye sâdâtına, fakirliği, zenginliği, rahatlık
ve sıkıntılı vakitlerinde de mütabeat etmesi lâzımdır çün­kü onların boyalarıyla
boyanmak en üstün matlüb ve arzü edilen şeylerin nihayltidir. O boya, ile boyanan
kimseye ne mutlu. Boyanmayana piş­manlık vardır. Beyit:

«Ömrü beyhüde geçip de Allah´ın muhabbetinden bir nasibî olmayan kimse, kendi nefsinin
üzerine ağlasın!»

Size, kardeşlerinize ve akrabalarınızın üzerine selâm olsun! Size dua edip sizi
duadan unutmayacağım. Allah, Muhammedin, âl ve ashâbının üzerine salât ü selâm eylesin!
Zilkada l359/l5.

Onikinci Mektup
Mürşidin (Hazret) (Kuddise sirruh) halifesi Şeyh Mahmuda, halifesi olan Molla Sâlih ile bâzı tâbîlerinden kızdığı için, onları af etmesi talebinde bulunması, onlardan darılması, halknı bu tarikata karşı nefret etmelerine ve sâdâtın (tarikat ulularının) kahrına sebeb olacağına ve bu konu ile ilgili mesele hakkındadır.

ALLAH IN ADIYLA BAŞLARIM
Bütün hamdler, yaptığı işlerden sorumlu olmayan Allah a mahsustur. Salât ü selâm, efendnniz, âleme rahmet için. peygamber olarak gönderilen Muhammed in, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) âl ve ashâbının üzerine olsun!
Sonra, bu mektub zelil, lûtfunuza muhtaç olan kuldan, Allah yolun­dâki kardeşi, Allah a giden yolun mürşidi, sevgili şeyh Mahmud adır.
Her iki dünyada şerefi çoğasın!
Bu köle efendisinin saş elini öpmekle müşerref olup, duasını ve hüsnü tevecühünü rica eder. Zâtı âlinizin, bütün ev halkınızın, hayırlı dostların sıhhat ve âfiyetlerinden sual eder. Muhammed İsâ ile karde­şinin (Allah onları koruyup güzel evlâd olarâk yetiştirsin..) gözlerinden öper, hepsinden sâlih dualar dilerim. Onlara, hususi olarak Molla Alâeddin e, Molla Raşid e, Molla Âbdülbàki ye, güzel selâın ve senâlar hediye ederiz. Meclisinizden uzak olduğum için üzülüyorum. Adlar. geçen­lerin hepsine dua eder, hepsinin dualarını dileriz.
Sonra şu arz edilir ki: Molla Sâlih ile bâzı tàbilerden darıldığınızın hâberi, bu fakirin kulağına geldi. Bunu garib bir şey saydı ve doğru olduğu tâkdirde ki, (ondan Allâh a sığınırım) çünkü, darılmanız bu fakire de sirayet edeceğinden korktu. Çünkü rızânızı, duanızı taleb etmek üzere emrinize muhalefet etmemek, daima sizi ziyaret için bir çok def alar Molla Sâlih e söyledim. Demek ki iş, bu fakirin düşündüğü fikrin hilâfına oldu şiir:
«İnsan her temenni ettiği şey e ulaşamaz. Rüzgârlar istedikleri cihete gemileri sevkeder.» Güzel ahlâk sahibi ve temiz kalbli Molla Sâlih, Molla Reşid ve daha başkaları gibilerden darılmayan yüce zàtlardan olduğunuzu. itikad ederim. Molla Sâlih ten darılmanızın se bebinin bildirilmesi rica edilir ki, yaptığı hatayı kendisinden kabul etıneyip, onu te dib edeyim. Kendisini af edip ondan ve onlardan darıldığınız bâzı arkadaşlardan râzı olmanız umulur. Tâ ki, bu durumunuz yayilmayıp halk bu yüce tarikattan nefret etmekle sâdâtı kiramın (Kuddise sirruhüm) kahrına sebe b olmasın. Çünkü biz ve sizler, hazretin (Allah bizi ve sizi onun sırlarıyla kutlasın) tâbileriyiz. Tarikatımız birdir. Biz seydaya m ensub olan kapı eşiğinin hizmetçisiyiz. Sizin gibilerden sonra, bu miskine iltifat ve kabul gözü ile bakmanızdır. Eğer kendisinden Allah ın (Celle ve alâ) rızâsına muhalif bir şey veya sâdât ile yollarına aykırı bir şey sâdır olsa, hemen ondan yüz çevirmemek emsalinize lâyıktır. Hattâ ondan sâdır olan bu gibi hatâdan dolayı, kendisini uyarmanız lâzımdır ki, davasında doğru ise, yaptığı hatasından dönsün, doğru değilse, yalanı meydana çıksın. Çünkü kendisi pîrinizin. hizmetçilerindendir. Kendine ondan başıka bir şey bilmemektedir. Farsça şiir:

Molla Muhammed ile Molla Reşid den darımanız ha kkında aradakilerin hepsi hiç bir hatâları olmadığına şâhidlik ediyorlar ve Muhammed İsâ nın ahlakı herkesce malümdur, derler. Allah, nebi ve resüllerin hepsine, bilhassa peygamberlerin sonuncusuna, (Aleyhimüsselàm) âl ve sahâbesinin hepsine salât ü selàm eylesin. Receb El Asamm. 3.l359


Onüçüncü Mektup
Beni Sebü aşiretinden Ebü Necm kabilesinin reisi Ayiş´e yap­tığı nikâhı fasid olup tekrar kıymasına dair emir etmesi hakkındadır.
ALLAHIN ADIYLA BAŞLARIM
Ayiş´e selâmdan sonra derim ki, zevceniz, üç sefer aybaşı hâli gördükten sonra, nikâhını ikinci defa yeniden yapmanız gerekir. Çünkü nikâh, zevcenizin iddeti tamam olmadan vâki olup, bu ise, Allah ın dininde câiz değildir. Sen de müslümansın, Muhammed in (Sallâllahü aleyhi ve sellem) ümmetindensin.

Ondördüncü Mektup
Mübârek sülâleden Medineli şeyh Muhammed Sadaka ya, yanında bulunduğu zaman vâcib olduğu kadar kendisine hizmet etmediğine ve kendisine dua taleb ettiğine dair göndermiştir.

ALLAH IN ADIYLA BAŞLARIM
Salat ü selam, kullarından kendine seçtiği Peygamberin (Muham­med in) (Sallallahü aleyhi ve sellem) doğruluk ve vefa ehli olan al ve as­habının üzerine olsun!
Kölelerin en aşağısı, vefasız olan bu fakir, ayakkabılarınızın topra­ğını öpmesiyle teberrük eder, sizden dua taleb edip bir çok sena ve se­lâmları size hediye eder. Oğulluğunuz A bdülaziz in gözlerinden öper. Al­lah, onu razı olduğu şeylere muvaffak eyleyip güzel yetiştirsin!
Sonra fakir şunu arz eder ki, şübhesiz hakkınızda son derece taksi­ratlı olduğumu itiraf ederim. Bilhassa bir kere onbeşgün, bir kere daha yaz mevsiminde tamamıyla bizde kaldığmız müddet zarfında size karşı terk-i edeb edip az hürmet ederek o cenaba lâyık bir hizmet etmediğimiz­den dolayı şeyh bizden, çocuklardan ve ev halkımızdan darıldı. Bizler hala razı olmadığımız o haletin ızdırabındayız. Kusurumuzun af ve müsa­maha edilmesi için şeyhin cenabından ve veledinizden rica olunur. Al­lah a yemin ederim ki, söylediğim bu sözler riyakarhk etmekten veya uefsimi küçültmekten dolayı değil, belki bunu doğru ve hakikat olarak söylüyorum. Sonra, bu miskin kölenize duaların kabul olunan vakitlerde üç kerre kendisine dua etmesi, efendisinden son derece rica oiunur. Bi­rincisi: Oleceği anda, Allah sübhanehü ve teala kendisinden razı olma­sına ve kendisine iman selametini vermesine. ikincisi: Habib-i A zam ın üzerine salavatların en üstünü ve selamların en kamu olsun! Ve Kabe yi ikinci def a bu veya başka bir sene ziyaret etmesi için, çünkü her iki maksadı da gayet arzuluyorum. Üçüncüsü: Ev halkımızın hastalık­larmdan şifa bulmaları için... çünkü bir çokları hastadırlar. 0 hastalar­dan, Muhammed Ma süm un evladları ve zevcesi ve anneleri, Alaüddin in zevcesi, hizmetçi kadınlar ile diğer kimselerdir.
Muhammed Ma süm, Alaüddin, Izzeddin, Muhammed Said ile bütün ev halkımız duanızı diler, ayaklarınızdan öperler. Bu tarafta bulunan ule­ma, fakih ve tabil er de keza... Molla A bdüllatif e, Molla Abdulhalim ile bütün dostlara selam ederiz. Allah, Muhammed in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) al ve sahahesinin üzerine salat ü selam eylesin! Şevval/l2/l357.

Onbeşinci Mektup
Halifesi hacı Müsâ ya, kendisi, vellsi olnıayan bir kadının nikahı için hakem olmasma dair talebinin kabul etmediği ve o kadının nikahı Hanefi mezliebine göre yapılması için emri ve mezkür mezhebi bu hususta taklid edilmesinin keyfiyetinin beyanı hakkındadır.
ALLAHIN ADIYLA BAŞLARIM
Kainatta hiç bir varlık yok ki ,onu hamd ile tesbih etmesin. Salâtü selâm, mahluklatın en hayırlısı olan Muhammed in, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) bütün al, ashâb ve zevcelerinin, zürriyetinin (Rıdvânullahü aleyhim ecmain) üzerine olsun!
Bundan sonra, bu mektub, ilim, tarikat hizmetçisinden, Allah yolun­daki kardeşi, Allah için dostu, övülür ahlâk sahibi, hacı Müsâ yadır. Al­lah, onu nezdinde makbul olan kullarından eyleyip, din hususunda onu dostlarının yolunda bulundursuuı!
Size selam ve dua eder, ahvalinizden sorarım. Bütün akraba ve baş­kalara da selam ederim. Sonra şu arz edilir : Nikâhta tahkim mes ele­sini tatbik etmek gayet güçtür. Çünkü hakem olacak kimse, adaletli ol­ması şarttır. Bu fakir ise, kendi nefsinin adaletinden korkduğu için bu nikahı yapmadı. Fakat bu nikah akdi için, Hanefi mezhebi daha güzel­dir. llkm sen, zevceye Hanefi mezhebini taklit ettir; sonra, ondan ev­lendirmek üzere, şahsın için vekâlet iznini alacaksın. Sonra, zevc ve ni­kah akdinde hazır olacak iki şahidi de ta klid edip nikahı Hanefi mezhe­bine göre yap! Taklid ve taklid lâfıziarı hakkında tereddüdün olmasın! Taklid şöyledir: Zevc, zevce ile akdi yapanların her birisi, «Hanefi mez­hebine göre, erginlik çağında, akıllı, velisiz olan bu zevce bizzat izin ve­rerek nikahım yapılması cüz olduğu mes eleyi kabul ettim.» diyecektir.
Allah, efendimiz Muhammed in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) al ve ashâbının üzerine salat ü selam eylesin!

Onaltıncı Mektup
Mürşidin (Kuddise sirruh) bazı torunlarına, tarikatına dahil ol­maları ve kendisine iktida etmek arzusunda olduklarının taleb­leri üzerine, dilediği özrü ve kalbini hoşnud etmek için, bu hu­susta istihareyi () emretmesi ve buna benzer mes eleler hak­kında gönderilmiştir.

ALLAH IN ADIYLA BAŞLARIM
Allah a hamd, Resülüne, (Sallallahü aleyhi ve sellem) bütün aline, ashâbına, ezvâcına ve zürriyetine salât ü selâm etmekle başlarım.
Bundan sonra, bu mektub kölelerin en aşağısı, hizmetçilerin en kıy­metsizi (mürşidinin) kölesi, kalbi ile huzurınuzda cismiyle sizden uzak olan kimseden Arapça şiir:

«Mulıabbetiniz kalblerde iyice yerleşik durumdadır. Eğerçi cisimlerimizin arasında bir çok fersahlar vardır.> Şiir farsça:

«Bayramdır. Herkes senden başkasını tâmaşa etmek azmindedir. Benim için senden başkasının kalbimde temennisi yoktur.»

Mektubunuz bu köleciğinize ulaştı. Gözünüzün üzerine koyup öptük­ten sonra, sevincinden az kalsın uçacaktı. Göksü açıldı. Sonra şunu arz eder: Ey kalbimin sevgilisi, gözümün nüru! Bu miskin, merhalelerle ta­leb ettiğiniz mertebelerden uzak olup kendisi boş su kabına benzer; bu büyük işe lâyık değildir. Farsça hafızın şiiri:

«Güneşin nezdinde ben nur çeşmesiyim demck, yüce kişiler billrler ki, süha yıldızına layık değildir.» Ancak bu fakirin nezdizde emir mesa­besinde olan yüce manevi işaret mucibince, bu husus için istihârede bu­lundu. Zannıma göre, istihare mutlüba uygun geldi. Sende üç def adan yedi def aya kadar istihare etmen rica olunur. Yapacağım istihare benim istihareme muvafık ise, irşadımz için ehil değilsem de, o zaman siz mu­hayyersiniz (serbestsiniz). Aramızda yol kesilmeyip, maniler çoğalmasaydı, başım gözürn hatta diz üzerinde hizmet için size gelecektim. Bun­dan sonra, hepinizin mübarek ayakkabılarımzı öpmekle, topraklarını gö­züme sürmekle müşerref olurum. En mübarek vakitlerde, maksadların kabesini ziyaret ettiklerinde hepimizden inci gibi, dualarını rica ederim. Ah ayrılık acısından... Arapça şiir:
«Ne gündüz ne gece benim için huzur yoktur. Geceler uzun mu veya kısa mı oldu, hiç farkında değilim.» Allah, efendimiz Muhammed in, (Sal­lallahü aleyhi ve sellem) bütün âl ve ashâbının üzerine salât ü selâm ey­lesin!

Onyedinci Mektup
Deyrezor da mukim Şeyh Ahmed El-Râvi El-Rufâi´nin oğlu El­ Seyyid Abdülvehhab´a, kendisinden dua taleb etmesi, ona karşı olan sevgisini açıklaması ile buna benzer ınes eleler hakkındadır.
ALLAH IN ADIYLA BAŞLARIM
Kâinatta hiç bir şey yok ki, onu hamd ile tesbih etmesin. Salât üselam, Allah´ın yaratıklarının en hayırlısı olan Muhammed´in, (Sallâlahü aleyhi ve sellem) âlinin. ve sahâbelerinin üzerine olsun!
Bundan sonra, bu mektub, taksirat kusurlarını itiraf eden köleden, efendisi, kendisinden kıvanç duyulan, kemâlet sahibi temiz sülâleden, bütün âleme nür saçana (Peygamber e) (ona, âl ve ashâbına salât ü se­lâm olsun.) Muazzam mevlâmız, El-Seyyid Abdülvehhab adır. Allah, onu nezdinde makbul olanlardan eyleyip, din hususunda dostlarının yolunda bulundursun!
Sonra, şu arz edilir ki, bu fakir, hakkınızm riâyetinde gayet kusur eylediğini itiraf eder. Çünkü insanların nimetlerine karşı şükretmeyen kirnse, Allah ın kendisine ni met eylediğine karşı da şükretmemiş olur, denürniştir.
Bize karşı yaptığınız iyiliğinize şükretmemiz, sizi sevmemiz lâzım­dır. Nasıl şükretmeyelim İki, muhakkak sizler, temiz sülaledensiniz. Fa­kat perişân durum, düşünce dağınıklığında olduğum halde, cenâbımız ve sohbetinizle müşerref olduğumdan şimdiye kadar da o mülâkatınıza, ce­nâbınıza lâyık olan şükrü edâ etme hasretini çekmekteyim. Öyle ise, kö­leyi mezkür taksiratından af etmek zatınıza yakışır.
Sonra, el ve ayaklarınızdan öper, çok senâ ve selâmlar hediye edip beş vakitte duanızı dileriz. Meclisinizde âuhman talebe ve kardeşlere, hu­susi olarak övülür ahlak sahibi, Cafer efendi, Allah yolunda kardeş ve dost Hüseyin efendiye, meşhur âlim Molla Nehir e ve diğer dostlar: Hü­seyuı efendi, Ali efendi, Şeyh Yasin e, Muhammed El-Hair e, Molla Ah­med e, Sâlih e ve diğer arkadaşlara selim ederiz. Çocuklar, hepsi du­anızı diler, hürmetle el ve ayaklarmızdan öperler. Buradaki ahbaplar da keza Hırsız, lanetlenmiş şeytan ile kötü nefse, onu kaptırmayıp arzü­larından kurtulması için, yok hükmünde olan bu fakire şefkat gözü ile bakmanızı ve onu hatırınızda muhafaza etmenizi siz kardeşlerinizden rica ederiz. Allah, Muhammed in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) al ve sa­hâbelerinin. üzerine, salat ü selâm eylesin!

Onsekizinci Mektup
Hasletleri temiz, iyi filler sahibi öz kardeşi Molla Mustafa ya, Allah a (Celle ve ala) giden yolların en yakını, Nakşibendiye ta­rikatı olduğu, manevi iç hastalıkların bilmeleri için, dünya ve âhirete ait düşünce lazım olduğu, mürid için, Allali m rızası mür­şidin rızâsma, gadabı mürşidin gadabıua bağlı olduğunun be­yanı ve bu konu ile ilgili mes eleler hakkındadır.
ALLAH IN ADIYLA BAŞLARIM
Kainatta hiç bir şey yok, onu hamd ile tesbih etmesin. Salat ü se­lam, Allah ın yaratıklarının en hayırhsı olan Muhammed in, al ve saha­besinin üzerine olsun!
Bundan sonra, bu mektub, yüce kapı eşiğinin hizmetçisinden seven ve sevgili olan kardeşi Molla Mustafa yadır. Allah sübhanehü ve teala size, şeriat yolunda istikameti nasib eylesin! Faki Hacı, bize gelip, temiz ahlakınızdan ve Allah ın taatıyla meşgul olduğunuzdan haber verince, Allahü tealaya hizmet etmenize dair arzunuzun rağbet ve teşviki için, bu mektubu size yazdım.
Ey kardeş! Hace Behâeddin El-Naıkşibendi (Kuddise sirruh), «Ger­çekten tarikatımız, Allah a giden yolların en yakınıdır.» dedi. Yine bu­yurmuş, «Hakk sübhanehü ve tealadan, kat i olarak kulu kendisine ulaştırıcı bir yol diledim. Dileğini yerine getirip duam kabul oldu.» Bu tari­kata ilk girişte, bir tad ve zevk olup sonunda, aşâk harareti ve Sekr ()(kendinden geçme) haleti vardır. tşte bunun içindir ki, arif olan kimse, kendini hiçe sayıp frenk kâfirleri bile kendinden daha iyi olduklarını dü­şünür.
İmam-ı Rabbani (Kuddise sirruıh) buyurdular ki: «Zahiri beden hastalıkları, şer i ahkâmlarının edâsı için meşakkata sebeb olduğu gibi, manevi kalb hastalığı da, bunları icab ettirir. İnsanın bedeninde, bir zahiri hastalık belirse, o hastalığı gidermek için, çok çalışır. Halbuki, şübhe­siz, manevi kalb hastalığı, üzerine çökmüştür. Batıni kalb hastalığı, kalb Hakk celle ve aladan başka şeylere ilgilemnesinden ibarettir. Öyle meş­guldür ki, kendisini ebedi bir ölüme ve ebedi atacağı az kaldığı halde, bu hastalığın giderilmesini asla, düşünmeyip, def ine asla çalışmaz. Eğer, bir kimse, kalbi Hak teâlâdan başkasıyla, ilgisiıü bir hastalık olduğunu bilmezse, halis, sefih bir kimsedir. Eğer bilipde izalesine aldırış etmezse, sırf ahmaktır. İşte bu manevi kalb hastalığı anlamak için, ithirete ait düşünce lazımdır. Çünkü yalnız dünya için olan akıl, idrak, fâni zevkler­le mübtela olup, onlara dalmış olduğundan, kusurludur. Bu manevi has­talığı anlanıaz. Ancak ahiret aklı bunu idrak eder.» ()

Durum bu iken, insan, dünyadan daha ziyade Allah ın rızasına ca­lışması gerekir. Zira Hak sübhanehü teâla, kerem-i kemalinden, kulların rızkını vermeye tekeffül edip, rızk için, bizi, tereddüt etmekten kur­tarmıştır. Ailenin nüfusu çoğaldıkça rızkları da o nisbette çoğalır.
Öyle ise hayatta ölümden önce Hak sübhanehü tealanın rızasına yönelmek dünya ve rızık işini Allah a (Celle ve ala) havale etmek layıktır. Allah ın rızâsı, hâkiki mürşidin rızasına; gadabı, mürşidin gadabına bağlıdır. Size selam ve dua eder ,duanızı dileriz. Ev halkırnza selam ve dua ederiz. Zeki, anlayışlı olan kimseye, bu kadar kafi iken, yazdığımız bu açık ve uzun tabirlerin hali nicedir 27/Receh/l339.

Ondokuzuncu Mektup
En şerefli, en seadetli ,faziletli Molla Ahıned e. Kayınbiraderiniu vefatı dolayısıyla, kendisine ve ev halkına, başsağlığı ve ahiret işleriyle meşgul olmak, dünya işlerinden daha önemli olduğu ve daha başka şeyler hakkında göndermiştir.
ALLAH IN ADIYLA BAŞLARIM
Kainatta hiç bir varlık yok ki, onu hamd ile tesbih etmesin. Salat ü selam, yaratıklarının en hayırlısı olan efendimiz Muhammed in, bütün al ve ashabının üzerine olsun!
Bundan sonra, Hacı Ömer ağanın vefatını işittim. Allah, sizin ve kız kardeşinizin ecrini büyültsün. Mateminizin akıbetini güzelleştirip, geç­mişinizi affeylesin. Allah ım! Onun kadrni yükseltip türbesini nürlandır. Yüce zatlar tarafından, «Mahbub un (Allah) yaptığı bütün şeyler sevilir» denilen sözde tefek kür etmeleri için ev halkınıza ve evladımza tebliğ et! Biz, Allah ın kuluyuz, ona kulluk yapmak için yaratıldık ve ona dönece­ğiz. Yine onlara, geçmişinizden öncekilerin vefatlarını, hatta bu musibetten daha üstün, acısı daha şiddetli musibetin vâki olduğunu, belki bu musibetiniz, ona nisbeten tek bir hardal tanesinin dünyanın en yüksek dağına karşı gibidir ki, Peygamberin (Sallallahü aleyhi ve sellem) vefatı­dır, diye tebliğ et. Çocuklarımnn anneleri de, Peygamberin (Sallâ.llahü aleyhi ve sellem) zevcelerinin başına gelen, hattâ bütün ümmetinin baş­larına gelen musibetlerden ibret alıp sabreylesin! Şunu da bildireyim ki, musibet sahibinin geçmişine karşı olan sevgisi dünya için olsa, gerçek­ten vefat edenin dünyası gitti. Eğer Allah (Celle ve Ala.) için ise, Allah hakidir. Mürşidimiz (Hazret) Allah, bizi ve sizi onun sırlarıyla kutla­sm! Buyurdular ki, «Herkesin mevlası AlIah dır, (Celle ve ala) başkası değildir. Baki o, başkası değildir. Onıuıla teselli olunmak evlâdır.» Yine kendisi (Kuddise sirruh) buyurdular ki: «Bütün insanlar, âhirete göç etmek üzere olduklarının hatta ölüm onlara eşyalardan en yakın oldu­ğunun bilinmesi gerekir. Öyle ise, aşağı olan bu dünya işlerine büsbütün dalmayıp, onunla meşgul olmamak lazımdır. Dâr-ı bekâya hazırlanacak şeylere olan meşgulliyet, bu dünyamn işlerine hazırlanacak işlerin meş­guliyetinden daha şiddetli ve üstinı olması layıktır.»
Sizin evladmızın, ev haikınızın üzerine selam olsun! Sizin ve onların afiyetlerini AIlah dan (Celle ve ala) dileriz. Ev halkımız, ev halkımıza selâmedip onlara, «Her nefis, ölümü tadacaktır.» İnsanlar doğup akıbet­leri ölümdür derler. Daha önce, size dediğim gibi, Diyauddin, adet üzere okunmasından başka bir şey e razı değilmi. Allah, umümi olarak bütün nebi ve resüllerin özel olarak son Peygamberi Muhammed in (Sallallalıü aleyhi ve sellem) üzerine salat ü selâm eylesin.

Yirminci Mektup
Deyrezorlu Muhammed Said´e fakirllğin faziletine, Hak sübha­nehü ve teâlanın razı olduğu şeylerin yapılmasının lâzım oldu­ğuna ve geçim işinin, (aziz ve yüce) Allah´a havale edilmesi, kâza ve kadere karşı sabredilmesine dair tavsiyesi hakkındadır.
ALLAH IN ADIYLA BAŞLARIM
Salat ü selam, Allah´ın Resülünün, (Sallallahü aleyhi ve sellem) Allah yolunda sülük eden al ve ashabının üzerine olsun! Bilmelisin ki, fakirlik bu yüce tâifenin güzelliğidir. Arzülamasında iki dünya efendisine uyma hasleti mevcuddur. Allah sübhânehü ve teala kereminin kemalinden dolayı kullarının rızkını vermeyi tekeffül etmistir. Bizi ve sizi bunda tereddüt etmekten saklasın. Bir ailenin nüfüsu ne kadar çoğalırsa, rızıkları da, daha çok olur. Öyle ise, Hakk teala ve tekaddese´nin razı olduğu şeyleri düşünüp rızıkların derdini çekmeyip Allah´a havale etmek lâyık­tır. Rızkmızı bollaştırmasını, sizi bu sıkıntılı durumdan çıkarmasını, fa­kirliğin dolayısıyle ev ve ailenin kınamasından kurtarmasını dünya ve âhirette rızıklandırmasını (aziz ve yüce) Allah´tan rica ederiz. Sonra, size Allah´tan korkmakla ona karşı takvalı bulunmakla tâaat edip kaza ve kaderine razı olmanızla, tavsiye ederim. Vakitlerinizi Allah´ın zikrin­de sarf etmeyi, velevki zevcenizle de olsa, cemâat ile namaz kılmayı, beş­bin vird çekmeyi, akşam ile yatsı zamana arasında râıbıta yapmayı bı­rakma.





Signing of RasitTunca
[Image: attachment.php?aid=107929]
Kar©glan Başağaçlı Raşit Tunca
Smileys-2
Reply


Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)